Üstad Bediüzzaman'a uzaklardan mektup;

memluk

Hatim Sorumlusu
Ayşenur Kahveci, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın 9'uncusunu düzenlediği Bediüzzaman Sempozyum’u uzaklardan yazmasının sızını bu sözlerle dile getirdi.



Üstadim

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın 9.sunu düzenlediği Bediüzzaman Sempozyumu'nu duymayan kalmamıştır sanıyorum.

Uzaklardan yazmak güzel olduğu kadar kötüymüş de..

Bu muazzam sempozyum hakkında sadece yazabilmek beni bir nebze rahatlatmış olsa da, üzgünüm orada olamadığım için.

Ancak internetten takip edebildiğim sempozyumda bulunabilmeyi nasıl da isterdim.

Muhteremlerle devlet büyüklerimi yanyana gördüğüm karelerde insanın gözyaşlarını tutabilmesi mümkün değil.

Üstad Bediüzzaman bizim bu kutlu günleri görebilmemiz için…ve tabi ahirette de kutlu günlere kavuşabilmemiz için…herbirimiz için teker teker çekti tüm sıkıntıları.

Bugunkü muhteşem manzara karşisında Üstad’a olan bu minneti her an hissediyor insan.

Bir yandan da yüreğim burkuluyor, O kışta geldi, biz baharda.

İşkenceleri, acıları O çekti, meyveleri biz yiyoruz şu anda.

Bediüzzaman’ın bizler için yaptığı bu hadsiz fedakarlıklarına karşilık nurları yeryüzünde sahipsiz bırakmamak bizim asli vazifemiz olmalı elbette.

Bediüzaman sempozyumunda insan bunu hissediyor gerçekten.

Onca kişi bu kutsi emanete sahip çikiyor sempozyuma katılarak.

Aziz Üstadim!

Ruhun şad, mekanın cennet olsun.

Yattığın toprak nur, komşun Habibullah olsun.

Senin çektigin sıkıntılar, acılar, sancılar…

Biliriz kendin için canını acıtmadılar.

Sen; "Gözümde ne cennet sevdası var, ne cehennem korkusu.Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.Kur’an’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa cenneti de istemem, orası da bana zindan olur.

Milletimizin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur" diyebilen bir ruhsun.

Ey büyük ruh! Ruhun şad olsun.

Bugün dünyanın her yerinden bir sürü insan geliyor seni anlamak için.

Binlerce insan akın akın akıyor Risale-i Nur’ları anlamak için…

Vazife-i asliyesi Halik’ını tanımak ve bilmek olan insan, Risale-i Nur’lara koşuyor Rabbi’ni tanımak için.
Nurlara koşuyoruz çölde susuz kalmışlar gibi.

Ve de senin elinden içiyoruz suyumuzu kana kana

Aziz Üstadim!

Sen ahiretini dahi feda ettiğin davan için yola çikarken sırtını Rabbi’ne dayamış ve de kendini adamıştın.

Şimdi senin müjdelediğin günleri yaşiyoruz.

Hapishane köşelerinde kibrit kutularına yazdığın nurlar, şimdi yeryüzünün her yerine intişar etti, her tarafı aydınlatıyorlar.

Karanlık gecelerde, dipsiz kuyuların başinda bir ayağımızı atmışken tuttun nurları önümüze,aydınlattın yolumuzu.

Niceleri okuyor bugün, kaç dile tercüme ediliyor, dünyanın her yerinde her milletten nur talebeleri yetişiyor.

Demiştin ya;

“Ümitvar olunuz, şu istikbal inkilabı içinde en yüksek gür sada İslamın sadası olacaktır.”

İslamın sadası yükseliyor, yeryüzünün heryerinden İslamın sadası duyuluyor.

Ümitvariz,küfrün beli kırılıyor.


haber7
 

ebrar172

Well-known member
Hapishane köşelerinde kibrit kutularına yazdığın nurlar, şimdi yeryüzünün her yerine intişar etti, her tarafı aydınlatıyorlar.


***

ümitvar olmak budur ve ümitsizlik bu yüzden haramdır.
ne kadar iyimsersin ne kadar hayalperestsin diyen insanlara olsun bu yazı..
olmaz yoktur alemde ElhamdülillahiRabbilAlemin..

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın...


 
Üst