Konuya cevap cer

Cevap: Yirmi Altıncı Lem'a - Sayfa 411


tesirli bir surette çalışan Nur talebelerine “tarikatçi” ve “siyasî cemiyetçi” namını vererek aleyhimize sevk etmek istiyorlar. Biz, hem onlara, hem onları aleyhimizde dinleyenlere, Denizli mahkeme-i âdilesinde dediğimiz gibi deriz:


“Yüzer milyon başların feda oldukları bir kudsî hakikate başımız dahi feda olsun. Dünyayı başımıza ateş yapsanız, hakikat-i Kur’âniyeye feda olan başlar, zındıkaya teslim-i silâh etmeyecek ve vazife-i kudsiyesinden vazgeçmeyecekler inşaallah!”


İşte, ihtiyarlığımın sezgüzeştliğinden gelen ağrılara ve meyusiyetlere, imandan ve Kur’ân’dan imdada yetişen kudsî tesellilerle bu ihtiyarlığımın en sıkıntılı bir senesini, gençliğimin en ferahlı on senesine değiştirmem. Hususan hapiste farz namazını kılan ve tevbe edenin herbir saati on saat ibadet hükmüne geçmesiyle ve hastalıkta ve mazlumiyette dahi herbir fâni gün, sevap cihetinde on gün bâki bir ömrü kazandırmasıyla, benim gibi kabir kapısında nöbetini bekleyen bir adama ne kadar medar-ı şükrandır, o mânevî ihtardan bildim, “Hadsiz şükür Rabbime” dedim, ihtiyarlığıma sevindim ve hapsime razı oldum. Çünkü ömür durmuyor, çabuk gidiyor. Lezzetle, ferahla gitse, lezzetin zevâli elem olmasından, hem teessüf, hem şükürsüzlükle, gafletle, bazı günahları yerinde bırakır, fâni olur, gider. Eğer hapis ve zahmetli gitse, zevâl-i elem bir mânevî lezzet olmasından, hem bir nevi ibadet sayıldığından, bir cihette bâki kalır ve hayırlı meyveleriyle bâki bir ömrü kazandırır. Geçmiş günahlara ve hapse sebebiyet veren hatalara kefaret olur, onları temizler. Bu nokta-i nazardan, mahpuslardan farzı kılanlar, sabır içinde şükretmelidirler.


ON ALTINCI RİCA


Bir zaman, ihtiyarlık vaktinde, Eskişehir hapsinden, bir sene cezayı çekip çıktım. Beni Kastamonu’ya nefyettiler. Polis karakolunda iki üç ay misafir ettiler. Benim gibi, sadık dostlarıyla görüşmekten sıkılan bir münzevî ve kıyafetinin tebdiline tahammül etmeyen bir adam, böyle yerlerde ne kadar azap çeker, anlaşılır.






 

Eskişehir Hapsi: (bk. bilgiler)
Kastamonu: (bk. bilgiler)
Rab: Her bir varlığın her türlü ihtiyacını karşılayan, onları terbiye ve idare edip egemenliği altında tutan Allah 
azap: acı, sıkıntı
bâki: devamlı ve kalıcı olan, sonsuz 
cemiyetçi: belli bir görüşe sahip olanların bir araya gelmelerini savunan 
cihet: taraf, yön
elem: acı, keder
farz: Allah’ın kesinlikle yapılmasını emrettiği şey
ferah: rahatlık
fâni: geçici olan, ölümlü 
gaflet: Allah’ın emir ve yasaklarına duyarsız davranma hâli 
hadsiz: sayısız
hakikat: doğru gerçek 
hakikat-i Kur’âniye: Kur’ân’ın hakikati, esası 
hayır: iyilik 
hususan: özellikle
hüküm: karar 
ibadet: Allah’a kulluk etme 
ihtar: hatırlatma
inşaallah: Allah’ın dilemesiyle
kefaret: günahlardan ve hatalardan arınma vasıtası
kudsî: kutsal, her türlü kusur ve noksandan uzak 
mahkeme-i âdile: adaletli mahkeme 
mahpus: tutuklu
mazlumiyet: zulme uğramışlık 
medar-ı şükran: teşekkürün, şükrün kaynağı, sebebi 
meyusiyet: ümitsizlik
münzevî: bir köşeye çekilip vaktini ibadetle geçiren
nam: isim, ünvan
nefyetmek: sürmek, sürgüne göndermek
nevi: çeşit, tür
nokta-i nazar: bakış açısı 
rica: ümit
sergüzeşt: bir kimsenin başından geçen hâl ve olaylar
sevk etmek: yöneltmek
suret: biçim, şekil 
tahammül: dayanma, katlanma
tebdil: değiştirme
teessüf etmek: üzülmek
tesirli: etkili
teslim-i silâh etmek: yenilgiyi kabul edip silâhını teslim etmek
vazife-i kudsiye: kutsal vazife 
zevâl: geçicilik, yokluk 
zevâl-i elem: acının bitmesi 
zındıka: dinsizlik
şükretmek: teşekkür etmek, Allah’a karşı minnet duymak 
şükür: Allah’a karşı minnet duyma, teşekkür etme 


<TBODY>
</TBODY>





Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst