Yazdıklarınızı kesinlikle yanlış anlamadım ve hangi amaçla yazdığınızı da biliyorum sayın zerrat. Rahat olun bu konuda.
Bazı kimseler övünerek ben ateistim veya inanmıyorum derler ve bunu kendilerine etiket yaparlar. Ateist kelimesi bana her zaman için itici geldiği için ben kendi gerçeğimi inançsızlık olarak ifade etmekteyim ve bununla ne övünüyorum ne de üzülüyorum.
İçimdeki boşluğa gelince; şuan içinde bulunduğumuz sanal alemin bir olumlu yönü de sanallığından dolayı insanın bazı şeyleri rahat ifade etmesidir. Günlük yaşantımda asla değinmeyeceğim bir konuyu burada kısaca belirteyim. 26 yaşındayım. Sanırım içimdeki boşluk, çaresiz yalnızlığım ve kederim 12 yaşındayken birden, şu dünyada kimsesiz bir çocuk olarak bir başıma kalmamdan kaynaklandı. Buradan ne demek istediğimi anladınız sanırım. O boşluk orada başladı ve hep büyüdü. Kim bilir? belki de şu anki halimin sebebidir o boşluk.
Belki de o zamanki yaşadığım psikolojik travmadır beni bu yola sürükleyen. Belki de 12 yaşından sonra bir yanım hiç büyümemiş, diğer yanım ise çok büyüyerek bir dengesizlik meydana getirmiştir bende? Belki de iyi yanım küçük kalmış, kötü yanım büyüyerek iyi yanımı yiyip yutmuştur?
Dininizdeki bazı nasihatler bana göre herzaman mükemmeldir. Örneğin; çocuk başını okşamak gibi birşey vardı sanırım. Son derece haklı bir öğüttür. Belki de bir çocuğun başını okşamak, onun ileride olumsuzluk adına yapabileceği veya olabileceği çok şeyi başlamadan bitirmek demektir!