Elif'ten Kısa Kısa

Huseyni

Müdavim
“O GÜN GELDİĞİNDE!”

EN ufak bir zulümden Allah’a (cc) sığınmak lâzım. Neden mi?
Söz, Hz. Ali’nin (ra): “Mazlûmun zalimden öç alacağı gün, zalimin mazlûma zulmettiği günden daha çetindir.”


HAFTANIN İNCİSİ

ALLAH'IN katında değer ve kıymetini öğrenmek istiyorsan, hangi işte seni ikame ettiğine, seni hangi halde tuttuğuna bak.

Ataullah İskenderî (Vefatı: 1380)


19.06.2009
Elif-Yeniasya
 

Huseyni

Müdavim
‘DOĞAYI KORUYALIM’ GAFLETİ
doga.jpg


ALLAH'IN yarattığı bir san'at galerisi olan ve adına tabiat denilen şu harikalar harikasına bir zamanlar “tabiat” diyerek Allah ile alâkasını kesmeye çalıştılar. Sonra “doğa”ya çevirdiler bu ismi. Belli belirsiz bir ilâh tasavvurunu körpe zihinlere aşılamak için...

Şimdilerde ise, “Doğayı koruyalım” pankartı ile karşımıza çıkıyorlar. El insaf yahu. “Doğanın mu'cizesi,” “Doğanın harikası,” vs. deyip, “Allah” yerine kullandığınız bu doğa denen şeyin madem gücü var, niye onu korumaya çağırıyorsunuz milleti. Siz hiç “Allah’ı koruyalım” işareti ya da levhası gördünüz mü bir yerde? Bu çelişkiyi düzeltin o zaman. “Tabiat ya da doğa her ne ise Allah’ın bir san'at eseridir ve lütfen gerekeni yapalım” deyin. Tabiî inancınız ve yüreğiniz varsa.


26.06.2009
Elif-Yeniasya
 

Huseyni

Müdavim
“KİMSEYE BORCUM YOK!” DİYENE

KİMSEYE borcum yok diyene inanma. Öyle bir borç var ki üzerimizde, bu borç parayla pulla ödenecek gibi değil.

Belki ibadetle ve imanla ödenebilir bu borç.

Kediler âleminde fare olmamak, bir tutam maydanoz olmamak…
Ve insan olarak, iman nimetine sahip olarak doğmak insanı gırtlağına kadar borçlu hissettirmeye yeter de artar bile…
Yaşarken yaptığımız borçlar ayrı…
Biz doğarken borçlu doğmuşuz.
Sonsuza kadar, şükür ve bütün nimetleri O’ndan bilmek,
O’nun emirlerini dinlemek bir derece bu borcu ödememize yardımcı olabilir.

26.06.2009
Elif-Yeniasya
 

Huseyni

Müdavim
HER YERDE İHLÂS

Bir İslâm büyüğüne sormuşlar:

“Sizin nasihatınızı dinlerken kendimizi tutamıyor ağlıyoruz; ama bazen resmî görevlileri dinlerken, bir türlü ağlamak gelmiyor içimizden.”

İslâm büyüğü şu hikmetli karşılığı vermiş: “Ücretle ağlayan kadınlar, kimseyi ağlatamazlar. Ama kendi çocuğu için gözyaşı döken bir ana, herkesi ağlatabilir!”

10.07.2009
Elif-Yeniasya
 

Huseyni

Müdavim
MİZAH-ÇIK

Birisi İmam Şabi’ye:
“İhramlıyken kişi bedenini kaşıyabilir mi?” diye sordu.
“Evet” cevabını alınca:
“Peki ne kadar?” dedi.
İmam Şabi bu anlamsız soruya aynı tarzda cevap verdi: “Kemikleri gözükene kadar!”
10.07.2009
Elif-Yeniasya
 

Huseyni

Müdavim
BATAN GÜNEŞ MİSALİ

Bir gün Peygamber Efendimiz (asm) ashabına, batmak üzere olan güneşi gösterip şöyle buyurdu:

“Bugünün geçen saatlerine göre kalan saatleri ne kadar kısa ise, dünyanın geçen ömrüne göre kalan ömrü de o kadar kısadır.”

Allah’ın Sevgili Elçisi (asm) dünyayı mi-safirhane, insanı da misafir sayardı.

Ahiret uzakta değil, burnumuzun dibindedir.

10.07.2009
Elif-Yeniasya
 

Huseyni

Müdavim
ŞÜKÜR NEYMİŞ?

Cüneyd-i Bağdâdî çocukken biri ona sorar:
“Şükür hakkında ne biliyorsun?”
Küçük Cüneyd der ki:
“Şükür odur ki, Allah’ın sana verdiği nimetlerle, günah ve kötülük yolunda kuvvet kazanmayasın!..”

10.07.2009
Elif-Yeniasya
 

Huseyni

Müdavim
ADALET VE ZULÜM NEDİR?

Adalet nedir? Ağaçlara su vermek.
Zulüm nedir? Dikeni sulamak. Adalet bir nimeti yerine koymaktır; her su çeken tohumu sulamak değil.
Zulüm nedir? Bir şeyi yerinde kullanmamak, yeri olmayan yere koymaktır.

Mevlânâ

10.07.2009 Elif
 

Huseyni

Müdavim
Ne doktorlar var

Adamın biri müthiş mide sancıları çekiyormuş. Doktora gitmiş. Doktor ona sormuş:

“Peki sabah ve öğlen ne yedin?”

“Bakmadım ki, önüme ne koydularsa yedim!..”

“Al sana göz merhemi; iyice sür!”

“Ne ilgisi var göz merheminin mide sancısı ile doktor bey?!”

“Bir dahaki sefere bak, önüne ne koydular gör, ondan sonra ye! Her şeyi abur cubur yersen, mide ağrıları çekersin elbette!”

17.07.2009 ELİF
 

Huseyni

Müdavim
“ŞÜKRÜNÜ EDEBİLMEK”

Yüce Nebi Hz. Musa (a.s.) bir gün Cenâb-ı Hakk’a (c.c.) duâsında:
“Allah’ım hangi nimetine hamdedeyim, hangi birine şükredeyim.. Nimetlerin o kadar çok ki, saymakla bitiremem” der.
Cenâb-ı Hak, “Saydığın her nimetin şükrünü, şimdi edâ ettin,” buyurur.

24.07.2009 ELİF
 

Huseyni

Müdavim
“İNSAN, AYAĞA KALK”

Sen: Soru sormaya mahkûm edildin!
Sor: Niçin acımasızca geliyor üstümüze kasırgalar?
Sor: Bu çiçek niye çıldırtacak kadar güzel?
Sor: Hangi gerçek başlıyor bu düş’ün ardından?
Sor: Niçin korkuyorlar, ruhlarını çaldıranlar hırsızdan?
Sor: Bu duvardaki saat mi ölçecekmiş süremizi?”
Sor, Çünkü cevaplar bulunmayı bekliyor...

Sedat TURAN, Hayat Kanatlanmaktır.
31.07.2009 ELİF

 

Huseyni

Müdavim
KALBİM ANLIYOR

Habib Acemi ümmiydi. Kur’ân okumasını bilmiyordu. Böyleyken, yanında Kur’ân okunduğu zaman, gözlerinden iplik iplik yaş dökülüyordu.
Sordular:

-Sen Arapça bilmediğin ve zahiri mânâsını anlamadığın halde Kur’ân dinlerken ağlamana sebep ne?

-Lisanım anlamıyor amma, dedi; kalbim anlıyor.

31.07.2009 ELİF
 

Huseyni

Müdavim
ALLAH’SIZ İNSAN BİR HİÇTİ

İngiliz şair T. S Eliot, vahiy ışığına, vahiy nuruna yönelişte bulur cevabı:


“Bir hiçti Allah’sız insan

Rüzgâra kapılmış bir tohum gibi

O yana, bu yana savrulup duran

Yerleşip çimlenmeye yer bulmayan

Bir tohum gibi

Ve bazıları ışığın

Bazıları gölgenin peşine düştü

Işık yeni ışıklara götürdü

Hayatın ötesinde hayatı

Teni değil, vecdi özlemleyerek

Ve bir ruh dokundu su yüzüne

Ve ışığa koşan ve ışığı bilen insanlar

Semavî dinleri buldular ve semavî dinler

Hepsini ışıktan ışığa götürdüler.”


31.07.2009 ELİF
 

Huseyni

Müdavim
KÜLTÜR EMPERYALİZMİ

“Lİsede Sophokles okuduk,
klâsik Türk musikîsine sövmeyi,
Divan şiirini hor görmeyi,
buna karşılık devletin yayınladığı kötü çevrilmiş Batı klâsiklerine körü körüne hayranlık göstermeyi öğrendik.

Sanki Sinan Leonardo’dan önemsiz,
Mevlânâ Dante’den küçüktü,
Itrî ise Bach’ın eline su dökemezdi.

Aslında kültür emperyalizminin ilmiğini kendi elimizle boynumuza geçiriyorduk,
ulusal bileşim arama yerine hazır bileşimleri aktarmak hastalığımız tepmişti. (...)

“Oysa yaptığımız Batılılaşmak değildi,
ikincisi Batı bizim sandığımız gibi değildi,
üçüncüsü Batının ulaştığı yer özenilecek bir yer değildi.”

(Atilla İlhan, Hangi Batı, s. 15-16)


07.08.2009 ELİF
 

Huseyni

Müdavim
OKUMA VE SAĞLIK

Okumanın bedene faydaları:

20-60 yaş sürecinde okuyanlar,
sonraki dönemlerinde dementia isimli musîbete daha dirençli oluyorlar.
Entelektüel faaliyetlerden kopmayanlarda,
Alzheimer’e yakalanma tehlikesinin
üçte bir oranında azaldığı da tesbit edilmiş.


07.08.2009 ELİF
 

Huseyni

Müdavim
HİKMET

Tanrı’nın hikmetini bilmek isterdim, gerisi ayrıntıdır.

Albert Einstein



İNSAN VE KÂİNAT

İnsana sığabilene kâinat derim, kâinata sığamayana insan derim.

Muhammed İkbal



DİN VE BİLİM

Hiçbir inanç sisteminde din ve ilim kaynaşması İslâm’da olduğu kadar ayrılmaz bir şekilde gerçekleşmemiştir.

Rosenthal


25.09.2009 ELİF
 


Bu alana bir cevap yazın...
Üst