Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Altıncı Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 257776" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Altıncı Söz - Sayfa 624</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">etmek; bütün bütün sırr-ı kadere ve hikmet-i cüz-ü ihtiyariyeye zıt bir harekete sebebiyet veren ilmî meseleler değildir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Evet, mânen terakkî etmeyen avam içinde, kaderin câ-yı istimâli var. Fakat, o da mâziyat ve mesâibdedir ki, ye’sin ve hüznün ilâcıdır. Yoksa, maâsî ve istikbaliyatta değildir ki, sefahete ve atâlete sebep olsun. Demek, kader meselesi, teklif ve mes’uliyetten kurtarmak için değil, belki fahr ve gururdan kurtarmak içindir ki, imana girmiş. Cüz-ü ihtiyarî, seyyiâta merci olmak içindir ki, akideye dahil olmuş; yoksa mehâsine masdar olarak tefer’un etmek için değildir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Evet, Kur’ân’ın dediği gibi, insan, seyyiâtından tamamen mes’uldür. Çünkü seyyiâtı isteyen odur. Seyyiât, tahribat nev’inden olduğu için, insan bir seyyie ile çok tahribat yapabilir, müthiş bir cezaya kesb-i istihkak eder: bir kibritle bir evi yakmak gibi. Fakat hasenatta iftihara hakkı yoktur. Onda onun hakkı pek azdır. Çünkü hasenatı isteyen, iktiza eden rahmet-i İlâhiye; ve icad eden kudret-i Rabbâniyedir. Sual ve cevap, dâi ve sebep, ikisi de Haktandır. İnsan yalnız dua ile, iman ile, şuur ile, rıza ile onlara sahip olur.Fakat seyyiâtı isteyen nefs-i insaniyedir: ya istidat ile, ya ihtiyar ile. Nasıl ki, beyaz, güzel güneşin ziyasından bazı maddeler siyahlık ve taaffün alır. O siyahlık, onun istidadına aittir. Fakat o seyyiâtı, çok mesâlihi tazammun eden bir kanun-u İlâhî ile icad eden yine Haktır. Demek, sebebiyet ve sual nefistendir ki, mes’uliyeti o çeker. Hakka ait olan halk ve icad ise, daha başka güzel netice ve meyveleri olduğu için güzeldir, hayırdır.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte, şu sırdandır ki: Kesb-i şer, şerdir; halk-ı şer, şer değildir. Nasıl ki, pek çok mesâlihi tazammun eden bir yağmurdan zarar gören tembel bir adam diyemez, “Yağmur rahmet değil.” Evet, halk ve icadda bir şerr-i cüz’î ile beraber</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Hak</strong>: her şeyi hakkıyla yaratan, varlığı hak olan ve her hakkın sahibi olan Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>akide</strong>: inanç</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>atâlet</strong>: hareketsizlik, tembellik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>avam</strong>: halk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>câ-yı istimâl</strong>: kullanma yeri</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cüz-ü ihtiyarî</strong>: insanın elindeki seçim gücü, irade (bk. c-z-e; ḫ-y-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dua</strong>: Allah’a yalvarma, yakarma (bk. d-a-v)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dâi</strong>: sebep olan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fahr</strong>: gurur, övünme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>halk</strong>: yaratma (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>halk-ı şer</strong>: kötülüğü yaratma (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hasenat</strong>: iyilikler, sevaplar (bk. ḥ-s-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hikmet-i cüz-ü ihtiyariye</strong>: insanın elindeki seçim gücünün hikmeti (bk. ḥ-k-m; c-z-e)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>icad etmek</strong>: var etmek, yaratmak (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>iftihar</strong>: övünme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihtiyar</strong>: tercih, seçme gücü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>iktiza etmek</strong>: gerektirmek</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>iman</strong>: inanmak (bk. e-m-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istidat</strong>: kabiliyet, yetenek (bk. a-d-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istikbaliyat</strong>: geleceğe ait şeyler, hadiseler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kader</strong>: Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce takdir etmesi, planlaması (bk. ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kanun-u İlâhî</strong>: Allah’ın kanunu (bk. e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kesb-i istihkak</strong>: hak etme (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kesb-i şer</strong>: kötülüğü işleme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kudret-i Rabbâniye</strong>: herşeyi terbiye ve idare eden Allah’ın sonsuz kudreti (bk. ḳ-d-r; r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>masdar</strong>: kaynak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>maâsî</strong>: günahlar</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mehâsin</strong>: güzellikler, iyilikler (bk. ḥ-s-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>merci</strong>: kaynak</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mesâib</strong>: musibetler, felaketler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mesâlih</strong>: maslahatlar, faydalar (bk. ṣ-l-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mes’ul</strong>: sorumlu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mes’uliyet</strong>: sorumluluk</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mânen</strong>: mânevî olarak (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mâziyat</strong>: geçmişe ait şeyler, hâdiseler</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nefs-i insaniye</strong>: insanı daima kötülüğe, yasak zevk ve isteklere teşvik eden duygu (bk. n-f-s)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nev’</strong>: tür, çeşit</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rahmet</strong>: merhamet, ihsan, bağış (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rahmet-i İlâhiye</strong>: Allah’ın merhamet ve şefkati (bk. r-ḥ-m; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sefahet</strong>: zevk, eğlence ve yasak şeylere düşkünlük, budalalık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>seyyie</strong>: kötülük, günah</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>seyyiât</strong>: kötülükler, günahlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sual</strong>: isteme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sırr-ı kader</strong>: kader sırrı (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>taaffün</strong>: bozulma, çürüme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tahribat</strong>: yıkıp bozmalar, yok etmeler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tazammun etmek</strong>: içine almak</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tefer’un</strong>: firavunlaşma, kendisini Firavun gibi ilah seviyesine çıkaracak derecede büyük görme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>teklif</strong>: yükümlülük</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>terakkî etmek</strong>: yükselmek, ilerlemek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ye’s</strong>: ümitsizlik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ziya</strong>: ışık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şer</strong>: kötülük</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şerr-i cüz’î</strong>: küçük kötülük (bk. c-z-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şuur</strong>: bilinç, idrak (bk. ş-a-r)</span></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 257776, member: 1"] [b]Yirmi Altıncı Söz - Sayfa 624[/b] [FONT=tahoma]etmek; bütün bütün sırr-ı kadere ve hikmet-i cüz-ü ihtiyariyeye zıt bir harekete sebebiyet veren ilmî meseleler değildir. Evet, mânen terakkî etmeyen avam içinde, kaderin câ-yı istimâli var. Fakat, o da mâziyat ve mesâibdedir ki, ye’sin ve hüznün ilâcıdır. Yoksa, maâsî ve istikbaliyatta değildir ki, sefahete ve atâlete sebep olsun. Demek, kader meselesi, teklif ve mes’uliyetten kurtarmak için değil, belki fahr ve gururdan kurtarmak içindir ki, imana girmiş. Cüz-ü ihtiyarî, seyyiâta merci olmak içindir ki, akideye dahil olmuş; yoksa mehâsine masdar olarak tefer’un etmek için değildir. Evet, Kur’ân’ın dediği gibi, insan, seyyiâtından tamamen mes’uldür. Çünkü seyyiâtı isteyen odur. Seyyiât, tahribat nev’inden olduğu için, insan bir seyyie ile çok tahribat yapabilir, müthiş bir cezaya kesb-i istihkak eder: bir kibritle bir evi yakmak gibi. Fakat hasenatta iftihara hakkı yoktur. Onda onun hakkı pek azdır. Çünkü hasenatı isteyen, iktiza eden rahmet-i İlâhiye; ve icad eden kudret-i Rabbâniyedir. Sual ve cevap, dâi ve sebep, ikisi de Haktandır. İnsan yalnız dua ile, iman ile, şuur ile, rıza ile onlara sahip olur.Fakat seyyiâtı isteyen nefs-i insaniyedir: ya istidat ile, ya ihtiyar ile. Nasıl ki, beyaz, güzel güneşin ziyasından bazı maddeler siyahlık ve taaffün alır. O siyahlık, onun istidadına aittir. Fakat o seyyiâtı, çok mesâlihi tazammun eden bir kanun-u İlâhî ile icad eden yine Haktır. Demek, sebebiyet ve sual nefistendir ki, mes’uliyeti o çeker. Hakka ait olan halk ve icad ise, daha başka güzel netice ve meyveleri olduğu için güzeldir, hayırdır. İşte, şu sırdandır ki: Kesb-i şer, şerdir; halk-ı şer, şer değildir. Nasıl ki, pek çok mesâlihi tazammun eden bir yağmurdan zarar gören tembel bir adam diyemez, “Yağmur rahmet değil.” Evet, halk ve icadda bir şerr-i cüz’î ile beraber [/FONT][FONT=tahoma] [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Hak[/B]: her şeyi hakkıyla yaratan, varlığı hak olan ve her hakkın sahibi olan Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]akide[/B]: inanç[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]atâlet[/B]: hareketsizlik, tembellik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]avam[/B]: halk[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]câ-yı istimâl[/B]: kullanma yeri[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cüz-ü ihtiyarî[/B]: insanın elindeki seçim gücü, irade (bk. c-z-e; ḫ-y-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dua[/B]: Allah’a yalvarma, yakarma (bk. d-a-v)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]dâi[/B]: sebep olan[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fahr[/B]: gurur, övünme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]halk[/B]: yaratma (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]halk-ı şer[/B]: kötülüğü yaratma (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hasenat[/B]: iyilikler, sevaplar (bk. ḥ-s-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hikmet-i cüz-ü ihtiyariye[/B]: insanın elindeki seçim gücünün hikmeti (bk. ḥ-k-m; c-z-e)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]icad etmek[/B]: var etmek, yaratmak (bk. v-c-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]iftihar[/B]: övünme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ihtiyar[/B]: tercih, seçme gücü[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]iktiza etmek[/B]: gerektirmek[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]iman[/B]: inanmak (bk. e-m-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]istidat[/B]: kabiliyet, yetenek (bk. a-d-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]istikbaliyat[/B]: geleceğe ait şeyler, hadiseler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kader[/B]: Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce takdir etmesi, planlaması (bk. ḳ-d-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kanun-u İlâhî[/B]: Allah’ın kanunu (bk. e-l-h)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kesb-i istihkak[/B]: hak etme (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kesb-i şer[/B]: kötülüğü işleme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kudret-i Rabbâniye[/B]: herşeyi terbiye ve idare eden Allah’ın sonsuz kudreti (bk. ḳ-d-r; r-b-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]masdar[/B]: kaynak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]maâsî[/B]: günahlar[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mehâsin[/B]: güzellikler, iyilikler (bk. ḥ-s-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]merci[/B]: kaynak[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mesâib[/B]: musibetler, felaketler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mesâlih[/B]: maslahatlar, faydalar (bk. ṣ-l-ḥ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mes’ul[/B]: sorumlu[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mes’uliyet[/B]: sorumluluk[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mânen[/B]: mânevî olarak (bk. a-n-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mâziyat[/B]: geçmişe ait şeyler, hâdiseler[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nefs-i insaniye[/B]: insanı daima kötülüğe, yasak zevk ve isteklere teşvik eden duygu (bk. n-f-s)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nev’[/B]: tür, çeşit[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]rahmet[/B]: merhamet, ihsan, bağış (bk. r-ḥ-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]rahmet-i İlâhiye[/B]: Allah’ın merhamet ve şefkati (bk. r-ḥ-m; e-l-h)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sefahet[/B]: zevk, eğlence ve yasak şeylere düşkünlük, budalalık[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]seyyie[/B]: kötülük, günah[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]seyyiât[/B]: kötülükler, günahlar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sual[/B]: isteme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sırr-ı kader[/B]: kader sırrı (bk. ḳ-d-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]taaffün[/B]: bozulma, çürüme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tahribat[/B]: yıkıp bozmalar, yok etmeler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tazammun etmek[/B]: içine almak[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tefer’un[/B]: firavunlaşma, kendisini Firavun gibi ilah seviyesine çıkaracak derecede büyük görme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]teklif[/B]: yükümlülük[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]terakkî etmek[/B]: yükselmek, ilerlemek[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ye’s[/B]: ümitsizlik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ziya[/B]: ışık[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şer[/B]: kötülük[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şerr-i cüz’î[/B]: küçük kötülük (bk. c-z-e)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şuur[/B]: bilinç, idrak (bk. ş-a-r)[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Altıncı Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst