Konuya cevap cer

İkinci Misal: Ehl-i san'at, netice-i san'atı ziyade kazanmak için, iştirak-i san'at cihetinde mühim bir servet elde ediyorlar. Hattâ dikiş iğneleri yapan on adam, ayrı ayrı yapmağa çalışmışlar. O ferdî çalışmanın her günde yalnız üç iğne, o ferdî san'atın meyvesi olmuş. Sonra teşrik-ül mesaî düsturuyla on adam birleşmişler. Biri demir getirip, biri ocak yandırıp, biri delik açar, biri ocağa sokar, biri ucunu sivriltir ve hâkeza herbirisi iğne yapmak san'atında yalnız cüz'î bir işle meşgul olup, iştigal ettiği hizmet basit olduğundan vakit zayi' olmayıp, o hizmette meleke kazanarak, gayet sür'atle işini görmüş. Sonra, o teşrik-i mesaî ve taksim-i a'mal düsturuyla olan san'atın semeresini taksim etmişler. Herbirisine bir günde üç iğneye bedel üçyüz iğne düştüğünü görmüşler. Bu hâdise ehl-i dünyanın san'atkârları arasında, onları teşrik-i mesaîye sevketmek için dillerinde destan olmuştur.


İşte ey kardeşlerim! Madem umûr-u dünyeviyede, kesif maddelerde böyle ittihad, ittifak ile neticeler, böyle azîm yekûn faideler verir; acaba, uhrevî ve nuranî ve tecezzi ve inkısama muhtaç olmayarak ve fazl-ı İlahî ile herbirisinin âyinesine umum nur in'ikas etmek ve herbiri umumun kazandığı misil sevaba mâlik olmak, ne kadar büyük bir kâr olduğunu kıyas edebilirsiniz! Bu azîm kâr, rekabetle ve ihlassızlık ile kaçırılmaz.



Ehl-i san'at: Sanatkârlar, sanatla uğraşanlar.

Netice-i san'at: Sanatın neticesi.

İştirak-i san'at: Sanat ortaklığı, sanat kabiliyetinin ortaklığı.

Ferdî: Tek başına, tek kişiyle ilgili.

Teşrik-ül mesaî: Çalışmaların ortak edilmesi, ortaklaşa çalışma.

Hâkeza: Bunlar gibi, bunun gibi.

Meleke: Tecrübelerin veya tekrarlamaların sonucu kazanılan bilgi ve beceri alışkanlığı.

Taksim-i a'mal: Amellerin taksimi, yapılacak işlerin paylaştırılması.

Ehl-i dünya: Yanlız dünya hayatını kabul edip onun için çalışanlar.


Umûr-u dünyeviye: Dünyaya ait işler, dünya ile ilgili işler.

İttihad: Birleşme, birlik.

Azîm: Büyük, yüce.

Uhrevî: Ahirete ait, ahiretle alakalı, öbür dünya ile ilgili.

Tecezzi: Bölünme, parçalara ayrılma, ufalanma.

İnkısam: Kısımlara ayrılma.

Fazl-ı İlahî: Allah'ın (cc) iyiliği, yardımı ve ikramı.

İn'ikas: Aksetme, yansıma.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst