Şu anda kalbim şöyle inliyor, ben de ihtiyarsız yazıyorum:
Hazret-i Üstadın gösterdiği yol, aynen Kur'ân'ın cadde-i kübrâsıdır; ondan ayrılmayalım, hizmetten kaçmayalım, fütur getirmeyelim. Sermayesi yalan ve yalancılık olan siyaset propagandaları, sû-i kesbimizle kazanılan ve bugün tevarüs edilen fena şeylere karşı, kaderi itham derecesinde muradullaha müdahaleye cesaret etmeyelim.
Biz abdiz; sebeb-i hilkatimiz, Seyyidimizi, Yaratanımızı, Râzıkımızı bilmek ve bulmaktır.
Hülâsa-i mevcudat olan Peygamberimiz vasıtasıyla inzal ve ikram buyurulan Kur'ân'ın ahkâmına ve o Hazretin sünnetine tevfik-i harekete bezl ü gayret edelim.
İşte o Nur elimizde mürebbî, yanımızda muarrif, aramızda Nurları neşre mürebbî ve muarrifimizi dinlemeye çalışalım.
Biz vazife-i ubudiyeti yapalım, netice-i mükâfatı, Hâlık-ı Rahîmimize bırakalım.
Yekdiğerimize en büyük yardım olan duayı da esirgemeyelim.
Risale-i nur külliyatından
Albay Hulûsi Beyin fıkrasıdır