üstad hazretlerinin bayram tebrikleri

uður1

Well-known member
[FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]ÜSTAD HAZRETLERİNİN BAYRAM TEBRİKLERİ[/FONT][FONT=&quot][/FONT][FONT=&quot]
Aziz, sıddık, sarsılmaz, sebatkâr, fedakâr kardeşlerim!

Evvelâ: [/FONT][FONT=&quot]وَ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]الْفَجْرِ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]وَ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]لَيَالٍ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]عَشْرٍ[/FONT][FONT=&quot] senasına mazhar o gecelerinizi ve bayramınızı ruh u canımla tebrik ederim.

hacıların o kudsî farizayı ve din-i İslâm’ın kudsî ve semavî kongresi hükmünde olan bu hacc-ı ekberi büyük bir bayramın arefesi noktasında olarak bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz.

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Evvelâ: Sizin leyali-i aşere olan mübarek o geçmiş gecelerinizi ve kudsî bayramınızı ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Cenab-ı Hak, rahmet ve keremiyle ve hıfz u himayetiyle ve tevfik ve hidayetiyle, Risale-i Nur’un tab’ ve intişarına ve Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın tevafuklu tab’ına sizleri muvaffak eylesin, âmîn!

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Ruh u canımızla mübarek bayramınızı tebrik ediyoruz. İnşâallah âlem-i İslâm’ın da büyük bir bayramına yetişirsiniz. Cemahir-i Müttefika-i İslâmiye’nin kudsî kanun-u esasiyelerinin menbaı olan Kur’an-ı Hakîm, istikbale tam hâkim olup beşeriyete tam bir bayramı getireceğine çok emareler var.

Aziz, sebatkâr, fedakâr, sıddık kardeşlerim!

Evvelâ: Gelecek bayramınızı tebrik ederim. [/FONT][FONT=&quot]وَالْفَجْرِ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]وَ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]لَيَالٍ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]عَشْرٍ[/FONT][FONT=&quot] kasem-i Kur’aniyle fevkalâde kıymetleri tahakkuk eden o mübarek gecelerde ve seherlerde mübarek kardeşlerimin mübarek duaları hem bana, hem ehl-i imana çok bereketli ve nurlu olmasını rahmet-i Rahman’dan niyaz ederim.

Aziz, sıddık, muktedir, müteyakkız kardeşlerim!

Sizin mübarek leyali-i aşerenizi ve Kurban Bayramınızı tebrik ederiz.[/FONT]
[FONT=&quot] TEŞRİK TEKBİRLERİNİN MAHİYETİ HAKKINDA[/FONT]
[FONT=&quot]
Kurban bayramının birinci gününe yevm-i nahir, diğer üç gününe ise eyyâm-ı teşrik denir. Bayramdan evvelki güne ise yevm-i arefe (arefe günü) denir ki Zilhicce`nin 9. günü olmaktadır. Ramazan bayramında arefe yoktur. Arefe gününün sabah namazından itibaren bayramın 4. günü ikindi namazına kadar 23 vakit farz namazını müteâkip birer defa

[/FONT][FONT=&quot]اَللّهُ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]اَكْبَرُ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]اَللّهُ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]اَكْبَرُ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]لاا[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]اِلهَ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]اِلاَّ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]اللّه[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]وَاللّهُ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]اَكْبَرُ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]اَللّهُ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]اَكْبَرُ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]وَلِلّهِ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]الْحَمْدُ[/FONT][FONT=&quot]

Allahü Ekber Allâhü Ekber Lâ ilâhe İllâllahü Vallâhü Ekber, Allâhü Ekber ve Lillâhi`l-Hamd şeklinde tekbir alınır. Bunlara teşrik tekbirleri denir. Teşrik tekbirleri fakîhlerin çoğuna göre, namaz kılmakla mükellef herkes için vâcibtir. Sünnettir diyenler de vardır. Teşrik tekbirleri günlerinde namazı kazaya kalan bir kimse, bu namazları yine teşrik günlerinde kılarsa tekbirleri de kaza eder. Teşrik günlerinden sonra kıldığında ise, teşrik tekbirlerinin kazâsı gerekmez. Kadınlar teşrik tekbirlerini gizli olarak getirirler.

TEŞRİK TEKBİRLERİNİN EHEMMİYETİ HAKINDA ÜSTADIMIZIN BEYANI

Bu makam yazıldığı zaman Kurban Bayramı geldi. “Allahü Ekber” “Allahü Ekber” “Allahü Ekber”ler ile nev’-i beşerin beşten birisine, üçyüz milyon insanlara birden “Allahü Ekber” dedirmesi; koca küre-i arz, büyüklüğü nisbetinde o “Allahü Ekber” kelime-i kudsiyesini semavattaki seyyarat arkadaşlarına işittiriyor gibi, yirmibinden ziyade hacıların Arafat’ta ve îd’de beraber birden “Allahü Ekber” demeleri, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın binüçyüz sene evvel âl ve sahabeleriyle söylediği ve emrettiği “Allahü Ekber” kelâmının bir nevi aks-i sadâsı olarak rububiyet-i İlahiyenin “Rabb-ül Ardı ve Rabb-ül Âlemîn” azamet-i ünvanıyla küllî tecellisine karşı geniş ve küllî bir ubudiyetle bir mukabeledir, diye tahayyül ve hiss ve kanaat ettim.[/FONT]
[FONT=&quot] AREFE GÜNÜ BEŞ YÜZ İHLAS-I ŞERİF OKUMA HAKKINDA[/FONT]
[FONT=&quot]
Aziz, mübarek kardeşlerim!

Pek çok selâm… Bizim memlekette eskide arefe gününde bin İhlas-ı Şerif okurduk. Ben şimdi bir gün evvel beşyüz ve arefede dahi beşyüz okuyabilirim. Kendine güvenen, birden okuyabilir. Ben gerçi sizleri göremiyorum ve hususî herbirinizle görüşmüyorum, fakat ben ekser vakitler, dua içinde herbirinizle bazan ismiyle sohbet ederim.

HACDAKİ KÜLLİ İBADET MANASI

DÖRDÜNCÜ ŞUA: İşte ey tenbel nefsim! Bir nevi Mi’rac hükmünde olan namazın hakikatı; sâbık temsilde bir nefer, mahz-ı lütuf olarak huzur-u şâhaneye kabulü gibi; mahz-ı rahmet olarak Zât-ı Celil-i Zülcemal ve Mabud-u Cemil-i Zülcelal’in huzuruna kabulündür. “Allahü Ekber” deyip, manen ve hayalen veya niyeten iki cihandan geçip, kayd-ı maddiyattan tecerrüd edip bir mertebe-i külliye-i ubudiyete veya küllînin bir gölgesine veya bir suretine çıkıp, bir nevi huzura müşerref olup, [/FONT][FONT=&quot]اِيَّاكَ[/FONT][FONT=&quot] [/FONT][FONT=&quot]نَعْبُدُ[/FONT][FONT=&quot] hitabına (herkesin kabiliyeti nisbetinde) bir mazhariyet-i azîmedir. Âdeta, harekât-ı salâtiyede tekrarla “Allahü Ekber” “Allahü Ekber” demekle kat’-ı meratibe ve terakkiyat-ı maneviyeye ve cüz’iyattan devair-i külliyeye çıkmasına bir işarettir ve marifetimiz haricindeki kemalât-ı kibriyasının mücmel bir ünvanıdır. Güya herbir “Allahü Ekber” bir basamak-ı mi’raciyeyi kat’ına işarettir. İşte şu hakikat-ı salâttan manen veya niyeten veya tasavvuren veya hayalen bir gölgesine, bir şuaına mazhariyet dahi, büyük bir saadettir.

İşte hacda pek kesretli “Allahü Ekber” denilmesi, şu sırdandır. Çünki hacc-ı şerif bil’asale herkes için bir mertebe-i külliyede bir ubudiyettir. Nasılki bir nefer, bayram gibi bir yevm-i mahsusta ferik dairesinde bir ferik gibi padişahın bayramına gider ve lütfuna mazhar olur. Öyle de: Bir hacı, ne kadar ami de olsa, kat’-ı meratib etmiş bir veli gibi umum aktar-ı arzın Rabb-ı Azîmi ünvanıyla Rabbine müteveccihtir. Bir ubudiyet-i külliye ile müşerreftir. Elbette hac miftahıyla açılan meratib-i külliye-i rububiyet ve dûrbîniyle nazarına görünen âfâk-ı azamet-i uluhiyet ve şeairiyle kalbine ve hayaline gittikçe genişlenen devair-i ubudiyet ve meratib-i kibriya ve ufk-u tecelliyatın verdiği hararet, hayret ve dehşet ve heybet-i rububiyet “Allahü Ekber” “Allahü Ekber” ile teskin edilebilir ve onunla o meratib-i münkeşife-i meşhude veya mutasavvire ilân edilebilir. Hacdan sonra şu manayı, ulvî ve küllî muhtelif derecelerde bayram namazında, yağmur namazında, husuf küsuf namazında, cemaatle kılınan namazda bulunur. İşte şeair-i İslâmiyenin velev sünnet kabîlinden dahi olsa ehemmiyeti şu sırdandır.[/FONT][FONT=&quot][/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]

 

uður1

Well-known member
Günün Tarihi: Kurban Bayramı Arefesi
"Bugün Sabah Namazında Teşrik Tekbirleri Başladı."
Ümmeti İçin Kurban Kesen Peygamber!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Biz, her ümmete (Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık.” (Hac, 34)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini, sevabını Allah’tan umarak ibadetle ihya edenlerin kalbi, bütün kalplerin öldüğü günde ölmeyecektir.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 68)
Peygamber Efendimiz, Zilhicce ayının onuncu günü bayram namazını kıldırdıktan sonra müslümanlara kurban kesmelerini emretti. Peygamber Efendimiz, Medîne’de on yıl kaldı ve her sene kurban kesti.
Allah Rasûlü kurbanı çift keser, birisini kurban kesemeyen ümmeti için, diğerini de hem kendisi hem de ev halkı için keserdi.
Haneş (ra) der ki:
“Hz. Ali’yi, iki koç kurban ederken gördüm:
-Niçin böyle yapıyorsun? dedim.
-Rasûlullâh (sav) vefatından sonra kendisi için de kurban kesmemi bana vasiyet buyurmuştu. İşte ben O’nun vasiyetini yerine getirmek üzere kesiyorum! Bundan sonra da kesmeye devâm edeceğim! dedi. (Ebû Dâvûd, Edâhî, 1-2/2790; Ahmed, I, 107)
Teşrik Tekbiri
Kurban Bayramı’nın Arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, 23 vakitte, yalnız başına veya cemaatle kılınan farz namazlarının arkasından birer defa:
“Allahu ekber Allahu ekber, La İlahe illallahu va’llahu ekber, Allahu ekber ve lillahi’l Hamd”
Diyerek tekbir getirmek, erkek-kadın, imam-cemaat, mükim-misafir her müslümana vaciptir. Buna teşrik tekbiri denir.
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
et-Tevvâb: Kendisine yönelen kullarının günahlarını affeden, tövbelerini kabul eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Maddi durumu olmayan ümmeti için kurban kesen Peygamberimiz’in ahlakıyla ahlaklanmayı Cenâb-ı Hak cümlemize nasip etsin. Çevremizde Kurban kesmeye gücü olmayanlara Kurbanlarımızdan ikramda bulunalım.
Lügatçe
ihya: Yeniden canlandırma.

 

uður1

Well-known member
Resim: http://3.bp.blogspot.com/_jTrz6HMEgqE/TIZVbBi6V7I/AAAAAAAAD9A/bUIfQKBudhQ/s400/besmele.jpg



*"Allahü teâlâdan başka ilâh yoktur. O birdir. Eşi ortağı yoktur.

Mülk, O'na âittir. Hamd, O'na mahsustur...

Ey Allahım! Kabir azâbından, kalbin vesvesesinden, işlerin dağınıklığından sana sığınırım!

Ey Allahım! Rüzgârların getirdiği âfetin şerrinden sana sığınırım!

Ey Allahım, gözümde bir nûr, kulağımda bir nûr, kalbimde bir nûr yarat!

Ey Allahım, göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır!

Ey Allahım! Kalbe vesvese veren şeytandan, işlerin karışıklığından, kabir fitnesinin şerrinden,

gecenin getirdiği şeylerin şerrinden, gündüzün getirdiği şeylerin şerrinden,

korkunç rüzgârların getirdiği âfetlerin şerrinden, zamanın nöbet nöbet gelen mihnet ve

belâlarının şerrinden sana sığınırım!

Ey Allahım, sağlığın hastalığa çevrilmesinden, birden bire gelip çatacak azâbından ve

bütün gazâbından sana sığınırım!

Ey Allahım! Beni hidâyetine ulaştır. Geçmişimi, geleceğimi bağışla!

Ey başvurulacakların en hayırlısı! Kendisinden istenilenlerin en keremlisi, en çok vereni!

Ey Allahım! Sen, sözümü işitiyor, yerimi görüyor, gizli, açık neyim var ise biliyorsun.

İşlerimden hiç biri sana gizli değildir. Ben çâresizim, yoksulum.

Senden yardım ve eman diliyorum.

Korkuyorum. Kusurlarımı îtirâf ediyorum. Bir çâresiz, senden nasıl isterse, ben de öyle istiyorum.

Zelîl bir günahkar, sana nasıl yalvarırsa, ben de öyle yalvarıyorum.

Yüce huzûrunda boynunu bükmüş, senin için gözlerinden yaşlar boşanan,

senin uğrunda bütün varlığını zelîl eden,

senin için burnunu topraklara sürten bir kulun sana nasıl duâ ederse, ben de öyle duâ ediyorum!

Ey Rabbim! Duâmı kabûl buyurmaktan beni mahrûm eyleme.

Bana Raûf ve Rahîm ol!

Ey istenilenlerin en hayırlısı ve verenlerin en keremlisi!..

Ben, sana her an muhtâcım. Senin ise, bana hiç ihtiyâcın yok.

Sen, ancak yaratanım olarak beni bağışlar, affedersin.

Ey duâcıların duâlarını kabûl eden!

Ey ümit bağlananların en üstünü!

İslâmiyet ve Muhammed (aleyhisselâm) üzerindeki himâyen hürmetine sana yöneliyorum.

Benim bütün suçlarımı bağışla! Beni şu durduğum yerden bütün hâcetlerimi yerine getirmiş,

dileklerimi ihsân buyurmuş, temennilerimi gerçekleştirmiş olarak döndür!..

Ümîdimiz, yüce katındaki sevab ve mükâfâta nâil olmaktır.

Ümîdimizi boşa çıkarma Allahım!"



Âmîn... Âmîn... Âmîn...*
***************
 
Üst