yardım edermisiniz bana??

nerdeoeskiben

Yeni Üye
sevgili kardeşler

benim bi derdim var ben kendi kendime bi çaresini bulamadım. belki siz bulursunuz bana yardım edersiniz diye size danışmaya geldim.
sanırım ben dünyanın en cahil insanıyım. dünya da tek bir cahil var deseler sanırım o benim derim. çünkü bilginin ortasında yaşıyorum ama hiç birşey bilmiyorum. 2 çift göze sahibim ama görmüyorum. kulaklarım da sağlam ama duymuyorum. yaşayan bi ölü gibiyim.. aklımda tutumuyorum hiç bişeyi umursamıyorum ve daha önemlisi düşünemiyorum.
evet düşünemiyorum. düşünmem gerektiğini düşünemiyorum çoğu zaman. nefsime hakim olamıyorum. zaman çok bereketsizmiş gibi geliyor. hiç birşey yapmadan bakıyorum akşam olmuş. ne zamandır dua etmediğimi farkettim geçen gün. oysa ben böylemiydim.. hayata bi yerden tutunmak gerek diye düşünüyorum. bi başlasam kenarından bi tutunsam gerisi gelir diye düşünüyorum. ama o kenar neresi nerden başlamalıyım yeniden. nasıl dua etmeliyim . tekrar affedilirmiyim. eski masum saf temiz halime geri dönebilirmiyim. eskisi gibi düşünebilirmiyim.. derslerim de başarılı olabilir miyim eskisi gibi. çok geç olmadan kendimi daha fazla kaybetmeden ve daha önemlisi bu hayatı
kaybetmemişken birşeyler yapmalıyımm ama nee??

bu yazı için en uygun başlık burası diye düşündüm..
yorum ve düşüncelerinizi bekliyorum
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Değerli Kardeşim, insan olduğumuz için üzüntülerimiz ve sevinçlerimiz olacak, makamımızı bulunduğumuz noktayı elbette tartacağız. Ancak hastalığımızı öğrenmek ve bilmek kadar bunun tedavisi içinde gayret etmeliyiz. Aşağıda tavsiye isteyen bir kaç gençin aslında gençliğin vaveylası olan o bir kaç gençe Ustadımız Bediüzzaman Said Nursi nin onlar vasıtasıyla bütün gençliğe verdiği kalıcı reçeteyi okumakta fayda ver. Ve bu gibi hastalıklar kendiliğinden iyileşemeyeceğinden bu reçeteyi mutlak tatbik etmek gerekmektedir. Yoksa aşağıda da ifade edildiği gibi zarara kendi rızasıyla girene merhamet edilmez..

Cenâb-ı Hak bizi ve sizi bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin. Âmin.


[DIKKAT]İşte hayat böyledir. Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve ferâizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.

Sözler - Onüçüncü Söz
[/DIKKAT]


[BILGI]İşte, ey hayat-ı dünyeviyenin zevkine müptelâ ve endişe-i istikbal ile istikbalini ve hayatını temin için çabalayan biçareler! Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz, meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz. O keyfinize kâfidir. Haricinde ve gayr-ı meşru dairedeki bir lezzetin içinde bin elem olduğunu, sabık beyanatta elbette anladınız. Eğer mazi, yani geçmiş zamanın hadisatını sinema ile halihazırda gösterdikleri gibi, istikbaldeki ahval dahi, meselâ elli sene sonraki halleri bir sinema ile gösterilseydi, ehl-i sefahet şimdiki güldüklerine yüz binlerce nefrin ve nefret edip ağlayacaktılar.

Dünya ve âhirette ebedî ve daimî süruru isteyen, iman dairesindeki terbiye-i Muhammediyeyi (a.s.m.) kendine rehber etmek gerektir.

endOfSection.gif
endOfSection.gif


Birkaç biçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtardır.

Birgün yanıma parlak birkaç genç geldiler. Hayat ve gençlik ve hevesat cihetinden gelen tehlikelerden sakınmak için tesirli bir ihtar almak isteyen bu gençlere, ben de, eskiden Risale-i Nur’dan medet isteyen gençlere dediğim gibi, dedim ki:

Sizdeki gençlik kat’iyen gidecek. Eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi olup, başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette, kendi lezzetinden çok ziyade belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve namusluluk ve taatte sarf etseniz, o gençlik mânen bâki kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak.

Hayat ise, eğer iman olmazsa veyahut isyan ile o iman tesir etmezse, hayat, zahirî ve kısacık bir zevk ve lezzetle beraber, binler derece o zevk ve lezzetten ziyade elemler, hüzünler, kederler verir. Çünkü, insanda akıl ve fikir olduğu için, hayvanın aksine olarak, hazır zamanla beraber geçmiş ve gelecek zamanlarla da fıtraten alâkadardır. O zamanlardan dahi hem elem, hem lezzet alabilir. Hayvan ise, fikri olmadığı için, hazır lezzetini, geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen korkular, endişeler bozmuyor. İnsan ise, eğer dalâlet ve gaflete düşmüşse, hazır lezzetine, geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen endişeler, o cüz’î lezzeti cidden acılaştırıyor, bozuyor. Hususan gayr-ı meşru ise, bütün bütün zehirli bir bal hükmündedir.

Demek hayvandan yüz derece lezzet-i hayat noktasında aşağı düşer. Belki ehl‑i dalâletin ve gafletin hayatı, belki vücudu, belki kâinatı, bulunduğu gündür. Bütün geçmiş zaman ve kâinatlar, onun dalâleti noktasında mâdumdur, ölmüştür; akıl alâkadarlığıyla ona zulmetler, karanlıklar veriyor. Gelecek zamanlar ise, itikadsızlığı cihetiyle yine mâdumdur. Ve ademle hasıl olan ebedî firaklar, mütemadiyen onun fikir yoluyla hayatına zulmetler veriyorlar. Eğer iman hayata hayat olsa, o vakit hem geçmiş, hem gelecek zamanlar imanın nuruyla ışıklanır ve vücut bulur; zaman-ı hazır gibi, ruh ve kalbine iman noktasında ulvî ve mânevî ezvâkı ve envâr-ı vücudiyeyi veriyor. Bu hakikatin, İhtiyar Risalesinde, Yedinci Ricada izahı var; ona bakmalısınız.


İşte hayat böyledir. Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve ferâizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz. Hergün ve her yerde ve her vakit vefiyatların gösterdikleri dehşetli hakikat-i mevt ise, size-başka gençlere söylediğim gibi-bir temsil ile beyan ediyorum.


Meselâ, burada, gözünüz önünde bir darağacı dikilmiş. Onun yanında bir piyango—fakat pek büyük bir ikramiye biletleri veren—dairesi var. Biz, buradaki on kişi, alâküllihal, ister istemez, hiç başka çare yok, oraya davet edileceğiz, bizi çağıracaklar. Ve çağırma zamanı gizli olmasından, her dakika ya “Gel, idam biletini al, darağacına çık” veyahut “Gel, milyonlar altın kazandıran bir ikramiye bileti sana çıkmış. Gel, al” demelerini beklerken, birden kapıya iki adam geldi. Biri yarı çıplak, güzel ve aldatıcı bir kadın, elinde zahiren gayet tatlı, fakat zehirli bir helva getirip yedirmek istiyor. Diğer biri de, aldatmaz ve aldanmaz, ciddî bir adam, o kadının arkasından girdi. Dedi ki: “Size bir tılsım, bir ders getirdim.

Bunu okusanız, o helvayı yemezseniz, o darağacından kurtulursunuz. Bu tılsımla o emsalsiz ikramiye biletini alırsınız. İşte, bu darağacında, zaten gözünüzle görüyorsunuz ki, bal yiyenler oraya giriyorlar ve oraya girinceye kadar o helvanın zehirinden dehşetli karın sancısı çekiyorlar. Ve o büyük ikramiye biletini alanlar çendan görünmüyorlar ve zahiren onlar da o darağacına çıktıkları görünüyor. Fakat onlar asılmadıklarını, belki oradan kolayca ikramiye dairesine girmek için basamak yaptıklarını, milyonlar şahitler var, haber veriyorlar. İşte, pencerelerden bakınız. En büyük memurlar ve bu işle alâkadar büyük zatlar yüksek sesle ilân ediyorlar ve haber veriyorlar ki, o darağacına gidenleri aynelyakîn gözünüzle gördüğünüz gibi, bu ikramiye biletini tılsımcılar aldıklarını hiç şek ve şüphesiz, gündüz gibi kat’î biliniz” dedi.


İşte, bu temsil gibi, zehirli bir bal hükmünde olan gayr-ı meşru dairedeki gençliğin sefahetkârâne zevkleri, hazine-i ebediyenin ve saadet-i sermediyenin bileti ve vesikası olan imanı kaybettiği için, darağacı hükmünde olan ölüm ve ebedî zulümat kapısı olan kabrin musibetine, aynen zahiren göründüğü gibi düşer. Ve ecel gizli olduğu için, genç ihtiyar fark etmeyerek, her vakit ecel cellâdı başını kesmek için gelebilir.


Eğer o zehirli bal hükmünde olan hevesat-ı gayr-ı meşruayı terk edip, tılsım-ı Kur’ânî olan iman ve ferâizi elde etmekle ve fevkalâde mukadderat-ı beşer piyangosundan çıkan saadet-i ebediye hazinesi biletini alacağına, yüz yirmi dört bin enbiya
blank.gif
1
aleyhimüsselâm ile beraber had ve hesaba gelmeyen ehl-i velâyet ve ehl-i hakikat müttefikan haber veriyorlar ve âsârını gösteriyorlar.


Elhasıl: Gençlik gidecek. Sefahette gitmişse, hem dünyada, hem âhirette binler belâ ve elemler netice verdiğini ve öyle gençler ekseriyetle suiistimal ile, israfat ile gelen evhamlı hastalıkla hastahanelere ve taşkınlıklarıyla hapishanelere veya sefalethanelere ve mânevî elemlerden gelen sıkıntılarla meyhanelere düşeceklerini anlamak isterseniz, hastahanelerden ve hapishanelerden ve kabristanlardan sorunuz. Elbette hastahanelerin ekseriyetle lisan-ı hâlinden, gençlik saikasıyla israfat ve suiistimalden gelen hastalıktan eninler, eyvahlar işittiğiniz gibi, hapishanelerden dahi, ekseriyetle gençliğin taşkınlık saikasıyla gayr-ı meşru dairedeki harekâtın tokatlarını yiyen bedbaht gençlerin teessüflerini işiteceksiniz. Ve kabristanda ve mütemadiyen oraya girenler için kapıları açılıp kapanan o âlem-i berzahta, ehl-i keşfü’l-kuburun müşahedâtıyla ve bütün ehl-i hakikatin tasdikiyle ve şehadetiyle, ekser azaplar, gençlik suiistimalâtının neticesi olduğunu bileceksiniz.

Hem nev-i insanın ekseriyetini teşkil eden ihtiyarlardan ve hastalardan sorunuz. Elbette, ekseriyet-i mutlaka ile esefler, hasretlerle “Eyvah, gençliğimizi bâd-ı hava, belki zararlı zayi ettik. Sakın bizim gibi yapmayınız” diyecekler. Çünkü beş on senelik gençliğin gayr-ı meşru zevki için, dünyada çok seneler gam ve keder ve berzahta azap ve zarar ve âhirette Cehennem ve sakar
blank.gif
1
belâsını çeken adam, en acınacak bir halde olduğu halde,
blank.gif
2
اَلرَّاضِى بِالضَّرَرِ لاَ يُنْظَرُ لَهُ sırrıyla, hiç acınmaya müstehak olamaz. Çünkü zarara rızasıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir. Cenâb-ı Hak bizi ve sizi bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin. Âmin.


Sözler - Onüçüncü Söz
[/BILGI]
 

kýrýmlý

Well-known member
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun
smilies
” (Tevbe, 119)

İnsanın dertlerini açabilecek,her ihtiyacında yanında olabilecek arkadaşlarının olması çok önemli ve çok kıymetli bir şeydir.Bu gibi dostluklar kolay kurulamıyor,kolayda muhafaza edilemiyor.Varsa böyle arkadaşlarınız kıymetini onların bilin,eğer onları kırmışsanız gönüllerini alın.Yoksa yukarıdaki ayete göre dostlar edinmeye sadıklarla,salihlerle birlikte olmaya gayret edin.Mutlaka sohbetlere devam edin.

Birde severek yaptığınız işler varsa onlarla uğraşın yoksa bir hobi mutlaka edinin.Bu size yeniden birşeyler keşfetme,iyi birşeyler yapma keyfi ile yeniden hayatınıza bir anlam katabilir.Fotoğraf çekmek,balık ve kuş beslemek,el sanatları gibi uğraşılar insanı dertlerinden sıkıntılarından kurtarmak için çok faydalıdır.Ben yukarıda bahsettiklerimin hepsini uyguluyorum çok faydasını görüyorum.
 

kab-ý kavseyn

Well-known member
sevgili kardeşler

benim bi derdim var ben kendi kendime bi çaresini bulamadım. belki siz bulursunuz bana yardım edersiniz diye size danışmaya geldim.
sanırım ben dünyanın en cahil insanıyım. dünya da tek bir cahil var deseler sanırım o benim derim. çünkü bilginin ortasında yaşıyorum ama hiç birşey bilmiyorum. 2 çift göze sahibim ama görmüyorum. kulaklarım da sağlam ama duymuyorum. yaşayan bi ölü gibiyim.. aklımda tutumuyorum hiç bişeyi umursamıyorum ve daha önemlisi düşünemiyorum.
evet düşünemiyorum. düşünmem gerektiğini düşünemiyorum çoğu zaman. nefsime hakim olamıyorum. zaman çok bereketsizmiş gibi geliyor. hiç birşey yapmadan bakıyorum akşam olmuş. ne zamandır dua etmediğimi farkettim geçen gün. oysa ben böylemiydim.. hayata bi yerden tutunmak gerek diye düşünüyorum. bi başlasam kenarından bi tutunsam gerisi gelir diye düşünüyorum. ama o kenar neresi nerden başlamalıyım yeniden. nasıl dua etmeliyim . tekrar affedilirmiyim. eski masum saf temiz halime geri dönebilirmiyim. eskisi gibi düşünebilirmiyim.. derslerim de başarılı olabilir miyim eskisi gibi. çok geç olmadan kendimi daha fazla kaybetmeden ve daha önemlisi bu hayatı
kaybetmemişken birşeyler yapmalıyımm ama nee??

bu yazı için en uygun başlık burası diye düşündüm..
yorum ve düşüncelerinizi bekliyorum

evvela hoşgeldin kardeşim..kirtletmek ne kelime kardeşim bilakis memnun ettiniz..
sorun olarak söylediğiniz şeylerin aslında öyle olmadığını görmeye çalışalım hep birlikte inşaallah.
+ dünyanın en cahil insanı olduğunu düşünmenizin güzel yanı;hiç bir zaman kendinizi yeterli görmememize ve bu denli araşatırıp okumanız adına güzel bir vesile..*bu güzellikle beraber Allah'ı hakkınca tanıma ve sevme adına kocamann bir yol alabilirisiniz..

+Elhamdulillah Rabbimin vermiş olduğu tüm hisleriniz çalışıyor,gözleriniz görüyor kulaklarınız duyuyor.. bu da bir şükür vesilesi inşaallah..*

+işlerin yolunda gitmediğini nefsinizin sözünü dinlediğinizi itirafınız da hakka yönelme adına o kadar büyük bir adım ki,Rabbim de bu adımınıza karşılık 10'lar 100'ler belki 1000'ler adım gelecektir inşaallah.. (Allahu alem)

+ve bunları dua ile temizlemek düşüncesinin kalbinizde yeşermesi ise,sizdeki iman cevherinin artık kalbinizde ve ruhunuzda yer etmesi için bir zeminin hazırlığı hükmünde inşaallah..

bu güzellikleri inkişaf ettirme adına neler yapabiliriz?

+nasıl günlük nefis ihtiyacımız için yemek yiyiyorsak,ruhumuzu da doyurma adına "NAMAZ"bizim en başta ilacımızdır..

+nasıl dua etmeliyim? dualarımızda tüm kusurlarımızı itiraf etmemiz Allah'a karşı samimi bir halette olmamız önemlidir..sakın ola ki çok günahım var ben Rabbimin huzuruna nasıl çıkarım diye düşünmeyelim inşaallah..

bu şeytanın vesvesesinden başka bir şey değildir.. o huzurdan kovulduğu için bizleri huzurdan ,Allah'tan alıkoymak istiyor..şeytan içi tövbe kapısı kapandı..Ama bizler öyle miyiz tabi ki değiliz.. bizler için tövbe kapısı her daim açık..

Efendimiz (sas),
[h=2]Her insan hata yapar. Hata yapanların en hayırlısı da, tövbe edenlendir buyurmaktadır..[/h]bizler hata yapmaya meyilli olarak yaratılmışız,,bu nedenle de hata yapınca tövbe etmek bizler için en güzeli.. böyle durumlarda Allah'ın huzurundan kaçmak yerine abdestimizi alıp ellerimizi hakka açmalyız kardeşim..

+tekrar affedilir miyim..? bir ayet-i kerimede;Kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri affeden ve sizin yaptıklarınızı bilen O'dur. buyurulmuştur..*o nedenle sonsuz merhamet sahibi Rabbimiz bizleri muhakkak affedecektir yeterki bizlere düşen görevleri yerine getirelim.. bizim için en güzel başlangıç ilk olarak "abdest" alıp bismillah deyip namaza durmaktır..

zira namaz her türlü kötülükten alıkoyar,ve şeytanın bizlere tesir etmesine karşın bir kalkan görevini üstlenir inşaallah..

başlangıç olarak namaz demiştik ardına ise Kur'an'ı kerim biliyorsak okuyalım bilmiyorsak öğrenmeye gayret edelim inşaallah..

ve son olarak;Kur'an'ın iman hakikatlerini gönüllerimize nakşeden,nefsimizin sesini kesip ruhumuzu feraha erdiren Risale-i nurları okumaya başlayalım.. Emin olabilirsiniz kardeşim bu feryad eden halet-i ruhiyeniz bir ay risale okumaları ile yerini güzelliklere bırakacak ve şimdi asık olan yüzünüz yerini tebessümlere bırakacak inşaallah..

Haydi bismillah diyelim ve bu akşamdan başlayalım inşaallah..

Risale-i Nur buradan da inşaallah Risale-i nurlara ulaşabilirsiniz inşaallah kardeşim..

baki selam ve dua ile kalın kardeşim..



 

teblið

Vefasýz
Hangimiz bu imtihan yokuşunda zaman zaman dibe vurmayız ki?

Esasen imtihanın sırrıda burda yatmaz mı zaten?..Her Yusufi kuyulara düştüğümüzde ,İlahi nurun ışığına koşarız tıpkı geceleyin ışığın etrafında umut için kanat çırpan kelebekler misali ....................

Yeterki o nur halesine dönebilmek şuurunu kaybetmeyelim kardeş..

Arkadaşlar güzel nasihatlerde bulunmuşlar sağolsunlar;

Bende nacizene bir kaç ufak tavsiyede bulunayım..Belki kayıd edersiniz hayat defterinizin bir köşesine inşl;

1...Şayet hayat sizi kendine doğru çekiyorsa acımasızca;İşte tam bu sırada çok zor olmayan Tevhid zikrini çekin sessizce içinizden .yolda yürürken uzanırken düşünürken sözün özü her yanlız kaldığınızda siz Alemlerin Rabbini anın edeple ..Siz O'nu (c.c.)anınız ki o da sizi ansın..

2...Ağır fikir kitaplarındansa ,Peygamber ve ashab hayatını anlatan ufak ufak hikayevari kitaplar okuyun ;Bu sizi hem dinlendi,rir hemde o mubarekelrin hayatlarına hayran bırakır ;ve sonucunda vicdan muhasebesi yaptığınızda okuduğunuz o muhteşem satırlar sizi doğruya doğru yelken açtırır;

3..Tavsiyem size bir soru sormakla devam edecek;

Maddi durumunuz iyimi dir ?

