Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Birinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250187" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Birinci Söz - Sayfa 373</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Tasavvur-u dalâlet, dalâlet olmadığı gibi, tefekkür-ü dalâlet dahi dalâlet değildir. Çünkü hem tahayyül, hem tevehhüm, hem tasavvur, hem tefekkür, tasdik-i aklîden ve iz’ân-ı kalbîden ayrıdırlar, başkadırlar. Onlar bir derece serbesttirler. Cüz-ü ihtiyariyeyi pek dinlemiyorlar. Teklif-i dinî altına çok giremiyorlar. Tasdik ve iz’an öyle değiller. Bir mizana tâbidirler.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem tahayyül, tevehhüm, tasavvur, tefekkür, nasıl ki tasdik ve iz’an değiller. Öyle de, şüphe ve tereddüt sayılmazlar. Fakat, eğer lüzumsuz tekrar ede ede müstekar bir hale gelse, o vakit hakikî bir nevi şüphe, ondan tevellüt edebilir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem bîtarafâne muhakeme namıyla veya insaf namına deyip, şıkk-ı muhalifi iltizam ede ede, tâ öyle bir hale gelir ki, ihtiyarsız taraf-ı muhalifi iltizam eder. Ona vâcip olan hakkın iltizamı kırılır. O da tehlikeye düşer. Hasmın veya şeytanın bir vekil-i fuzulîsi olacak bir halet, zihninde takarrur eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Şu nevi vesvesenin en mühimi budur ki: Vesveseli adam, imkân-ı zâtî ile imkân-ı zihnîyi birbiriyle iltibas eder. Yani, birşeyi zâtında mümkün görse, o şeyi zihnen dahi mümkün ve aklen meşkûk tevehhüm eder. Halbuki, ilm-i kelâmın kaidelerindendir ki, imkân-ı zâtî ise yakîn-i ilmîye münâfi değil ve zaruret-i zihniyeye zıddiyeti yoktur. Meselâ, şu dakikada Karadeniz’in yere batması, zâtında mümkündür ve o imkân-ı zâtî ile muhtemeldir. Halbuki, yakînen o denizin yerinde olduğunu hükmediyoruz, şüphesiz biliyoruz. Ve o ihtimal-i imkânî ve o imkân-ı zâtî bize şek vermez, bir şüphe getirmez, yakînimizi bozmaz. Meselâ şu güneş, zâtında mümkündür ki, bugün gurub etmesin veya yarın tulû etmesin. Halbuki bu imkân yakînimize zarar vermez, şüphe getirmez.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, bunun gibi, meselâ hakaik-ı imâniyeden olan hayat-ı dünyeviyenin gurubuna ve hayat-ı uhreviyenin tulûuna imkân-ı zâtî cihetinde gelen vehimler, yakîn-i</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>aklen</strong>: akıl bakımından</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bitarafâne</strong>: tarafsız bir şekilde</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cüz-ü ihtiyarî</strong>: insanın elindeki seçim gücü, irade (bk. c-z-e; ḫ-y-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dalâlet</strong>: hak yoldan sapkınlık, inançsızlık (bk. ḍ-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gurub</strong>: batma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hak</strong>: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakaik-i imâniye</strong>: iman hakikatleri (bk. ḥ-ḳ-ḳ; e-m-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikî</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>halet</strong>: durum, hal</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hasım</strong>: düşman</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı dünyeviye</strong>: dünya hayatı (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı uhreviye</strong>: âhiret hayatı (bk. ḥ-y-y; e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihtimal-i imkânî</strong>: mümkün olma ihtimali (bk. m-k-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihtiyar</strong>: irade, tercih (bk. ḫ-y-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ilm-i kelâm</strong>: kelâm ilmi (bk. a-l-m; k-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iltibas</strong>: karıştırma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iltizam</strong>: taraf tutma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>imkân-ı zihnî</strong>: bir şeyin mümkün olabileceğini zihinde düşünmek (bk. m-k-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>imkân-ı zâtî</strong>: bir şeyin aslında mümkün olması (bk. m-k-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>insaf</strong>: merhamet ve adâlet dâiresinde hareket</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iz’an</strong>: kesin şekilde inanma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iz’ân-ı kalbî</strong>: kalben kabul etme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kaide</strong>: kural</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meşkûk</strong>: şüpheli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mizan</strong>: ölçü (bk. v-z-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhakeme</strong>: değerlendirme (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhtemel</strong>: ihtimal dahilinde</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münâfi</strong>: aykırı, zıt</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müstekar</strong>: kararlı, yerleşmiş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nevi</strong>: çeşit, tür</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tahayyül</strong>: hayal etme (bk. ḫ-y-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>takarrur</strong>: karar kılma, yerleşme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taraf-ı muhalif</strong>: karşı taraf</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasavvur</strong>: zihinde şekillendirme, tasarlama (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasavvur-u dalâlet</strong>: inançsızlığı zihinde şekillendirme (bk. ṣ-v-r; ḍ-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasdik</strong>: doğruluğunu kabul etme, onaylama (bk. ṣ-d-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasdik-i aklî</strong>: aklen doğrulama (bk. ṣ-d-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tefekkür</strong>: düşünme (bk. f-k-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tefekkür-ü dalâlet</strong>: inançsızlığı düşünme (bk. f-k-r; ḍ-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teklif-i dinî</strong>: dinin yükümlülükleri</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tereddüt</strong>: şüphede kalma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevehhüm</strong>: olmayan şeyi varmış gibi düşünme, kuruntuya kapılma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevellüt</strong>: doğma, meydana gelme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tulû</strong>: doğma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tâbi</strong>: uyma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vehim</strong>: kuruntu, olmayan şeyi varmış gibi gösteren düşünce</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vekil-i fuzulî</strong>: gereksiz vekil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vesvese</strong>: şüphe, kuruntu</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vâcip</strong>: zorunlu (bk. v-c-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>yakîn</strong>: kesinlik (bk. y-ḳ-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>yakîn-i ilmî</strong>: kesin ve sağlam bilgi (bk. y-ḳ-n; a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>yakînen</strong>: kesin olarak (bk. y-ḳ-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zaruret-i zihniye</strong>: zihnin zorunlulukları</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zâtı</strong>: kendisi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zıddiyet</strong>: zıtlık, karşıtlık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şek</strong>: şüphe</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şıkk-ı muhalif</strong>: karşı taraf</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250187, member: 1"] [b]Yirmi Birinci Söz - Sayfa 373[/b] [FONT=Tahoma]Tasavvur-u dalâlet, dalâlet olmadığı gibi, tefekkür-ü dalâlet dahi dalâlet değildir. Çünkü hem tahayyül, hem tevehhüm, hem tasavvur, hem tefekkür, tasdik-i aklîden ve iz’ân-ı kalbîden ayrıdırlar, başkadırlar. Onlar bir derece serbesttirler. Cüz-ü ihtiyariyeyi pek dinlemiyorlar. Teklif-i dinî altına çok giremiyorlar. Tasdik ve iz’an öyle değiller. Bir mizana tâbidirler. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem tahayyül, tevehhüm, tasavvur, tefekkür, nasıl ki tasdik ve iz’an değiller. Öyle de, şüphe ve tereddüt sayılmazlar. Fakat, eğer lüzumsuz tekrar ede ede müstekar bir hale gelse, o vakit hakikî bir nevi şüphe, ondan tevellüt edebilir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem bîtarafâne muhakeme namıyla veya insaf namına deyip, şıkk-ı muhalifi iltizam ede ede, tâ öyle bir hale gelir ki, ihtiyarsız taraf-ı muhalifi iltizam eder. Ona vâcip olan hakkın iltizamı kırılır. O da tehlikeye düşer. Hasmın veya şeytanın bir vekil-i fuzulîsi olacak bir halet, zihninde takarrur eder. [/FONT] [FONT=Tahoma]Şu nevi vesvesenin en mühimi budur ki: Vesveseli adam, imkân-ı zâtî ile imkân-ı zihnîyi birbiriyle iltibas eder. Yani, birşeyi zâtında mümkün görse, o şeyi zihnen dahi mümkün ve aklen meşkûk tevehhüm eder. Halbuki, ilm-i kelâmın kaidelerindendir ki, imkân-ı zâtî ise yakîn-i ilmîye münâfi değil ve zaruret-i zihniyeye zıddiyeti yoktur. Meselâ, şu dakikada Karadeniz’in yere batması, zâtında mümkündür ve o imkân-ı zâtî ile muhtemeldir. Halbuki, yakînen o denizin yerinde olduğunu hükmediyoruz, şüphesiz biliyoruz. Ve o ihtimal-i imkânî ve o imkân-ı zâtî bize şek vermez, bir şüphe getirmez, yakînimizi bozmaz. Meselâ şu güneş, zâtında mümkündür ki, bugün gurub etmesin veya yarın tulû etmesin. Halbuki bu imkân yakînimize zarar vermez, şüphe getirmez. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, bunun gibi, meselâ hakaik-ı imâniyeden olan hayat-ı dünyeviyenin gurubuna ve hayat-ı uhreviyenin tulûuna imkân-ı zâtî cihetinde gelen vehimler, yakîn-i [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]aklen[/B]: akıl bakımından[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bitarafâne[/B]: tarafsız bir şekilde[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cüz-ü ihtiyarî[/B]: insanın elindeki seçim gücü, irade (bk. c-z-e; ḫ-y-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dalâlet[/B]: hak yoldan sapkınlık, inançsızlık (bk. ḍ-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]gurub[/B]: batma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hak[/B]: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakaik-i imâniye[/B]: iman hakikatleri (bk. ḥ-ḳ-ḳ; e-m-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikî[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]halet[/B]: durum, hal[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hasım[/B]: düşman[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı dünyeviye[/B]: dünya hayatı (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı uhreviye[/B]: âhiret hayatı (bk. ḥ-y-y; e-ḫ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihtimal-i imkânî[/B]: mümkün olma ihtimali (bk. m-k-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihtiyar[/B]: irade, tercih (bk. ḫ-y-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ilm-i kelâm[/B]: kelâm ilmi (bk. a-l-m; k-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iltibas[/B]: karıştırma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]iltizam[/B]: taraf tutma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]imkân-ı zihnî[/B]: bir şeyin mümkün olabileceğini zihinde düşünmek (bk. m-k-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]imkân-ı zâtî[/B]: bir şeyin aslında mümkün olması (bk. m-k-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]insaf[/B]: merhamet ve adâlet dâiresinde hareket[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]iz’an[/B]: kesin şekilde inanma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iz’ân-ı kalbî[/B]: kalben kabul etme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kaide[/B]: kural[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meşkûk[/B]: şüpheli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mizan[/B]: ölçü (bk. v-z-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhakeme[/B]: değerlendirme (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhtemel[/B]: ihtimal dahilinde[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]münâfi[/B]: aykırı, zıt[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müstekar[/B]: kararlı, yerleşmiş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nevi[/B]: çeşit, tür[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tahayyül[/B]: hayal etme (bk. ḫ-y-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]takarrur[/B]: karar kılma, yerleşme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taraf-ı muhalif[/B]: karşı taraf[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tasavvur[/B]: zihinde şekillendirme, tasarlama (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasavvur-u dalâlet[/B]: inançsızlığı zihinde şekillendirme (bk. ṣ-v-r; ḍ-l-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tasdik[/B]: doğruluğunu kabul etme, onaylama (bk. ṣ-d-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasdik-i aklî[/B]: aklen doğrulama (bk. ṣ-d-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tefekkür[/B]: düşünme (bk. f-k-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tefekkür-ü dalâlet[/B]: inançsızlığı düşünme (bk. f-k-r; ḍ-l-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]teklif-i dinî[/B]: dinin yükümlülükleri[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tereddüt[/B]: şüphede kalma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tevehhüm[/B]: olmayan şeyi varmış gibi düşünme, kuruntuya kapılma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tevellüt[/B]: doğma, meydana gelme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tulû[/B]: doğma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tâbi[/B]: uyma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vehim[/B]: kuruntu, olmayan şeyi varmış gibi gösteren düşünce[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vekil-i fuzulî[/B]: gereksiz vekil[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vesvese[/B]: şüphe, kuruntu[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vâcip[/B]: zorunlu (bk. v-c-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]yakîn[/B]: kesinlik (bk. y-ḳ-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]yakîn-i ilmî[/B]: kesin ve sağlam bilgi (bk. y-ḳ-n; a-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]yakînen[/B]: kesin olarak (bk. y-ḳ-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zaruret-i zihniye[/B]: zihnin zorunlulukları[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zâtı[/B]: kendisi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zıddiyet[/B]: zıtlık, karşıtlık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şek[/B]: şüphe[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şıkk-ı muhalif[/B]: karşı taraf[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Birinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst