Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Yedinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 264328" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Yedinci Söz - Sayfa 659</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Sohbet-i nebeviye ne derece bir iksir-i nuranî olduğu bununla anlaşılır ki: Bir bedevî adam, kızını sağ olarak defnedecek bir kasavet-i vahşiyânede bulunduğu halde, gelip bir saat sohbet-i nebeviyeye müşerref olur, daha karıncaya ayağını basamaz derecede bir şefkat-i rahîmâneyi kesb ederdi. Hem cahil, vahşî bir adam, bir gün sohbet-i nebeviyeye mazhar olur, sonra Çin ve Hind gibi memleketlere giderdi, mütemeddin kavimlere muallim-i hakaik ve rehber-i kemâlât olurdu. </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>İKİNCİ SEBEP</strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong></strong>Yirmi Yedinci Sözdeki içtihad bahsinde beyan ve ispat edildiği gibi, Sahâbeler, ekseriyet-i mutlaka itibarıyla, kemâlât-ı insaniyenin en âlâ derecesindedirler. Çünkü, o zamanda, o inkılâb-ı azîm-i İslâmîde, hayır ve hak bütün güzelliğiyle, şer ve bâtıl bütün çirkinliğiyle görülmüş ve maddeten hissedilmiş. Şer ve hayır ortasında öyle bir ayrılık ve kizb ve sıdk mabeyninde öyle bir mesafe açılmıştı ki, küfür ve iman kadar, belki Cehennem ve Cennet kadar beynleri uzaklaştı. Kizb ve şer ve bâtılın dellâlı ve nümunesi olan Müseylime-i Kezzab ve maskaraca kelimeleri olduğundan, fıtraten hissiyât-ı ulviye sahibi ve maâlî-i ahlâka meftun ve izzet ve mübahate meyyal olan Sahâbeler, elbette ihtiyarlarıyla kizb ve şerre ellerini uzatıp Müseylime derekesine düşmemişler. Sıdk ve hayır ve hakkın dellâlı ve nümunesi olan Habibullahın (a.s.m.) âlâ-yı illiyyîn-i kemâlâtındaki makamına bakarak, bütün kuvvet ve himmetleriyle o tarafa koşmak, mukteza-yı seciyeleridir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Meselâ, nasıl ki zaman oluyor, medeniyet-i beşeriye çarşısında ve hayat-ı içtimaiye-i insaniye dükkânında, bazı şeylerin verdiği müthiş neticeleri ve çirkin eserleri, zehr-i katil gibi, herkes onu satın almak değil, bütün kuvvetiyle ondan nefret edip kaçar. Ve bazı şeylerin ve mânevî metâların verdikleri güzel neticeler</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Habibullah</strong>: Allah’ın en sevdiği kul olan Peygamberimiz (a.s.m.) (bk. ḥ-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Hint</strong>: (bk. bilgiler – Hindistan)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Müseylime-i Kezzab</strong>: (bk. bilgiler)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Sahâbe</strong>: Peygamberimizi (a.s.m.) dünya gözüyle görüp onun yolundan gidenler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bahis</strong>: konu</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bedevî</strong>: göçebe, çölde yaşayan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>beyan</strong>: açıklama (bk. b-y-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>beyn</strong>: ara</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bâtıl</strong>: gerçek dışı, yalan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dellâl</strong>: ilan edici, duyurucu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dereke</strong>: aşağı seviye</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ekseriyet-i mutlaka</strong>: büyük çoğunluk (bk. k-s̱-r; ṭ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fıtraten</strong>: yaratılış gereği (bk. f-ṭ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hak</strong>: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hayat-ı içtimaiye-i insaniye</strong>: insanlığın toplum hayatı (bk. ḥ-y-y; c-m-a)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hayır</strong>: iyilik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>himmet</strong>: ciddî gayret</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hissiyât-ı ulviye</strong>: yüce duygular</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihtiyar</strong>: tercih, seçme gücü (bk. r-v-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>iksir-i nuranî</strong>: her derde devâ olan nurlu ve tesirli ilâç (bk. n-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inkılâb-ı azîm-i İslâmî</strong>: İslâmın meydana getirdiği büyük değişim (bk. a-ẓ-m; s-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>izzet</strong>: şeref, değer, itibar (bk. a-z-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>içtihad</strong>: dinen kesin olarak belirtilmeyen bir konuda Kur’ân ve hadisten hüküm çıkarma (bk. c-h-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kasavet-i