Cenab-ı Hak, biz insanlara israf etmeyi, saçıp savurmayı men etmiş, iktisatlı olmayı emretmiştir. Misâl verecek olursak, A’raf Sûresi 21. âyette şöyle buyurulmaktadır; “Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” Cenab-ı Hak biz insanlara hayatımızda, yaşayışımızda iktisadı emir etmiş, israftan da men etmiştir. Aynı şekilde, Allah eşyayı, mahlûkatı yaratırken de daima iktisat üzere yaratmaktadır. Dikkatli bir göz ile baktığımız zaman, israfın, abesiyetin, faidesizliğin yaratılışta olmadığını görürüz. Misâl olarak kuşları verebiliriz. Kuşların kanatları ve organları, her vakit tüylerini kolayca oynatmaları ve uçmak için kullanabilmeleri açısından en münasip bir şekilde yaratılmış olduğunu görürüz. Kuşların kemiklerinin içleri, hafif olması ve uçmalarını kolaylaştırmak açısından hava ile doludur.
Cenab-ı Hak eşyayı yaratırken, bu misâldeki gibi, en hafif sureti, en kısa yolu, en kolay tarzı, en faideli şekli ehemmiyetle takip etmiştir. Buna insan bedeninden bir örnek verelim. Bilineceği gibi insan bedenini zahirde ayakta tutan, akciğer, karaciğer gibi narin, hassas organları koruyan iskeletin büyük ekseriyeti, sertliği ile bildiğimiz kemik dokusudur. Kemik dokuları genel yapısı itibarı ile, bir tel, bir demir çubuk gibi içleri dolu değil, bir su borusu veya bir profil boru gibi içleri boştur. Daha doğrusu kemiklerin içleri, kemik iliği diye bildiğimiz, kan hücrelerinin yaratıldığı bir hafif doku ile doldurulmuştur.
Kemikler Niçin Profil Yapısındadır?
Şayet insanda kemiklerin içleri boş değil de, bakır tel veya demir çubuk gibi, yekpare kemik dokusu ile dolu olsa idi, acaba iskelet daha sağlam olmaz mı idi sorusu hatırımıza gelebilir. Şöyle bir araştırma yapılmış; Aynı miktar malzeme kullanarak, bir demir çubuktan, su boruları şeklinde profil yani içi boş boru yapılmış. Su borusu şeklindeki borunun, aynı miktar malzemeyi taşıyan içi dolu demir çubuğa göre beş misli daha sağlam olduğu görülmüştür. İşte bedenimizde, bilhassa uzun kemiklerde kemiklerin yaratılışında aynı metot tatbik edilmiştir. Bir anatomi kitabından bu mevzu ile alakalı pasajı aynen aktarıyorum; “İnsan kemiğinde az madde sarfiyatı ile kemiğin daha fazla dayanıklı olması mümkün olmuştur. Uyluk kemiğini (femur) misâl verecek olursak, bu kemik tamamen dolu, yekpare solid bir kemik dokusundan yapılmış olsa idi, içi boş olmasa idi, sağlamlık ve dayanıklık açısından fazla bir şey kazanmazdık. Fakat fazlaca madde sarfiyatı bakımından ve birde kemiğin ağırlığının artması yönünden, lüzumsuz yere kilolarca fazlalığı taşımak bakımından çok şey kaybetmiş olurduk.” (Odar I V : Anatomi Ders Kitabı. I.cilt, 12. baskı, Elif Matbaacılık, 1978, Ankara, sh.20.)
Sözü edilen iktisat prensibinin diğer bütün kemikler için de söz konusu olduğunu düşünelim. Ve aynı iktisat prensibinin, sadece insanlara mahsus değil, hayvanların yaratılışında da söz konusu olduğunu hatırlayalım. Ve bizi iktisat içerisinde yaratıp, yaşayışımızda da bizi iktisada davet eden Allah’a hadsiz şükredelim.
Uyluk kemiğinin (femur) insan vücudundaki yeri. Rontgen filminde femur kemiğinin kenar bölgelerin sertliği, iç kısmın boşluğu açıkça görülüyor.
Şayet bir demir çubuk, ayni miktar madde sarfı ile profil haline yani bir su borusu haline getirilirse, aynı miktar madde sarfı ile beş misli daha sağlam bir yapı ortaya çıkar. Bu prensip insanın ve hayvanın yaratılışında, kemiklerde tatbik edilmiştir. Kim düşünmüş, kim hesaplamış, kim tatbik etmiş?