Yûnus aleyhisselam’ı, Kur'an'daki kıssasını ve o meşhur duasını bilirsiniz elbet
Ah ne müthiş bir duadır o, yüreği sarıp sarmalayan, serinleten
Aklı ve yüreği mi sadece? Hayır! O ikilinin emrindeki söz dinlemez her zerreyi, kulluğa iade eden
Öyle muazzam bir dua işte, hep dilimde, hep yüreğimde
Hep dostlara, “yandım!” diyenlere ilaç gibi sunduğum o muazzam iksir:
“Lâilâhe illâ Ente subhânek innî kuntu minezzâlimîn”
Yani;“Senden başka ilah yoktur.Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederim.Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum”
Kur’an’ın 10. suresi de, ol Resûl’ün adıyla Yûnus Suresi’dir, malumunuz efendim
Yûnus aleyhisselam’ın kıssası Kur’an’da çeşitli yerlerde geçer; Saffat, Enbiya ve Kalem Sûreleri’nde de O’ndan bahsedilir
Yunus aleyhisselam, halkı putperest olan Ninova Şehri’ne peygamber olarak gönderilmişti
Maalesef sadece iki kişi ona imân etti
Halbuki O’na Allah tarafından verilmişti o vazife ve O’nun izni olmadan ayrılmaması, sabretmesi gerekiyordu normalde
"Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma!” buyurularak, Rabbin bundan hoşnut olmadığı belirtilir
Daha sonra Yûnus aleyhisselam, o kızgınlıkla Ninova'dan ayrılmak için bir gemiye biner ve Rabbin hoşnutsuzluğu neticesinde zincirleme ilahi bir kurgu halinde gelişen olaylara bakınız ki bundan sonra;
Gemi batmaya yüz tutacak, bunun üzerine hafiflemesi için yolculardan birinin suya atılması gerekecek, kimin suya atılacağını tespit için kur'a çekilecek ve kur'a Yûnus aleyhisselam'a isâbet edecek
İşte efendim orada, tam balığın karnında, o simsiyah 3 karanlığın aleyhinde birleştiği o vakitte hatasını anlar Yûnus aleyhisselam
Kendini ve nefsini levmeder
O âh ki nasıl bir âh, yanmak ki nasıl bir yanmak?
Yer gök tesbih eder Yûnusca ve çağlar aşar sesi
Çağ çağ dolaşır, şu bahtsız vakitlerde yüreğime ulaşır;
“Lâilâhe illâ Ente subhânek innî kuntu minezzâlimîn”
Senden başka ilah yoktur ya Rabbi!
Seni birler, ancak seni tesbih ederim
Bildim ya Rabbi Sensin en yüce!
Sensin tapılmaya, ibadete en layık olan
Tüm taptıklarımı sildim bak, kapına geldim ya Rabbi!
Gözüm yaşlı, yüreğim mahzun, pişmanlıktan iki büklüm bedenim
Ah ya Rabbi! Ben seni, bir an da olsa umursamayarak “ben!” dedim
Ah ya Rabbi! Ben güya seni “Hiç”ledim, kendimi bilinmezlere attım.
Ah ya Rabbi yetiş! Ben nefsime zulmettim
Ah ya Rabbim yetiş! Ben zalimlerden oldum
Ben hiç utanmadım ya Rabbi, dairenden kendimi dışarı attım
Ah ya Rabbi! Bana ne desen haktır,
Ah ya Rabbi bu nedir ki?! Ne belalar yollasan müstehaktır!
Ama bilirim ki Rahman’sın, Rahim’sin
Bilirim ki Vedud’sun ya Rabbi! Tut n’olur, düşmesin şu serseri yüreğim!
Bilirim ki Ğafur’sun, Tevvâb’sın, Afuv’sun ötesi yok
Gözüm yaşlı yüreğim mahzun, iki büklüm bedenim
Affet Allah’ım Affet beni
Denizin karanlığından,
Gecenin karanlığından,
Balığın karanlığından,
Sana, Nur’una, Affı’na, Kucağına sığınırım
Her üçüne de hükmedensin Kudretli ve Hakim’sin
Çektim elimi, yüreğimi sebeplerden, tüm taptıklarımı sildim kapına geldim ya Rabbi!
Bilirim ki Vedud’sun ya Rabbi
Gözüm yaşlı yüreğim mahzun, pişmanlıktan iki büklüm bedenim
Affet Allah’ım n’olur affet beni
Böyle içten, böyle pişman, böyle candan yakarınca hiç Affetmez mi Yaradan?
Affetti ve bir bir kaldırdı karanlıklarını, selamet sahillerine ulaştırdı
" Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte biz iman edenleri böyle kurtarırız " -Enbiyâ- 88-
Burada bir ihtar var Yûnus aleyhisselam’ın şahsında bize, çağlara:
"Eğer tesbih edenlerden olmasaydı, kıyamete kadar onun karnında kalırdı"
-Saffat- 143-144-
Yûnus aleyhisselam’ın kıssasından alacağımız çok dersler var
“Ben ne yaptım?!”demeli
Hatamızı bilip, pişman olup, günahlarımıza tevbe etmeli, yürekten Allah’a sığınmalı
O’nu tesbih etmeli, bol bol istiğfar etmeli ve Yûnus aleyhisselam’ın bu duasını Yûnusca okumalı:“Lâilâhe illâ Ente subhânek innî kuntu minezzâlimîn”
İşte o zaman, bütün sebepleri elinde tutan, herşeye hükmü geçen Zat’ı bilip O’na yönelince aydınlanacak bizi sıkan boğan karanlıklar
Bir bir çözülecek kör düğümler
Olmaz sandıklarımız olacak, açılacak yollar
Geceler gündüze dönecek,
Bahar olacak kışlar
Yûnusca okumalı ama
Demek ki;
Allah varsa gam yok, telaş yok
Allah varsa umutsuzluk yok asla
Öyleyse ey nefsim;
Neden gidiyorsun ki başkasına?
Hiç gücü yetmeyen oncasına?
Hem zelil, hem de onursuz kulcasına?!
O’na git!
Ve ısrarla söyle kapısında iki büklüm:
“Lâilâhe illâ Ente subhânek innî kuntu minezzâlimîn”
Bak nasıl bir bir çözülecek kör düğümler
Olmaz sandıkların olacak, açılacak yollar
Geceler gündüze dönecek,
Bahar olacak kışlar, biiznillah.