Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Birinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250178" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Birinci Söz - Sayfa 364</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Hem sol cenahta düşmanın askeri yokken ve daha gelmeden, büyük bir kuvvet gönderir, “Ateş et” emrini verir, merkezi bütün bütün kuvvetten düşürtür. Düşman işi anlar, merkeze hücum eder, târümâr eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, buna benzersin. Çünkü geçmiş günlerin zahmeti, bugün rahmete kalb olmuş. Elemi gitmiş, lezzeti kalmış. Külfeti, keramete iltihak; ve meşakkati, sevaba inkılâb etmiş. Öyle ise, ondan usanç almak değil, belki yeni bir şevk, taze bir zevk ve devama ciddî bir gayret almak lâzım gelir. Gelecek günler ise madem gelmemişler; şimdiden düşünüp usanmak ve fütur getirmek, aynen o günlerde açlığı ve susuzluğu ile bugün düşünüp bağırıp çağırmak gibi bir divaneliktir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Madem hakikat böyledir. Âkıl isen, ibadet cihetinde yalnız bugünü düşün. Ve “Onun bir saatini, ücreti pek büyük, külfeti pek az, hoş ve güzel ve ulvî bir hizmete sarf ediyorum” de. O vakit senin acı bir füturun, tatlı bir gayrete inkılâb eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, ey sabırsız nefsim! Sen üç sabırla mükellefsin. Birisi, taat üstünde sabırdır. Birisi, mâsiyetten sabırdır. Diğeri, musibete karşı sabırdır. Aklın varsa, şu Üçüncü İkazdaki temsilde görünen hakikati rehber tut, merdâne “Yâ Sabûr“ de, üç sabrı omuzuna al. Cenâb-ı Hakkın sana verdiği sabır kuvvetini eğer yanlış yolda dağıtmazsan, her meşakkate ve her musibete kâfi gelebilir; ve o kuvvetle dayan.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>DÖRDÜNCÜ İKAZ</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ey sersem nefsim! Acaba şu vazife-i ubûdiyet neticesiz midir? Ücreti az mıdır ki sana usanç veriyor? Halbuki bir adam sana birkaç para verse veyahut seni korkutsa, akşama kadar seni çalıştırır; ve fütursuz çalışırsın. Acaba bu misafirhane-i dünyada âciz ve fakir kalbine kut ve gınâ; ve elbette bir menzilin olan kabrinde gıda ve ziya; ve herhalde mahkemen olan mahşerde sened ve berat; ve ister istemez üstünden geçilecek Sırat köprüsünde nur ve burâk olacak bir namaz neticesiz midir veyahut ücreti az mıdır?</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Bir adam sana yüz liralık bir hediye va’d etse, yüz gün seni çalıştırır. Hulfü’l-va’d edebilir o adama itimad edersin, fütursuz işlersin. Acaba hulfü’l-va’d hakkında muhal olan bir Zât, Cennet gibi bir ücreti ve saadet-i ebediye gibi bir hediyeyi sana va’d etse, pek az bir zamanda, pek güzel bir vazifede seni istihdam</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Cenâb-ı Hak</strong>: Hakkın tâ kendisi olan yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sabûr</strong>: günahkârlara ve isyan edenlere ceza vermekte acele etmeyen ve kullarına sabır gücü ihsan eden Allah (bk. ṣ-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sırat köprüsü</strong>: Cehennem üzerine kurulu olan ve Cennete girmek için üzerinden geçilmesi gereken köprü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>berat</strong>: kurtuluş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>burak</strong>: iman ehlini Sırat köprüsünden geçirecek olan binek, âhiret bineği</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>divanelik</strong>: akılsızlık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>elem</strong>: acı, sıkıntı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fütur</strong>: usanç</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fütursuz</strong>: usanmadan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gınâ</strong>: zenginlik (bk. ğ-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hulfü’l-va’d</strong>: sözünden dönme (bk. v-a-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iltihak etmek</strong>: katılmak </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkılâb etmek</strong>: dönüşmek </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istihdam etmek</strong>: çalıştırmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kalb olmak</strong>: dönüşmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>keramet</strong>: Allah’ın bir ikramı olarak, veli kullarda görünen olağanüstü haller (bk. k-r-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kut</strong>: gıda</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>külfet</strong>: yük, zorluk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahşer</strong>: haşir meydanı (bk. ḥ-ş-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>menzil</strong>: ev, mekân (bk. n-z-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>merdâne</strong>: mertçe</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meşakkat</strong>: güçlük, sıkıntı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misafirhane-i dünya</strong>: dünya misafirhanesi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhal</strong>: imkânsız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musibet</strong>: belâ, felaket</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mâsiyet</strong>: günah, isyan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mükellef</strong>: yükümlü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nefis</strong>: kişinin kendisi; insanı daima kötülüğe, yasak zevk ve isteklere teşvik eden duygu (bk. n-f-s)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nur</strong>: ışık, aydınlık (bk. n-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahmet</strong>: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet-i ebediye</strong>: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sarf etmek</strong>: harcamak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taat</strong>: itaat, Allah’ın emirlerine uyma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>târumâr etmek</strong>: dağıtmak </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ulvî</strong>: yüce</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vazife-i ubûdiyet</strong>: kulluk görevi (bk. a-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>va’d etmek</strong>: söz vermek (bk. v-a-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziya</strong>: ışık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âciz</strong>: güçsüz (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âkıl</strong>: akıllı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şevk</strong>: şiddetli arzu ve istek</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250178, member: 1"] [b]Yirmi Birinci Söz - Sayfa 364[/b] [FONT=Tahoma]Hem sol cenahta düşmanın askeri yokken ve daha gelmeden, büyük bir kuvvet gönderir, “Ateş et” emrini verir, merkezi bütün bütün kuvvetten düşürtür. Düşman işi anlar, merkeze hücum eder, târümâr eder. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, buna benzersin. Çünkü geçmiş günlerin zahmeti, bugün rahmete kalb olmuş. Elemi gitmiş, lezzeti kalmış. Külfeti, keramete iltihak; ve meşakkati, sevaba inkılâb etmiş. Öyle ise, ondan usanç almak değil, belki yeni bir şevk, taze bir zevk ve devama ciddî bir gayret almak lâzım gelir. Gelecek günler ise madem gelmemişler; şimdiden düşünüp usanmak ve fütur getirmek, aynen o günlerde açlığı ve susuzluğu ile bugün düşünüp bağırıp çağırmak gibi bir divaneliktir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Madem hakikat böyledir. Âkıl isen, ibadet cihetinde yalnız bugünü düşün. Ve “Onun bir saatini, ücreti pek büyük, külfeti pek az, hoş ve güzel ve ulvî bir hizmete sarf ediyorum” de. O vakit senin acı bir füturun, tatlı bir gayrete inkılâb eder. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, ey sabırsız nefsim! Sen üç sabırla mükellefsin. Birisi, taat üstünde sabırdır. Birisi, mâsiyetten sabırdır. Diğeri, musibete karşı sabırdır. Aklın varsa, şu Üçüncü İkazdaki temsilde görünen hakikati rehber tut, merdâne “Yâ Sabûr“ de, üç sabrı omuzuna al. Cenâb-ı Hakkın sana verdiği sabır kuvvetini eğer yanlış yolda dağıtmazsan, her meşakkate ve her musibete kâfi gelebilir; ve o kuvvetle dayan. [/FONT] [FONT=Tahoma][B]DÖRDÜNCÜ İKAZ [/B][/FONT] [FONT=Tahoma]Ey sersem nefsim! Acaba şu vazife-i ubûdiyet neticesiz midir? Ücreti az mıdır ki sana usanç veriyor? Halbuki bir adam sana birkaç para verse veyahut seni korkutsa, akşama kadar seni çalıştırır; ve fütursuz çalışırsın. Acaba bu misafirhane-i dünyada âciz ve fakir kalbine kut ve gınâ; ve elbette bir menzilin olan kabrinde gıda ve ziya; ve herhalde mahkemen olan mahşerde sened ve berat; ve ister istemez üstünden geçilecek Sırat köprüsünde nur ve burâk olacak bir namaz neticesiz midir veyahut ücreti az mıdır? [/FONT] [FONT=Tahoma]Bir adam sana yüz liralık bir hediye va’d etse, yüz gün seni çalıştırır. Hulfü’l-va’d edebilir o adama itimad edersin, fütursuz işlersin. Acaba hulfü’l-va’d hakkında muhal olan bir Zât, Cennet gibi bir ücreti ve saadet-i ebediye gibi bir hediyeyi sana va’d etse, pek az bir zamanda, pek güzel bir vazifede seni istihdam [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Cenâb-ı Hak[/B]: Hakkın tâ kendisi olan yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Sabûr[/B]: günahkârlara ve isyan edenlere ceza vermekte acele etmeyen ve kullarına sabır gücü ihsan eden Allah (bk. ṣ-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Sırat köprüsü[/B]: Cehennem üzerine kurulu olan ve Cennete girmek için üzerinden geçilmesi gereken köprü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]berat[/B]: kurtuluş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]burak[/B]: iman ehlini Sırat köprüsünden geçirecek olan binek, âhiret bineği[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]divanelik[/B]: akılsızlık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]elem[/B]: acı, sıkıntı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fütur[/B]: usanç[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fütursuz[/B]: usanmadan[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]gınâ[/B]: zenginlik (bk. ğ-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hulfü’l-va’d[/B]: sözünden dönme (bk. v-a-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]iltihak etmek[/B]: katılmak [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inkılâb etmek[/B]: dönüşmek [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istihdam etmek[/B]: çalıştırmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kalb olmak[/B]: dönüşmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]keramet[/B]: Allah’ın bir ikramı olarak, veli kullarda görünen olağanüstü haller (bk. k-r-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kut[/B]: gıda[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]külfet[/B]: yük, zorluk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahşer[/B]: haşir meydanı (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]menzil[/B]: ev, mekân (bk. n-z-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]merdâne[/B]: mertçe[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]meşakkat[/B]: güçlük, sıkıntı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misafirhane-i dünya[/B]: dünya misafirhanesi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhal[/B]: imkânsız[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]musibet[/B]: belâ, felaket[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mâsiyet[/B]: günah, isyan[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mükellef[/B]: yükümlü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nefis[/B]: kişinin kendisi; insanı daima kötülüğe, yasak zevk ve isteklere teşvik eden duygu (bk. n-f-s)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nur[/B]: ışık, aydınlık (bk. n-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rahmet[/B]: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]saadet-i ebediye[/B]: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sarf etmek[/B]: harcamak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]taat[/B]: itaat, Allah’ın emirlerine uyma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]târumâr etmek[/B]: dağıtmak [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ulvî[/B]: yüce[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vazife-i ubûdiyet[/B]: kulluk görevi (bk. a-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]va’d etmek[/B]: söz vermek (bk. v-a-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ziya[/B]: ışık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âciz[/B]: güçsüz (bk. a-c-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âkıl[/B]: akıllı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şevk[/B]: şiddetli arzu ve istek[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Birinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst