ZAMAN NASIL KULLANILMALI?
1. Zamanın Tabiatı
Belki şu sözden haberiniz vardır. " En uzun, fakat en kısa; en hızlı fakat en yavaş; hepimizin ihmal ettiği ve sonra pişman olduğu şey nedir? Onsuz hiç bir şey yapılamaz, küçük olan her şeyi yutar, büyük olan her şeyi daha da büyütür."
Bu zamandır.
O en uzundur, çünkü ölçülen sonsuzluktur; en kısadır, çünkü hiçbirimizin dünya işini bitirecek zamanı yok; o mutlu olanlar için en hızlıdır, acı çekenler için en yavaş. Onsuz hiçbir şey yapılamaz, çünkü o içinde yaşadığımız tek sahnedir. Zaman hayatın yapıldığı şeydir! O, gelecek kuşaklar için değersiz olan her şeyi yutarak unutulmaya terk eder, büyük ve fedakarca olan her şeyi yüceltir ve korur.
2. Zamanın Kullanılması
Başarılı insanlar zamanlarını, başarısız insanların yapmak istemediği şeyleri yaparak harcarlar. Sıradan insana, zamanını başarıya götüren fedakarlıklara ayarlayarak harcamaktansa, başarısızlıkların güçlüklerine katlanmak daha kolay gelir. Her birine ayrılmış planlı bir zaman yoksa hayatta amaçların ve hedeflerin pek anlamı yoktur. Ancak zamanımız varsa bu amaçlara doğru hareket edebilir ve hedefe varabiliriz.
Elimizde iki katagori var: Birincisi, daima yarın bir şeylere başlayacak olan zavallı, düş kırıklığı gurubu. İkincisi şimdi harekete geçmeye hazır olan harika bir grup. Bunlar için yarın diye bir şey yoktur.
Zaman öldürmek sadece bir suç değildir, bu bir katliamdır! Onu öldürmek zorunda iseniz neden onu çalışarak öldürmüyorsunuz? Ne zaman zamanım yok deseniz, benim için daha önemli şeyler var demektir.
A. Bir Zamanda Bir Gün
Her sabah kalktığımızda defterimiz 24 saatle doldurulur. Rasulullah (SAV) bunu bize şöyle ifade eder:
"Hiç bir sabah yoktur ki tanyeri, iki melek şunları söylemeden ağarsın: "Ey Ademoğlu! Ben, yeni bir günüm ve senin davranışlarına şahidim, o halde beni en iyi şekilde kullan çünkü Kıyamet Günü'ne kadar bir daha gelmiyeceğim."
Her gün iftihar edilecek şeylerle doldurulmalıdı r. Şu anda başlamaya hazır değilsek, iyi niyetimiz ne olursa olsun, bir zaman yarın, bir zaman gelecek hafta, bir zaman bügünden 10 yıl sonra aynı şeylere saplanıp kalacağız.
B. Zamanın Anlamı
Bazıları için zaman, fırsatın enyüksek düzeyde olduğu bir andır. Bunlar iyi zamanlamayı çok vurgular. Fırsatın en iyi düzeyde olduğu zamanın bir çok insan için özel bir önemi vardır. Reklamcılıkla uğraşanlar endüstride zamanı gelen bir fikir kadar hiçbir şeyin kuvvetli olmadığını söylüyorlar. Doğru anı geldiğinde tanıyabilirseniz ve elden kaçmadan değerlendirebilirseniz hayatın problemleri büyük ölçüde basitleşir.
Diğerleri için zaman, sadece saniyeler, dakikalar, saatler ve yılların ölçüsüdür. Zamanı düşündüklerinde bir saat ya da takvim görürler; sadece bir boyutlu ve süresi vardır. Bu en yüzeysel zaman kavramıdır. Bu kavrama önem verenler tarafından hiçbir büyük şaheser meydana getirilmemiştir. Bu zaman kavramının trajedisi, teşebbüsü bozması, yaratıcı kuvveti engellemesi ve ona ayrılan zamanı dolduracak hiçbir şey bırakmamasıdır. Bir görevi yerine getirmek için bir haftamız varsa, o bir hafta alacaktır. Onun tamamlanması için bize 10 gün verilirse 10 gün tüketecektir.
Nihayet zamana büyük derinlik vererek hayata gerçek anlamı kazandıran kişiler vardır. Bu insanlar için zaman saate hapsedilmiş veya takvime zincirlenmiş değildir. Onların başarılarını yöneten şey kararlılık ve heyecan duygusudur, saatler veya haftalar değil. Yaptıkları şeye kuvvetle inanırlar, zamanı tanımayan kuvvetli manevi bir güç onları başarı hedeflerine doğru çeker. Kalplerini sevdikleri göreve adamışlardır ve işleri kararlılıkla parlayan bir misyondur.
Zamana karşı olan bu üçüncü yaklaşım hepimize örnek olmalıdır. Zamanın doğru kullanılması bugün ortalama bir çalışanın başarı ve başarısızlığını, yaptığı üretim veya iş hakkındaki bilgisinden daha fazla etkiler. Zamanın doğru organizasyonu kuşkusuz bütün başarı formüllerinin ilk unsurudur. Grub çalışmalarında karşılaşılan en zor problem insanların zamanlarını organize etmelerinin sağlanmasıdır. Bu nedenle her ferd, hafta planlamasının başında ayrıntılı olarak, o haftanın tam planı üzerine belli bir zaman harcamalıdır.
3. Boş Zaman
Kullanılmayan dakikalarınızı ne yaparsınız: Sizin deyiminizle, kayıp zamanlarınızı? Bu boş zamanların iyi kullanılmasıyla kitapların okunulabileceğinin, Kur'an ve Hadis ezberlenebileceğinin ve belki dereceler alınabileceğinin farkında mısınız? Bu boş zaman, tren, uçak ya da otobüs beklerken ya da seyehat ederken harcadığımız dakikalar olabilir. Bu zamana yaratıcı bir zaman dermiydiniz? Bir günde onbeş dakika, bir yılda 11 tam gün demektir: günde 30 dakika, bir yılda 22 tam gün demektir, bu da çalışma saatlerine göre bir aydan fazla demektir. Bazı iş adamlar, vakit nakittir formülünü benimsemeden kimsenin başarılı olamıyacağını inancıyla işe başlarlar. İnsanlara fazla para çalma izni vermeyiz, fakat insanların ve meşguliyetlerin zamanımızı çalmasına izin veririz. Biz inanıyoruz ki vakit, nakitten de fazla bir şeydir: o bizim hayatımızdır.
Bir satıcı saatte 20 dolar kazanıyordu. Birgün evini kendisi boyamak istedi. Arkadaşı ona şöyle sordu: "Bir boyacı seçecek olsaydın, saatte 20 dolara bir amatör mü tutardın yoksa 5 dolara bir usta mı?" cevap açıktır, fakat bir çoğumuz başkaları tarafından çok daha iyi ve çok daha ucuza yapılabilecek işler için kendi işimiz ve mesleğimizden değerli zamanlarımızı harcarız.
IV. Zaman Nasıl Geçer
Bu çizelge ortalama uzunluktaki bir hayat boyunca muhtemelen neler yapıyor olacağınızı göstermektedir.
YAPILAN ŞEY HARCANAN ZAMAN
Ayakkabı giyerken 8gün
Trafik ışığı beklerken 1ay
Berberde traş olurken 1ay
Telefonla ararken 1ay
Asansörde ( büyük şehir ) 3ay
Diş fırçalarken 3ay
Otobüs beklerken ( şehir ) 5ay
Duş alırken 6ay
Kitap okurken 2yıl
Yemek yerken 4 yıl
Çalışırken ( kazanç için ) 9yıl
TV seyrederken 10yıl
Uyurken 20 yıl
Her şey birbirine böyle ekleniyor. Yapmak istediğimiz bazı şeyler için zamanımız olsun istiyorsanız, onları sadece bu yoğun programda bir yerlere yerleştirmek zorundasınız. Uygun zamanın kendini göstermesini beklerseniz, sonsuza kadar bekleyebilirsiniz.
