Tahiri Mutlu Ağabeyin Tesbihattaki Hassasiyeti
Muhterem Mehmed Özdemir beyefendi, Üstad Bediüzzaman’ın talebelerinden takvanın canlı misali merhum Tahiri Mutlu ağabey ile alakalı şu enfes hatırayı anlattı; “1974–75 yılları, eserleri yeni tanıdığımız yıllar Manisa Salihli’de yatılı olarak okuyoruz., dershaneye gidip geliyoruz.
Yine böyle üç arkadaş dershanede bulunduğumuz bir esnada bir misafir gelmişti. Heybetli bir ağabey..Kaşları ile hemen dikkat çeken bir zat.Tahiri ağabey olduğunu sonradan öğrendik. Ağabey herhalde bir akrabasını ziyarete giderken uğramış.
Fazla kimse yoktu. İkindi namazı vakti geldi. Hemen namaza durduk. Namazı kıldıktan sonra tesbih çekilecek. Elindeki tesbihi, tesbihi olmayan bir kardeşe verdi. Cebinden ikinci bir tesbih çıkardı.
Namazdan sonra şu ifadeyi kullandı;
“Kardeşler, bu büyük bir hazinenin 33 dişli bir anahtarıdır. Ne otuz ikisi açar, ne otuz dördü açar. Tam sayısında yapmak lazım. Ve tesbihi alelusul sub.. sub.. sub.. diye hızlı çekmeyin. Subhanallah.. Subhanallah..
(Sanki benim âlemimde şöyle canlandı; bir tesbih tanesini alıp diğer tarafa geçirirken bir dünyayı alıp öbür tarafına geçiriyor gibi yapmak lazım) diye çekiniz” dedi.