Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dördüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250634" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Dördüncü Söz - Sayfa 455</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Bu şartı yaptıktan sonra sen kemâlini bulursun. Fakir ve karanlıklı kamer yerine, haşmetli güneşi bulursun. Fakat sen dahi, öteki arkadaşın gibi, güneşi safi göremezsin. Belki senin aklın ve felsefen ünsiyet ve ülfet ettikleri perdeler arkasında ve ilim ve hikmetin nescettiği hicapların halfinde ve kabiliyetin verdiği bir renk içinde görebilirsin.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, Reşha-misal üçüncü arkadaşınız ki, hem fakirdir, hem renksizdir. Güneşin hararetiyle çabuk tebahhur eder, enâniyetini bırakır, buhara biner, havaya çıkar. İçindeki madde-i kesife, nâr-ı aşk ile ateş alır, ziya ile nura döner. O ziyanın cilvelerinden gelen bir şuaa yapışır, yanaşır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ey Reşha-misal! Madem doğrudan doğruya güneşe âyinedarlık ediyorsun. Sen hangi mertebede bulunursan bulun, ayn-ı şemse karşı, aynelyakîn bir tarzda, safi bakılacak bir delik, bir pencere bulursun. Hem o şemsin âsâr-ı acîbesini ona vermekte müşkülât çekmeyeceksin. Ona lâyık haşmetli evsâfını tereddütsüz verebilirsin. Saltanat-ı zâtiyesinin dehşetli âsârını ona vermekte hiçbir şey senin elinden tutup ondan vazgeçiremez. Seni ne berzahların darlığı, ne kabiliyetlerin kaydı, ne âyinelerin küçüklüğü seni şaşırtmaz, hilâf-ı hakikate sevk etmez. Çünkü sen safi, hâlis, doğrudan doğruya ona baktığın için anlamışsın ki, mazharlarda görünen ve âyinelerde müşahede olunan güneş değil, belki bir nevi cilveleridir, bir çeşit renkli akisleridir. Çendan o akisler onun ünvanlarıdır; fakat bütün âsâr-ı haşmetini gösteremiyorlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, şu hakikatle karışık temsilde, böyle başka başka üç tarikle kemâle gidilir. Ve o kemâlâtın mezâyâsında ve mertebe-i şuhudun tafsilâtında başka başkadırlar. Fakat neticede ve hakka iz’an ve hakikati tasdikte ittifak ederler.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, nasıl bir gece adamı ki, hiç güneşi görmemiş, yalnız kamer âyinesinde bir gölgesini görüyor. Güneşe mahsus haşmetli ziyayı, dehşetli cazibeyi aklına sığıştıramıyor. Belki görenlere teslim olup taklit ediyor. Öyle de, veraset-i Ahmediye (a.s.m.) ile Kadîr ve Muhyî gibi isimlerin mertebe-i uzmâsına yetişmeyen,</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kadîr</strong>: sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Muhyî</strong>: bütün canlılara hayat veren Allah (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Reşha-misal</strong>: sızıntı misali (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>akis</strong>: yansıma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ayn-ı şems</strong>: güneşin kendisi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>aynelyakin</strong>: gözle görür kesinlikte (bk. y-ḳ-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>berzah</strong>: geçit</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cazibe</strong>: çekim gücü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cilve</strong>: görünme, yansıma (bk. c-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>enâniyet</strong>: benlik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evsâf</strong>: vasıflar, özellikler (bk. v-ṣ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hak</strong>: doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>half</strong>: arka</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hararet</strong>: sıcaklık, ısı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşmet</strong>: ihtişam, görkem</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hicap</strong>: örtü, perde</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: yüksek bilgi (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hilâf-ı hakikat</strong>: gerçeğe aykırılık (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâlis</strong>: içten, katıksız (bk. ḫ-l-ṣ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iz’an</strong>: kesin şekilde inanma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kamer</strong>: ay </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl</strong>: mükemmellik, olgunluk (bk. k-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâlât</strong>: mükemmellikler (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>madde-i kesife</strong>: yoğun, katı madde</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahsus</strong>: özel, has</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhar</strong>: ayna, görünme yeri (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mertebe</strong>: derece</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mertebe-i uzmâ</strong>: en büyük mertebe (bk. a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mertebe-i şuhud</strong>: görme derecesi (bk. ş-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mezâyâ</strong>: meziyetler, üstün özellikler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müşahede olunmak</strong>: görünmek (bk. ş-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müşkilât</strong>: zorluk</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nesc etmek</strong>: dokumak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nevi</strong>: tür, çeşit</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nur</strong>: aydınlık (bk. n-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nâr-ı aşk</strong>: aşk ateşi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>safi</strong>: temiz, duru; halis (bk. ṣ-f-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saltanat-ı zâtiye</strong>: bizzat Kendisinin hükmettiği saltanat, egemenlik (bk. s-l-ṭ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tafsilât</strong>: ayrıntı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tarik</strong>: yol (bk. ṭ-r-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasdik</strong>: onaylama, doğruluğunu kabul etme (bk. ṣ-d-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tebahhur</strong>: buharlaşma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temsil</strong>: kıyaslama tarzında benzetme (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tereddütsüz</strong>: şüphede kalmayacak şekilde</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>veraset-i Ahmediye</strong>: Peygamberimize varis olma, onun izinden gitme (bk. ḥ-m-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziya</strong>: ışık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âsâr</strong>: işler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âsâr-ı acîbe</strong>: şaşırtıcı işler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âsâr-ı haşmet</strong>: haşmet ve büyüklüğün kendine lâyık eserleri, neticeleri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyine</strong>: ayna</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyinedar</strong>: ayna olma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>çendan</strong>: gerçi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ülfet</strong>: alışkanlık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ünsiyet</strong>: alışkanlık, âşinalık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şems</strong>: güneş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şua</strong>: ışık, parıltı</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250634, member: 1"] [b]Yirmi Dördüncü Söz - Sayfa 455[/b] [FONT=Tahoma]Bu şartı yaptıktan sonra sen kemâlini bulursun. Fakir ve karanlıklı kamer yerine, haşmetli güneşi bulursun. Fakat sen dahi, öteki arkadaşın gibi, güneşi safi göremezsin. Belki senin aklın ve felsefen ünsiyet ve ülfet ettikleri perdeler arkasında ve ilim ve hikmetin nescettiği hicapların halfinde ve kabiliyetin verdiği bir renk içinde görebilirsin. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, Reşha-misal üçüncü arkadaşınız ki, hem fakirdir, hem renksizdir. Güneşin hararetiyle çabuk tebahhur eder, enâniyetini bırakır, buhara biner, havaya çıkar. İçindeki madde-i kesife, nâr-ı aşk ile ateş alır, ziya ile nura döner. O ziyanın cilvelerinden gelen bir şuaa yapışır, yanaşır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ey Reşha-misal! Madem doğrudan doğruya güneşe âyinedarlık ediyorsun. Sen hangi mertebede bulunursan bulun, ayn-ı şemse karşı, aynelyakîn bir tarzda, safi bakılacak bir delik, bir pencere bulursun. Hem o şemsin âsâr-ı acîbesini ona vermekte müşkülât çekmeyeceksin. Ona lâyık haşmetli evsâfını tereddütsüz verebilirsin. Saltanat-ı zâtiyesinin dehşetli âsârını ona vermekte hiçbir şey senin elinden tutup ondan vazgeçiremez. Seni ne berzahların darlığı, ne kabiliyetlerin kaydı, ne âyinelerin küçüklüğü seni şaşırtmaz, hilâf-ı hakikate sevk etmez. Çünkü sen safi, hâlis, doğrudan doğruya ona baktığın için anlamışsın ki, mazharlarda görünen ve âyinelerde müşahede olunan güneş değil, belki bir nevi cilveleridir, bir çeşit renkli akisleridir. Çendan o akisler onun ünvanlarıdır; fakat bütün âsâr-ı haşmetini gösteremiyorlar. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, şu hakikatle karışık temsilde, böyle başka başka üç tarikle kemâle gidilir. Ve o kemâlâtın mezâyâsında ve mertebe-i şuhudun tafsilâtında başka başkadırlar. Fakat neticede ve hakka iz’an ve hakikati tasdikte ittifak ederler. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, nasıl bir gece adamı ki, hiç güneşi görmemiş, yalnız kamer âyinesinde bir gölgesini görüyor. Güneşe mahsus haşmetli ziyayı, dehşetli cazibeyi aklına sığıştıramıyor. Belki görenlere teslim olup taklit ediyor. Öyle de, veraset-i Ahmediye (a.s.m.) ile Kadîr ve Muhyî gibi isimlerin mertebe-i uzmâsına yetişmeyen, [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Kadîr[/B]: sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Muhyî[/B]: bütün canlılara hayat veren Allah (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Reşha-misal[/B]: sızıntı misali (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]akis[/B]: yansıma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ayn-ı şems[/B]: güneşin kendisi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]aynelyakin[/B]: gözle görür kesinlikte (bk. y-ḳ-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]berzah[/B]: geçit[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cazibe[/B]: çekim gücü[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cilve[/B]: görünme, yansıma (bk. c-l-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]enâniyet[/B]: benlik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]evsâf[/B]: vasıflar, özellikler (bk. v-ṣ-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hak[/B]: doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]half[/B]: arka[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hararet[/B]: sıcaklık, ısı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haşmet[/B]: ihtişam, görkem[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hicap[/B]: örtü, perde[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: yüksek bilgi (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hilâf-ı hakikat[/B]: gerçeğe aykırılık (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâlis[/B]: içten, katıksız (bk. ḫ-l-ṣ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iz’an[/B]: kesin şekilde inanma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kamer[/B]: ay [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl[/B]: mükemmellik, olgunluk (bk. k-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâlât[/B]: mükemmellikler (bk. k-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]madde-i kesife[/B]: yoğun, katı madde[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahsus[/B]: özel, has[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mazhar[/B]: ayna, görünme yeri (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mertebe[/B]: derece[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mertebe-i uzmâ[/B]: en büyük mertebe (bk. a-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mertebe-i şuhud[/B]: görme derecesi (bk. ş-h-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mezâyâ[/B]: meziyetler, üstün özellikler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müşahede olunmak[/B]: görünmek (bk. ş-h-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müşkilât[/B]: zorluk[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nesc etmek[/B]: dokumak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nevi[/B]: tür, çeşit[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nur[/B]: aydınlık (bk. n-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nâr-ı aşk[/B]: aşk ateşi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]safi[/B]: temiz, duru; halis (bk. ṣ-f-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]saltanat-ı zâtiye[/B]: bizzat Kendisinin hükmettiği saltanat, egemenlik (bk. s-l-ṭ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tafsilât[/B]: ayrıntı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tarik[/B]: yol (bk. ṭ-r-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasdik[/B]: onaylama, doğruluğunu kabul etme (bk. ṣ-d-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tebahhur[/B]: buharlaşma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]temsil[/B]: kıyaslama tarzında benzetme (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tereddütsüz[/B]: şüphede kalmayacak şekilde[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]veraset-i Ahmediye[/B]: Peygamberimize varis olma, onun izinden gitme (bk. ḥ-m-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ziya[/B]: ışık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âsâr[/B]: işler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âsâr-ı acîbe[/B]: şaşırtıcı işler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âsâr-ı haşmet[/B]: haşmet ve büyüklüğün kendine lâyık eserleri, neticeleri[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âyine[/B]: ayna[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âyinedar[/B]: ayna olma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]çendan[/B]: gerçi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ülfet[/B]: alışkanlık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ünsiyet[/B]: alışkanlık, âşinalık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şems[/B]: güneş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şua[/B]: ışık, parıltı[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dördüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst