Konuya cevap cer

Cevap: Yirmi Altıncı Lem'a - Sayfa 391


Çünkü, ben vücudum itibarıyla ihtiyarlık rikkatinden iki gözümle ağlarken, medresemin yalnız ihtiyarlığı değil, belki vefatından dolayı on gözle ağlamak istiyordum. Ve o şirin vatanımın yarı ölmesiyle, yüz gözle ağlamaya ihtiyacım vardı.


Rivayet-i hadiste vardır ki, her sabah bir melâike çağırıyor:


1  لِدُوا لِلْمَوْتِ وَابْنُوا لِلْخَرَابِ Yani, “Ölmek için tevellüd edip dünyaya gelirsiniz; harap olmak için binalar yapıyorsunuz” diyor. İşte bu hakikati kulağımla değil, gözümle işitiyordum.


Evet, o vaziyetim o vakit beni nasıl ağlattırmış; on senedir hayalim o vaziyete uğradıkça yine ağlıyor. Evet, binler sene yaşamış o ihtiyar kalenin başındaki menzillerin harap olması ve onun altındaki şehrin sekiz sene zarfında sekiz yüz sene kadar ihtiyarlanması ve kale altındaki gayet hayattar ve mecma-i ahbap olan medresemin vefatı, umum Osmanlı Devletinde bütün medreselerin vefatını gösteren cenazesinin mânevî azametine işareten, koca Van Kalesinin yekpare taşı ona bir mezar taşı olmuş. Adeta o medresedeki, sekiz sene evvel benimle beraber bulunan merhum talebelerim, kabirlerinde benimle beraber ağlıyorlar. Belki o kasabanın harabe duvarları, dağılmış taşları benimle beraber ağlıyorlar. Ve onları ağlıyor gibi gördüm.


Ben o vakit anladım ki, vatanımdaki bu gurbete dayanamayacağım. Ya ben de kabre, onların yanına gitmeliyim; veyahut dağda bir mağaraya çekilip ecelimi orada beklemeliyim diye düşündüm. Dedim, “Madem dünyada böyle tahammül edilmez, sabır-şiken, mukavemetsûz, yandırıcı firkatler var; elbette mevt, hayata râcihtir. Hayatın bu ağır vaziyeti çekilir dertlerden değildir.”


O vakit cihât-ı sitte denilen altı cihete nazar gezdirdim, karanlıklı gördüm. O şiddet-i teessürden gelen gaflet, bana dünyayı korkunç, boş, hâlî, başıma yıkılacak bir tarzda gösterdi. Ruhum ise, düşman vaziyetini alan hadsiz belâlara karşı bir nokta-i istinad ararken; ve ruhta ebede kadar uzanan hadsiz arzuları tatmin edecek bir nokta-i istimdad taharrî ederken; ve o hadsiz firak ve iftiraktan ve




[NOT]Dipnot-1  el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2041; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadir, 5:483, no: 8053; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 1:94.

[/NOT]

 


 
 
 
 
 Osmanlı Devletli
: (bk. bilgiler)

 
 
 
 
 Van Kalesi
: (bk. bilgiler)
azamet: büyüklükbelâ: büyük sıkıntı
cihet: taraf, yöncihât-ı sitte: altı cihet, yön
ebed: sonsuzlukecel: ölüm vakti
firak: ayrılıkfirkat: ayrılık
gaflet: bazı gerçeklerin önüne perde çekilmesigurbet: gariplik, vatanından uzak kalma
hadsiz: sınırsız, sayısızhakikat: asıl, esas, gerçek mahiyet
harap olmak: yıkılmakhayattar: canlı
hâlî: ıssıziftirak: ayrılmak
itibarıyla: açısındanmecma-i ahbap: dostların toplandığı yer
medrese: din eğitimi veren yüksek okulmelâike: melekler
menzil: yer, mekânmerhum: rahmete kavuşmuş, vefat etmiş
mevt: ölümmukavemetsûz: mukavemeti yok eden, dayanılmaz hâle getiren
nazar: bakışnokta-i istimdad: yardım alınan nokta
nokta-i istinad: dayanak noktasırikkat: acıma, yufka yüreklilik
rivayet-i hadis: Hz. Peygamberden (a.s.m.) aktarılan söz, fiil ve hallerrâcih: üstün gelen
sabır-şiken: sabrı bozantahammül edilmez: dayanılmaz
taharrî etmek: araştırmak, incelemektalebe: öğrenci
tevellüd etmek: doğmakumum: bütün, genel
vaziyet: durum, hâlyekpare: tek parça
şiddet-i teessür: üzüntü ve ıztırabın şiddeti 


<TBODY>
</TBODY>



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst