Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Sekizinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 264556" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Sekizinci Söz - Sayfa 672</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Ekl ve şürb ve muamele-i zevciye, gerçi bu dünyada bir ihtiyaçtan gelir, bir vazifeye gider. Fakat o vazifeye bir ücret-i muaccele olarak, öyle mütenevvi leziz lezzet içlerine bırakılmıştır ki, sair lezâize tereccuh ediyor. Madem bu dâr-ı elemde bu kadar acib ve ayrı ayrı lezzetlere medar, ekl ve nikâhtır. Elbette, dâr-ı lezzet ve saadet olan Cennette o lezzetler o kadar ulvî bir suret alıp ve vazife-i dünyeviyenin uhrevî ücretini de lezzet olarak ona katarak ve dünyevî ihtiyacı dahi uhrevî bir hoş iştiha suretinde ilâve ederek, Cennete lâyık ve ebediyete münasip, en câmi’, hayattar bir maden-i lezzet olur.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Evet, <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> <span style="font-size: 22px"><span style="font-family: 'trebuchet ms'">وَمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَاۤ اِلاَّ لَهْوٌ وَلَعِبٌ وَاِنَّ الدَّارَ اْلاٰخِرَةَ لَهِىَ الْحَيَوَانُ </span></span>sırrınca, şu dâr-ı dünyada câmid ve şuursuz ve hayatsız maddeler, orada şuurlu, hayattardırlar. Buradaki insanlar gibi orada da ağaçlar, buradaki hayvanlar gibi oradaki taşlar, emri anlar ve yapar. Sen bir ağaca desen, “Filân meyveyi bana getir”; getirir. Filân taşa desen, “Gel”; gelir. Madem taş, ağaç bu derece ulvî bir suret alırlar. Elbette, ekl ve şürb ve nikâh dahi, hakikat-i cismaniyelerini muhafaza etmekle beraber, Cennetin dünya fevkindeki derecesi nisbetinde, dünyevî derecelerinden o derece yüksek bir suret almaları iktiza eder.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><em>Sual:</em> <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong> <span style="font-size: 22px"><span style="font-family: 'trebuchet ms'">اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ اَحَبَّ</span></span>sırrınca, dost dostuyla beraber Cennette bulunacaktır. Halbuki, basit bir bedevî, bir dakikada sohbet-i nebeviyede lillâh için bir muhabbet peydâ eder; o muhabbetle, Cennette Peygamberin yanında bulunması lâzım gelir. Halbuki, gayr-ı mütenâhi feyze mazhar Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın feyzi, bir basit bedevî feyziyle nasıl birleşir?</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Elcevap: </strong>Bir temsille şu ulvî hakikate şöyle bir işaret ederiz ki:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Meselâ, gayet güzel ve şâşaalı bir bağda, muhteşem bir zat, gayet büyük bir ziyafet, gayet müzeyyen bir seyrangâh öyle bir surette ihzar etmiş ki, kuvve-i</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">[NOT]</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Dipnot-1</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Bu dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka birşey değildir. Asıl hayata mazhar olan ise âhiret yurdudur.” Ankebut Sûresi, 29:64.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Dipnot-2</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Kişi sevdiğiyle beraberdir.” (<em>Buhari, </em>Edeb: 96; <em>Müslim, </em>Birr: 165; <em>Tirmizi, </em>Zühd: 50, Daavât: 98; <em>Dârimî, </em>Rikak: 71; <em>Müsned, </em>1:392, 3:104, 110, 159, 165, 167, 168, 172)[/NOT]</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Aleyhissalâtü Vesselâm</strong>: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Resul-i Ekrem</strong>: Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. r-s-l; k-r-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>acip</strong>: hayret verici, şaşırtıcı</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bedevî</strong>: çölde yaşayan, göçebe</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>câmid</strong>: cansız</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>câmi’</strong>: kapsamlı (bk. c-m-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dâr-ı dünya</strong>: dünya yurdu</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dâr-ı elem</strong>: elem ve sıkıntı yeri, dünya</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dâr-ı lezzet ve saadet</strong>: lezzet ve mutluluk yeri</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dünyevî</strong>: dünyaya ait</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ebediyet</strong>: sonsuzluk (bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ekl</strong>: yeme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fevkinde</strong>: üstünde</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>feyz</strong>: manevi gıda, ilim, irfan (bk. f-y-ḍ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>gayr-ı mütenâhi</strong>: sonsuz</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikat-i cismaniye</strong>: gerçek cisim özelliği (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hayattar</strong>: canlı (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihzar etmek</strong>: hazırlamak (bk. ḥ-ḍ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>iktiza</strong>: gerektirme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kuvve-i zâika</strong>: tat alma duygusu</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>lezâiz</strong>: lezzetler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>lillâh</strong>: Allah için</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>maden-i lezzet</strong>: lezzet kaynağı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mazhar</strong>: sahip olma, erişme (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>medar</strong>: sebep, vesile</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muamele-i zevciye</strong>: karı koca ilişkisi</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muhabbet</strong>: sevgi (bk. ḥ-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muhafaza</strong>: koruma (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>münasip</strong>: uygun (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mütenevvi</strong>: çeşitli</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müzeyyen</strong>: süslü (bk. z-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nikâh</strong>: evlenmek</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nisbet</strong>: oran (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>peydâ</strong>: meydana gelme, ortaya çıkma</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sair</strong>: diğer</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>seyrangâh</strong>: gezinti yeri</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sohbet-i Nebevi</strong>: Peygamberimizin (a.s.m.) sohbeti (bk. n-b-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, görünüş (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>temsil</strong>: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tereccuh</strong>: üstün gelme </span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>uhrevî</strong>: âhirete ait (bk. e-ḫ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ulvî</strong>: yüce</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vazife-i dünyeviye</strong>: dünyadaki vazife</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ücret-i muaccel</strong>: peşin ücret</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şuur</strong>: bilinç, idrak (bk. ş-a-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şâşaa</strong>: gösteriş</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şürb</strong>: içme</span></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 264556, member: 1"] [b]Yirmi Sekizinci Söz - Sayfa 672[/b] [FONT=tahoma]Ekl ve şürb ve muamele-i zevciye, gerçi bu dünyada bir ihtiyaçtan gelir, bir vazifeye gider. Fakat o vazifeye bir ücret-i muaccele olarak, öyle mütenevvi leziz lezzet içlerine bırakılmıştır ki, sair lezâize tereccuh ediyor. Madem bu dâr-ı elemde bu kadar acib ve ayrı ayrı lezzetlere medar, ekl ve nikâhtır. Elbette, dâr-ı lezzet ve saadet olan Cennette o lezzetler o kadar ulvî bir suret alıp ve vazife-i dünyeviyenin uhrevî ücretini de lezzet olarak ona katarak ve dünyevî ihtiyacı dahi uhrevî bir hoş iştiha suretinde ilâve ederek, Cennete lâyık ve ebediyete münasip, en câmi’, hayattar bir maden-i lezzet olur. Evet, [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] [SIZE=6][FONT=trebuchet ms]وَمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَاۤ اِلاَّ لَهْوٌ وَلَعِبٌ وَاِنَّ الدَّارَ اْلاٰخِرَةَ لَهِىَ الْحَيَوَانُ [/FONT][/SIZE]sırrınca, şu dâr-ı dünyada câmid ve şuursuz ve hayatsız maddeler, orada şuurlu, hayattardırlar. Buradaki insanlar gibi orada da ağaçlar, buradaki hayvanlar gibi oradaki taşlar, emri anlar ve yapar. Sen bir ağaca desen, “Filân meyveyi bana getir”; getirir. Filân taşa desen, “Gel”; gelir. Madem taş, ağaç bu derece ulvî bir suret alırlar. Elbette, ekl ve şürb ve nikâh dahi, hakikat-i cismaniyelerini muhafaza etmekle beraber, Cennetin dünya fevkindeki derecesi nisbetinde, dünyevî derecelerinden o derece yüksek bir suret almaları iktiza eder. [I]Sual:[/I] [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[/U][/B] [SIZE=6][FONT=trebuchet ms]اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ اَحَبَّ[/FONT][/SIZE]sırrınca, dost dostuyla beraber Cennette bulunacaktır. Halbuki, basit bir bedevî, bir dakikada sohbet-i nebeviyede lillâh için bir muhabbet peydâ eder; o muhabbetle, Cennette Peygamberin yanında bulunması lâzım gelir. Halbuki, gayr-ı mütenâhi feyze mazhar Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın feyzi, bir basit bedevî feyziyle nasıl birleşir? [B]Elcevap: [/B]Bir temsille şu ulvî hakikate şöyle bir işaret ederiz ki: Meselâ, gayet güzel ve şâşaalı bir bağda, muhteşem bir zat, gayet büyük bir ziyafet, gayet müzeyyen bir seyrangâh öyle bir surette ihzar etmiş ki, kuvve-i [NOT] Dipnot-1 “Bu dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka birşey değildir. Asıl hayata mazhar olan ise âhiret yurdudur.” Ankebut Sûresi, 29:64. Dipnot-2 “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” ([I]Buhari, [/I]Edeb: 96; [I]Müslim, [/I]Birr: 165; [I]Tirmizi, [/I]Zühd: 50, Daavât: 98; [I]Dârimî, [/I]Rikak: 71; [I]Müsned, [/I]1:392, 3:104, 110, 159, 165, 167, 168, 172)[/NOT] [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Aleyhissalâtü Vesselâm[/B]: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Resul-i Ekrem[/B]: Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.) (bk. r-s-l; k-r-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]acip[/B]: hayret verici, şaşırtıcı[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]bedevî[/B]: çölde yaşayan, göçebe[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]câmid[/B]: cansız[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]câmi’[/B]: kapsamlı (bk. c-m-a)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dâr-ı dünya[/B]: dünya yurdu[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]dâr-ı elem[/B]: elem ve sıkıntı yeri, dünya[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dâr-ı lezzet ve saadet[/B]: lezzet ve mutluluk yeri[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]dünyevî[/B]: dünyaya ait[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ebediyet[/B]: sonsuzluk (bk. e-b-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ekl[/B]: yeme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fevkinde[/B]: üstünde[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]feyz[/B]: manevi gıda, ilim, irfan (bk. f-y-ḍ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]gayr-ı mütenâhi[/B]: sonsuz[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hakikat-i cismaniye[/B]: gerçek cisim özelliği (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hayattar[/B]: canlı (bk. ḥ-y-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ihzar etmek[/B]: hazırlamak (bk. ḥ-ḍ-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]iktiza[/B]: gerektirme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kuvve-i zâika[/B]: tat alma duygusu[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]lezâiz[/B]: lezzetler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]lillâh[/B]: Allah için[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]maden-i lezzet[/B]: lezzet kaynağı[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mazhar[/B]: sahip olma, erişme (bk. ẓ-h-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]medar[/B]: sebep, vesile[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muamele-i zevciye[/B]: karı koca ilişkisi[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muhabbet[/B]: sevgi (bk. ḥ-b-b)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muhafaza[/B]: koruma (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]münasip[/B]: uygun (bk. n-s-b)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mütenevvi[/B]: çeşitli[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]müzeyyen[/B]: süslü (bk. z-y-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nikâh[/B]: evlenmek[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nisbet[/B]: oran (bk. n-s-b)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]peydâ[/B]: meydana gelme, ortaya çıkma[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sair[/B]: diğer[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]seyrangâh[/B]: gezinti yeri[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sohbet-i Nebevi[/B]: Peygamberimizin (a.s.m.) sohbeti (bk. n-b-e)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]suret[/B]: şekil, görünüş (bk. ṣ-v-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]temsil[/B]: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tereccuh[/B]: üstün gelme [/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]uhrevî[/B]: âhirete ait (bk. e-ḫ-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ulvî[/B]: yüce[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vazife-i dünyeviye[/B]: dünyadaki vazife[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ücret-i muaccel[/B]: peşin ücret[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şuur[/B]: bilinç, idrak (bk. ş-a-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şâşaa[/B]: gösteriş[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şürb[/B]: içme[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Sekizinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst