Yeni Yıl Hutbesinden-Abdurrahman Es-Sudeys

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Yeni Yıl Öğüdü
Şeyh Abdurrahman es-Südeys(Eski Kabe İmamlarından)
Mekke, 04.01.1424 Hicri - 07.03.2003 Miladi


Ey Allah’ın kulları! Allah’tan hakkıyla korkmayı tavsiye ettikten sonra Mevlâ celle ve alâ’dan bu yılın İslam Ümmeti’ne huzur, güvenlik ve barış getirmesini, sevdiği ve razı olduğu şeylerde İslam Ümmeti’ni başarılı kılmasını dileriz. Şüphesiz O, yardım istendiğinde yardım eder. Bu yılı her yerde İslam ve Müslümanlar için zafer yılı kılmasını; bütün insanları adalet ve barış ile kuşatmasını; bu günümüzü geçmişimizden hayırlı kılmasını, İslam Ümmeti’ni fitnelerin şerrinden ve felaketlerin tahribatından korumasını Allah’tan dileriz. Şüphesiz O, kerem ve ihsan sahibidir.

Ey Müslümanlar! Zaman dönüyor ve Allah’tan basiretini aydınlattığı yüksek mizaca sahip; ömrünün saatlerini devşiren ve salih amel alanlardan, iyilik ve taat meydanlarından başkasına yönelmeyen; ihmal ve boşa götürme yollarından uzak duran kimselerden başka olayların çokluğundan ibret alan yok!.. İşte İslam Ümmeti!.. Geçip giden Hicri bir yıla daha veda etti. Görünen hayırların hatırasından başka bir şey kalmadı.

Kişinin günün bitişinde ona veda etmesi, sabahla akşam arasında karşılaştıklarını; başına gelen sevinç ve hüzün, mutluluk ve musibet, şiddet ve rahatlık hallerini hatırlaması gibi geçen yıla veda ettik. Onu ibadetlerle doldurana ne mutlu! Onun hazinelerine güzel ameller koyan ve onda günahlardan ve kötü amellerden sakınana ne mutlu!..

Ey Müslümanlar topluluğu! Yeni hicri yıl sevimli ve hoş bir misafirdir, acıların ve yaraların bitmesiyle güven ve huzur, umut ve rahatlık beklenen faydalanmaya uygun bir alandır. Fakat ne yazık ki bu yeni yılın sabahı doğarken İslam Ümmeti henüz üstünlük ve kurtuluş basamaklarına ulaşacağı bir yol çizmiş değildir.

Tamahkarların ve saldırganların saldırısından kendisini koruyacak bir üstünlük kurmamıştır. Yine de bütün bu felaketlere rağmen iyimserlik alışkanlığımız, ümit yol göstericimiz olarak kalacaktır. Ümmetin tevhid yolunda yürümekte ve kalbi imanla atmaktadır. (Kafirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlayıcıdır.) (61/es-Saff/8) Bizler, hicri yılın başlangıcının gözden geçirme ve hataları düzeltme için hayırlı bir vakit olmasını dileriz.

Böylece İslam Ümmeti işlerini sağlamlaştırmasının ve kaidelerini birleştirmesinin Rabbi’nin Kitabı’na ve Nebisi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine sımsıkı tutunmasına bağlı olduğunu idrak eder. Çünkü o ikisi; doğru bir inanç ve sağlıklı bir metod ile nimetlere kavuşma ve bedbaht olma arasındaki farkı ortaya koyar. Onlarda hiçbir şek ve şüphe yoktur. Üstünlüğü ve kemali başkalarında arayan imkansızı arzulamış ve vebale uğramıştır. Artık onun için Allah katında ne bir yardımcı, ne de bir dost vardır.

İman kardeşleri! İslam Ümmeti, ümmetin selefinin geçmiş asırlarda yazdığı yüce ışık kaynağına dönmedikçe güçsüzlüğünü güce ve zayıflığını üstünlüğe dönüştüremeyecektir. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in ve sahabilerinin kendisiyle mutlu olduğu ve asırlar boyu dünyayı mutlu ettikleri bu dinin anlayışlarının ve gerçeklerinin ortaya çıkarılmasını kastediyorum.