Takviminize bir doktor randevusu, iş toplantısı veya özel bir olayı not ederseniz kural olarak ona uyunuz. Tamamlamak istediğiniz şeyler için bir kenara ayırmak istediğiniz zaman için de aynı şeyleri yapınız. Hergün ona belli bir zaman ayırınız ve elinizden geldiği kadar sadık kalınız.
Mesela her iş günü bir saat ayırarak yılda 260 saate kadar kazanabilirsiniz ki bu 32 tam iş günüdür. Bu zaman zarfında bir çok şeyi başarabilirsiniz:
· Kur'an'dan bir çok sure ezberleyebilirsiniz ,
· hızlı okuma tekniklerini öğrenebilirsiniz,
· özel bazı beceriler kazanabilirsiniz,
· komşularınız arasında en güzel avluya sahip olabilirsiniz,
· yabancı dil öğrenebilirsiniz,
· bir kitap yazabilirsiniz,
· diploma alabilirsiniz,
· ya da ek gelir sağlıyabilirsiniz.
Fakat günler ve zaman uçup gider - çoğu bizim başarımıza veya kişiliğimize hiçbir katkısı olmayan binlerce küçük meşguliyetle- onu planlamak ve plana bağlı kalmak zorundasınız. Ve bu hiç de kolay değil. Boşa harcanan zamana duyulan pişmanlık eldeki zamanı iyi kullanmak için bir kuvvet olabilir. Eldeki zaman, yeterli zamandır eğer biz boşa harcamaktan ve pişmanlıktan vazgeçersek.
V. Zamanı İyi Kullanmak için Bazı Tavsiyeler
Birkaç gün aşağıdaki tavsiyelere uyunuz, alacağınız sonuçlar sizi şaşırtacaktır:
1. Her sabah o gün yapılacak şeyleri not ederek gününüzü planlayınız ve işler yapıldıkça üzerine çizgi çekiniz.
2. Bilgi vermeden yada telefon etmeden bir arkadaşı asla ziyaret etmeyiniz.
3. Cebinizde her zaman bir kalem ve bir kağıt ya da küçük bir not defteri bulundurunuz ki boş zamanınızda plan ve fikirlerinizi not edebilirsiniz.
4. Dinlenme zamanlarını planlayınız ve onları namaz vakitlerine getiriniz.
5. Boş zamanlarınızı okuma ezberleme ya da yapıcı bir şeylerle değerlendiriniz.
6. Randevu verirken her iki tarafın tam zamanı anladığından emin olunuz.
7. Yol zamanınızı mesafeye göre ayarlayarak beklenmedik durumlara vakit bırakınız ki verdiğiniz buluşma saatine zamanında yetişesiniz
8. Yemek pişirme, bir makale yazma ya da bir konuşma hazırlığı olsun, işe başlamadan önce gerekli bütün malzemeleri sağlayınız.
9. Zamanınızı çalacak kadar düşüncesiz ve bencil insanlardan sakınınız.
10. Bir mektup ya da telefon görüşmesiyle halledebileceğiniz iş için bizzat yola çıkmayınız.
11. Kullandığınız araba benzin istasyonundan geçereken arabanıza benzin doldurunuz. Bunun için özel olarak yola çıkmayınız ve her durumda asla benzinsiz kalmayınız; bu sizi düşüncesiz gösterecektir.
12. Parkmetreler ve telefonlar için yanınızda bozuk para bulundurunuz.
13. Bir işiniz ya da alışverişiniz varsa bütün maddelerin yazılı notunu çıkarınız ve tekrar gidip gelmemek için yapılacakları planlayınız ve en kısa mesafeleri kullanınız.
Not edebileceğiniz başka zaman kazandırıcılar da vardır. Bu tavsiyelerden bazılarını kullanarak listeyi tamamlayınız. Dinlenmeye ve eğlenceye değil zaman harcamaya karşı olmalıyız. Eğlence yeniden canlanma aracıdır. Modern hayatın en büyük trajedilerinden birisi, bu telaşlı ortamda bedenlerimiz ruhlarımızdan o kadar uzaklaşır ki bu ikisinin yeniden bu dünyada bir araya gelebilecekleri şüphelidir. Ruhlarımızın bedenlerimizi yakalamasına izin verseydik ne kadar harika olurdu. Düzenli olarak namaz, zikir ve düşünce için zaman ayırınız ve iman akülerini doldurunuz.
VI. Zaman Hakkında Hatırlanacak Şeyler
A. Zaman Ayır...
· Düşünceye zaman ayırınız, o güç kaynağıdır;
· Oyuna zaman ayırınız, o daima gençlik pınarıdır;
· Okumaya zaman ayırınız, o hikmetin temelidir;
· Namaza zaman ayırınız, o yeryüzünde en büyük güçtür.
· Sevmeye ve sevilmeye zaman ayırınız, iman sevgi ve buğuzdan başka bir şey değildir;
· Canayakın olmaya zaman ayırınız, o mutluluğa giden yoldur;
· Gülmeye zaman ayırınız, o en iyi kolaylaştırıcıdır;
· Vermeye zaman ayırınız, hayat bencil olmak için çok kısadır;
· Çalışmaya zaman ayırınız, o başarının fiyatıdır; fakat
· Boşa harcamaya zaman ayırmayınız;
· Rasûlullah'ın (sas) ne dediğini hatırlayınız: "İki günü eşit olan kayıptadır."
B. İyi Harcanan Zaman
Hayatımızın önemli bir kısmı dostlarımızla birlikte geçer. Bu sıralarda ne çeşit bir konuşmalarla meşgul oluruz. Aşağıdaki hikmetli sözü hatırlayınız:
· Büyük zekalar fikirleri konuşur,
· Sıradan zekalar olayları konuşur,
· Küçük zekalar insanları konuşur,
· Çok küçük zekalar kendilerini konuşur.
VII. İşleri Halletmenin Püf Noktaları
Artık uygulama süreci hakkında bir miktar fikir sahibi olduğumuza göre günlük işleri halletmede bize faydalı olacak bazı pratik noktalara değinebiliriz. İşin yapılmasında başarıya ve başarısızlığa götüren şeylerin neler olduğunu inceleyelim. Mesela, 'yapılacak şeyler'i not etmek içi bir defter taşımak, planlar üzerine konuşmaktan ziyade, harekete geçmek, her işi yüzdeyüz tamamlayıncaya kadar götürmek, insanları karşılaştırırken performansa dikkat etmek.
A. Cep Defterine Not Ediniz
İnsan unutkandır, bunu gidermek için her zaman cebinizde küçük bir not defteri, bir kart veya sadece bir parça kağıt taşıyınız. Hatırlamak istediğiniz herşeyin listesini çıkarınız. Bunu önem sırasıyla yapmanız tercih edilir. Onlara günde iki kere; bir kere sabah ve bir kere öğleden sonra göz atınız. Listeye yeni şeyler eklemeye devam ediniz ve tamamladığınız maddeleri de çıkarınız. Bu size iş bitirme duygusu kazandıracaktı r. Hafızanız ne kadar güçlü olursa olsun, bu sistemi deneyiniz, çok faydalıdır. Bunun performansınıza olan etkisi sizi şaşırtacaktır.
B. Faaliyetsizlik Hastalığı!
İyi faaliyetin sağlam teorik temellere dayandığı bir gerçektir. Fakat kavramlaştırma ve toerileştirme esas itibariyle liderler ve alimler tarafından yapılır. İdare edilenlerin durumu nedir? Bunlar "faaliyetsizlik hastalığı"nın kurbanlarıdır. Toplantılar sırasında neler olduğuna bakınız, konuşma ile faaliyet oranlarını ölçünüz.
Konuşmada değil yapmada yoğunlaşmak zorundayız. Allah, peygamber ve müminler bizim davranışlarımıza bakacaklar, sözlerimize değil. Konuşmanın önemli bir problemi, faaliyetin yerine geçmeye başlamasıdır. Bir proje hakkında uzun süre konuştuğumuzda, bir zaman sonra bizde o proje hakkında gerekenin yapıldığına inanma eğilimi doğar. Bunun bir örneği tam gün İslami okulların müfredat ve ders proğramlarıdır. Bu konuda çok şey konuşuldu fakat hala tamamlanmayı bekliyor.
İnsan tabiatında sözleri davranışa sayma eğilimi vardır. içerdeki suçluluk duygusunu haklı çıkarmak için daha az amel ve daha çok söze ihtiyaç vardır. Bu kavramı uygulamak için sözleri ve tavırları borç ve kredi olarak düşünebiliriz. Telgrafta olduğu gibi her kelime, ödenecek bir borçtur ve her davranış bir kredi. Olaya bu şekilde bakmak bizi konuşan kişi olmaktan çıkarıp iş yapan insana dönüştürebilir.
C. %100 Yapınız % 99.99 Değil
Kabataslak tahminlerimize göre insanların %90'ı işinin yarısını ancak yapıyor: % 9' u işini %95 oranında tamamlıyor.. İşini % 100 tamamlayanları n sayısı ise sadece % 1. Bunun anlamı şudur; eğer bir yönetici iseniz, insanların % 1'i dışında çalışanlara tamamen güvenemezsiniz. Bu tepedeki yöneticiye büyük sorumluluk yükler. Onlar işi fiilen tamamlamak üzere yürütmek zorundadır. Oysa bunu yapmak çok zordur. Birçok insanın işin tamam olduğunu, sadece "şunun ve bunun" yapılması gerektiğini söylediğini duyarsınız. Bu, işin aslında tamamlanmadığı anlamına gelir. Size gelmeden önce neden "şunu ve bunu" da yapıvermiyorlar?
Birçok kişi size bir işi tamamlayamadığı için mazeret beyan etmeye gelir. Dünya mazeretlerle doludur. Bütün geçerli mazeretlere rağmen problemleri çözebilen ve işi % 100 tamamlayan güvenilir elemanlara çok ihtiyaç var. Bu tipler kendi kendilerini harekete geçirebilir ve yönetebilir. Eğer yöneticiniz size güvenmiyorsa kendi kendinize sorunuz: Ben güvenilir miyim? Görevi % 100 mü yerine getiriyorum yoksa % 99.99 mu? Rasülullah bunu şöyle ifade etmiştir:
"İnsanlar içinde bir tane binmeye ve yük taşımaya elverişlisi bulunmayan yüz deve gibidir." (Müsned, Ahmed İbn Hanbel, Sahih-i Buhari, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i İbn Mace)
Görevi %100 yerine getiren % 1 oranındaki elemanlardan olmaya çalışınız.
D. Baba ve Üç Oğul!
İnsanlar kızgın bir şekilde babaya geldiler. "İki kardeşine karşı neden bu küçük oğlunu tercih ediyorsun?" diye sordular. Baba, "bekleyin ve kendiniz görün" diye cevap verdi. Sonra üç oğlunu çağırdı, onlara limana gitmelerini ve bir saat sonra gelerek kendisine rapor vermelerini söyledi. Bir saat sonra oğullar şu raporlarla döndüler:
En büyük : Bir gemi makine aldık.
Ortanca : Dün Japonya'dan gelen üç makine aldık.
En küçük : Üç makine aldık, yedek parçaları kayıp, bir ünite hasarlı ver sigorta şirketine bir dosya hazırladım. Son güne yetişmesi ve zaman aşımına uğramaması için dökümanları gelecek hafta doldurmalıyız.
Önce tam iş yapınız ve kendinizi başkalarıyla karşılaştırmadan önce hatalarınızı kabul ediniz.
BU İŞ KİMİN İŞİ?
· Bu hikaye, Herkes, Birisi, Herhangibiri, ve Hiçkimse adlı dört kişi hakkındadır.
· Yapılacak önemli bir iş vardı ve Herkes'ten bunu yapması istenmişti.
· Herkes bu işi Birisi'nin yapacağından emindi.
· Herhangibiri onu yapabilirdi fakat Hiçkimse yapmadı..
· Birisi buna kızdı çünkü bu Herkes'in işiydi.
· Herkes, bunu Herhangibiri' nin yapabileceğini düşündü, fakat Hiçkimse bu işi Herkes'in yapamıyacağının farkına varamadı.
· Sonunda Herhangibiri' nin yapabileceği işi Hiçkimse yapmazken
· Herkes Birisi'ni suçladı
· BU KİMİN İŞİYDİ ?
Not : Bu yazılar, 'İslam Davetçilerine Eğitim Rehberi' adlı kitaptan alınmıştır.