Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250433" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 418</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">antikacıların çarşısına gidilse, hârika-pîşe ve pek eski, hünerver san’atkârına nisbet ederek, o san’atkârı yad etmekle ve o san’atla teşhir edilse, bir milyon fiyatla satılır. Eğer kaba demirciler çarşısına gidilse, beş kuruşluk bir demir bahasına alınabilir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, insan, Cenâb-ı Hakkın böyle antika bir san’atıdır. Ve en nazik ve nazenin bir mu’cize-i kudretidir ki, insanı bütün esmâsının cilvesine mazhar ve nakışlarına medar ve kâinata bir misal-i musağğar suretinde yaratmıştır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'">Eğer nur-u iman, içine girse, üstündeki bütün mânidar nakışlar, o ışıkla okunur. O mü’min, şuurla okur ve o intisapla okutur. Yani, “Sâni-i Zülcelâlin masnuuyum, mahlûkuyum, rahmet ve keremine mazharım” gibi mânâlarla, insandaki san’at-ı Rabbâniye tezahür eder. Demek, Sâniine intisaptan ibaret olan iman, insandaki bütün âsâr-ı san’atı izhar eder. İnsanın kıymeti, o san’at-ı Rabbâniyeye göre olur; ve âyine-i Samedâniye itibarıyladır. O halde, şu ehemmiyetsiz olan insan, şu itibarla bütün mahlûkat üstünde bir muhatab-ı İlâhî ve Cennete lâyık bir misafir-i Rabbânî olur.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'">Eğer kat’-ı intisaptan ibaret olan küfür, insanın içine girse, o vakit bütün o mânidar nukuş-u esmâ-i İlâhiye karanlığa düşer, okunmaz. Zira, Sâni unutulsa, Sânie müteveccih mânevî cihetler de anlaşılmaz, adeta başaşağı düşer. O mânidar âli san’atların ve mânevî âli nakışların çoğu gizlenir. Bâki kalan ve gözle görülen bir kısmı ise, süflî esbaba ve tabiata ve tesadüfe verilip, nihayet sukut eder. Herbiri birer parlak elmas iken, birer sönük şişe olurlar. Ehemmiyeti yalnız madde-i hayvaniyeye bakar. Maddenin gayesi ve meyvesi ise, dediğimiz gibi, kısacık bir ömürde, hayvânâtın en âcizi ve en muhtacı ve en kederlisi olduğu bir halde, yalnız cüz’î bir hayat geçirmektir. Sonra tefessüh eder, gider. İşte, küfür böyle mahiyet-i insaniyeyi yıkar, elmastan kömüre kalb eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Cenâb-ı Hak</strong>: Hakkın tâ kendisi olan, şeref ve azamet sahibi yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sâni</strong>: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sâni-i Zülcelâl</strong>: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan, sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bâki</strong>: kalan kısım (bk. b-ḳ-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cilve</strong>: yansıma (bk. c-l-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cüz’î</strong>: az (bk. c-z-e)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ</strong>: isimler (bk. s-m-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayvânât</strong>: hayvanlar (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hârika-pîşe</strong>: olağanüstü işler yapan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hünerver</strong>: becerikli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intisap</strong>: bağlanma (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>izhar</strong>: gösterme (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kalb etmek</strong>: dönüştürmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kat’-ı intisap</strong>: mensubiyet bağını kesme (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kerem</strong>: lütuf, ikram, iyilik (bk. k-r-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küfür</strong>: inkâr, inançsızlık (bk. k-f-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>madde-i hayvaniye</strong>: hayvanî madde (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahiyet-i insaniye</strong>: insana ait temel özellikler, insanın içyapısı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûk</strong>: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûkat</strong>: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>masnû</strong>: san’at eseri varlık (bk. ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhar</strong>: yansıma ve görünme yeri (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medar</strong>: eksen, vesile</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misafir-i Rabbânî</strong>: Allah’ın misafiri (bk. r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misal-i musağğar</strong>: küçültülmüş nümune, örnek (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhatab-ı İlâhî</strong>: Allah’a muhatap olan (bk. ḫ-ṭ-b; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mu’cize-i kudret</strong>: Allah’ın sonsuz kudretiyle bir mu’cize eseri olarak yarattığı şey (bk. a-c-z; ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mânidar</strong>: anlamlı (bk. a-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müteveccih</strong>: yönelik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mü’min</strong>: iman etmiş, inanmış (bk. e-m-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazik</strong>: ince, zarif</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nisbet etmek</strong>: bağ kurmak (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nukuş-u esmâ-i İlâhiye</strong>: Allah’ın güzel isimlerinin nakışları (bk. n-ḳ-ş; s-m-v; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nur-u iman</strong>: iman nuru, aydınlığı (bk. n-v-r; e-m-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nâzenin</strong>: ince, nazik, nazlı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahmet</strong>: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>san’at-ı Rabbâniye</strong>: Allah’ın san’atı (bk. ṣ-n-a; r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sukut etme</strong>: düşme, alçalma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>süflî</strong>: aşağı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabiat</strong>: doğa, canlı cansız varlıklar; maddî âlem (bk. ṭ-b-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tefessüh</strong>: bozulma, kokuşma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tezahür</strong>: görünme, ortaya çıkma (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teşhir edilme</strong>: sergilenme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>yad etmek</strong>: anmak </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âciz</strong>: güçsüz (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âli</strong>: yüce</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âsâr-ı san’at</strong>: san’at eserleri (bk. ṣ-n-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyine-i Samedâniye</strong>: hiçbir şeye muhtaç olmayan ve herkes Ona muhtaç olan Allah’ın eserlerini gösteren ayna (bk. ṣ-m-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şuur</strong>: bilinç, idrak, anlayış (bk. ş-a-r)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250433, member: 1"] [b]Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 418[/b] [FONT=Tahoma]antikacıların çarşısına gidilse, hârika-pîşe ve pek eski, hünerver san’atkârına nisbet ederek, o san’atkârı yad etmekle ve o san’atla teşhir edilse, bir milyon fiyatla satılır. Eğer kaba demirciler çarşısına gidilse, beş kuruşluk bir demir bahasına alınabilir. [/FONT][FONT=Tahoma]İşte, insan, Cenâb-ı Hakkın böyle antika bir san’atıdır. Ve en nazik ve nazenin bir mu’cize-i kudretidir ki, insanı bütün esmâsının cilvesine mazhar ve nakışlarına medar ve kâinata bir misal-i musağğar suretinde yaratmıştır. [/FONT][FONT=Tahoma]Eğer nur-u iman, içine girse, üstündeki bütün mânidar nakışlar, o ışıkla okunur. O mü’min, şuurla okur ve o intisapla okutur. Yani, “Sâni-i Zülcelâlin masnuuyum, mahlûkuyum, rahmet ve keremine mazharım” gibi mânâlarla, insandaki san’at-ı Rabbâniye tezahür eder. Demek, Sâniine intisaptan ibaret olan iman, insandaki bütün âsâr-ı san’atı izhar eder. İnsanın kıymeti, o san’at-ı Rabbâniyeye göre olur; ve âyine-i Samedâniye itibarıyladır. O halde, şu ehemmiyetsiz olan insan, şu itibarla bütün mahlûkat üstünde bir muhatab-ı İlâhî ve Cennete lâyık bir misafir-i Rabbânî olur. [/FONT][FONT=Tahoma]Eğer kat’-ı intisaptan ibaret olan küfür, insanın içine girse, o vakit bütün o mânidar nukuş-u esmâ-i İlâhiye karanlığa düşer, okunmaz. Zira, Sâni unutulsa, Sânie müteveccih mânevî cihetler de anlaşılmaz, adeta başaşağı düşer. O mânidar âli san’atların ve mânevî âli nakışların çoğu gizlenir. Bâki kalan ve gözle görülen bir kısmı ise, süflî esbaba ve tabiata ve tesadüfe verilip, nihayet sukut eder. Herbiri birer parlak elmas iken, birer sönük şişe olurlar. Ehemmiyeti yalnız madde-i hayvaniyeye bakar. Maddenin gayesi ve meyvesi ise, dediğimiz gibi, kısacık bir ömürde, hayvânâtın en âcizi ve en muhtacı ve en kederlisi olduğu bir halde, yalnız cüz’î bir hayat geçirmektir. Sonra tefessüh eder, gider. İşte, küfür böyle mahiyet-i insaniyeyi yıkar, elmastan kömüre kalb eder. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT]<table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Cenâb-ı Hak[/B]: Hakkın tâ kendisi olan, şeref ve azamet sahibi yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Sâni[/B]: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Sâni-i Zülcelâl[/B]: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan, sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bâki[/B]: kalan kısım (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cilve[/B]: yansıma (bk. c-l-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cüz’î[/B]: az (bk. c-z-e)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ[/B]: isimler (bk. s-m-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayvânât[/B]: hayvanlar (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hârika-pîşe[/B]: olağanüstü işler yapan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hünerver[/B]: becerikli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]intisap[/B]: bağlanma (bk. n-s-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]izhar[/B]: gösterme (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kalb etmek[/B]: dönüştürmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kat’-ı intisap[/B]: mensubiyet bağını kesme (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kerem[/B]: lütuf, ikram, iyilik (bk. k-r-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]küfür[/B]: inkâr, inançsızlık (bk. k-f-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]madde-i hayvaniye[/B]: hayvanî madde (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahiyet-i insaniye[/B]: insana ait temel özellikler, insanın içyapısı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûk[/B]: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûkat[/B]: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]masnû[/B]: san’at eseri varlık (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mazhar[/B]: yansıma ve görünme yeri (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]medar[/B]: eksen, vesile[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misafir-i Rabbânî[/B]: Allah’ın misafiri (bk. r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]misal-i musağğar[/B]: küçültülmüş nümune, örnek (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhatab-ı İlâhî[/B]: Allah’a muhatap olan (bk. ḫ-ṭ-b; e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mu’cize-i kudret[/B]: Allah’ın sonsuz kudretiyle bir mu’cize eseri olarak yarattığı şey (bk. a-c-z; ḳ-d-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mânidar[/B]: anlamlı (bk. a-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müteveccih[/B]: yönelik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mü’min[/B]: iman etmiş, inanmış (bk. e-m-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazik[/B]: ince, zarif[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nisbet etmek[/B]: bağ kurmak (bk. n-s-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nukuş-u esmâ-i İlâhiye[/B]: Allah’ın güzel isimlerinin nakışları (bk. n-ḳ-ş; s-m-v; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nur-u iman[/B]: iman nuru, aydınlığı (bk. n-v-r; e-m-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nâzenin[/B]: ince, nazik, nazlı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rahmet[/B]: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]san’at-ı Rabbâniye[/B]: Allah’ın san’atı (bk. ṣ-n-a; r-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sukut etme[/B]: düşme, alçalma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]süflî[/B]: aşağı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tabiat[/B]: doğa, canlı cansız varlıklar; maddî âlem (bk. ṭ-b-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tefessüh[/B]: bozulma, kokuşma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tezahür[/B]: görünme, ortaya çıkma (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]teşhir edilme[/B]: sergilenme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]yad etmek[/B]: anmak [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âciz[/B]: güçsüz (bk. a-c-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âli[/B]: yüce[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âsâr-ı san’at[/B]: san’at eserleri (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âyine-i Samedâniye[/B]: hiçbir şeye muhtaç olmayan ve herkes Ona muhtaç olan Allah’ın eserlerini gösteren ayna (bk. ṣ-m-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şuur[/B]: bilinç, idrak, anlayış (bk. ş-a-r)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst