- Bu konu 1 yanıt içerir, 3 izleyen vardır ve en son Anonim tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
28 Eylül 2013: 17:50 #680938Anonim
Risale-i Nur’un kahraman şakirdleri böyle şeylere karşı müteyakkız davranmak ve faaliyetlerini ziyadeleştirmek lâzım geliyor. Fena şeyle zihnen meşgul olmak da, fena olduğu için kısa kesiyorum. Sakın ona ehemmiyet vermekle halkları meraklandırıp baktırılmasın.
..Bu herifin ne derece haddinden tecavüz ettiğini bu temsilden anlayınız. Meselâ: Çok uzak bir mecliste, mütehassıs ve müdakkik âlimlerin okudukları ve tedkik ettikleri bir kitaba ve ders aldıkları bir zâta, pek uzak bir mesafede bakmak isteyen ve görmeyen bir ebleh, o âlimlerin aksine hüküm verip onları tenkid eden, divanece hezeyan eder.
Cenab-ı Hak ehl-i imanı ve Risale-i Nur şakirdlerini böylelerin şerrinden muhafaza eylesin, âmîn.
Said NursîEnvar Neşriyat – Kastamonu Lahikası ( 151 )
29 Eylül 2013: 08:25 #815676AnonimBu gibi meseleleri birilerine hedef olarak göstermek aslında biraz düşünürsek bu meseleleri anlamaktan ziyade hedef göstermekle meseleyi o kalıba sokmakla daraltmış olmuyor muyuz? Mesela sungur ağabey son videosunda şu dergi diye ve şunlar diye konuşmadı bazı dergilerde ve bazı kimseler diyerek bunu yapanlar diye vurguluyor. Yani Risale-i Nuru okuyanlar içinde de kendi nefsine göre hizmeti nuriyeye muhalif hareketler yok mu? İşte bütün bunlar bu meseleleri izah ediyor. Bizler risale-i nuru okuduğumuz halde dahi zamanın şartlarına uymaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Mesela son zamanlarda gerçekleşen Nübüvvet Sempozyumunda her konuşmacıdan sonra veya subhanallah maşaallah denilecek yerlerde gümbür gümbür alkışlar birbirini takip etti. Bu gibi örnekleri çoğaltabiliriz onun için bazen Risale-i Nurları okumak dahi yetmiyor Lahikalarda okunmalı ve Ustad ve talebelerinin hizmet modelleri en ince ayrıntısına kadar tatbik edilmeli aksi halde risale-i nurları okuyup zamanın hizmet şartlarına ayak uydurmak ihlası kıran şartlardan biri olmakla beraber halkın nazarını Allaha cevirmekten ziyade kendine cevirmeye çalışmak olur.
Kısaca populerizme yavaş yavaş kayıyor keyfiyet ve ihlasdan ziyade kemmiyete bakıyor aldanıyoruz.. Laakal onbeşgünde bir ihlas risalesi okunmalı denilmiş. 130 kadar eser neşredilecek binlerce sayfalar ve onlarca meseleden ziyade bu ihlas meselesi için şart konulacak. Bu üzerinde çok düşünülmesi gereken bir husus, bu meseleyi ihmal etmek imhayı doğaracağından en önemli ve tek mesele olarak mütemadiyen hatırlanması ve unutulmaması gereken bir husus olarak belki Nurculuğun kalbi olmuştur..
15 Mart 2014: 13:14 #816910Anonim@TaLHa 442106 wrote:
Bu gibi meseleleri birilerine hedef olarak göstermek aslında biraz düşünürsek bu meseleleri anlamaktan ziyade hedef göstermekle meseleyi o kalıba sokmakla daraltmış olmuyor muyuz? Mesela sungur ağabey son videosunda şu dergi diye ve şunlar diye konuşmadı bazı dergilerde ve bazı kimseler diyerek bunu yapanlar diye vurguluyor. Yani Risale-i Nuru okuyanlar içinde de kendi nefsine göre hizmeti nuriyeye muhalif hareketler yok mu? İşte bütün bunlar bu meseleleri izah ediyor. Bizler risale-i nuru okuduğumuz halde dahi zamanın şartlarına uymaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Mesela son zamanlarda gerçekleşen Nübüvvet Sempozyumunda her konuşmacıdan sonra veya subhanallah maşaallah denilecek yerlerde gümbür gümbür alkışlar birbirini takip etti. Bu gibi örnekleri çoğaltabiliriz onun için bazen Risale-i Nurları okumak dahi yetmiyor Lahikalarda okunmalı ve Ustad ve talebelerinin hizmet modelleri en ince ayrıntısına kadar tatbik edilmeli aksi halde risale-i nurları okuyup zamanın hizmet şartlarına ayak uydurmak ihlası kıran şartlardan biri olmakla beraber halkın nazarını Allaha cevirmekten ziyade kendine cevirmeye çalışmak olur.
Kısaca populerizme yavaş yavaş kayıyor keyfiyet ve ihlasdan ziyade kemmiyete bakıyor aldanıyoruz.. Laakal onbeşgünde bir ihlas risalesi okunmalı denilmiş. 130 kadar eser neşredilecek binlerce sayfalar ve onlarca meseleden ziyade bu ihlas meselesi için şart konulacak. Bu üzerinde çok düşünülmesi gereken bir husus, bu meseleyi ihmal etmek imhayı doğaracağından en önemli ve tek mesele olarak mütemadiyen hatırlanması ve unutulmaması gereken bir husus olarak belki Nurculuğun kalbi olmuştur..
Bir Risale-i Nur Talebesi kendi ihtiyarıyla değil bir vesile ile bir meşreb ile tanışarak Nurları okumaya başlar. Bir müdded sonra diğer meşrebleri de duyar. kendisi bir anlayış ve meşrebe sahip olduktan sonra kendisine hitap eden meşrebi/cemaati bularak orada devam etmelidir.
İlk gidilen meşreb belki kendisini eritecek veya boğacak veya küçük gelecek burada ferde düşen aslolan kendi istidad ve kabiliyetine göre meşrebi bulmaktır.
Risale-i Nur okuduğu halde meslek-i nuriyeye muhalif harekat olmaktadır.
Bunun sebebi ise: Risale-i Nurların imani bahislerini okumakla beraber Lahikaları Ahmedin Mehmede mektubu nazarı ile bakılmasından kaynaklanmaktadır. Lahikalarda okunmalı ve Ustad ve talebelerinin hizmet modelleri en ince ayrıntısına kadar tatbik edilmeli aksi halde risale-i nurları okuyup zamanın hizmet şartlarına ayak uydurmak ihlası kıran şartlardan biri olmakla beraber halkın nazarını Allaha cevirmekten ziyade kendine cevirmeye çalışmak olur. Lahikalar zamanın şartlarına göre İSTİKAMETLİ HİZMET-İ NURİYENİN ESASLARINI DERS VERMEKTEDİR.
BAHSETTİĞİN ARIZALAR İMANİ BAHİSLERİ KABUL EDİP LAHİKALARI KABUL ETMEMEK, EHEMMİYETSİZ GÖRMEK NETİCESİDİR!
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.