Şayet ve inşl evet se UMRE ziyareti yapmanızı önemle tavsiye ederim;

Çünkü nice İflas etmiş bedenler ve ruhlar ,o muhteşem VAHİY atmosferinde şifaa bulup Dirilişe geçerler..bir deneyin derim...Rabbim istakameti Muhammediyede ayaklarımızı ve yüreklerimizi sabit kıldırsın inşl..selametle........................
 

nerdeoeskiben

Yeni Üye
Allah razı olsun cümlenizden.. öncelikle tavsiyeleriniz için teşekkür ederim.
aklıma geldikçe içimden zikir çekmeye başladım. kitap olarak gençlik risalesini okumaya başladım. bir nebze de olsa artık düşüncelerimi kontrol edebiliyorum.
Namaz kılabilsem daha rahat olacağım ama sanırım Allah 'ın huzuruna çıkmak için erken. yani daha çok istiğfar etmeli daha çok dua etmeliyim ki Allah bana namaz kılmayı da nasip etsin diye düşüyorum.

şuan maddi manevi imtihanlardan geçtiğim farkındayım.. bu imtihanı en güzel şekilde vermeyi istiyorum.
bide benim bi sorunum yaptığım işin sonunu getirememem. mesela tamam şimdi bazı şeylere ufak ufak başlangıç yaptım ama 2-3 gün sonra bırakmaktan korkuyorum. şimdiye kadar hep öyle de oldu. mesela hep deriz ya 'bu dönem ders çalışacağım' yada 'pazartesi başlayacağım' diye, ama o günler hiç gelmez ve o istediğimizi hiç yapamayız. aynen o şekilde bende de bi istek uyanıyor. daha sonra hayatın akışından mı yoksa benim unutkanlığımdan mıdır bilmiyorum hep yarım kalıyor başladığım iş. bu sefer böyle olmasını istemiyorum. sanırım bunun için yavaş yavaş sindire sindire yapmak gerekiyor. ama ben bi anda olsun istiyorum. bi anda kendimi cennetliklerle namaz kılarken bulayım, bi anda kendimi tam müslüman olarak bulayım. bi anda Sizler kadar bilgili olayım. bi anda bianda bi anda . .. . .

ama olmuyor maalesef. herşey için zaman ve sabır gerekli. bir gün ise uyandığımda her şey için çok geç olmuş olmasından korkuyorum..
 

nerdeoeskiben

Yeni Üye
birde hani nickim de de demişim ya 'nerdeoeskiben' diye. küçüklüğümde daha hissederek yaşardım. namazlarımı kılar duamı ederdim. bir gün bi rüya gördüm : riya apartmanını, riya mahallesini.. tüm isimleri riya olan bi adresi arıyordum. (devamı da vardı şuan hatırlayamadım) .. o zamanlar riya ' nın ne demek olduğunu bile bilmiyordum. uyandığımda anneme sormuş, kitapları karıştırmıştım. öğrendiğimde ise 'benimle ne alakası var ben hiç bir zaman böyle olmam' demiştim. ama şuan durup kendime baktığımda görüyorum ki ben o 'yum. rüyamda gördüğüm riyayı arayıp duranım. riya ' dan kurtulma yollarını aradım. bulamadım.. çevrem beni iyi birisi olarak biliyor. ama iç dünyamsa hiç de iyi değiil. ve içim giderek dışıma sızmaya başlıyor. bu sızıntıyı durdurmak istiyorum.. çatlak daha faazla büyümeden önlemini almak istiyorum...
 

kab-ý kavseyn

Well-known member
bir yerden tutunup başlamanıza çok sevindim kardeşim.. inşaallah o bir anda dedikleriniz zaman içinde olacak olan şeyler,mesela bende bir sürü kitabı bir anda okumak istiyorum ama olmuyor.. biraz zaman inşaallah..

-bu işiniz yarım kalmayacaktır inşaallah kardeşim,burada mevzu bahis Rabbimize varmak sizde o yola çıktığınıza göre Rabbim tamamına erdirecektir..
-zikir yapmanız güzel kardeşim,fakat namazıda geciktirmeyin..daha zikirle temizleneyim demeniz bir vesvese kardeşim.. o şeytanı mağlup etmeniz için abdest alıp huzura durmanız çok güzel olacak inşaallah..
-hem namaz kıldığınızda içinizdeki o kötü düşücelerden kurtulacaksınız.. ve namazın içinde "dua" gibi nurlu bir kapının bulunması sizlerdeki bu sızıntıyı durduracaktır inşaallah..
 
Üst