vahşiyâne</strong>: kaskatı bir vahşet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kemâlât-ı insaniye</strong>: insana ait mükemmellikler (bk. k-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kesb</strong>: elde etme, kazanma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kizb</strong>: yalan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>küfür</strong>: inkar, inançsızlık (bk. k-f-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mabeyn</strong>: ara</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>maskara</strong>: gülünç, rezil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>maâlî-i ahlâk</strong>: ahlâkî yücelik, yüce ahlâklar (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>medeniyet-i beşeriye</strong>: insanlık medeniyeti</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>meftun</strong>: tutkun, düşkün</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>metâ</strong>: kıymetli mal, eşya</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>meyyal</strong>: çok arzulu ve istekli</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muallim-i hakaik</strong>: gerçekleri anlatan öğretmen (bk. a-l-m; ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mukteza-yı seciye</strong>: karakter ve yaratılışın gereği</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mübahat</strong>: güzelliği göstererek iftihar etme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mütemeddin</strong>: medenileşmiş, şehirleşmiş</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müşerref olma</strong>: şereflenme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nümune</strong>: örnek</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rehber-i kemâlât</strong>: mükemmellikleri, güzellikleri gösteren rehber (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sohbet-i nebeviye</strong>: Peygamberimizin sohbeti (bk. n-b-e)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sıdk</strong>: doğruluk (bk. ṣ-d-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zehr-i katil</strong>: öldürücü zehir</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Çin</strong>: (bk. bilgiler)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlâ</strong>: yüce, üstün</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlâ-yı illiyyîn-i kemâlât</strong>: mükemmelliğin en yüce derecesi (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şefkat-i rahîmâne</strong>: çok mükemmel bir şefkat ve merhamet duygusu (bk. ş-f-ḳ; r-ḥ-m)</span></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 264328, member: 1"] [b]Yirmi Yedinci Söz - Sayfa 659[/b] [FONT=tahoma]Sohbet-i nebeviye ne derece bir iksir-i nuranî olduğu bununla anlaşılır ki: Bir bedevî adam, kızını sağ olarak defnedecek bir kasavet-i vahşiyânede bulunduğu halde, gelip bir saat sohbet-i nebeviyeye müşerref olur, daha karıncaya ayağını basamaz derecede bir şefkat-i rahîmâneyi kesb ederdi. Hem cahil, vahşî bir adam, bir gün sohbet-i nebeviyeye mazhar olur, sonra Çin ve Hind gibi memleketlere giderdi, mütemeddin kavimlere muallim-i hakaik ve rehber-i kemâlât olurdu. [B]İKİNCİ SEBEP [/B]Yirmi Yedinci Sözdeki içtihad bahsinde beyan ve ispat edildiği gibi, Sahâbeler, ekseriyet-i mutlaka itibarıyla, kemâlât-ı insaniyenin en âlâ derecesindedirler. Çünkü, o zamanda, o inkılâb-ı azîm-i İslâmîde, hayır ve hak bütün güzelliğiyle, şer ve bâtıl bütün çirkinliğiyle görülmüş ve maddeten hissedilmiş. Şer ve hayır ortasında öyle bir ayrılık ve kizb ve sıdk mabeyninde öyle bir mesafe açılmıştı ki, küfür ve iman kadar, belki Cehennem ve Cennet kadar beynleri uzaklaştı. Kizb ve şer ve bâtılın dellâlı ve nümunesi olan Müseylime-i Kezzab ve maskaraca kelimeleri olduğundan, fıtraten hissiyât-ı ulviye sahibi ve maâlî-i ahlâka meftun ve izzet ve mübahate meyyal olan Sahâbeler, elbette ihtiyarlarıyla kizb ve şerre ellerini uzatıp Müseylime derekesine düşmemişler. Sıdk ve hayır ve hakkın dellâlı ve nümunesi olan Habibullahın (a.s.m.) âlâ-yı illiyyîn-i kemâlâtındaki makamına bakarak, bütün kuvvet ve himmetleriyle o tarafa koşmak, mukteza-yı seciyeleridir. Meselâ, nasıl ki zaman oluyor, medeniyet-i beşeriye çarşısında ve hayat-ı içtimaiye-i insaniye dükkânında, bazı şeylerin verdiği müthiş neticeleri ve çirkin eserleri, zehr-i katil gibi, herkes onu satın almak değil, bütün kuvvetiyle ondan nefret edip kaçar. Ve bazı şeylerin ve mânevî metâların verdikleri güzel neticeler [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Habibullah[/B]: Allah’ın en sevdiği kul olan Peygamberimiz (a.s.m.) (bk. ḥ-b-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Hint[/B]: (bk. bilgiler – Hindistan)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Müseylime-i Kezzab[/B]: (bk. bilgiler)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Sahâbe[/B]: Peygamberimizi (a.s.m.) dünya gözüyle görüp onun yolundan gidenler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]bahis[/B]: konu[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]bedevî[/B]: göçebe, çölde yaşayan[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]beyan[/B]: açıklama (bk. b-y-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]beyn[/B]: ara[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]bâtıl[/B]: gerçek dışı, yalan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]dellâl[/B]: ilan edici, duyurucu[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dereke[/B]: aşağı seviye[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ekseriyet-i mutlaka[/B]: büyük çoğunluk (bk. k-s̱-r; ṭ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fıtraten[/B]: yaratılış gereği (bk. f-ṭ-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hak[/B]: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hayat-ı içtimaiye-i insaniye[/B]: insanlığın toplum hayatı (bk. ḥ-y-y; c-m-a)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hayır[/B]: iyilik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]himmet[/B]: ciddî gayret[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hissiyât-ı ulviye[/B]: yüce duygular[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ihtiyar[/B]: tercih, seçme gücü (bk. r-v-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]iksir-i nuranî[/B]: her derde devâ olan nurlu ve tesirli ilâç (bk. n-v-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]inkılâb-ı azîm-i İslâmî[/B]: İslâmın meydana getirdiği büyük değişim (bk. a-ẓ-m; s-l-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]izzet[/B]: şeref, değer, itibar (bk. a-z-z)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]içtihad[/B]: dinen kesin olarak belirtilmeyen bir konuda Kur’ân ve hadisten hüküm çıkarma (bk. c-h-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kasavet-i vahşiyâne[/B]: kaskatı bir vahşet[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kemâlât-ı insaniye[/B]: insana ait mükemmellikler (bk. k-m-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kesb[/B]: elde etme, kazanma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kizb[/B]: yalan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]küfür[/B]: inkar, inançsızlık (bk. k-f-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mabeyn[/B]: ara[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]maskara[/B]: gülünç, rezil[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]maâlî-i ahlâk[/B]: ahlâkî yücelik, yüce ahlâklar (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]medeniyet-i beşeriye[/B]: insanlık medeniyeti[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]meftun[/B]: tutkun, düşkün[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]metâ[/B]: kıymetli mal, eşya[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]meyyal[/B]: çok arzulu ve istekli[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muallim-i hakaik[/B]: gerçekleri anlatan öğretmen (bk. a-l-m; ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mukteza-yı seciye[/B]: karakter ve yaratılışın gereği[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mübahat[/B]: güzelliği göstererek iftihar etme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mütemeddin[/B]: medenileşmiş, şehirleşmiş[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]müşerref olma[/B]: şereflenme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nümune[/B]: örnek[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]rehber-i kemâlât[/B]: mükemmellikleri, güzellikleri gösteren rehber (bk. k-m-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sohbet-i nebeviye[/B]: Peygamberimizin sohbeti (bk. n-b-e)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sıdk[/B]: doğruluk (bk. ṣ-d-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zehr-i katil[/B]: öldürücü zehir[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Çin[/B]: (bk. bilgiler)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âlâ[/B]: yüce, üstün[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âlâ-yı illiyyîn-i kemâlât[/B]: mükemmelliğin en yüce derecesi (bk. k-m-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şefkat-i rahîmâne[/B]: çok mükemmel bir şefkat ve merhamet duygusu (bk. ş-f-ḳ; r-ḥ-m)[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Yedinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst