Konuya cevap cer

Yine bir seferinde Üstadı Emirdağ'da ziyâret etmiştim. Üstad bana kitapların basım ve cildi için 2500 lira para verdi. 'Bu parayı hizmete ebeveynin verdi' dedi. O gün Üstadı Emirdağ'da ziyaret ettikten sonra Ankara'ya dönmek için O gün Eskişehir'e geldim. Eskişehir'de yedek subaylığını Ankara'da yaparken sık sık yanımıza gelen Erhan Arbatlı'ya uğradım. Erhan bana, 'Bu gece burada kal, yarın gidersin' dedi. Ben de o gece Eskişehir'de kaldım. Sabah namazından sonra Üstad'ın Eskişehir'e geldiğini öğrendik. Erhan'la beraber Eskişehir'deki odun pazarında bulunan Abdülvahit Ağabeyin evine giden Üstadı ziyarete gittik. Kapıyı çaldık, açtılar. Üstada talebelerinden biri, 'Türkmenoğlu ziyârete geldi' dedi. Üstad tanımadığını beyan etti. Şaşırmıştım. Oda kapısı açıktı, yavaşça içeri girdim. 


Üstadın elini öpmek için yanına yaklaştım ve elini öpmek için eğildiğimde, enseme bir tokat indi. Üzülmüştüm, olduğum yerde yere çöktüm. Üstad üzüldüğümü hissetti. Hatamı anladım. Ankara'ya bir gün gitmemekle hizmeti aksatmış, dolayısı ile Risalelerin çıkmasının gecikmesine sebep olmuştum. Üstad Hazretleri Risalelerin bir an önce çıkmasını herşeyden ehemmiyetli görüyordu.


"Ankara'daki matbaa işi ekseriyetle üzerimde idi. M. Emin Birinci hapisten sonra Ankara'ya dönmemişti. Rahmetli Atıf Ural da bazı sebeplerden dolayı hizmetini iyice azaltmıştı.


"Benim de Ankara'ya bir gün geç dönmem hizmetin aksamasına neden olabilirdi. Ondan dolayı Üstadın tokadına maruz kalmıştım. Üstad çok üzüldüğümü görünce benim gönlümü aldı.


"Benim dört Mustafam var' diye bana taltifli sözler söyledi.


"Üzüntüm zail olmuştu. Konuşma biter bitmez, 'Hemen Ankara'ya dön' dedi.


MUSTAFA CAHİD TÜRKMENOĞLU


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst