Konuya cevap cer

İnsanın işlediği amellere güvenmesi, “Ben bu amelleri işledikten sonra artık cehenneme gitmem.” diyerek cennetini garanti görmesi dalalettir, yani İslam’a uymayan yanlış bir düşüncedir. Üstat hazretleri, “Dalâlet fikrîdir; zulümât kalbîdir; israf cesedîdir."(Sözler- Lemeât)  buyurmuşlardır.


İstikametten sapan her fikir ya ifrat veya tefrittir, her ikisi de yanlıştır ve dalaletin tarifine girer.

İnsan yaptığı iyiliklere sahip çıkamaz.


  “Sana bir güzellik isabet ederse bu Allah’tandır, bir kötülük isabet ederse o da nefsindendir.” âyet-i kerimesi bu gerçeği çok açık olarak  ders vermektedir (Nisa Sûresi,79 ).


İyilik ve güzelliğin Allah’tan olduğunu şöyle açıklayabiliriz: İmandan sonra en büyük güzellik olan namazı örnek verelim.  İnsan namaz kıldığı için kendini cennetlik göremez. Zira, onun namazdaki hissesi çok azdır. Evvela, namazı emreden Allah’tır. Namazın birinci şartı olan vakti getiren yine O’dur.


Mesela, ikindi namazını kılacaksak öğleden ikindiye kadar geçen süre içinde dünyayı döndürüp bizi ikindi vaktine ulaştıran Allah’tır. Namazda okuduğumuz sureleri inzal eden de O olduğu gibi, namaz kıldığımız bedenimizi yaratan da O’dur.


Bizim namazdaki hissemiz, sadece bir niyet meselesidir. Yani, irademizi namaz kılmamaya değil de kılmaya yönlendirmemizdir. Biz sadece bedenimizle değil, ciğerlerimize çektiğimiz havadan, bizi aydınlatan güneşe, üzerinde durduğumuz yer küresine kadar nice mahlukların yardımıyla namazımızı eda ediyoruz.


Bu haricî nimetlerin de hiçbirine nefsimiz sahip çıkamaz, hepsi Allah’ın birer ihsanıdır.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst