Bismillahirrahmanirrahim
“De ki: Ey Rabbim, şeytanların vesveselerinden Sana sığınırım. Onların yanımda bulunmalarından da, yâ Rabbi, Sana sığınırım.” Mü’minûn Sûresi, 23:97-98. Sohbetimize devam etmeden önce bu ayeti celile üzerinde kendi alemimizde biraz tefekkür edelim.. |
Ayeti celilede bir pencerede değil şeytanın dediğini yapmak onun yanımızda olmasından bile Aallaha sığınmak gerektiğini bizlere öğretiyor ve hatırlatıyor.
ve diyorki ondan ve gelebilecek tehlikelerinden dua etmek lazımdır, ve bu duaya devam etmek gerektir.
Sual:
Şeytanların kâinatta icad cihetinde hiçbir methalleri olmadığı yani bir şeyin yaratılmasından ve icadında şeytanların zerre kadar katkı imkan ve tesirleri yoktur
hem Cenâb-ı Hak rahmet ve inâyetiyle ehl-i hakka taraftar olduğu, hem hak ve hakikatin cazibedar güzellikleri ve mehâsinleri ehl-i hakka müeyyid ve müşevvik bulunduğu,..
evet Allah bizden yana
hak bizden yana
hakikatin guzelliği bizden yana
hikmet bizden yana
tum bu bizden yana olan guzellikler bizim için teşvik edici guzelliklerdir
hem dalâletin müstekreh çirkinlikleri ehl-i dalâleti tenfir ettikleri halde
dalalet hakkın zıddıdır,
hakikatin zıddıdır,
hikmetin zıddıdır,
adaletin zıddıdır,
fıtratın zıddır,
insaniyetin zıddıdır.
tum bunlar dalaletin nefret edilen bir şey olduğunu göstermektedir
ve dalalet yolunda gidenlerin dalalet mesleklerinde bir cazibe ve guzellik söz konusu değildir.
Hem dalâletin müstekreh çirkinlikleri ehl-i dalâleti tenfir ettikleri halde
hizbüşşeytanın çok defa galebe etmesinin hikmeti nedir?
Ve ehl-i hak, her vakit şeytanın şerrinden Cenâb-ı Hakka sığınmasının sırrı nedir?
evet özetler isek
şeytanın tesir etme özelliği yoktur
vesvese vermekten başka birşey elinden gelmez
ve dalalet çok çirkin bir yoldurki cazibesi yoktur
ehl i hak bunun tersidir
hem Allah hem hak hem hakikat hem hikmet hem adalet tum guzellikler ve cazibeler ehl i haktan yanadır
böyle olduğu halde
neden dalalette gidenler
ehli hakka galib geldiler
ve ehl i hakkın her vakit şeytandan Allaha sığınmasının hikmeti nedir?
yani şeytanın tesir gucu yok
zarar verme kuvvetine sahib değil
böyle olduğu halde ehl i hakkın her vakit şeytandan Allaha sığınmasının sırrı nedir?
sorulan soru bu..
-iyide zarar verme fırsatı verilmemişmidir ?
-”tesir guç ve mudahele ister
şeytanlar mudahale etmezler sadece vesvese verirler o kadar
vesveselerini guç kullanarak yaptırmazlar
yani zarara teşvik fırsatı her zaman verilmiştir ama
zararı yaptırması kişinin o vesveseyi kabul etmesiyledir
kabul etmese o vesvese işe yaramayacaktı
ve insan manevi terakki kazanacaktı
kabul etmese bir cihadı kazanmış olacaktı.”
Elcevap:
Ekseriyet-i mutlaka ile dalâlet ve şer, menfidir ve tahriptir ve ademîdir ve bozmaktır.
kardeşler
içki içmek şerdir
inkar etmek varı yok saymaktır
namazı kılmamak vucudu ademe mahkum etmektir
-yani içki içersiniz günah işlersiniz
ama içkinin günah olmadığını söylerseniz
küfremi girer?
-evet
Mesela namaz kılmak vucuddur
abdest almak vucuddur
namazın her bir harekti vucuddur
ama namazı kılmamak âdemdir
yani yoklukdur
dikkat etdiniz mi?
Namazı kılmakmı zahmet ister kılmamakmı zahmet ister?
namazı kılmak fiildir
kılmamak fiilsizlikdir
yani zahmetli bir iş yapmıyorsun
sadece terk ederek
tahrib eidyorsun
sadece terk ederek namaz vucudunu fiillerini meydana çıkmasını engelliyorsun..
Ve ekseriyet-i mutlaka ile hidayet ve hayır, müsbettir ve vücudîdir ve imar ve tamirdir
şimdi bir misal verelim
Herkesçe malûmdur ki, yirmi adamın yirmi günde yaptığı bir binayı, bir adam bir günde tahrip eder.
Evet, bütün âzâ-yı esasiyenin ve şerâit-i hayatiyenin vücuduyla vücudu devam eden hayat-ı insan Hâlık-ı Zülcelâlin kudretine mahsus olduğu halde,
yani bir insanın hayatı için sadece insanın vucudu kafi değildir
toprak su hava ışık yer ve gökler ve kısacası tum kainatın vucudu lazımdırki
insanın hayatı devam etsin
demek insanın vucududa bekasıda Halıkı Zulcelalin kudretine mahsusdur.
bir zalim, bir uzvu kesmesiyle, hayata nisbeten ademî olan mevte o insanı mazhar eder.
evet bir zalim gelir insanın bir damarını keser o hayata son verir
Hayatı icad etmek ne kadar masraflı oldu,
Ama o hayatı yıkmak bir damarın kesilmesiyle oldu;
ondandırki tahrib kolaydır demiştir atalarımız..
Dalaletin yaptığı bu olduğundan onların yaptığı zulüm güç istemiyor kuvvet istemiyor
yıkmak kolaydır fazla bir güç istemez..
şimdi Elhamdulillah ehl-i Hakkın ehl-i dalalet, zalimlere mağlub olması zalimlerin kuvvetinden gelmiyor
ehl-i hakkın da mağlub olması kuvvetsizliklerinden değildir..
İşte bu sırdandır ki, ehl-i dalâlet, hakikaten zayıf bir kuvvetle pek kuvvetli ehl-i hakka bazan galip oluyor.
bir cocuğu beslemek eğitmek yılları alır
ama bir katil gelir bir darbe ile o yılların emeğini heder eder
bu katilin guçünden kuvvetinden değildir belki o katl mesleğinin kolaylığındandır..
Fakat ehl-i hakkın öyle muhkem bir kalesi var ki, onda tahassun ettikleri vakit, o müthiş düşmanlar yanaşamazlar, bir halt edemezler.
Eğer muvakkat bir zarar verseler
Akıbet takvâ sahiplerinindir.” A’râf Sûresi, 7:128.
sırrıyla, ebedî bir sevap ve menfaatle o zarar telâfi edilir.
O kale-i metin, o hısn-ı hasîn ise, şeriat-ı Muhammediye ve sünnet-i Ahmediyedir (a.s.m.).
Evet bizim her şer ve tahtibatcıdan kurtuluşumuz olan kal’amız Kur’an-i Kerim ve sünnet-i seniyyedir
bazan namazda fark ediyorum şeytan beni meşgul etmeye uğraşıyor
hemen peygamber efendimizi duşunuyorum şeytanın çekilib gittiğni görüyorum
adeta dayanamıyor kaçıyor
ama daha sonra tekrar geliyor
ne yapalım o gelecek bizde mucadele edeceğiz bu bizim cihadımızdır
özetlersek şeytanın icad ve vucudda mudahalesi yoktur
herhangi bir yaptırım gücü yoktur
vesvese ve bizim korku damarımızı işlettirmekden başka elinde silah yoktur
işin şer tarafına sevk etmek ister
insan kabul etmese tesir edemez
eh-i dalaletin gucu yoktur
zira meslekleri icad değil vucud değil yıkmaktır
ehl-i dalalet demek hakdan yuz çevirmiş sapık yolda gidenler
onların mesleği binayı yıkmak gibidir fazla kuvvet istemez
ondandırki pis meslekleri kolaydır
bazan biz ehl-i hakka galib gelebilirler ama
bizim Rabbimiz var mağlub olsakda dunyada oluruz
ahirette gene biz kazanırıız
onlar kaybederler
ikinci işaret haftaya inşallah
el Fatiha