Konuya cevap cer

Cevap: Yirmi Altıncı Lem'a - Sayfa 409


Birincisi: Benim ve Nurların gizli düşmanlarımız, benim istemediğim halde hakkımdaki teveccüh-ü âmmeyi kırmakla Nurun fütuhatına sed çekilir diye, bazı safdil resmî memurları kandırıp, şahsımı millet nazarında çürütmek fikriyle, ihanetkârâne böyle muameleye sevk etmişler. Buna karşı inâyet-i İlâhiye, Nurların iman hizmetine mukabil, bir ikram olarak, o birtek adamın ihanetine bedel bu yüz adama bak, hizmetinizi takdirle şefkatkârâne, acıyarak, alâkadarâne sizi istikbal ve teşyî ediyorlar. Hattâ, ikinci gün, ben müstantık dairesinde müddeiumumun suallerine cevap verirken, hükûmet avlusunda, mahkeme pencerelerine karşı bin kadar ahali kemâl-i alâka ile toplanıp lisan-ı hal ile “Bunları sıkmayınız” dediklerini, vaziyetleriyle ifade ediyorlar gibi göründüler. Polisler onları dağıtamıyordular. Kalbime ihtar edildi ki: Bu ahali, bu tehlikeli asırda tam bir teselli ve söndürülmez bir nur ve kuvvetli bir iman ve saadet-i bâkiyeye bir doğru müjde istiyorlar ve fıtraten arıyorlar ve Nur Risalelerinde aradıkları bulunuyor diye işitmişler ki, benim ehemmiyetsiz şahsıma, imana bir parça hizmetkârlığım için, haddimden çok ziyade iltifat gösteriyorlar.


İkinci hakikat: Emniyeti ihlâl vehmiyle bize ihanet etmek ve teveccüh-ü âmmeyi kırmak kastıyla tahkirkârâne, aldanmış mahdut adamların bed muamelelerine mukabil, hadsiz ehl-i hakikatin ve nesl-i âtinin takdirkârâne alkışlamaları var diye ihtar edildi.


Evet, komünist perdesi altında anarşistliğin emniyet-i umumiyeyi bozmaya dehşetli çalışmasına karşı, Risale-i Nur ve şakirtleri, iman-ı tahkikî kuvvetiyle bu vatanın her tarafında o müthiş ifsadı durduruyor ve kırıyor, emniyeti ve âsâyişi temine çalışıyor ki, pek çok bir kesrette ve memleketin her tarafında bulunan Nur talebelerinden, bu yirmi senede alâkadar üç dört mahkeme ve on vilâyetin zabıtaları, emniyeti ihlâle dair bir vukuatlarını bulmamış ve kaydetmemiş.






 

ahali: halk alâkadar: alakalı, ilgili
alâkadarâne: ilgilenerekanarşist: hiçbir kayıt ve kural tanımayan, kanun ve düzen karşıtı
bed muamele: kötü uygulamabedel: karşılık
dair: ilgili, aitehemmiyet: önem, değer
ehl-i hakikat: her şeyin hakikatini ve gerçeğini araştıran ve ulaşan kişiler emniyet: güven ortamı 
emniyet-i umumiye: genel güvenlik fütuhat: fetihler, zaferler 
fıtraten: yaratılış itibariyle had: seviye, derece
hadsiz: sayısızhakikat: gerçek, esas 
hizmetkâr: hizmet yapan kimseifsad: bozulma
ihanet: hainlikihanetkârâne: hainlik ederek
ihlâl etmek: bozmak, karıştırmakihtar etmek: hatırlatmak
ikram: bağış, ihsan iltifat göstermek: ilgilenmek
iman hizmeti: iman hakikatlerini yayma hizmeti iman-ı tahkikî: imana dair bütün meseleleri inceleyip delil ve burhan ile inanma 
inâyet-i İlâhiye: Allah’ın yardımı, lütfu istikbal: karşılamak
kastıyla: amacıyla kemâl-i alâka: eksiksiz ilgi ve alâka 
kesret: çokluk komünist: Komünizm akımını benimseyen kişi
lisan-ı hal: hâl ve beden dilimahdut: sınırlı
muamele: davranış, tavırmukabil: karşılık
müddeiumumî: savcı müstantık: mahkemede ilk ifadeyi alan sorgu hâkimi
müthiş: dehşet verennazar: bakış, görüş 
nesl-i âti: gelecek nesilsaadet-i bâkiye: sonsuz mutluluk, âhiret hayatı 
safdil: saf kalpli, kolay aldanan sed çekmek: engellemek
sevk etmek: yöneltmektahkirkârâne: hakaret ederek, küçük düşürerek
takdir etmek: bir şeye gerekli değeri göstermek takdirkârâne: takdir ederek 
teveccüh-ü âmme: halkın yönelişi, ilgi göstermesiteşyî: uğurlama, vefat eden kişinin defnedilmesi
vaziyet: durumvehim: kuruntu, varsayım
vilâyet: ilvukuat: meydana gelen olaylar
zabıta: polisziyade: çok, fazla
âsâyiş: emniyet ve güven ortamışakirt: öğrenci
şefkatkârâne: şefkat dolu 


<TBODY>
</TBODY>



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst