Birinci Misal: Ehl-i dünya, büyük bir servet ve şiddetli bir kuvvet elde etmek için, hattâ bir kısım ehl-i siyaset ve hayat-ı içtimaiye-i beşeriyenin mühim âmilleri ve komiteleri, iştirak-i emval düsturunu kendilerine rehber etmişler. Bütün sû'-i istimalât ve zararlarıyla beraber, hârika bir kuvvet, bir menfaat elde ediyorlar. Halbuki iştirak-i emvalin çok zararlarıyla beraber, iştirakle mahiyeti değişmez. Herbirisi umuma -gerçi bir cihette ve nezarette- mâlik hükmündedir, fakat istifade edemez.
Her ne ise.. bu iştirak-i emval düsturu a'mal-i uhreviyeye girse; zararsız azîm menfaate medardır. Çünki bütün emval, o iştirak eden herbir ferdin eline tamamen geçmesinin sırrını taşıyor. Çünki nasılki dört beş adamdan iştirak niyetiyle biri gazyağı, biri fitil, biri lâmba, biri şişe, biri kibrit getirip lâmbayı yaktılar. Herbiri tam bir lâmbaya mâlik oluyor. O iştirak edenlerin herbirinin bir duvarda büyük bir âyinesi varsa, herbirinin noksansız, parçalanmadan birer lâmba oda ile beraber âyinesine girer. Aynen öyle de: Emval-i uhreviyede sırr-ı ihlas ile iştirak ve sırr-ı uhuvvet ile tesanüd ve sırr-ı ittihad ile teşrik-ül mesaî.. o iştirak-i a'malden hasıl olan umum yekûn ve umum nur herbirinin defter-i a'maline bitamamiha gireceği ehl-i hakikat mabeyninde meşhud ve vaki'dir ve vüs'at-i rahmet ve kerem-i İlahînin muktezasıdır.
İşte ey kardeşlerim! Sizleri İNŞÂALLAH menfaat-ı maddiye rekabete sevketmeyecek. Fakat menfaat-ı uhreviye noktasında bir kısım ehl-i tarîkat aldandıkları gibi, sizin de aldanmanız mümkündür. Fakat şahsî, cüz'î bir sevab nerede; mezkûr misal hükmündeki iştirak-i a'mal noktasında tezahür eden sevab ve nur nerede?
Ehl-i dünya: Dünya ehli, yanlız dünya hayatını kabul edip onun için çalışanlar.
Ehl-i siyaset: Siyasettekiler, siyasetçiler.
Hayat-ı içtimaiye-i beşeriye: İnsanların toplum hayatı.
Âmil: Yapan, işleyen, sebep.
İştirak-i emval: Malların ortaklığı, malları ortak etme.
Sû'-i istimalât: Kötüye kullanmalar, yanlış yerde kullanmalar.
A'mal-i uhreviye: Ahirete ait ameller, ahiretle ilgili işler.
Emval: Mallar.
Mâlik: Sahip. Mal sahibi.
Emval-i uhreviye: Ahirete ait mallar, öbür dünya yaşantısıyla ilgili mallar.
Sırr-ı uhuvvet: Kardeşlikteki gizli gerçek.
Tesanüd: Dayanışma.
Sırr-ı ittihad: İttihad sırrı, birlikteki derin mana ve gizli gerçek.
Teşrik-ül mesaî: Çalışmaların ortak edilmesi
İştirak-i a'mal: Yapılan işlerde ortak olma.
Yekûn: Toplam.
Defter-i a'mal: Herkesin bütün yaptıklarının meleklerce yazılıp kayıt edildiği manevî defter.
Bitamamiha: Tamamen, bütünüyle.
Meşhud: Görünen, görülen.
Vüs'at-i rahmet: Allah'ın (cc) merhametinin genişliği.
Kerem-i İlahî: Allah'ın (cc) ikramı, Allah'ın (cc) iyilik ve yardımı.
Mukteza: İktiza eden, gereken.
Menfaat-ı maddiye: Maddî menfaat.
Menfaat-ı uhreviye: Uhrevî menfaat, ahiretle ilgili fayda.
Ehl-i tarîkat: Tarikata bağlı olanlar.
Mezkûr: Bahsedilmiş, zikredilmiş, belirtilmiş.
Tezahür: Görünme, belirme, ortaya çıkma.