ABDULLAH4
Forum Yöneticisi
İnsanlar tek bir ümmetti
İslam ümmeti, aralarındaki suni sınırlar sebebiyle ayrı düşmüş, birbirine yabancılaşmış olsa da aslında tek bir anne babadan doğmuş gibi kardeştirler. (Hucurat: 10)
Zaten bütün insanlar, Hz. Âdem’in (aleyhisselam) evladı olmak bakımından kardeştir. Yalnız, insanların bir kısmı, kendisini kardeşlerinden üstün görmek üzere kavmiyetçi mitlerin peşine düşmüştür.
Kimisi mitolojik bir söylentiye, kimisi muharref bir itikada, kimisi de ideolojik bir anlayışa uyarak kendilerini diğer insanlardan farklı görür hale gelmiştir. Böylece anası-atası bir olan insanlık; sırf kibir ve kıskançlık illetinden dolayı, ayrılığa düşüp birbirinden uzaklaşmıştır.
“İnsanlar tek bir ümmetti. Aralarında ihtilaflar başlayınca, Allah onlara içlerinden müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi. Ve onlarla beraber kitap ve hikmeti gönderdi ki, ihtilaf ettikleri konularda aralarında hükmetsin. Hâlbuki o meselelerde anlaşmazlığa düşenler, kendilerine apaçık ayetlerimiz geldikten sonra, sırf aralarındaki haset yüzünden ihtilafa düşen Ehl-i Kitap’tan başkası değildi. Bunun üzerine Allah kendi izniyle, iman edenleri, onların hakkında anlaşmazlığa düştükleri hakka, ulaştırdı. Allah, dilediğini doğru yola iletir.” (Bakara; 213)
Ayeti kerimeden anladığımız kadarıyla, Kuran ı kerim’in gönderiliş hikmetlerinden biri de Yüce Rabbimizin insanlığı fikir ve inanç ihtilaflarından kurtarıp tekrar doğru yolda birleştirmek istemesidir. Bununla birlikte, insanların aslında nefisleri namına ayrılık çıkarıp düşmanlık besledikleri; inanç ve fikir çekişmelerinin çoğunlukla bahane olduğu açıktır.
“Eğer Rabbin dileseydi elbette bütün insanları tek bir ümmet yapardı. Ancak yine de ihtilaf edip duracaklardı.” (Hud; 118)
İslam ümmeti, aralarındaki suni sınırlar sebebiyle ayrı düşmüş, birbirine yabancılaşmış olsa da aslında tek bir anne babadan doğmuş gibi kardeştirler. (Hucurat: 10)
Zaten bütün insanlar, Hz. Âdem’in (aleyhisselam) evladı olmak bakımından kardeştir. Yalnız, insanların bir kısmı, kendisini kardeşlerinden üstün görmek üzere kavmiyetçi mitlerin peşine düşmüştür.
Kimisi mitolojik bir söylentiye, kimisi muharref bir itikada, kimisi de ideolojik bir anlayışa uyarak kendilerini diğer insanlardan farklı görür hale gelmiştir. Böylece anası-atası bir olan insanlık; sırf kibir ve kıskançlık illetinden dolayı, ayrılığa düşüp birbirinden uzaklaşmıştır.
“İnsanlar tek bir ümmetti. Aralarında ihtilaflar başlayınca, Allah onlara içlerinden müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi. Ve onlarla beraber kitap ve hikmeti gönderdi ki, ihtilaf ettikleri konularda aralarında hükmetsin. Hâlbuki o meselelerde anlaşmazlığa düşenler, kendilerine apaçık ayetlerimiz geldikten sonra, sırf aralarındaki haset yüzünden ihtilafa düşen Ehl-i Kitap’tan başkası değildi. Bunun üzerine Allah kendi izniyle, iman edenleri, onların hakkında anlaşmazlığa düştükleri hakka, ulaştırdı. Allah, dilediğini doğru yola iletir.” (Bakara; 213)
Ayeti kerimeden anladığımız kadarıyla, Kuran ı kerim’in gönderiliş hikmetlerinden biri de Yüce Rabbimizin insanlığı fikir ve inanç ihtilaflarından kurtarıp tekrar doğru yolda birleştirmek istemesidir. Bununla birlikte, insanların aslında nefisleri namına ayrılık çıkarıp düşmanlık besledikleri; inanç ve fikir çekişmelerinin çoğunlukla bahane olduğu açıktır.
“Eğer Rabbin dileseydi elbette bütün insanları tek bir ümmet yapardı. Ancak yine de ihtilaf edip duracaklardı.” (Hud; 118)