.
Büyük velîlerden Süfyân-ı Sevrî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki:
"Ey kardeşim! Her zaman ve her yerde, doğru ol.
Yalan, sözünde durmamak, emâneti yerine getirmemek gibi kötü huylardan çok sakın.
Yalancı ve sözünde durmayanlarla düşüp kalkma. Çünkü böyleleriyle berâber olmak, günaha sebeb olur.
Yine, sözlerinde ve işlerinde riyâdan sakın. Çünkü riyâ, gizli şirktir.
Ucb'dan da kendini muhâfaza et. Ucb, yaptığı ibâdetleri, iyilikleri beğenerek bunlarla övünmektir.
Ucb bulunan amel, Allahü teâlânın katında makbûl değildir. (
Fakat bunların Allahü teâlâdan gelen nimetler olduğunu düşünerek sevinmek, ucb olmaz.)
Sen, dînini, dîni üzerine titreyen (Sünnet-i seniyye'ye bağlı, ilmiyle amel eden) âlimlerden öğren. Çünkü, dîninde sağlam olmayan, ilmiyle amel etmiyenlerin hâli, hasta olup, kendisini tedâvîden ve kendine bir çâre bulmaktan âciz olan tabîbin hâline benzer.
Böyle bir tabîb, insanların hastalıklarını, nasıl teşhis edip, iyileştirir? Onlara nasıl ilâç tavsiye eder? Çünkü kendisi hastadır. İşte dîni üzerine titremiyen, ilmiyle amel etmiyen bir kimse, senin dînine, îmânına zarar gelir diye nasıl titrer? Ne derecede titizlik gösterebilir?