Aile içinde anadilin konuşulması..

çok haklısın hamiyetkar kardeşim bu bir ayrımcılık değil herkes yaşadığı topluma kurallara uymalı ama kendine özgü dili gelenek ve göreneklerinide unutmamalı aileler içlerinde bunu yaşatmalı sana aynen katılıyorum ve bunu bi ayrımcılık olarakta görmüyorum benimde ailem yunanistan selanikten gelme bi tarafımda bulgaristan büyük dedem yaşadığı hayat boyunca 8 dilde konuşmuş ozamanın dilleriyle çerkezce arnavutça daha birçok dil yaz biz ne yapıyoruz ne kendi dilimizi nede bu ülkedeki yaşayanların dillerini biliyoruz ben şimdiden oğluma kürtçe arnavutça yada istediğin dilleri öğren diyorum ve destekliyorum
 
halbuki kürtçe, islam ümmeti içerisinde %99'u müslüman olan bir kavmin lisanı.. bir islam kavminin lisanı.. said-i nursilerin, mevlana halidlerin, ahmed-i hanilerin, mela-yı cezerilerin dili..

bu dili unutmamak ve ondan da ötesi konuşarak canlı tutmak gerekir..


hususan da KÜRTLERİN (ki buna araplar, boşnaklar, çerkezler, lazlar, arnavutlar da dahil) KENDİ DİLLERİNİ AİLE İÇİNDE KONUŞARAK YAŞATMALARI GEREKİYOR..

allah razı olsun hamiyetkar kardeşim çok güzel bir konuya değinmişsin
ama ne yazık ki bu ülkede şimdiye kadar hiçbir soruna çözüm getirilmiyor
(sadece kürt meselesi için demiyorum bunda ) başörtüsü ,sağcısı solcusu ,komünistı ,dıncısı ,ataturkcusu, dıye dıye boğazımıza kadar getirdiler, sorunlar hep erteleniyor bu ülkede

sonra bizler konuşunca hemen kötü oluyoruz

şahsen ben kürt asılı bir baba türk asıllı bir anneden bu imtihan dünyasına geldim,kürt sıkıntısını çok çektim buna başörtüsüde eklendi
allah razı olsun sadece bilinçli türk kardeşlerimiz zor zamanlarımızda destek oldular bize.

genelde türk kardeşlerımız kürt dıye ,kürt kardeşlerimizde asimile olmuşsun diye bıze ayrımcılık yaptılar elhamdülillah hizmet kavramını resulullahın davasını az çok bildiğimizden dolayı herşeye kulağımızı kapadık,yoksa herşey çok zor olurdu vede çekilmezdi.
konuyu baya dagıttım hamıyetkar kardesım ,şunuda anlatayım konuyu kapatıcam bıraz ıcımı dokuyor gıbıyım sadece
Geçenlerde eskiden beri beraber sohbetlere derslere gittimim bir türk kardeşim vardı ,o'na cuma günü bir mesaj yolladım 'cuma te bığırbe bırımın '' dıye ,benım dusuncem bırılerıne sorar ne dıye ogrenınce mesajımı sevınır dıye dusunmustum fakat kardeş cok kızdı bana niye bana kürtçe mesaj yolluyorsun bıdaha kurtce yollayacaksan bırdaha mesaj atma deyınce şoke oldum acıkcası.

sadfece şunu demek istıyorum insanların bırbırlerını anlaması ıcın bence çok ama çok kitap okumaları gerek yoksa hep yanlış insan olarak algılanıyoruz anlaşılamıyoruz

anlaşılmak vde kenetlenmek temennısıyle
allaha emanet olunuz
 

NurYolcusu

Well-known member
Geçenlerde eskiden beri beraber sohbetlere derslere gittimim bir türk kardeşim vardı ,o'na cuma günü bir mesaj yolladım 'cuma te bığırbe bırımın '' dıye ,benım dusuncem bırılerıne sorar ne dıye ogrenınce mesajımı sevınır dıye dusunmustum fakat kardeş cok kızdı bana niye bana kürtçe mesaj yolluyorsun bıdaha kurtce yollayacaksan bırdaha mesaj atma deyınce şoke oldum acıkcası.

Sen müsterih ol kardeşim merak etme bir gün gelir herkes bilinçlenir....


BİRLİK VE BERÂBERLİK


Mahlûkâtın en şereflisi olmakla beraber, âciz olarak yaratılan insan, yaşayabilmesi için başkasına muhtaçtır. Bu ihtiyaç insanları, beraber yaşamaya, kardeş olmaya sevketmiştir.

Birlik beraberlik, evvelâ kalplerde hâsıl olur, sonra da fiillere akseder. Ben kendi başıma dînimi, îmânımı muhâfaza edebilirim, demek tehlikelidir. Cenâb-ı Hakkın müminlerden istediği cemâat hâlinde olmaktır. Âyet-i kerîmede meâlen:

Hepiniz Allahın ipine sımsıkı tutunun, birbirinizden ayrılmayın ve Allahın üzerinizdeki nimetini düşünün, sizler birbirinize düşman iken, o sizin kalplerinizin arasında ülfet husûle getirip yanaştırdı da nimeti sayesinde uyanıp kardeş oldunuz..., (Sûre-i Âl-i İmrân 103) buyrulmuştur.

Yine Cenâb-ı Hakın bizlerden istediği; kalplerdeki niyet ve îmânları, bir kelime etrafında toplayıp, birbirlerini sevip tutan; zâhirde de kuvvetli bir irtibât ile yek diğerine bağlanmış, saflar halinde duran, sağlam binâlar gibi olmaktır. Âyet-i kerîmede meâlen şöyle buyrulmaktadır:

Haberiniz olsun ki, Allah kendi yolunda kurşunlu bir binâ gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever. (Sûre-i Saf 4) Yine: Cenâb-ı Hakın Âyet-i Celîlesinde meâlen şöyle buyururlar: ...Sen onları toplu sanırsın, halbuki kalpleri dağınıktır, bu, onların aklı yetmez bir kavim olmalarındandır. (Sûre-i Haşr 14)

Her biri başka sevdâda, başka emelde. Kendi zevk ve hissiyatına göre ayrı fikir ve yolda... Bir kelime etrafında toplanıp da, gönül birliğiyle hareket edemezler. Fırsat buldukça, birbirlerine hıyânet ederler. Böyle bir cemiyet zâhirde ne kadar toplu ve kuvvetli görünse, hakîkatte bir cemiyyet değil, cüzleri arasında hiçbir bağ bulunmayan kül yığını gibi, hafif bir rüzgârla savrulacak kuru kalabalıktan ibârettir. (Elmalılı, 7/4859) fazilet takvimi... Selam ve Dua ile...
 
islam dini kardeşlik değilmidir biz hangi hakla kardeşlerimize konuşmayın diyebiliriz diyenler hangi sıfattalar dinen yada insan olarak anlayamıyorum bunu
 
Üst