ABDULLAH4
Forum Yöneticisi
Dâsitâni Muhabbetinin Yanık Terennümleri -devamı-
Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, yaradılıştaki mecazi muhabbetleri tekamül ettirerek ulvileştiren ilahi muhabbetin tecelli merkezidir.
Muhakkak ki mü'min, Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- karşısında ilahi ürperişlerini ve bedii duygularını hissettiği, ruhunu nefsaniyete aid bütün çizgi ve görüntülerden boşalttığı vakit, O'nunla aynileşme, O'nun muhabbetinden bir hisse alma yolundadır. Hazret-i Mevlana -kuddise sirruh-:
"İki Dünya bir gönül için yaratılmıştır! ´Sen olmasaydın, Sen olmasaydın bu kainatı yaratmazdım!..ª ifadesinin manasını düşün!" buyurur.
Hulasa bütün bu anlatılanlardan çıkan umumi ve nihai netice sudur ki, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e veya O'nu en cüz'i mikdarda bile hatırlatmaya vesile olan her şeye karşı ne kadar ihtiram edilse azdır! Zira o yüce Peygamber, "Müteal" olan, yani hayal ve idrakine imkan bulunmayan Allah -azimuş'şan- tarafından "Habibim" hitab-i ilahiyyesine mazhar olmuştur.
O'na Kainat'ın yüce Halık'ının, ´Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevat getirirler. Ey mü'minler! Siz de O'na salevat getirin ve tam bir teslimiyyetle selam verin!..ª (el-Ahzab, 56) buyurarak şayisiz melekleriyle birlikte "salat ve selam" ettiği Kur'ani gerçeği karşısında, bu yüce Peygamber'in fazl u kemaline yaklaşmak, O'nu idrak ve ihataya sığdırmak, kelimelerin mahdud imkanlarıyla mümkün değildir.
Bu bahsi, sukutun sonsuzluğunda noktalamaktan başka çare yoktur!.. O'nu tasvirde lisanlar kat be kat aciz iken, bizim lisanımızdaki ifadesi de okyanustan terzi yüksüğü istiabinca bir kırıntı kabilindendir.
Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, yaradılıştaki mecazi muhabbetleri tekamül ettirerek ulvileştiren ilahi muhabbetin tecelli merkezidir.
Muhakkak ki mü'min, Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- karşısında ilahi ürperişlerini ve bedii duygularını hissettiği, ruhunu nefsaniyete aid bütün çizgi ve görüntülerden boşalttığı vakit, O'nunla aynileşme, O'nun muhabbetinden bir hisse alma yolundadır. Hazret-i Mevlana -kuddise sirruh-:
"İki Dünya bir gönül için yaratılmıştır! ´Sen olmasaydın, Sen olmasaydın bu kainatı yaratmazdım!..ª ifadesinin manasını düşün!" buyurur.
Hulasa bütün bu anlatılanlardan çıkan umumi ve nihai netice sudur ki, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e veya O'nu en cüz'i mikdarda bile hatırlatmaya vesile olan her şeye karşı ne kadar ihtiram edilse azdır! Zira o yüce Peygamber, "Müteal" olan, yani hayal ve idrakine imkan bulunmayan Allah -azimuş'şan- tarafından "Habibim" hitab-i ilahiyyesine mazhar olmuştur.
O'na Kainat'ın yüce Halık'ının, ´Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevat getirirler. Ey mü'minler! Siz de O'na salevat getirin ve tam bir teslimiyyetle selam verin!..ª (el-Ahzab, 56) buyurarak şayisiz melekleriyle birlikte "salat ve selam" ettiği Kur'ani gerçeği karşısında, bu yüce Peygamber'in fazl u kemaline yaklaşmak, O'nu idrak ve ihataya sığdırmak, kelimelerin mahdud imkanlarıyla mümkün değildir.
Bu bahsi, sukutun sonsuzluğunda noktalamaktan başka çare yoktur!.. O'nu tasvirde lisanlar kat be kat aciz iken, bizim lisanımızdaki ifadesi de okyanustan terzi yüksüğü istiabinca bir kırıntı kabilindendir.