Peygamber efendimizin vârisleri, vekîlleri olan âlimlere olan i'timâdi sarsmak için, Ingilizler asirlardir, Islâm âlimlerinin kitaplarinda uydurma hadîs olabilecegini telkîn etmeye çalismislar, bunda da oldukça basari sagladiklari, bir çok genci zehirledikleri anlasilmaktadir.
Bir müctehid, baska bir müctehide hatâ ettin demez. (Ictihâd ictihâd'la nakzedilemez) [Mecelle m.16)
Dört mezhebde birbirinden farkli hükümler vardir. Fakat hiçbiri, digerini sapiklikla, hatâ etmekle ithâm etmemistir. Çünkü hadîs-i serîflerde buyuruluyor ki: (Âlimlerin farkli ictihâdlari, mezheblere ayrilmalari rahmettir.) [Beyhekî]
Hanefî ve Hanbelî'de gusülde agzin içini yikamak farz iken, Mâlikî ve Sâfiî'de farz degildir. Bunun için mezhebin birine dogru, ötekine yanlis denemez.
Her müctehidin bir hadîsten hüküm çikarmasi farklidir. Bir müctehidin sahîh dedigi bir hadîse, baska bir müctehid mevdû' diyebilir.
Muhaddis mevdu derse
Hadîs ilminde müctehid bir âlim, bir hadîse mevdû' derse, diger müctehidler buna sahîh diyebilir. Çünkü mevdû' diyen müctehid, bir hadîsin sahîh olmasi için lüzûm gördügü sartlari tasimiyan bir hadîs için, "Mezhebimin usûlünün kâidelerine göre mevdû'dur" der. Ya'nî bu sözün hadîs oldugu bence anlasilamamistir, der. Yoksa, "Bu söz, Peygamber efendimizin sözü degildir" demek istemez. Ayni hadîs için baska bir müctehid sahîhtir diyebilir. Sahîh oldugunu söyleyen müctehid ötekine, "Peygamber efendimizin bu sözüne nasil mevdû' dersin?" demedigi gibi, öteki de, "Bu uydurma söze sen nasil hadîs diyebilirsin?" demez. Diyelim ki, Süyûtî ve Zehebî gibi hadîs âlimleri, Imâm-i a'zâm ve Imâm-i Gazâlî hazretlerinin sahîh dedigi bir hadîse mevdû' dese, o hadîs, ancak bu iki zâta göre mevdû' sayilir. Hadisi bildiren imâmlara göre yine sahîhtir. Fakat Aclûnî, hadîs imâmlarinin bildirdigi hadîs-i serîflere mevdû derse, o hadîs mevdû olmaz.Peygamber efendimizin, mu'cize olarak gelecekten haber veren birçok hadîs-i serîfleri vardir. Bunlarin çogu çikti. (Uydurma hadîs çoktur, Kur'ân okuyalim) diyenlerin de çikacagini bildirerek buyurdu ki:
(Bir zaman gelir, beni tekzib edenler çikar. Söyle ki, kendisine benden bir hadîs söylenince, "Resûlullah böyle sey söylemez. Bunu birak, Kur'ândan söyle" der.) [Ebû Ya'lâ]
Eger herkes Kur'ân-i kerîmden hüküm çikarabilseydi, hadîs-i serîflere, Eshâb-i kirâma ve âlimlere ihtiyâç kalmazdi. Onun için Allahü teâlâ da, Peygamber efendimiz de âlimlere uymamizi emrediyor. Imâm-i Rabbânî hazretleri buyurdu ki:
(Hadîs-i serîflerle amel etmek, bize câiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne aykiri gibi görülen hadîs-i serîfler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve senet olamaz.) [Müj.Mek. 312]
Muhammed Hadimî hazretleri buyuruyor ki:
(Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdigi hükümdür.
Çünkü bizler, âyet ve hadîsten hüküm çikaramayiz. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadîse uymuyor gibi görünse de yanlis degildir. Bunun için tefsîr ve hadîs okumamiz uygun olmaz.) [Berîka s.94]
Uydurma hadis nakli
Imâm-i Gazâlî gibi büyük âlimlerin kitaplarinda uydurma hadîs oldugunu söyleyen Aclûnî' ve M.Semseddin Sehâvî Peygamber efendimizin ana-babasina kâfir diyen Aliyyül kâri ve benzerlerinin sözlerine aldanarak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarina dil uzatmak ve onlarin kitaplarinda uydurma hadîs var demekten sakinmalidir. Hiç bir Ehl-i sünnet âliminin kitabinda uydurma hadîs olmaz.
Islâm âlimleri, hadîs uydurmanin ve uydurulmus hadîsi nakletmenin vebâlinin büyüklügünü bildikleri için, Allahtan çok korktuklari için, tek kelime ile sâlih âlim olduklari için kitaplarina uydurma hadîs almazlar. Asagidaki hadîs-i serîfler hadîs âlimlerinin kitaplarindan alinmistir.
(Benden duydugunuz âyet ve hadisi teblig edin! Benî Isrâil'den bildirdiklerimi de söyleyin! Yalniz bana bilerek yalan isnat eden Cehennemdeki yerine hazirlansin!) [Buhârî]
(Iftirâcilarin en büyügü, söylemedigim bir sözü, bana isnat edip nakledendir.) [Beyhekî]
(Söylemedigim sözü, hadîs olarak bildiren veya Ku'âni kendi re'yi [görüsü] ile tefsîr eden, Cehennemde azâb görecektir.) [Tirmizî]
Bu hadîs-i serîfleri nakleden ve bilen bir âlim, nasil olur da kitabina uydurma hadîs alabilir? Yoksa uydurma hadîsi bilemiyecek kadar hâsâ câhil miydiler?
Bir müctehid, baska bir müctehide hatâ ettin demez. (Ictihâd ictihâd'la nakzedilemez) [Mecelle m.16)
Dört mezhebde birbirinden farkli hükümler vardir. Fakat hiçbiri, digerini sapiklikla, hatâ etmekle ithâm etmemistir. Çünkü hadîs-i serîflerde buyuruluyor ki: (Âlimlerin farkli ictihâdlari, mezheblere ayrilmalari rahmettir.) [Beyhekî]
Hanefî ve Hanbelî'de gusülde agzin içini yikamak farz iken, Mâlikî ve Sâfiî'de farz degildir. Bunun için mezhebin birine dogru, ötekine yanlis denemez.
Her müctehidin bir hadîsten hüküm çikarmasi farklidir. Bir müctehidin sahîh dedigi bir hadîse, baska bir müctehid mevdû' diyebilir.
Muhaddis mevdu derse
Hadîs ilminde müctehid bir âlim, bir hadîse mevdû' derse, diger müctehidler buna sahîh diyebilir. Çünkü mevdû' diyen müctehid, bir hadîsin sahîh olmasi için lüzûm gördügü sartlari tasimiyan bir hadîs için, "Mezhebimin usûlünün kâidelerine göre mevdû'dur" der. Ya'nî bu sözün hadîs oldugu bence anlasilamamistir, der. Yoksa, "Bu söz, Peygamber efendimizin sözü degildir" demek istemez. Ayni hadîs için baska bir müctehid sahîhtir diyebilir. Sahîh oldugunu söyleyen müctehid ötekine, "Peygamber efendimizin bu sözüne nasil mevdû' dersin?" demedigi gibi, öteki de, "Bu uydurma söze sen nasil hadîs diyebilirsin?" demez. Diyelim ki, Süyûtî ve Zehebî gibi hadîs âlimleri, Imâm-i a'zâm ve Imâm-i Gazâlî hazretlerinin sahîh dedigi bir hadîse mevdû' dese, o hadîs, ancak bu iki zâta göre mevdû' sayilir. Hadisi bildiren imâmlara göre yine sahîhtir. Fakat Aclûnî, hadîs imâmlarinin bildirdigi hadîs-i serîflere mevdû derse, o hadîs mevdû olmaz.Peygamber efendimizin, mu'cize olarak gelecekten haber veren birçok hadîs-i serîfleri vardir. Bunlarin çogu çikti. (Uydurma hadîs çoktur, Kur'ân okuyalim) diyenlerin de çikacagini bildirerek buyurdu ki:
(Bir zaman gelir, beni tekzib edenler çikar. Söyle ki, kendisine benden bir hadîs söylenince, "Resûlullah böyle sey söylemez. Bunu birak, Kur'ândan söyle" der.) [Ebû Ya'lâ]
Eger herkes Kur'ân-i kerîmden hüküm çikarabilseydi, hadîs-i serîflere, Eshâb-i kirâma ve âlimlere ihtiyâç kalmazdi. Onun için Allahü teâlâ da, Peygamber efendimiz de âlimlere uymamizi emrediyor. Imâm-i Rabbânî hazretleri buyurdu ki:
(Hadîs-i serîflerle amel etmek, bize câiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne aykiri gibi görülen hadîs-i serîfler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve senet olamaz.) [Müj.Mek. 312]
Muhammed Hadimî hazretleri buyuruyor ki:
(Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdigi hükümdür.
Çünkü bizler, âyet ve hadîsten hüküm çikaramayiz. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadîse uymuyor gibi görünse de yanlis degildir. Bunun için tefsîr ve hadîs okumamiz uygun olmaz.) [Berîka s.94]
Uydurma hadis nakli
Imâm-i Gazâlî gibi büyük âlimlerin kitaplarinda uydurma hadîs oldugunu söyleyen Aclûnî' ve M.Semseddin Sehâvî Peygamber efendimizin ana-babasina kâfir diyen Aliyyül kâri ve benzerlerinin sözlerine aldanarak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarina dil uzatmak ve onlarin kitaplarinda uydurma hadîs var demekten sakinmalidir. Hiç bir Ehl-i sünnet âliminin kitabinda uydurma hadîs olmaz.
Islâm âlimleri, hadîs uydurmanin ve uydurulmus hadîsi nakletmenin vebâlinin büyüklügünü bildikleri için, Allahtan çok korktuklari için, tek kelime ile sâlih âlim olduklari için kitaplarina uydurma hadîs almazlar. Asagidaki hadîs-i serîfler hadîs âlimlerinin kitaplarindan alinmistir.
(Benden duydugunuz âyet ve hadisi teblig edin! Benî Isrâil'den bildirdiklerimi de söyleyin! Yalniz bana bilerek yalan isnat eden Cehennemdeki yerine hazirlansin!) [Buhârî]
(Iftirâcilarin en büyügü, söylemedigim bir sözü, bana isnat edip nakledendir.) [Beyhekî]
(Söylemedigim sözü, hadîs olarak bildiren veya Ku'âni kendi re'yi [görüsü] ile tefsîr eden, Cehennemde azâb görecektir.) [Tirmizî]
Bu hadîs-i serîfleri nakleden ve bilen bir âlim, nasil olur da kitabina uydurma hadîs alabilir? Yoksa uydurma hadîsi bilemiyecek kadar hâsâ câhil miydiler?