Otuzuncu Söz - Sayfa 744
gelecek neslindeki intizamata medar ve ilim ve emr-i İlâhînin bir ünvanı olan İmam-ı Mübînin düsturları ve imlâsı tahtında ve zaman-ı hazır ve âlem-i şehadetten teşkil ve icad-ı eşyada tasarrufa medar ve kudret ve irade-i İlâhiyenin bir ünvanı olan Kitab-ı Mübînden istinsah ile ve seyyal zamanın hakikati ve sahife‑i misaliyesi olan Levh-i Mahv, İsbatta kelimât-ı kudreti yazmak ve çizmekten gelen harekâttır ve mânidar ihtizazattır.
<tbody>
</tbody>
gelecek neslindeki intizamata medar ve ilim ve emr-i İlâhînin bir ünvanı olan İmam-ı Mübînin düsturları ve imlâsı tahtında ve zaman-ı hazır ve âlem-i şehadetten teşkil ve icad-ı eşyada tasarrufa medar ve kudret ve irade-i İlâhiyenin bir ünvanı olan Kitab-ı Mübînden istinsah ile ve seyyal zamanın hakikati ve sahife‑i misaliyesi olan Levh-i Mahv, İsbatta kelimât-ı kudreti yazmak ve çizmekten gelen harekâttır ve mânidar ihtizazattır.
Levh-i Mahfuz: herşeyin bütün ayrıntılarıyla yazıldığı kader levhası, Allah’ın ilminin bir adı (bk. ḥ-f-ẓ) | Levh-i Mahv, İsbat: bir şeyin yıkılıp tekrar kuruluşunu gösteren mânevî levha; yaz boz tahtası, levhası |
ahmaklık: akılsızlık | basîrâne: görerek (bk. b-ṣ-r) |
cereyan eden: akan | cilve: görüntü, yansıma (bk. c-l-y) |
cüz-ü ihtiyar: insandaki çok az seçme ve tercih etme gücü (bk. c-z-e; ḫ-y-r) | daire-i mümkinat: kâinat dairesi; varlığı ile yokluğu imkân dahilinde olan ve Allah’ın var etmesine bağlı olan âlem (bk. m-k-n) |
defter-i ekber: en büyük defter (bk. k-b-r) | düstur: prensip, kural |
ehl-i gaflet ve dalâlet ve felsefe: gaflete dalan, hak yoldan sapan ve felsefeyle uğraşan kimseler (bk. ğ-f-l) | emr-i İlâhî: Allah’ın emri (bk. e-l-h) |
eşya: varlıklar | fenâ: geçicilik, ölümlülük (bk. f-n-y) |
hakikat: gerçek mahiyet, içyüz (bk. ḥ-ḳ-ḳ) | hakikat-i zaman: zamanın gerçek mahiyeti, aslı, içyüzü (bk. ḥ-ḳ-ḳ) |
harekât: hareketler | harekât-ı zerrât: atomların hareketleri |
hâşâ: asla, kesinlikle öyle değil | icad: var etme, yaratma (bk. v-c-d) |
icad-ı eşya: varlıkların yaratılması (bk. v-c-d) | ihtizaz: titreşim |
ihtizazat: titreşimler | imlâ: yazdırma |
intizamat: düzenler (bk. n-ẓ-m) | irade: dileme, tercih etme (bk. r-v-d) |
irade-i Rabbâniye: Rab olan Allah’ın iradesi, tercihi, dilemesi (bk. r-v-d; r-b-b) | irade-i İlâhiye: Allah’ın iradesi, dilemesi ve tercihi (bk. r-v-d; e-l-h) |
istinsah: yazarak çoğaltma | kader: Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce takdir etmesi, planlaması (bk. ḳ-d-r) |
kelimât-ı kudret: kudret kelimeleri (bk. k-l-m; ḳ-d-r) | kitabet: yazım (bk. k-t-b) |
kitabet-i kudret: kudret kitabı (bk. k-t-b; ḳ-d-r) | kudret: güç, kuvvet, iktidar (bk. ḳ-d-r) |
kudret-i fâtıra: yaratıcı kudret (bk. ḳ-d-r; f-ṭ-r) | kudret-i İlâhiye: Allah’ın güç ve kuvveti (bk. ḳ-d-r; e-l-h) |
kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n) | küllî: kapsamlı ve büyük (bk. k-l-l) |
lâ ya’lemu’l-ğaybe illâllah: Allah’tan başka kimse gaybı bilmez (bk. a-l-m; ğ-y-b) | mazhar: sahip olan (bk. ẓ-h-r) |
mecmua-i kavânin: kanunlar kitabı (bk. c-m-a; ḳ-n-n) | medar: dayanak, kaynak |
mesâil: meseleler | mevcudat: varlıklar (bk. v-c-d) |
mevt: ölüm (bk. m-v-t) | miktar-ı muayyen: belirlenmiş miktar |
mânidar: anlamlı (bk. a-n-y) | mütebeddil: değişken |
nehr-i azîm: büyük bir nehir gibi akıp giden zaman (bk. a-ẓ-m) | sahife-i misaliye: misal âlemi ile ilgili sayfa (bk. m-s̱-l) |
seyyal: akıcı | silsile-i mevcudat: yaratıklar zinciri (bk. v-c-d) |
suret: şekil, görüntü (bk. ṣ-v-r) | tahrik etmek: harekete geçirmek |
tahtında: altında | tasarruf: kullanma, yönetme (bk. ṣ-r-f) |
tesmiye: isimlendirme (bk. s-m-v) | teşhis: şekil ve suret verme |
teşkil: oluşma, oluşturma | zaman-ı hazır: şimdiki zaman |
zerrât: atomlar, en küçük madde parçaları | âlem-i gayb: görünmeyen, fakat mahiyeti Allah tarafından bilinen başka dünyalar (bk. a-l-m; ğ-y-b) |
âlem-i şehadet: görünen âlem, dünya (bk. a-l-m; ş-h-d) | âyet: delil |
şekl-i mahsus: özel şekil |
<tbody>
</tbody>