Konuya cevap cer

Cevap: Yirmi Altıncı Lem'a - Sayfa 410


Ve üç vilâyetin insaflı bir kısım zabıtaları demişler: “Nur talebeleri mânevî bir zabıtadır. Âsâyişi muhafazada bize yardım ediyorlar. İman-ı tahkikî ile, Nuru okuyan her adamın kafasında bir yasakçıyı bırakıyorlar, emniyeti temine çalışıyorlar.”


Bunun bir nümunesi Denizli Hapishanesidir. Oraya Nurlar ve o mahpuslar için yazılan Meyve Risalesi girmesiyle, üç dört ay zarfında iki yüzden ziyade o mahpuslar öyle fevkalâde itaatli, dindarâne bir salâh-ı hal aldılar ki, üç dört adamı öldüren bir adam, tahta bitlerini öldürmekten çekiniyordu. Tam merhametli, zararsız, vatana nâfi bir uzuv olmaya başladı. Hattâ resmî memurlar bu hale hayretle ve takdirle bakıyordular. Hem daha hüküm almadan bir kısım gençler dediler: “Nurcular hapiste kalsalar, biz kendimizi mahkûm ettireceğiz ve ceza almaya çalışacağız, tâ onlardan ders alıp onlar gibi olacağız, onların dersiyle kendimizi ıslah edeceğiz.”


İşte bu mahiyette bulunan Nur talebelerini emniyeti ihlâl ile ittiham edenler, herhalde ve gayet fena bir surette aldanmış veya aldatılmış veya bilerek veya bilmeyerek anarşistlik hesabına hükûmeti iğfal edip bizleri eziyetlerle ezmeye çalışıyorlar. Biz bunlara karşı deriz:


“Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapanmıyor ve dünya misafirhanesinde yolcular gayet sür’at ve telâşla, kafile kafile arkasında toprak arkasına girip kayboluyorlar; elbette pek yakında birbirimizden ayrılacağız. Siz zulmünüzün cezasını dehşetli bir surette göreceksiniz. Hiç olmazsa mazlum ehl-i iman hakkında terhis tezkeresi olan ölümün, idam-ı ebedî darağacına çıkacaksınız. Sizin dünyada tevehhüm-ü ebediyetle aldığınız fâni zevkler bâki ve elîm elemlere dönecek.”


Maatteessüf gizli münafık düşmanlarımız, bu dindar milletin yüzer milyon velî makamında olan şehidlerinin, kahraman gazilerinin kanıyla ve kılıcıyla kazanılan ve muhafaza edilen hakikat-i İslâmiyete bazan tarikat namını takıp ve o güneşin tek bir şuâı olan tarikat meşrebini o güneşin aynı gösterip, hükûmetin bazı dikkatsiz memurlarını aldatıp, hakikat-i Kur’âniyeye ve hakaik-i imaniyeye






 

Denizli Hapishanesi: (bk. bilgiler - Denizli)anarşist: anarşizm yanlısı, hiçbir kayıt ve kural tanımayan, kanun ve düzene karşı
bâki: devamlı ve kalıcı olan, sonsuz dindarâne: dinine bağlı, dindarca
ehl-i iman: Allah’a ve Allah’tan gelen herşeye inanan kimseler, mü’minler elem: acı, keder
elîm: acı ve sıkıntı verenemniyet: güven 
fevkalâde: olağanüstüfâni: geçici olan, ölümlü 
hakaik-i imaniye: iman hakikatleri, esasları hakikat-i Kur’âniye: Kur’ân’ın hakikati doğru gerçeği 
hakikat-i İslâmiyet: İslâm’ın doğru gerçeği hüküm: karar 
idam-ı ebedî: dirilmemek üzere sonsuz yok oluş ihlâl etmek: bozmak, karıştırmak
iman-ı tahkikî: imana dair bütün meseleleri inceleyip delil ve burhan ile inanma insaflı: vicdanlı
itaatli: emirlere uyanittiham etmek: suçlamak
iğfal: gaflete düşürerek kandırma, aldatma kafile: grup, topluluk
maatteessüf: ne yazık kimahiyet: nitelik, özellik
mahkûm etmek: hapis cezası vermek mahpus: tutuklu
makam: derecemazlum: suçsuz, zulme uğrayan 
meşreb: hareket tarzı, metodmuhafaza etmek: korumak 
münafık: iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış görünennam: isim, ünvan
nâfi: faydalınümune: örnek
salâh-ı hâl: durumun düzelmesi suret: biçim, şekil 
takdir: övgü tarikat: mânevî ilerlemeye götüren yol 
terhis tezkeresi: görevin bittiğini gösteren belgetevehhüm-ü ebediyet: sonsuza kadar yaşayacağını sanmak 
uzuv: organvelî: Allah dostu 
vilâyet: ilzabıta: polis
ziyade: çok, fazlaâsâyiş: emniyet ve güven ortamı
ıslah etmek: düzeltmek şuâ: ışık, parıltı


<TBODY>
</TBODY>



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst