Antepli bir kebapcinin reklami

Elif_Gibi

Well-known member
ANTEPLİ BİR KEBAPÇININ reklam broşüründen harfi harfine aktarılmıştır. ....



Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve Türkleri Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir.

İcabi halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabi reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?

İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın Vita yağının kolestrol yaptığı palavradır.






Kolestrol, kebapları yedikten sonra


iki şise soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.

Sakın bu oyuna düşmeyin.



Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir.

Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte vb. Lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.

Ayrıca son yıllarda moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye birşey yoktur. Bu sözde mutfak, acaip zerzevat ile acaip mahlukatın, wog adı verilen bir tencerede yarı pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakın kanmayın, sakın yemeyin. Helal değildir!


SİZ KEBAP, CİĞER KAVURMA,NOHUTLU DÜRÜM, BEYRAN VE MİS GİBİ FISTIKLI BAKLAVA YEYİN.
 
Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş

hakıkatlı soylemiş desem mi :) :)
çok komik, allah razı olsun
 
thy.JPG

heryerde ,uçakta bile döner yeriz :)
 

ReþHa2

Well-known member
ANTEPLİ BİR KEBAPÇININ reklam broşüründen harfi harfine aktarılmıştır. ....



Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve Türkleri Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk haline getirmektir.


İcabi halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabi reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?



İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın Vita yağının kolestrol yaptığı palavradır.









Kolestrol, kebapları yedikten sonra


iki şise soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.


Sakın bu oyuna düşmeyin.





Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk subuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir.

Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte vb. Lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.

Ayrıca son yıllarda moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye birşey yoktur. Bu sözde mutfak, acaip zerzevat ile acaip mahlukatın, wog adı verilen bir tencerede yarı pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakın kanmayın, sakın yemeyin. Helal değildir!



SİZ KEBAP, CİĞER KAVURMA,NOHUTLU DÜRÜM, BEYRAN VE MİS GİBİ FISTIKLI BAKLAVA YEYİN.
:048:Çok doğru demiş valla
Her satırına güldüm:) Tabirleri çok hoş...
Allah da sizi güldürsün..
 

suphi

New member
Elmalarım
Bu sene elmalarım çok çiçekli.
5. senesine giren fidanlarım emsalleri gibi kalın gövdeli ve çok boylu değil.Zira çiftçiye ezberletilen gübreleri kullanmadım. Yaratılış fıtratına müdahale etmeden yetiştiriyorum.
İnanıyorum ve ümit ediyorum ki, küçükken karnımızı doyurmak için ekmeğe katık ederek yediğimiz, dudaklarımızı kıpkırmızı eden elmalardan elde edeceğim.
Bahçe komşularım dudak büküyor, olmaz diyerek beni ikna etmeye çalışıyor. Yaşıtlarım (54) bildikleri halde itiraz edip (eğitim-teknoloji adı altında) kendilerine ezberletilenleri söylüyor.

Her şey ama her şey bizim millet olarak, yaşadığımız, olması gereken formatından dönüştürüldü. Hayallerimizi bile artık düzenliyorlar. Nasıl "hayal" kurmamız isteniyorsa o şekilde hayal kurduruyorlar. Sosyal zekamız, matematiksel zekaya dönüştü-
dönüştürüldü. Çocuklarımızı babaannelerimiz yetiştirmiyor. Onların körpe dimağlarına, öğretmek, eğitmek adına zehir enjekte ediyorlar.

Hayal eder ve isterim ki Türkiye ve insanı "Müreffeh" bir seviyeye ulaşsın. Pozitif düşüncenin eylem bazında da çok yararlı olacağını düşünürüm. En azından insanı çevresine karşı daha duyarlı hale getiriyor. Sadece kendini düşünen, her şeyini para - zaman denklemi üzerine kurmaktan bir nebze olsun kurtarıyor.Duygularını harekete geçiriyor...

Antepli kebapçının reklamı şaka gibi bir gerçektir. En temel gıda ürünlerinden, tercihli uç damak tadındaki ürünlere kadar hepsindeki, sentetik, adeta bir zehir niteliğindeki katkıları duymayan kalmamıştır sanırım.Tabii beslenme yollarını tercih edip bu yönde caba harcamanın zamanı geldi de geçiyor…
Konu dışı not: İnşaallah bahçemin resimlerini elmaları ile beraber sizlere sunma imkanım olacak.

Suphi Bayram.
 

NurYolcusu

Well-known member
Allah razı olsun hakkatende hakikat bence....
Çünkü bazen yeni evli çiftlere bakıyorum bir aradayken kocası acıktım dediğinde ya kalkıp tost yapıyor yada kendisi için salata.... :)

Yada işin daha vahim tarafı kalk kendine bişeyler hazırla diyor.
Neymiş hayat müşterekmiş... Yalan... Desene evlenmeden evvel "ben yemek yapmayı bilmiyorum diye... Adamda seni ya yemek kursuna göndersin yada bilen birilerine baksın :mad::mad::mad::mad:
 

Elif_Gibi

Well-known member
Elmalarım
Bu sene elmalarım çok çiçekli.
5. senesine giren fidanlarım emsalleri gibi kalın gövdeli ve çok boylu değil.Zira çiftçiye ezberletilen gübreleri kullanmadım. Yaratılış fıtratına müdahale etmeden yetiştiriyorum.
İnanıyorum ve ümit ediyorum ki, küçükken karnımızı doyurmak için ekmeğe katık ederek yediğimiz, dudaklarımızı kıpkırmızı eden elmalardan elde edeceğim.
Bahçe komşularım dudak büküyor, olmaz diyerek beni ikna etmeye çalışıyor. Yaşıtlarım (54) bildikleri halde itiraz edip (eğitim-teknoloji adı altında) kendilerine ezberletilenleri söylüyor.

Her şey ama her şey bizim millet olarak, yaşadığımız, olması gereken formatından dönüştürüldü. Hayallerimizi bile artık düzenliyorlar. Nasıl "hayal" kurmamız isteniyorsa o şekilde hayal kurduruyorlar. Sosyal zekamız, matematiksel zekaya dönüştü-
dönüştürüldü. Çocuklarımızı babaannelerimiz yetiştirmiyor. Onların körpe dimağlarına, öğretmek, eğitmek adına zehir enjekte ediyorlar.

Hayal eder ve isterim ki Türkiye ve insanı "Müreffeh" bir seviyeye ulaşsın. Pozitif düşüncenin eylem bazında da çok yararlı olacağını düşünürüm. En azından insanı çevresine karşı daha duyarlı hale getiriyor. Sadece kendini düşünen, her şeyini para - zaman denklemi üzerine kurmaktan bir nebze olsun kurtarıyor.Duygularını harekete geçiriyor...

Antepli kebapçının reklamı şaka gibi bir gerçektir. En temel gıda ürünlerinden, tercihli uç damak tadındaki ürünlere kadar hepsindeki, sentetik, adeta bir zehir niteliğindeki katkıları duymayan kalmamıştır sanırım.Tabii beslenme yollarını tercih edip bu yönde caba harcamanın zamanı geldi de geçiyor…
Konu dışı not: İnşaallah bahçemin resimlerini elmaları ile beraber sizlere sunma imkanım olacak.

Suphi Bayram.


haklısınız....
teşekkürler güzel yorumunuz için...
elmaların sadece resmini değil kendilerinide bekleriz :)
 

Elif_Gibi

Well-known member
Allah razı olsun hakkatende hakikat bence....
Çünkü bazen yeni evli çiftlere bakıyorum bir aradayken kocası acıktım dediğinde ya kalkıp tost yapıyor yada kendisi için salata.... :)

Yada işin daha vahim tarafı kalk kendine bişeyler hazırla diyor.
Neymiş hayat müşterekmiş... Yalan... Desene evlenmeden evvel "ben yemek yapmayı bilmiyorum diye... Adamda seni ya yemek kursuna göndersin yada bilen birilerine baksın :mad::mad::mad::mad:



Allah cc sizin gönlünüze göre versin abi :)
 

Huseyni

Müdavim
Batılıların bizim heryönden düzenimizi bozmaya çalıştıkları bir gerçek. Yazılanların bir kısmı doğru olsa da bir hurma ile iftar yapan Peygamberin ümmeti olarak, koca koyunu bir oturuşta yemeye teşvik etmek çok doğru olmasa gerek. İbni Sina gibi bir dahi bakın ne demiş.

"...ilm-i tıbbı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin miktarı ye, nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir."



Hastanelerde mide rahatsızlıkları benim bildiğim başı çekiyor. Yani öyle az yiyen bir millet değiliz. Eskilerden farkımız ise eskiler yedikleri koyunu bile eritecek kadar meşgaleli insanlardı. Şimdiki insanlarda ise çalışkanlık değil, tembellik var. Hal böyle olunca obezite olmak kaçınılmaz oluyor herhalde.
 

baharyaren

Member
Batılıların bizim heryönden düzenimizi bozmaya çalıştıkları bir gerçek. Yazılanların bir kısmı doğru olsa da bir hurma ile iftar yapan Peygamberin ümmeti olarak, koca koyunu bir oturuşta yemeye teşvik etmek çok doğru olmasa gerek. İbni Sina gibi bir dahi bakın ne demiş.

"...ilm-i tıbbı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin miktarı ye, nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir."



Hastanelerde mide rahatsızlıkları benim bildiğim başı çekiyor. Yani öyle az yiyen bir millet değiliz. Eskilerden farkımız ise eskiler yedikleri koyunu bile eritecek kadar meşgaleli insanlardı. Şimdiki insanlarda ise çalışkanlık değil, tembellik var. Hal böyle olunca obezite olmak kaçınılmaz oluyor herhalde.


çok doğru söylemişsin..
 
Üst