Yine O Padişah !...

memluk

Hatim Sorumlusu
Tih Sahrası...



Cengiz'i ,Timur'u ,Büyük İskender'i dize getiren Uçsuz
bucaksız çöl...



Gündüzleri Kemik eriten sıcaklık



Geceleri ilikleri donduran soğuk ..



Deriyi delerek ciğerlere dolan ince kum taneleri...



Fırtınalar... Fırtınalar...



Ve bu Dunya Cehenneminin içinde bir Ordu:
Ordu-yu Humayün...



Başlarında ''Ya alırım, Ya ölürüm!'' andı ile dersaadet'ten kopup gelen bir çığ:



Yavuz Sultan Selim Han !



Mihnet,Meşekkat,Acı,Zahmet



Saadete açılan kapının aşılması en zor ,
Fakat en son eşiği....



İdeal yolcuları Bunu aşıyorlar, Konstantiniyye surlarını aştıkları gibi..



Mercidabık'a düşüyorlar,Çaldıran'a düştükleri gibi..



Zafer..Zafer...Zafer!...



Ardından Tevazu tümseğinin En tepe yerinde yine O padişah:



Yavuz Sultan Selim Han:



''Ben Harem-i Şerif'in Hakimi değil, Hadimiyim!'
 
Üst