Ehli Hak,yalnız hak için bahse girişmeli.Hak için bahse girişen izhar-ı fazl etmez.Yalnız Hakkı arar.Hak hangi tarafta olursa olsun,kemal-i şevk ile alır.Hatta hak,hasım tarafında olsa,halis bir hakperest daha ziyade sever.
Çünkü,istifade eder.Eğer hak onun sözünde olsa bir istifadesi olmaz.Gurura girmek de ihtimali var.Fakat hasmın elinden çıksa,hem istifade eder.Hem teslimiyetle hakka inkiyadını gösterir.Biz fazilet daha kazanır.
Hakikat böyle iken,maatteessüf ehl-i hakda ve ulemada hakperestlik namı altında,nefisperestlik işe çok karışıyor.
En mühim ve kudsi bir mes’eleyi,satranç oyunu gibi izhar-ı fazl yolunda ve müzakere-i ilmiyeyi,münakaşa derecesine çıkarılıp,onunla oynuyorlar.Her iki taraf,madem münakaşa suretini alıyor,haksızdırlar.
Zaten kemmiyeten az olan ehl-i dalalet,kesretli olan ehl-i hakkın şu halinden istifade ederek,mağlup edip,perişan ediyorlar.
Hem münakaşacı iki kısım o mes’elede hakkı göremezler.Çünkü:Nazar-ı insaf ile bakılmadığı için,tenkid nazarı hasmının yalnız çürük taraflarını ve taraftarlık cihetiyle kendi nefsinin yalnız iyilik tarafını görür,iyiliklerini onun çürükleriyle müvazene eder.Elbette bu nazar hakkı göremez,görse de tanımaz.
Said Nursi