Bizi zedeleyen şeylere şeriat çerçevesinden baktığımızda Allah bizim işimizi ıslah edecektir. Nefse karşı, topluma ve ümmete karşı sözde ve davranışta dürüstlüğe bağlı kalmak bunu yapmamıza yardımcı olur. Çünkü Allah doğru olanları doğrulukları nedeniyle mükafatlandırır. Bu ümmetin üstünlüğü ancak ve ancak iyi niyetli ve vefakar mensuplarının sunduğu ihlaslı ve doğru davranışların meyvesidir. İşte burada düşünürlerin, yazarların ve medya mensuplarının dikkatini çekmesi gereken bir nokta var:


Sözleri ne kadar çekici olursa olsun ciddiyet ve hikmet ile dolu olmadıkça hiçbir görüşleri ümmet içinde sevgi ve kabul görmemiştir. Hikmet ise diyalogda doğruluğa bağlı kalmak ve hakka hak ile davet etmekten başka bir şey değildir. Delille ve yumuşaklıkla, acele etmeden ıslah yoluna koyulmaktır. Ümmetin iç cephesini güçlendirmek ve her yönüyle güvenliğini korumak için ümmetin sabit değerlerine ve şeriatın yükünü yüklenenlere dil uzatmamaktır.

Bütün sorunlar ve ince işler hakkında ortaya atılan derin görüşler ümmetin, hastalıkları inceleme alanına yönelmesinin ümmetin şahsiyetini koruma ve sabit değerlerine dokundurmama kararlılığının, tarihiyle ve uygarlığıyla gurur duymasının ve yabancı kültürlerle onu bozmak istememesinin delilidir.

İslam ümmeti ne zaman tarihine ve sabit değerlerine saygı duyarsa işte o zaman hakimiyete ve üstünlüğe ulaşır. Kendisini her çeşit düşünce terörüne çekmek ve uygarlığının kuvvet alanlarını yok etmek isteyen düşmanına fırsat vermez: (Şayet sabreder ve Allah’tan hakkıyla korkarsanız onların hilesi size hiçbir zarar vermez.) (3/Âl-i Imrân/120)

İnanç kardeşleri! Ümmetin kurtuluş basamaklarında yükselişinin bir yolu da inanç ve fazileti korumaya özen göstermektir. Yeni nesilleri İslami terbiye ile yetiştirmeye rezalet çukurlarına ve uyuşturucu bataklıklarına düşmelerini engellemeye onları çağımızdaki sapık düşünce akımlarından korumaya çalışmaktır.

Keşke İslam ümmeti çağın medya araçlarını ve tekniklerini en güzel şekilde kullanabilse. Dini fazileti yok eden uydu yayınları karşısında kararlılıkla durabilse… Çünkü bu uydu yayınlarının çoğunda olan, kötülüğü semaya çıkan zehirlerdir. Bu yayınlar gençlerin çoğunu boşluğa düşürmektedir. Ailelerden ve toplumlardan bir çoğunun yapısına bakan rezaletlerin peşinde sürüklenme sonucu oluşan fertler arasındaki geniş uçurumu görür.

Doğruluk ve olgunluğu onlardan çekip almış, onları boşluğa fırlatmıştır. Kültürlü bazı insanların bu boyaları ve makyajları insanlara ulaşılması gereken uygarlık olarak göstermesi daha çok üzücüdür.

İslam ümmeti! Ümmetin semasını kaplayan fitne bulutlarından biri de –ki bu bulutların yeni yıl ile birlikte açılmasını dileriz- kalplerinde kin kaynayan ve kalemlerinden köpük taşan bir takım insanların gerçekleştirdiği İslam’a yönelik haksız saldırılardır. Onlar, İslam’ın gerçeklerine vakıf olamamış ve bu nedenle İslam’a düşmanlık yapmaktadırlar. Onların, içimizden çıkan papağan kılıklı insanlar olduğunu üzülerek görürler. Medeniyetin olumsuz yönlerini ümmet mensupları arasında yaymakta, sorunun İslam’dan kaynaklandığını öne sürmekte ve İslami eğitim sisteminin değişmesini istemektedirler. Onlara şöyle denir: “Yavaş olun!..Bilin ki fıtratı düzgün olan ve basireti kapanmayan için İslam mükemmelliğin ve güzelliğin zirvesindedir.”

Bütün güzel yönleriyle ve cihanşumullüğüyle İslam’ın ortaya konulması, İslam ümmeti’nin globalleşme akımlarının saldırısından kurtuluşunun yoludur.

İslam ümmeti! Ümmet yeni bir yılın basındayken dile getirmemiz ve birbirimize tavsiye etmemiz gereken görevlerden biri de sağlam İslam birliğinde toplanmaya çağırmaktır. (Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve parçalanmayın.) (3/Âl-i Imrân/103) (Birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da gücünüz gider.) (8/el-Enfâl/46) Geçmişte ve günümüzde mutsuzluk kaynağı olan bağlılıklardan ve asılsız sloganlardan sakındırmaktır. Ümmetin şu anki durumu ayrılıkların, bölünmüşlüğün, karmaşanın ve anlaşmamakta birleşmenin en büyük delilidir.

Allah’ın kullarından başarılı birinin, ümmetin birliğini sağlamak üzere her çıkışında sırtımızda bir hançer gibi duran bazıları, İslam ümmeti’nin yaşadığı sıkıntıları ve sonunu ancak Allah Subhanehu’nun bildiği bu zor dönemi görmezden gelerek anlamsız ve mide bulandırıcı şeylerle karşısına çıkar. Onun bu saçmalaması, yalan ve iftira devam edince Allah, karşısına hakkı savunan birini çıkarır ve emperyalizm uşaklarının kim olduğunu insanlara açıklar. (Bilakis biz hakkı bâtılın tepesine atarız da o, bâtılın işini bitirir. Bir de bakarsınız ki, bâtıl yok olup gitmiştir.) (21/el-Enbiya/18)

Ey liderler ve yöneticiler! Dünya bir tedirginlik ve bölge bir yangın içindeyken yeni hicri bir yıla daha girdiniz. Birlikte olma ve yardımlaşma, ümmetin düştüğü yerden kalkması için şuurlu bir plan yapma konularında hicretten ders alın. Ümmetin kutsal değerlerini Siyonizm teröründen koruyun. Düşmanın aynı düşman hatta daha azılı olduğu, saldırıların aynı saldırılar ve hatta daha şiddetli olduğu gözünüzden kaçmasın.

Ey beşeriyetin akıl sahibi insanları!.. Şunu kesinlikle anlamak gerekir ki, dünyadaki akıl sahibi insanlar ve semavi dinlerin mensupları güvenlik, istikrar ve barışın sürmesini istemektedir. Bölgenin savaşlardan ve felaketlerden uzak kalması için aklın ve mantığın hakim olmasına çağırmaktadırlar.


“Savaş ancak bildiğiniz ve tattığınızdır.”
“Görüş ise cesurların cesaretinden önce gelir.”

Ey alimler! Sizler vahyin emanetçilerisiniz. Toplumlarınızda birliğin ve ayrılığı bir kenara bırakmanın gereği üzerinde durun. Ümmeti, Allah’ın Kitabı ve Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in sünneti üzere birleştirin. Deliller ve kurallar, âdâp ve amaçlar ışığında ümmeti kolaylık yollarına sevkedin.


Dininizi ve Nebiniz sallallahu aleyhi ve sellem’i ciddi bir şekilde savunun. Yeni nesilleri ilim ve hikmet alanlarına yönlendirin. Bir çok kişinin kalbini korku ve endişe sarmışken İslam ümmeti’nin, ümidini Rabbi’ne bağlamasını sağlayın.Hiçbir el yok ki Allah’ın eli onun üstünde olmasın! İslam davetçileri! Silinip giden edep ve ahlak kurallarını, unutulan faziletli ve güzel davranışları yeniden diriltin.

Topluma birlik ve dayanışma, anlayış ve acıma duyguları yerleştirin. Kalplerinizi Kur’ân ve sünnete bağlayın ki dünya ve ahirette mutluluğa erin. Ey İslam davetçileri! Sevdiklerimize ve kardeşlerimize yönelik asılsız savaşların kılıçlarını kınına sokma zamanı gelmedi mi?!

Ey Allah’ın rızası için çalışanlar! Çalışmalarınız kutlu olsun! Sizler ümmet için ne iyi bir kalkansınız! İslam’ın ve Müslümanların parlak yüzünü ortaya koymak için şeriat ve edep kurallarına sarılın!

Ey eğitimciler! Müslüman kadını namus ve iffet basamaklarında yükseltin. Gençleri de ihmal etmeyin! Onların nefislerinde, ümit ve dine bağlılık duygusunu diriltin. Yüreklerine yüce duygular ve kararlılık yerleştirin. Tezlerinizde, Allah’ı razı edecek noktaları vurgulayın ve aşırılığa kaçmayın! İslam’ın hoşgörüsünü, İslam’ın kendisine çağırdığı güzel ahlakı ve örnek değerleri ortaya koyun. Durumları düzeltmesini ve herkesi, şimdi ve gelecekte hayırlı olacak şeylerde başarılı kılmasını Allah’tan dileriz. Şüphesiz O, çokça bağışlayan ve kerem sahibidir.

Ey Allah’ın kulları! Allah’tan hakkıyla korkun ve bilin ki ömürler çabucak geçmektedir. Takvanızı artırın ki durumunuz düzelsin.

Ey Müslüman kardeşler!.. Yeni bir yıla girdiniz. Onun için salih amelleri seçip hazırlayın. Nefsini hesaba çeken ve Allah’a sunulacağı gün kötü olmasını gerektirecek şeylerden tevbe eden kişiye Allah rahmet etsin!

İman kardeşleri! İslam, zamana değer vermekte ve onu, takva ve iman sıfatlarıyla birlikte zikretmektedir. (Gece ve gündüzün değişmesinde, Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde Allah’tan korkan bir kavim için nice deliller vardır.) (10/Yunus/6)

O takva sahipleri, sevap ve güzellikler elde ederek, günahlardan ve kötülüklerden uzak durarak dünya hayatını yükseliş için bir geçide dönüştürenlerdir.

Şüphelere ve saldırılara karşı ümmetlerini savunanlardır. Kendilerini dünya hayatına kaptıran, yüce hedeflerden hoşlanmayanlara gelince –Allah korusun- zillete ve azarlanmaya uğramışlardır. Bu onları, hüsran karanlıklarına sürükler. Kıyamet Günü sorguya çekildiklerinde gözleri dikilir kalır: (Haksızlık edenler hangi dönüşe (akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.) (26/eş-Şuarâ/227)

Gereği gibi şükrü yapılamayacak nimetlerden biri de yıllar boyunca Harameyn-i Şerifeyn ülkesi yönetenlerinin ve yönetilenlerinin –Allah’ın izniyle- ancak hakkı ve adaleti, İslam’ı ve barışı savunma alanlarında olması ve olacağıdır.

Ey kardeşler! Sizleri bu yılın başına ulaştırdığı için Allah’a şükredin. Bu yıl, salih amellerde ciddiyet ve gayretin arttığı bir yıl olsun. Bu günlerde yaşadığınız yılın ilk ayı, Allah’ın haram aylarından bir olan Muharrem ayıdır ve aylar arasında değeri büyüktür. Muharrem ayının en faziletli günü onuncu/Aşûre günüdür. O günde Allah, peygamberi Musa aleyhisselam’ı Firavun’dan ve kavminden kurtarmıştır ve bunun üzerine Musa aleyhisselam o günde oruç tutmuştur. Nebiniz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem de o günde oruç tutmuş ve tutulmasını teşvik etmiştir.

Sahih-i Müslim’de rivayet edilen bir hadiste, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e Aşure günü orucu sorulur ve şöyle buyurur: “Önceki yılın günahlarına keffâret olacağını Allah’tan umarım.”

Ey Allah’ın kulları!.. Bir gün öncesi ya da bir gün sonrası ile birlikte Aşure gününde oruç tutarak bu büyük ecri değerlendirin. Yeni yılda ibadet alanlarında yarışmak üzere ciddiyetle kolları sıvayanlara ne mutlu!. Allah, lütfu ve keremi ile bizleri onlardan eylesin!...
Amin...
 
Üst