Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Yirmibirinci Lema'dan (İhlas hakkında)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 544570" data-attributes="member: 1040028"><p><strong>Dördüncü düsturunuz:</strong></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Kardeşlerinizin meziyetlerini şahıslarınızda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip, onların şerefleriyle şâkirane iftihar etmektir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ehl-i tasavvufun mabeyninde "fena fi-ş şeyh, fena fi-r resul" ıstılahatı var. Ben sofi değilim. Fakat onların bu düsturu, bizim meslekte "fena fi-l ihvan" suretinde güzel bir düsturdur. Kardeşler arasında buna "tefani" denilir. Yani, birbirinde fâni olmaktır. Yani: Kendi hissiyat-ı nefsaniyesini unutup, kardeşlerinin meziyat ve hissiyatıyla fikren yaşamaktır. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Zâten mesleğimizin esası uhuvvettir. Peder ile evlâd, şeyh ile mürid mabeynindeki vasıta değildir. Belki hakikî kardeşlik vasıtalarıdır. Olsa olsa bir üstadlık ortaya girer. Mesleğimiz "Haliliye" olduğu için, meşrebimiz "hıllet"tir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmerd kardeş olmak iktiza eder. Bu hılletin üss-ül esası, samimî ihlastır. Samimî ihlası kıran adam, bu hılletin gayet yüksek kulesinin başından sukut eder. Gayet derin bir çukura düşmek ihtimali var. Ortada tutunacak yer bulamaz. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet yol iki görünüyor. Cadde-i Kübra-yı Kur'aniye olan şu mesleğimizden şimdi ayrılanlar, bize düşman olan dinsizlik kuvvetine bilmeyerek yardım etmek ihtimali var. İNŞÂALLAH Risale-i Nur yoluyla Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın daire-i kudsiyesine girenler; daima nura, ihlasa, imana kuvvet verecekler ve öyle çukurlara sukut etmeyeceklerdir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ey hizmet-i Kur'aniyede arkadaşlarım! İhlası kazanmanın ve muhafaza etmenin en müessir bir sebebi, rabıta-i mevttir. Evet ihlası zedeleyen ve riyaya ve dünyaya sevkeden, tûl-i emel olduğu gibi; riyadan nefret veren ve ihlası kazandıran, rabıta-i mevttir. Yani: Ölümünü düşünüp, dünyanın fâni olduğunu mülahaza edip, nefsin desiselerinden kurtulmaktır. Evet ehl-i tarîkat ve ehl-i hakikat, Kur'an-ı Hakîm'in</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #B22222">ﻛُﻞُّ ﻧَﻔْﺲٍ ﺫَٓﺍﺋِﻘَﺔُ ﺍﻟْﻤَﻮْﺕِ ٭ ﺍِﻧَّﻚَ ﻣَﻴِّﺖٌ ﻭَﺍِﻧَّﻬُﻢْ ﻣَﻴِّﺘُﻮﻥَ</span></span></span> <span style="font-family: 'Arial'"><u><span style="font-size: 10px">"Her nefis ölümü tadıcıdır." Âl-i İmrân Sûresi, 3:185. "Muhakkak ki sen de öleceksin, onlar da ölecekler." Zümer Sûresi, 39:30.</span></u></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">gibi âyetlerinden aldığı dersle, rabıta-i mevti sülûklarında esas tutmuşlar; tûl-i emelin menşei olan tevehhüm-ü ebediyeti o rabıta ile izale etmişler. Onlar farazî ve hayalî bir surette kendilerini ölmüş tasavvur ve tahayyül edip ve yıkanıyor, kabre konuyor farz edip; düşüne düşüne nefs-i emmare o tahayyül ve tasavvurdan müteessir olup uzun emellerinden bir derece vazgeçer. Bu rabıtanın fevaidi pek çoktur. Hadîste </span></span></em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #B22222">ﺍَﻛْﺜِﺮُﻭﺍ ﺫِﻛْﺮَ ﻫَﺎﺩِﻡِ ﺍﻟﻠَّﺬَّﺍﺕِ </span></span></span><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><u>Tirmizî, Zühd: 4, Kıyâmet: 26; Nesâî, Cenâiz: 3; İbni Mâce, Zühd: 31; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:321.</u></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">-ev kema kal- yani "Lezzetleri tahrib edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz!" diye bu rabıtayı ders veriyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Fakat mesleğimiz tarîkat olmadığı, belki hakikat olduğu için, bu rabıtayı ehl-i tarîkat gibi farazî ve hayalî suretinde yapmağa mecbur değiliz. Hem meslek-i hakikata uygun gelmiyor. Belki akibeti düşünmek suretinde, müstakbeli zaman-ı hazıra getirmek değil, belki hakikat noktasında zaman-ı hazırdan istikbale fikren gitmek, nazaran bakmaktır. Evet hiç hayale, faraza lüzum kalmadan bu kısa ömür ağacının başındaki tek meyvesi olan kendi cenazesine bakabilir. Onunla yalnız kendi şahsının mevtini gördüğü gibi, bir parça öbür tarafa gitse, asrının ölümünü de görür; daha bir parça öbür tarafa gitse, dünyanın ölümünü de müşahede eder, ihlas-ı etemme yol açar.</span></span></em></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Fazilet: Yüksek değer, üstün ahlak derecesi, dinde üstün vasıf ve özellikler.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Tasavvur: Zihinde şekillendirme, tasarlama, düşünme.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Şâkirane: Şükreder şekilde, şükreder gibi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Ehl-i tasavvuf: Tasavvufçular, tarikat yolunda olanlar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Fena fi-ş şeyh: Kendi anlayışından ve hayat görüşünden tam sıyrılıp şeyhin hayatını ve anlayışını benimsemek.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Fena fi-r resul: Hz.Peygamber'de (asm) fani olmak, kendi isteklerini ve anlayışlarını bırakıp Hz.Peygamber'in (asm) hayatını ve anlayışını benimseyerek kendinde onu görmek.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Istılahat: Istılahlar, tabirler, deyimler.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Sofi: Tasavvuf yolunda giden, tarikatçı.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Fena fi-l ihvan: Birbirinde fani olmak, kendi hislerini ve zevklerini terk edip kardeşinin hisleriyle ve zevkleriyle yaşamak.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Hissiyat-ı nefsaniye: Nefisle ilgili hisler, nefsin zevk ve menfaatle ilgili duyguları.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Meziyat: Meziyetler, iyi ve güzel özellikler.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Hissiyat: Hisler, duygular.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Uhuvvet: Kardeşlik.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Şeyh: Tarikatta müridlerin başı. Dinde manevi terbiye ve olgunluk kazanma yollarında yetkili kişi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Mabeynindeki: Arasındaki.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Haliliye: Samimi, gönülden dostluk ve kardeşlik.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Meşreb: Gidiş şekli, anlayış tarzı.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Hıllet: Candan ve gönülden arkadaşlık.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Civanmerd: Mert, sözünde sağlam. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Üss-ül esas: Hakikî sağlam temel.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Cadde-i Kübra-yı Kur'aniye : Kur'ân'ın büyük ve geniş, sağlam caddesi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan: Anlatma tarzı mucize olan Kur'an.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Daire-i kudsiye: Mukaddes daire, kutsal saha.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Sukut: Düşme, alçalma, inme.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Hizmet-i Kur'aniye: Kur'ana ait hizmet, Kur'anın hizmeti.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Müessir: Tesir eden, etkileyen, tesir edici.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Rabıta-i mevt: Ölüm alakası ve bağı, mevt rabıtası, kendi ölümünü ve dünyanın geçici olduğunu düşünme ve alaka kurma.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Riya: Gösteriş, iki yüzlülük.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Tûl-i emel: Emel uzunluğu, istek ve arzu uzunluğu, bitmek ve tükenmek bilmeyen istek. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Mülahaza: Düşünme, düşünce.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Desise: Gizli hile, oyun, tuzak.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Ehl-i tarîkat: Tarikata bağlı olanlar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Ehl-i hakikat: Hakikat ehli, islâmiyetin ve Kur'anın bildirdiği gerçekleri kabul edip yaşayanlar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Kur'an-ı Hakîm: Hikmetlerle dolu Kur'an.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Sülûk: Girip izleme. *Manevî olarak ilerleyip yükselme.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Menşei: Kaynağı.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Tevehhüm-ü ebediyet: Ölümsüzlük ve sonsuz yaşamak duygu ve hayaline kapılmak.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Rabıta: Bağ, alaka.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Farazî: Farz edilen, varsayılan, sanki varmış gibi kabul edilen.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Tahayyül: Hayale getirmek, hayalde canlandırmak. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Nefs-i emmare: Kötü istek ve düşünceleri uyandırıp yapmaya kuvvetli şekilde zorlayan nefis.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Emel: Ümit, kuvvetli istek, ummak.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Fevaid: Faydalar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Tarîkat: Yol, manevî terbiye yolu. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Ehl-i tarîkat: Tarikata bağlı olanlar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Meslek-i hakikat: Hakikat mesleği, akıl ve kalbin beraberliğinde olan manevî gelişme yolu.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Müstakbel: Gelecek, gelecek zaman.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Zaman-ı hazır: Hazır zaman, şimdiki zaman, şu anki zaman.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">İstikbal: Gelecek, gelecek zaman.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Fikren: Fikir olarak, düşünce olarak.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Mevt: Ölüm.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Müşahede: Görme, seyretme, gözle görme.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">İhlas-ı etemm: Tam ihlas.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 544570, member: 1040028"] [b]Dördüncü düsturunuz:[/b] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Kardeşlerinizin meziyetlerini şahıslarınızda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip, onların şerefleriyle şâkirane iftihar etmektir. Ehl-i tasavvufun mabeyninde "fena fi-ş şeyh, fena fi-r resul" ıstılahatı var. Ben sofi değilim. Fakat onların bu düsturu, bizim meslekte "fena fi-l ihvan" suretinde güzel bir düsturdur. Kardeşler arasında buna "tefani" denilir. Yani, birbirinde fâni olmaktır. Yani: Kendi hissiyat-ı nefsaniyesini unutup, kardeşlerinin meziyat ve hissiyatıyla fikren yaşamaktır. Zâten mesleğimizin esası uhuvvettir. Peder ile evlâd, şeyh ile mürid mabeynindeki vasıta değildir. Belki hakikî kardeşlik vasıtalarıdır. Olsa olsa bir üstadlık ortaya girer. Mesleğimiz "Haliliye" olduğu için, meşrebimiz "hıllet"tir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmerd kardeş olmak iktiza eder. Bu hılletin üss-ül esası, samimî ihlastır. Samimî ihlası kıran adam, bu hılletin gayet yüksek kulesinin başından sukut eder. Gayet derin bir çukura düşmek ihtimali var. Ortada tutunacak yer bulamaz. Evet yol iki görünüyor. Cadde-i Kübra-yı Kur'aniye olan şu mesleğimizden şimdi ayrılanlar, bize düşman olan dinsizlik kuvvetine bilmeyerek yardım etmek ihtimali var. İNŞÂALLAH Risale-i Nur yoluyla Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın daire-i kudsiyesine girenler; daima nura, ihlasa, imana kuvvet verecekler ve öyle çukurlara sukut etmeyeceklerdir. Ey hizmet-i Kur'aniyede arkadaşlarım! İhlası kazanmanın ve muhafaza etmenin en müessir bir sebebi, rabıta-i mevttir. Evet ihlası zedeleyen ve riyaya ve dünyaya sevkeden, tûl-i emel olduğu gibi; riyadan nefret veren ve ihlası kazandıran, rabıta-i mevttir. Yani: Ölümünü düşünüp, dünyanın fâni olduğunu mülahaza edip, nefsin desiselerinden kurtulmaktır. Evet ehl-i tarîkat ve ehl-i hakikat, Kur'an-ı Hakîm'in[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#B22222"]ﻛُﻞُّ ﻧَﻔْﺲٍ ﺫَٓﺍﺋِﻘَﺔُ ﺍﻟْﻤَﻮْﺕِ ٭ ﺍِﻧَّﻚَ ﻣَﻴِّﺖٌ ﻭَﺍِﻧَّﻬُﻢْ ﻣَﻴِّﺘُﻮﻥَ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][U][SIZE=2]"Her nefis ölümü tadıcıdır." Âl-i İmrân Sûresi, 3:185. "Muhakkak ki sen de öleceksin, onlar da ölecekler." Zümer Sûresi, 39:30.[/SIZE][/U][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]gibi âyetlerinden aldığı dersle, rabıta-i mevti sülûklarında esas tutmuşlar; tûl-i emelin menşei olan tevehhüm-ü ebediyeti o rabıta ile izale etmişler. Onlar farazî ve hayalî bir surette kendilerini ölmüş tasavvur ve tahayyül edip ve yıkanıyor, kabre konuyor farz edip; düşüne düşüne nefs-i emmare o tahayyül ve tasavvurdan müteessir olup uzun emellerinden bir derece vazgeçer. Bu rabıtanın fevaidi pek çoktur. Hadîste [/SIZE][/FONT][/I][FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#B22222"]ﺍَﻛْﺜِﺮُﻭﺍ ﺫِﻛْﺮَ ﻫَﺎﺩِﻡِ ﺍﻟﻠَّﺬَّﺍﺕِ [/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][U]Tirmizî, Zühd: 4, Kıyâmet: 26; Nesâî, Cenâiz: 3; İbni Mâce, Zühd: 31; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:321.[/U][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]-ev kema kal- yani "Lezzetleri tahrib edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz!" diye bu rabıtayı ders veriyor. Fakat mesleğimiz tarîkat olmadığı, belki hakikat olduğu için, bu rabıtayı ehl-i tarîkat gibi farazî ve hayalî suretinde yapmağa mecbur değiliz. Hem meslek-i hakikata uygun gelmiyor. Belki akibeti düşünmek suretinde, müstakbeli zaman-ı hazıra getirmek değil, belki hakikat noktasında zaman-ı hazırdan istikbale fikren gitmek, nazaran bakmaktır. Evet hiç hayale, faraza lüzum kalmadan bu kısa ömür ağacının başındaki tek meyvesi olan kendi cenazesine bakabilir. Onunla yalnız kendi şahsının mevtini gördüğü gibi, bir parça öbür tarafa gitse, asrının ölümünü de görür; daha bir parça öbür tarafa gitse, dünyanın ölümünü de müşahede eder, ihlas-ı etemme yol açar.[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR="#696969"]Fazilet: Yüksek değer, üstün ahlak derecesi, dinde üstün vasıf ve özellikler. Tasavvur: Zihinde şekillendirme, tasarlama, düşünme. Şâkirane: Şükreder şekilde, şükreder gibi. Ehl-i tasavvuf: Tasavvufçular, tarikat yolunda olanlar. Fena fi-ş şeyh: Kendi anlayışından ve hayat görüşünden tam sıyrılıp şeyhin hayatını ve anlayışını benimsemek. Fena fi-r resul: Hz.Peygamber'de (asm) fani olmak, kendi isteklerini ve anlayışlarını bırakıp Hz.Peygamber'in (asm) hayatını ve anlayışını benimseyerek kendinde onu görmek. Istılahat: Istılahlar, tabirler, deyimler. Sofi: Tasavvuf yolunda giden, tarikatçı. Fena fi-l ihvan: Birbirinde fani olmak, kendi hislerini ve zevklerini terk edip kardeşinin hisleriyle ve zevkleriyle yaşamak. Hissiyat-ı nefsaniye: Nefisle ilgili hisler, nefsin zevk ve menfaatle ilgili duyguları. Meziyat: Meziyetler, iyi ve güzel özellikler. Hissiyat: Hisler, duygular. Uhuvvet: Kardeşlik. Şeyh: Tarikatta müridlerin başı. Dinde manevi terbiye ve olgunluk kazanma yollarında yetkili kişi. Mabeynindeki: Arasındaki. Haliliye: Samimi, gönülden dostluk ve kardeşlik. Meşreb: Gidiş şekli, anlayış tarzı. Hıllet: Candan ve gönülden arkadaşlık. Civanmerd: Mert, sözünde sağlam. Üss-ül esas: Hakikî sağlam temel. Cadde-i Kübra-yı Kur'aniye : Kur'ân'ın büyük ve geniş, sağlam caddesi. Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan: Anlatma tarzı mucize olan Kur'an. Daire-i kudsiye: Mukaddes daire, kutsal saha. Sukut: Düşme, alçalma, inme. Hizmet-i Kur'aniye: Kur'ana ait hizmet, Kur'anın hizmeti. Müessir: Tesir eden, etkileyen, tesir edici. Rabıta-i mevt: Ölüm alakası ve bağı, mevt rabıtası, kendi ölümünü ve dünyanın geçici olduğunu düşünme ve alaka kurma. Riya: Gösteriş, iki yüzlülük. Tûl-i emel: Emel uzunluğu, istek ve arzu uzunluğu, bitmek ve tükenmek bilmeyen istek. Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan. Mülahaza: Düşünme, düşünce. Desise: Gizli hile, oyun, tuzak. Ehl-i tarîkat: Tarikata bağlı olanlar. Ehl-i hakikat: Hakikat ehli, islâmiyetin ve Kur'anın bildirdiği gerçekleri kabul edip yaşayanlar. Kur'an-ı Hakîm: Hikmetlerle dolu Kur'an. Sülûk: Girip izleme. *Manevî olarak ilerleyip yükselme. Menşei: Kaynağı. Tevehhüm-ü ebediyet: Ölümsüzlük ve sonsuz yaşamak duygu ve hayaline kapılmak. Rabıta: Bağ, alaka. Farazî: Farz edilen, varsayılan, sanki varmış gibi kabul edilen. Tahayyül: Hayale getirmek, hayalde canlandırmak. Nefs-i emmare: Kötü istek ve düşünceleri uyandırıp yapmaya kuvvetli şekilde zorlayan nefis. Emel: Ümit, kuvvetli istek, ummak. Fevaid: Faydalar. Tarîkat: Yol, manevî terbiye yolu. Ehl-i tarîkat: Tarikata bağlı olanlar. Meslek-i hakikat: Hakikat mesleği, akıl ve kalbin beraberliğinde olan manevî gelişme yolu. Müstakbel: Gelecek, gelecek zaman. Zaman-ı hazır: Hazır zaman, şimdiki zaman, şu anki zaman. İstikbal: Gelecek, gelecek zaman. Fikren: Fikir olarak, düşünce olarak. Mevt: Ölüm. Müşahede: Görme, seyretme, gözle görme. İhlas-ı etemm: Tam ihlas.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Yirmibirinci Lema'dan (İhlas hakkında)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst