Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Hulusi Yahyagil
Üstad hazretlerinin talebesi Emekli Albay merhum Hulusi YAHYAGİL
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Sergerdan" data-source="post: 49918" data-attributes="member: 2492"><p>Hulûsi Bey'in bir fıkrasıdır.)</p><p></p><p> </p><p></p><p> Aziz Üstad, Müşfik Kardeş, Muhterem Mücâhid!</p><p></p><p> </p><p></p><p> Son iki hafta içinde, iki defada vürûd eden Yirmi Dokuzuncu Mektubun Altıncı Kısmı ile Kenzü'l-arş Duasının feyzinden gelen bir nükte-i Kur'âniye ve Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Kısmının Sekizinci Remzî ve Altıncı Remzi isimlerini taşıyan mu'ciznümâ eserleri aldım.</p><p></p><p> </p><p></p><p> Birinci mektub, hasbe'l-beşeriye çok sıkıldığım bugünün hemen saatinde elime geçti. Evet, gözlerim böyle bir nur'a, aklım böyle bir derse, hasta vücudum böyle bir ilâca, muzdarib ruhum böyle bir teselliye, nihayet zâlim nefsim böyle bir mânevî terbiyeye çok muhtaç olduğu bir zamanda bu eserin yetişmesi, hem hakikatte üç gün sonra postaya verilen ikinci eserden dokuz gün evvel gelmesi, kat'iyetle gösteriyor ki; bu iş kendi kendine veya tesadüfî olmuş değil. Belki gelmiş değil, gönderilmiş. Yetişmiş değil, yetiştirilmiş. Maksadsız değil, bu hizmete koşturulmuş. Hattâ bir dest-i gaybî tarafından en lüzumlu bir anda, en muhtaç ve Kur'ân hâdimlerinin en zaîfi, en âcizi, en liyâkatsızı, en zebunu bulunan bu biçare kardeşinize mahz-ı eser-i Rahmet ve inâyet olarak sunulmuştur.</p><p></p><p> </p><p></p><p>اَلْحَمْدُ ِللّهِ هذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّي</p><p></p><p> </p><p></p><p> Yirmi Dokuzuncu Mektubun Altıncı Kısmını pederim, Fethi Bey, Hoca Abdurrahman ve diğer bir zat hâzır iken, geçen cuma okudum. Ben bir kaç defa sırf kendi hesabıma mütalâa ettim. Okuyacak ve okunması icab edecek mahdut zevâtın da inşâallah istifadesine çalışacağım. Bu nurlu eserler hem okşamak, hem korkutmak gibi iki zıd te'siri hâizdir. İnsanlara bu iki vâsıtadan birinin müessir olacağı da şüphesizdir. İşte bu hakikatı göz önünde bulunduran</p><p></p><p> </p><p></p><p>(Sh: B-113)</p><p></p><p> şerâit-i îmandaki esaslara müşabih bir tarzda, Kur'ân-ı Hakîmin tilmizlerini ve hâdimlerini hakikaten îkaz ediyor ve aldanmamaları için altı esası kendilerine bihakkın ders veriyorsunuz:</p><p></p><p> </p><p></p><p> l- Hubb-u câh yerine, Allah'a imanın bir mânası olan Rızâ-i İlâhî'yi...</p><p></p><p> </p><p></p><p> 2- Havf ve vehim yerine kadere îmanı...</p><p></p><p> </p><p></p><p> 3- Hırs ve tama' yerine اِنَّ اللّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ اْلمَتِينُ Âyet-i Celîlesi delâletiyle, Kur'ân'a kütüb-ü İlâhiyeye imanı.</p><p></p><p> </p><p></p><p> 4- Menfî milliyetçilik hissi yerine bütün cin ve inse mürsel, Nebiyy-i Efham (sallâllahu teâla aleyhi ve sellem) Efendimiz Hazretlerinin mesleğini;</p><p></p><p> </p><p></p><p>اِنَّمَا اْلمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ ve وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُوا</p><p></p><p>gibi âyât-ı mübarekeyi derhatır ettirmek suretiyle Peygamberlere îmanı...</p><p></p><p> </p><p></p><p> 5- Enâniyet yerine, acze... noksanımızı itiraf ve Kur'ân'ın tereşşuhatının neşr ve muhafazası bâbında hissemize düşen hizmeti yapmak ve hizmetle mükellef olduğumuzu bilerek neticeyi hesaplamamak. Yani bir nevi beşeriyetten çıkmak. Kütüb ve Suhuf-ı enbiyâyı inzâle vasıta olan melâikeye benzemek suretiyle meleklere îmanı...</p><p></p><p> </p><p></p><p> 6- Tenbellik ve tenperverlik yerine vazifedarlık... Kudsî ve her saatı bir gün ibadet yerine geçecek kıymette olduğuna şüphe edilmemek lâzım gelen Kur'ânî hizmete vakit bırakmayacak hallere karşı, bu hizmetin ulviyetini dahi düşünerek elden çıkmazdan evvel gözü dört açmayı, yâni ölmezden evvel hayatın kadrini bilmek gibi, kat'î bir lisanla âhirete îmanı delâleten, remzen, işâreten sarahaten ders veriyorsunuz ve ikaz lütfunda bulunuyorsunuz.</p><p></p><p> </p><p></p><p> Allah-ü Zülcelâl Hazretleri sizden ebeden râzı olsun ve ümmet-i merhume-i Muhammediyeyi (A.S.M.) dalâletten kurtarmak ve şehrâh-ı Kur'ân'a delâlet eylemek hususundaki ihlâslı mücâhede ve</p><p></p><p>(Sh: B-114)</p><p></p><p> hizmetinizde dâim ve muvaffak buyursun; âmîn... bihürmeti Seyyidilmürselîn.. ve bihürmeti Kur'âni'l-Mübîn...</p><p></p><p> </p><p></p><p> </p><p></p><p> "Kenzü'l-Arş duasının feyzinden gelen bir nükte-i Kur'âniye" serlevhalı eserle, Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Kısmının Sekizinci Remzindeki füyûzât, tarif ve tavsif edilmeyecek âlî ve müstesna bir vaziyettedirler.</p><p></p><p> </p><p></p><p> Birincide: Bütün hurufât-ı Kur'âniyenin aded itibariyle işâret ve îzah buyurulan tevâfukları, garîk-ı beht ve hayret etti. Dört küçük sûredeki hurufâtın tevâfukat veçhine kısmen işâret eden ikinci eser: Hakka ki mu'ciznümâdır. Nebiyy-i Âhirzaman, medâr-ı fahr-i cihan, sebeb-i hilkat-i ekvân ve nüzûl-i Kur'ân, peygamberimiz Muhmmed Mustafa (Sallâllahu teâlâ aleyhi ve âlihi ve eshâbihi ve ezvâcihi) Efendimiz Hazretlerinin eser-i hikmet ve rahmet olarak, şimdiye kadar mahfî kalmış mu'cizelerinden i'câz-ı Kur'ân'a taallûk eden ve gaybî tevâfuk nâmiyle sevgili üstadımız tarafından mevki-i intişara vaz'olunan bu emsalsiz eserlere karşı duyduğum mânevî zevk ve feyzin binden birini bile arz edemeyeceğim. Ve mazhar olduğumuz bu kadar azîm niam-ı İlâhiyeye ve Kerem-i Sübhaniyeye karşı şükürden âcizim.</p><p></p><p> </p><p></p><p>اَللّهُمَّ حَصِّلْ مُرَادَنَا وَ مَقْصُودَ اُسْتَادِنَا سَعِيدِ النُّورْسِى بِحُرْمَةِ حَبِيبِكَ الْمَكِّىِّ الْمَدَنِىِّ الْهَاشِمِىِّ الْقُرَيْشِيِّ</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Sergerdan, post: 49918, member: 2492"] Hulûsi Bey'in bir fıkrasıdır.) Aziz Üstad, Müşfik Kardeş, Muhterem Mücâhid! Son iki hafta içinde, iki defada vürûd eden Yirmi Dokuzuncu Mektubun Altıncı Kısmı ile Kenzü'l-arş Duasının feyzinden gelen bir nükte-i Kur'âniye ve Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Kısmının Sekizinci Remzî ve Altıncı Remzi isimlerini taşıyan mu'ciznümâ eserleri aldım. Birinci mektub, hasbe'l-beşeriye çok sıkıldığım bugünün hemen saatinde elime geçti. Evet, gözlerim böyle bir nur'a, aklım böyle bir derse, hasta vücudum böyle bir ilâca, muzdarib ruhum böyle bir teselliye, nihayet zâlim nefsim böyle bir mânevî terbiyeye çok muhtaç olduğu bir zamanda bu eserin yetişmesi, hem hakikatte üç gün sonra postaya verilen ikinci eserden dokuz gün evvel gelmesi, kat'iyetle gösteriyor ki; bu iş kendi kendine veya tesadüfî olmuş değil. Belki gelmiş değil, gönderilmiş. Yetişmiş değil, yetiştirilmiş. Maksadsız değil, bu hizmete koşturulmuş. Hattâ bir dest-i gaybî tarafından en lüzumlu bir anda, en muhtaç ve Kur'ân hâdimlerinin en zaîfi, en âcizi, en liyâkatsızı, en zebunu bulunan bu biçare kardeşinize mahz-ı eser-i Rahmet ve inâyet olarak sunulmuştur. اَلْحَمْدُ ِللّهِ هذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّي Yirmi Dokuzuncu Mektubun Altıncı Kısmını pederim, Fethi Bey, Hoca Abdurrahman ve diğer bir zat hâzır iken, geçen cuma okudum. Ben bir kaç defa sırf kendi hesabıma mütalâa ettim. Okuyacak ve okunması icab edecek mahdut zevâtın da inşâallah istifadesine çalışacağım. Bu nurlu eserler hem okşamak, hem korkutmak gibi iki zıd te'siri hâizdir. İnsanlara bu iki vâsıtadan birinin müessir olacağı da şüphesizdir. İşte bu hakikatı göz önünde bulunduran (Sh: B-113) şerâit-i îmandaki esaslara müşabih bir tarzda, Kur'ân-ı Hakîmin tilmizlerini ve hâdimlerini hakikaten îkaz ediyor ve aldanmamaları için altı esası kendilerine bihakkın ders veriyorsunuz: l- Hubb-u câh yerine, Allah'a imanın bir mânası olan Rızâ-i İlâhî'yi... 2- Havf ve vehim yerine kadere îmanı... 3- Hırs ve tama' yerine اِنَّ اللّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ اْلمَتِينُ Âyet-i Celîlesi delâletiyle, Kur'ân'a kütüb-ü İlâhiyeye imanı. 4- Menfî milliyetçilik hissi yerine bütün cin ve inse mürsel, Nebiyy-i Efham (sallâllahu teâla aleyhi ve sellem) Efendimiz Hazretlerinin mesleğini; اِنَّمَا اْلمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ ve وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُوا gibi âyât-ı mübarekeyi derhatır ettirmek suretiyle Peygamberlere îmanı... 5- Enâniyet yerine, acze... noksanımızı itiraf ve Kur'ân'ın tereşşuhatının neşr ve muhafazası bâbında hissemize düşen hizmeti yapmak ve hizmetle mükellef olduğumuzu bilerek neticeyi hesaplamamak. Yani bir nevi beşeriyetten çıkmak. Kütüb ve Suhuf-ı enbiyâyı inzâle vasıta olan melâikeye benzemek suretiyle meleklere îmanı... 6- Tenbellik ve tenperverlik yerine vazifedarlık... Kudsî ve her saatı bir gün ibadet yerine geçecek kıymette olduğuna şüphe edilmemek lâzım gelen Kur'ânî hizmete vakit bırakmayacak hallere karşı, bu hizmetin ulviyetini dahi düşünerek elden çıkmazdan evvel gözü dört açmayı, yâni ölmezden evvel hayatın kadrini bilmek gibi, kat'î bir lisanla âhirete îmanı delâleten, remzen, işâreten sarahaten ders veriyorsunuz ve ikaz lütfunda bulunuyorsunuz. Allah-ü Zülcelâl Hazretleri sizden ebeden râzı olsun ve ümmet-i merhume-i Muhammediyeyi (A.S.M.) dalâletten kurtarmak ve şehrâh-ı Kur'ân'a delâlet eylemek hususundaki ihlâslı mücâhede ve (Sh: B-114) hizmetinizde dâim ve muvaffak buyursun; âmîn... bihürmeti Seyyidilmürselîn.. ve bihürmeti Kur'âni'l-Mübîn... "Kenzü'l-Arş duasının feyzinden gelen bir nükte-i Kur'âniye" serlevhalı eserle, Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Kısmının Sekizinci Remzindeki füyûzât, tarif ve tavsif edilmeyecek âlî ve müstesna bir vaziyettedirler. Birincide: Bütün hurufât-ı Kur'âniyenin aded itibariyle işâret ve îzah buyurulan tevâfukları, garîk-ı beht ve hayret etti. Dört küçük sûredeki hurufâtın tevâfukat veçhine kısmen işâret eden ikinci eser: Hakka ki mu'ciznümâdır. Nebiyy-i Âhirzaman, medâr-ı fahr-i cihan, sebeb-i hilkat-i ekvân ve nüzûl-i Kur'ân, peygamberimiz Muhmmed Mustafa (Sallâllahu teâlâ aleyhi ve âlihi ve eshâbihi ve ezvâcihi) Efendimiz Hazretlerinin eser-i hikmet ve rahmet olarak, şimdiye kadar mahfî kalmış mu'cizelerinden i'câz-ı Kur'ân'a taallûk eden ve gaybî tevâfuk nâmiyle sevgili üstadımız tarafından mevki-i intişara vaz'olunan bu emsalsiz eserlere karşı duyduğum mânevî zevk ve feyzin binden birini bile arz edemeyeceğim. Ve mazhar olduğumuz bu kadar azîm niam-ı İlâhiyeye ve Kerem-i Sübhaniyeye karşı şükürden âcizim. اَللّهُمَّ حَصِّلْ مُرَادَنَا وَ مَقْصُودَ اُسْتَادِنَا سَعِيدِ النُّورْسِى بِحُرْمَةِ حَبِيبِكَ الْمَكِّىِّ الْمَدَنِىِّ الْهَاشِمِىِّ الْقُرَيْشِيِّ [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Hulusi Yahyagil
Üstad hazretlerinin talebesi Emekli Albay merhum Hulusi YAHYAGİL
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst