Herbir üye kardeşimin cuması mübarek olsun

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
nuruahsen.jpg
 

nurul reþha

Well-known member


Yâ Rab! Nasıl büyük bir sarayın kapısını çalan bir adam, açılmadığı vakit, o sarayın kapısını, diğer makbul bir zâtın sarayca me’nûs sadâsıyla çalar- tâ ona açılsın; öyle de, bîçare ben dahi Senin dergâh-ı rahmetini, mahbub abdin olan Üveysü’l-Karânî’nin nidâsıyla ve münâcâtıyla şöyle çalıyorum. O dergâhını ona açtığın gibi, rahmetinle bana da aç.
Âmin!


Allah’ım en efdal, en güzel, en büyük, en zâhir, en tâhir, en hoş, en iyi, en değerli, en azîz, en azîm, en şerefli, en yüksek, en pâk, en mübârek, en latîf salâvâtlarınla; en tam, en çok, en ziyâde, en yüksek, en yüce, en devamlı selâmını bir rahmet, bir rızâ, bir af, bir mağfiret olarak ihsan eyle. Bunlar, cömertlik ve kereminin bağış bulutlardan sağanak halinde artarak devam etsin, iyilik cömertliğinin nefis ve şerefli lütûflarıyla artarak büyüsün, ezeliyetinle mütenâsib olarak, hiç kesilmeden devam etsin, ebediyetine uygun olarak ardı arkası kesilmesin. Bütün bunlar, kulun, habîbin, resûlün, yaratıklarının en hayırlısı, açık ve parıldayan nur, zâhir ve kesin bürhan, uçsuz bucaksız deryâ, her tarafı kaplayan ışık, parlak güzellik, üstün şeref, şanlı kemâl olan Efendimiz Muhammed’e olsun. Bu, Senin zâtının azametiyle ona getirdiğin salâvât şeklinde olsun. Aynı şekilde onun âl ve Ashâbına da rahmet et. Bu salâvât hürmetine günahlarımızı bağışla, gönlümüze ferahlık ver, kalplerimizi temizle, ruhlarımıza rahatlık ver, sırlarımızı temizle, fikir ve düşüncelerimizi arındır, sırlarımızdaki bulanıklığı sâfîleştir, hastalıklarımıza şifâ ver, kalplerimize vurulmuş kilitleri apaçık fethinin nuruyla aç.
Amin!


Sen aczden ve şerikten münezzeh ve mukaddessin . Senden başka ilâh yok ki bize imdat etsin. El-aman, el-aman! Bizi azap ateşinden ve Cehennemden halâs et, kurtar ve bize necat ver .
Âmin!


Allah’ım, Efendimiz Muhammed’e, onun âl ve Sahabîlerine ezelden ebede kadar Allah’ın ilmindeki nesneler sayısınca salât ve selâm eyle.
Âmin!
 

nurul reþha

Well-known member
Peygamberimizin Cuma Namazı Konusunda Hutbesi





minber.JPG


Ey İnsanlar!
Biliniz ki, şu bulunduğum yerde, içinde bulunduğum günde, içinde bulunduğum ayda ve içinde bulunduğum şu yılda Allah Teâlâ size kıyamete kadar Cuma Namazını farz kılmıştır. Kim Cuma Namazını, benim sağlığımda veya benden sonra -adil olsun, zalim olsun- başında bir imam varken, küçümseyerek veya farz olduğunu inkâr ederek terk ederse, Allah onun işini rast getirmesin ve hiç bir işini bereketlendirmesin. Şunu bilin ki, o kimse tevbe etmedikçe, namazı namaz, zekâtı zekât, haccı hac, orucu oruç ve iyiliği iyilik sayılmaz. Ancak kim tövbe ederse, Allah onun tövbesini kabul eder. Dikkat edin, bir kadın bir erkeğe, bir bedevi bir muhacir’e bir facir bir mümine imam olamaz. Eğer o facir kılıç ve sopasından korkulan bir kişiyse, o zaman değişir.

“Ey İnsanlar!
Ölmeden önce tövbe edin ve Allah’a dönün. İşler sizi meşgul etmeden önce acele edin ve Salih amel işleyin. Allah’ı çokça zikrederek, gizli ve açık çokça sadaka vererek Allah ile olan bağınızı güçlendirin ki Allah da size rahmetiyle muamele etsin, rızkınızı artırsın ve yardım etsin.

Size Allah'ın azabından korkmayı tavsiye ediyorum. Bunun için Allah sizi neden sakındırmış ve size neyi haram kılmışsa ondan kesinlikle sakının. Bundan daha hayırlı ve güzel bir öğüt olamaz. Bir Müslüman da diğer bir Müslüman’ı sakındıracağı en önemli hususlar bunlardır. Şüphesiz haramdan kaçınmak takvadır ve takva Allah’tan korkanlar için en değerli amel ve ahret için en doğru yardımcıdır.

Kim Allah ile arasındaki gizli ve açık ilişkilerini düzeltir ve bunu da Allah’ın rızasını gözeterek yaparsa, bu davranışı onun için dünyada güzel bir isim bıraktığı gibi, ölünce ve yardıma ihtiyaç duyduğu ahirette kendisine güzel bir sermaye olur. Allah sizi azabından sakındırıyor. Çünkü Allah kullarına karşı çok merhametlidir. Allah'ın sözü hak ve hakikattir ve asla değişmez. O hayırlı kullarına ettiği va’dinden asla caymaz. Çünkü Allah “Benim katımda söz değiştirilmez. Ben kullarıma zulmedici değilim” (Kaf: 50:29) buyurmuştur.

O halde gizli-açık hiç bir işinizde takvadan ayrılmayın. Çünkü kim Allah’tan sakınırsa, büyük bir kazanç elde eder. Kuşkusuz takva Allah’ın azabından korur, Allah’ın dargınlığını önler, yüzleri ağartır, Allah’ı razı eder ve dereceyi yükseltir. O halde nasibinizi alınız, kulluk etmede kusur etmeyin. Allah size kitabını öğretmiş ve yolunu göstermiştir ki, doğrularla yalancılar belli olsun. Allah’ın size ihsan ettiği gibi siz de ihsan edin. Allah’ın düşmanlarına düşman olunuz. Allah yolunda gereği gibi cihad edin. O, sizi seçmiş ve müslüman adını vermiştir. Bunu da, helâk olanlar, bilerek helak olsunlar, yaşayanlar da bilerek yaşasınlar diye yapmıştır. Güç ancak Allah’a mahsustur. O halde Allah’ı çok anın ve ahiret için çalışın. Çünkü kim, Allah ile ilişkisini düzeltirse, Allah da onun insanlar ile olan ilişkilerini düzeltir. Çünkü Allah insanlara hâkimdir, insanlar ise Allah’a hükmedemezler. İnsanları Allah idare eder, insanlar ise Allah’ı idare edemezler. Allah her şeye kadirdir. Güç ve kuvvet, şeref ve izzet, büyüklük ve azamet Allah’a aittir.”

Öyle kimseler olacak ki, evi Medine’den bir mil mesafede olduğu halde cuma namazına gelmeyecektir. Öyle kimseler olacak ki, iki mil mesafede evinde oturduğu halde cuma namazına gelmeyecektir. Öyle kimseler olacak ki, Medine’ye üç mil mesafede olduğu halde cuma namazına gelmeyecektir. Allah Teâlâ böyle kimselerin kalbini mühürlemiştir.”
 

harp

Well-known member
hayırlı cumalar diliyoruz.

<img alt="NurPostası" height="113" width="701"> Kur'an-ı Kerim'den... "Ya Rabbenâ! İndirdiğin kitaba iman edip Elçinin yolunu tuttuk. "Sen de bizi, birliğini ve nebîlerini tanıyan şahitlerle birlikte yaz" dediler.
"Âl-i İmran Sûresi 53. Ayet Meali"

Allah Resulünden (asm)... İbni Mes'üd (r.a.) Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şöyle buyurduklarını rivayet
etmiştir:

imanın son sınırı haramdan titizlikle sakınmaktır. Kim Allah'ın verdiği rızka
kanaat ederse Cennete girer. Kim de ciddî olarak Cenneti isterse Allah yolunda
hiçbir kınayanın kınamasından korkmaz.
Hadis-i Şerif Meali - Camiü's-sağir - 2721




Risale-i Nur Külliyatı'ndan... NEFİS VE MALINI Cenâb-ı Hakka satmak ve Ona abd olmak ve asker olmak ne kadar kârlı bir ticaret, ne kadar şerefli bir rütbe olduğunu anlamak istersen, şu temsîlî hikâyeciği dinle: Tamamı
Sözler | Altıncı Söz




Sitemize Yeni Eklenenler... Muhâkemat Dersleri: 22 (Birinci Makale, Yedinci Mesele)

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> "Kur’ân’da zikrolunan, 1دَحٰيهَا ve 2 سُطِحَتْ ve 3 فَرَشْنَاهَا ve 4 وَتَغْرُبُ الشَّمْسُ فِى عَيْنٍ حَمِئَةٍ ve emsalleri gibi, bazı ehl-i zahir, tağlit-i ezhan için onlarla temessük ederler. Lâkin müdafaaya biz muhtaç değiliz. Zira müfessirîn-i izâm, âyâtın zamâirindeki serâirleri izhar eylemişlerdir."
Yer: Muhakemat, Birinci Makale, Yedinci Mesele
Açıklayan: Doç. Dr. Şadi Eren

(16-Aralık-2010) Allah'ın Varlığı Hakkında Bir Delil

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> "Bilmüşahede görüyoruz ki, bütün eşya, hususan zîhayat olanların pek çok muhtelif hâcâtı ve pek çok mütenevvi metâlibi vardır. O matlapları, o hâcetleri, ummadığı ve bilmediği ve eli yetişmediği yerden, münasip ve lâyık bir vakitte onlara veriliyor, imdada yetiştiriliyor. Halbuki, o hadsiz maksudların en küçüğüne, o muhtaçların kudreti yetişmez, elleri ulaşmaz."
Yer: Sözler, Otuz Üçüncü Söz, Birinci Pencere
Açıklayan: Sinan Yılmaz

(27-Kasım-2010) Öncüler Serisi - 11 Abdulhamid Çalışkan

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> Abdulhamid Çalışkan Hocanın Iğdırda göz yaşartan imani hizmetleri.
Hatıralar: Rahmi Erdem
(15-Aralık-2010)

Kur'anda Bir Ayette Allah "Ben Sizden Rızık İstemiyorum" Buyurmaktadır. Bunu Nasıl Anlamalıyız?

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> "Cenâb-ı Hak, Resulüne ait olabilecek bazı halleri, Resulünü tekrim ve teşrif noktasında bazan kendine isnad eder. İşte, burada da, “Resulüm size vazife-i risalet ve tebliğ-i ubudiyet hizmetine mukabil, sizden bir ecir ve ücret ve mükâfat, bir it’âm istemez” mânâsında, “Ben sizi ibadet için halk etmişim, Bana rızık vermek ve it’âm etmek için değil” meâlindeki âyet, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma ait it’âm ve irzâkı murad etmek gerektir. Yoksa, gayet bedihî bir malûmu ilâm kabilinden olur, i’câz-ı Kur’ân’ın belâgatine uygun gelmez."
Yer: Lem'alar, Yirmi Sekizinci Lem'a
Açıklayan: Dr. Ahmet Çolak

(14-Aralık-2010) Otuz Üçüncü Söz Dersleri: 22 (Otuz İki ve Otuz Üçüncü Pencere)

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> "Tevhidin bir burhan-ı nâtıkı olan Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm, risalet ve velâyet cenahlarıyla, yani kendinden evvel bütün enbiyanın tevatürle icmâlarını ve ondan sonraki bütün evliyanın ve asfiyanın icmâkârâne tevatürlerini tazammun eden bir kuvvetle, bütün hayatında bütün kuvvetiyle vahdâniyeti gösterip ilân etmiş ve âlem-i İslâmiyet gibi geniş, parlak, nuranî bir pencereyi marifetullaha açmıştır. İmam-ı Gazâlî, İmam-ı Rabbânî, Muhyiddin-i Arabî, Abdülkàdir-i Geylânî gibi milyonlar muhakkıkîn-i asfiya ve sıddıkîn o pencereden bakıyorlar, başkalarına da gösteriyorlar."
Yer: Sözler, Otuz Üçüncü Söz
Açıklayan: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi

(13-Aralık-2010) Nefis ve Malını Cenab-ı Hakk'a Satmak, 2. Bölüm

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> “Madem herşey elimizden çıkacak, fânî olup kaybolacak. Acaba bâkîye tebdil edip ibkà etmek çaresi yok mu?” deyip düşünürken, birden semâvî sadâ-yı Kur’ân işitiliyor. Der: “Evet, var. Hem beş mertebe kârlı bir surette, güzel ve rahat bir çaresi var.”
Yer: Sözler, Altıncı Söz
Açıklayan: Prof. Dr. Alaaddin Başar

(13-Aralık-2010) [Kısa Kısa] Üstadın Risale-i Nur'u Methetmesi

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> “Hizmetin makbuliyetine alâmet olan inâyât-ı Rabbâniyenin izharına neden mükellefiz ?”
(11-Aralık-2010)


[Kısa Kısa] Üstadın Kendini Ön Plana Çıkarmamasının Hikmeti

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> Necmi abiden bir kısa sohbet.
(10-Aralık-2010)



Esma-ül Hüsna El-Metîn: Herşeye tam bir teslimiyetle boyun eğdiren; hiçbir fiilinde hiçbir güçlükle karşılaşmayan; hiçbir varlık, vasıta ve cisim fiillerine hiçbir cihetle engel olmayan.
El-Veliyy: Varlıkların bütün işlerini ve ihtiyaçlarını üzerine alan, bütün




Cevşen-ül Kebir'den... Ya men halekani ve sevvani
Ey beni yaratıp âzâlarımı düzene koyan,
Ya men razekani ve rabbani
Ey bana rızık veren ve terbiye eden,
Ya men et’ameni ve sekani
Ey beni yedirip içiren,
Ya men karrabeni ve ednani
Ey beni kendisine yaklaştırıp yakın kılan,
Ya men asameni ve kefani
Ey beni günah tehlikelerinden koruyup bana kâfi gelen,
Ya men hafizani ve kelani
Ey beni muhafaza edip ayıplarımı örten,
Ya men veffekani ve hedani
Ey bana tevfîk edip hidâyet eden,
Ya men eazzeni ve ağnani
Ey beni azîz kılıp ihtiyaçlarımı gideren,
Ya men emateni ve ahyani
Ey beni öldürüp dirilten,
Ya men aneseni ve avani
Ey bana ünsiyet verip rızıklandıran,
Sübhaneke ya la ilahe illa entel-emanül eman neccina minen-nar.
Bütün kusurlardan uzaksın. Senden başka ilâh yok! Affet bizi. Bizi Cehennemden kurtar.
 

LEVLAK

Well-known member

bütün islam aleminin ve bütün kardeşlerimin cuması mübarek olsun inşallah...

hayırlı cumalar diliyoruz.

<img alt="NurPostası" height="113" width="701"> Kur'an-ı Kerim'den... "Ya Rabbenâ! İndirdiğin kitaba iman edip Elçinin yolunu tuttuk. "Sen de bizi, birliğini ve nebîlerini tanıyan şahitlerle birlikte yaz" dediler.
"Âl-i İmran Sûresi 53. Ayet Meali"

Allah Resulünden (asm)... İbni Mes'üd (r.a.) Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şöyle buyurduklarını rivayet
etmiştir:

imanın son sınırı haramdan titizlikle sakınmaktır. Kim Allah'ın verdiği rızka
kanaat ederse Cennete girer. Kim de ciddî olarak Cenneti isterse Allah yolunda
hiçbir kınayanın kınamasından korkmaz.
Hadis-i Şerif Meali - Camiü's-sağir - 2721




Risale-i Nur Külliyatı'ndan... NEFİS VE MALINI Cenâb-ı Hakka satmak ve Ona abd olmak ve asker olmak ne kadar kârlı bir ticaret, ne kadar şerefli bir rütbe olduğunu anlamak istersen, şu temsîlî hikâyeciği dinle: Tamamı
Sözler | Altıncı Söz




Sitemize Yeni Eklenenler... Muhâkemat Dersleri: 22 (Birinci Makale, Yedinci Mesele)

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> "Kur’ân’da zikrolunan, 1دَحٰيهَا ve 2 سُطِحَتْ ve 3 فَرَشْنَاهَا ve 4 وَتَغْرُبُ الشَّمْسُ فِى عَيْنٍ حَمِئَةٍ ve emsalleri gibi, bazı ehl-i zahir, tağlit-i ezhan için onlarla temessük ederler. Lâkin müdafaaya biz muhtaç değiliz. Zira müfessirîn-i izâm, âyâtın zamâirindeki serâirleri izhar eylemişlerdir."
Yer: Muhakemat, Birinci Makale, Yedinci Mesele
Açıklayan: Doç. Dr. Şadi Eren

(16-Aralık-2010) Allah'ın Varlığı Hakkında Bir Delil

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> "Bilmüşahede görüyoruz ki, bütün eşya, hususan zîhayat olanların pek çok muhtelif hâcâtı ve pek çok mütenevvi metâlibi vardır. O matlapları, o hâcetleri, ummadığı ve bilmediği ve eli yetişmediği yerden, münasip ve lâyık bir vakitte onlara veriliyor, imdada yetiştiriliyor. Halbuki, o hadsiz maksudların en küçüğüne, o muhtaçların kudreti yetişmez, elleri ulaşmaz."
Yer: Sözler, Otuz Üçüncü Söz, Birinci Pencere
Açıklayan: Sinan Yılmaz

(27-Kasım-2010) Öncüler Serisi - 11 Abdulhamid Çalışkan

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> Abdulhamid Çalışkan Hocanın Iğdırda göz yaşartan imani hizmetleri.
Hatıralar: Rahmi Erdem
(15-Aralık-2010)

Kur'anda Bir Ayette Allah "Ben Sizden Rızık İstemiyorum" Buyurmaktadır. Bunu Nasıl Anlamalıyız?

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> "Cenâb-ı Hak, Resulüne ait olabilecek bazı halleri, Resulünü tekrim ve teşrif noktasında bazan kendine isnad eder. İşte, burada da, “Resulüm size vazife-i risalet ve tebliğ-i ubudiyet hizmetine mukabil, sizden bir ecir ve ücret ve mükâfat, bir it’âm istemez” mânâsında, “Ben sizi ibadet için halk etmişim, Bana rızık vermek ve it’âm etmek için değil” meâlindeki âyet, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma ait it’âm ve irzâkı murad etmek gerektir. Yoksa, gayet bedihî bir malûmu ilâm kabilinden olur, i’câz-ı Kur’ân’ın belâgatine uygun gelmez."
Yer: Lem'alar, Yirmi Sekizinci Lem'a
Açıklayan: Dr. Ahmet Çolak

(14-Aralık-2010) Otuz Üçüncü Söz Dersleri: 22 (Otuz İki ve Otuz Üçüncü Pencere)

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> "Tevhidin bir burhan-ı nâtıkı olan Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm, risalet ve velâyet cenahlarıyla, yani kendinden evvel bütün enbiyanın tevatürle icmâlarını ve ondan sonraki bütün evliyanın ve asfiyanın icmâkârâne tevatürlerini tazammun eden bir kuvvetle, bütün hayatında bütün kuvvetiyle vahdâniyeti gösterip ilân etmiş ve âlem-i İslâmiyet gibi geniş, parlak, nuranî bir pencereyi marifetullaha açmıştır. İmam-ı Gazâlî, İmam-ı Rabbânî, Muhyiddin-i Arabî, Abdülkàdir-i Geylânî gibi milyonlar muhakkıkîn-i asfiya ve sıddıkîn o pencereden bakıyorlar, başkalarına da gösteriyorlar."
Yer: Sözler, Otuz Üçüncü Söz
Açıklayan: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi

(13-Aralık-2010) Nefis ve Malını Cenab-ı Hakk'a Satmak, 2. Bölüm

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> “Madem herşey elimizden çıkacak, fânî olup kaybolacak. Acaba bâkîye tebdil edip ibkà etmek çaresi yok mu?” deyip düşünürken, birden semâvî sadâ-yı Kur’ân işitiliyor. Der: “Evet, var. Hem beş mertebe kârlı bir surette, güzel ve rahat bir çaresi var.”
Yer: Sözler, Altıncı Söz
Açıklayan: Prof. Dr. Alaaddin Başar

(13-Aralık-2010) [Kısa Kısa] Üstadın Risale-i Nur'u Methetmesi

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> “Hizmetin makbuliyetine alâmet olan inâyât-ı Rabbâniyenin izharına neden mükellefiz ?”
(11-Aralık-2010)


[Kısa Kısa] Üstadın Kendini Ön Plana Çıkarmamasının Hikmeti

<img border="0" hspace="5" vspace="5" align="left"> Necmi abiden bir kısa sohbet.
(10-Aralık-2010)



Esma-ül Hüsna El-Metîn: Herşeye tam bir teslimiyetle boyun eğdiren; hiçbir fiilinde hiçbir güçlükle karşılaşmayan; hiçbir varlık, vasıta ve cisim fiillerine hiçbir cihetle engel olmayan.
El-Veliyy: Varlıkların bütün işlerini ve ihtiyaçlarını üzerine alan, bütün




Cevşen-ül Kebir'den... Ya men halekani ve sevvani
Ey beni yaratıp âzâlarımı düzene koyan,
Ya men razekani ve rabbani
Ey bana rızık veren ve terbiye eden,
Ya men et’ameni ve sekani
Ey beni yedirip içiren,
Ya men karrabeni ve ednani
Ey beni kendisine yaklaştırıp yakın kılan,
Ya men asameni ve kefani
Ey beni günah tehlikelerinden koruyup bana kâfi gelen,
Ya men hafizani ve kelani
Ey beni muhafaza edip ayıplarımı örten,
Ya men veffekani ve hedani
Ey bana tevfîk edip hidâyet eden,
Ya men eazzeni ve ağnani
Ey beni azîz kılıp ihtiyaçlarımı gideren,
Ya men emateni ve ahyani
Ey beni öldürüp dirilten,
Ya men aneseni ve avani
Ey bana ünsiyet verip rızıklandıran,
Sübhaneke ya la ilahe illa entel-emanül eman neccina minen-nar.
Bütün kusurlardan uzaksın. Senden başka ilâh yok! Affet bizi. Bizi Cehennemden kurtar.

Allah razı olsun kardeşler. Sizlerin de cuması mübarek, hayırlı, boool sevaplı olsun inş.
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
risaleforumcumapostasi1.png



Hamd Alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Salat ve Selam O’nun Peygamberi,İki Cihan Güneşi Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v) aline ve ashabına olsun.
Cuma’ günüdür bugün.
Gecelerin en güzelinin ertesi.
Ya Rabbelalemin bizler Sana layık bir kul olamamışken isyankâr hareketlerimizi affet
...Nimetlerinin ummanında kaybolurken şükürsüzlüğümzü def et.
Cuma gününü bize Mirac et…
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ

“la ilahe illa ente ya Hannan,Ya Mennan,
Ya bedia’s-semavati ve’l-ardi,Ya Ze’l-celali ve’l ikram”
“Ey büyük varlıkların Halık’ı,Başka bir ilah yoktur,ancak sen varsın.Ey Hannan,Ey Mennan,Ey semavat ve ardın bedii,Ey celal ve kerem sahibi.Günümüzü hayırlı,ibadet ve dualarımızı kabul eyle.”
HAYIRLI CUMALAR…:gül:​
 
Üst