Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Kuran Öğreniyorum
Hafızlık Eğitimi
Asr-ı saadetten günümüze hafızlık müessesesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kasif1" data-source="post: 226279" data-attributes="member: 1008778"><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">SAHABE-İ KİRAM’DAN HAFIZ OLANLAR </span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Resulullah’ın (Sallalahu aleyhi ve sellem) ders halkasındaki sahabelerden kaçının Kur’an tamamını ezberlediği hususunda değişik rivayetler vardır.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Buhari’nin ashabının kurrâsıyla ilgili kaydettiği bir rivayete göre, Hz. Peygamber (Sallalahu aleyhi ve sellem) <strong>Kur’an’ın dört kişiden alınmasını</strong> tavsiye buyurmuşlardır. Bunlar: <strong>Abdullah b.Mes’ud, Ebu Hureyre’nin mevlâsı (azaldı kölesi) Sâlih, Muâz b. Cebel ve Übey b. Kâ’b</strong>” dır.(1)</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Buhari’nin aynı yerde ifade ettiği bir rivayette, Enes b. Mâlik(r.a) Kur’an’ı “Cem eden” Sahabilerin sayısı dört olarak vermektedir ki, bunlar: <strong>Ubey b. Kâ’b, Muaz bin Cebel, Zeyd b. Sâbit ve Ebu Zeyd</strong>’dir.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Sonuncu kişini ismi üzerinde ihtilaf edilmiş ve bunun Evs’ten Sâd b.Ubeyde, Hazrec’den Kays b. Seken veya Sâbit b. Zeyd olduğu rivayet edilmiştir.(2)</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">İbn-i Sâd’ın Tabakat’ında adı geçen şahısları ashabın Hafızları arasında zikrederler. Yine İbn-i Sâd’ın bir rivayetinde Sâd ve Ebu Zeyd farklı kişiler olarak gösterilir.(3)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Georgia'">İbn-i Habib</span></strong><span style="font-family: 'Georgia'">, Sahabe-i Kiram’dan Kur’an’ı cem edenleri altı kişi olarak zikreder. Bunlar: Sâd b. Ubeyd, Ebu’d-Derda (Uvermir b.Kays b.Zeyd),Muaz b. Cebel, Ebu Zeyd, Sâbit b. Zeyd, Übey b.Kâb ve Zeyd b. Sâbit’tir.(4)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">SAHABE-İ KİRAMIN KUR’AN EZBERLEME YÖNÜ </span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Sahabe-i Kiram, Kur’an rengiyle boyanmış bir cemaattir. Zira Kur’an onların yaşadığı ortamda nazil oluyordu. Onlar aleyhimizde ayet gelir korkusuyla endişe ederek yaşıyorlardı. Hâl ve hareketlerinde, fiillerinde Kur’an’ın ahlakı, âdab-ı muaşereti, onlara da tezâhür ediyordu. Onlar yaşayan canlı Kur’an idiler.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Sahabe-i Kiram, Kur’an’ı ezberliyorlardı, hayatlarında tatbik ediyorlardı ve onu diğer insanlara nakledilmesi için bütün güçlerini kullanıyorlardı.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Hâkim’in Abdullah b.Mes’ud’dan rivayetinde şöyle nakledilmiştir. “<strong>Biz Resul-ü Ekrem (s.a.v)’den on âyet öğrendiğimizde, bu ayetlerde olanı güzelce öğrendikten sonra yeni inen on âyeti öğreniyorduk.</strong>(5)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">İLK ASIRDA HAFIZLIK ÇALIŞMALARI </span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Hicretin ilk sırlarında Kur’an hıfzı ve tâlimi çalışmaları daha çok camilerde yapılıyordu.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Medine’de Mescîd-i Nebevi’nin dışında dokuz mescidde daha Kur’an öğretimi devam etmiştir. Ayrıca <strong>Mahreme b.Nevfel</strong>’in evi gibi “<strong>dârülkurrâ</strong>” denilen yerlerde de Kur’an tâ’limi yapılmış olması muhtemeldir.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Nitekim <strong>Huzâi</strong>, Mahrame’nin evini <strong>medreselerin menşei</strong> olarak göstrilmektedir.(6)</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Sonra ki dönemlerde de hocalarda evlerini mektep olarak kullanmışlardır. Meselâ: <strong>Ebu İshak et-Taberi</strong>’nin evi ehl-i Kur’an ve ehl-i Hadis için bir toplantı yeriydi.(7)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">HZ. PEYGAMBER (ALEYHİSSALATU VESSELAM)’IN VEFATINDAN SONRA KUR’AN HIFZI </span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Hz Peygamber (s.a.v)’in vefatından sonra Kur’an hıfzına olan ilgi giderek artmıştır.</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Georgia'">Ebu Mûsâ el-Eş’ari</span></strong><span style="font-family: 'Georgia'">, Basra vâlisi iken Halife Ömer’e yazdığı bir mektupta Basra’dan bir çok kimsenin Kur’an ezberlediğini bildirmiş, halife de ona maaş bağlamasını istemişti. Ebu Mûsâ ertesi yıl hâfız sayısında büyük bir artış olduğunu haber verince Hz. Ömer “<strong>Onları kendi hallerine bırak. İnsanların Kur’an ezberlemekle meşgul olurken onun hükümlerini öğrenmeyi ihmal etmelerinden kaygı duyuyorum</strong>” diyerek hâfızlara maaş bağlamanın sakıncalı olacağını kanaatine vardığını belirtmiştir.(8)</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Müslim’in bir rivayetine göre Ebu Mûsâ el Eşârî bazı nasihatlerde bulunmak üzere Basra’nın hâfızlarını çağırttığında dâvete icâbet edenlerin sayısı 300’ü bulmuştur.(9)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">HİCRÎ İKİNCİ ASIRDA HAFIZLIK</span></span></strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Georgia'">İbn-i Hâllikân</span></strong><span style="font-family: 'Georgia'">’ın, Ebü’l –Ferec İbn-ül Cevzi’nin el-Elkâb adlı eserine dayanarak verdiği bilgiye göre Hârûnürreşîd’in hanımı Zübeyde’nin <strong>300 kadar hâfız câriyesi</strong> bulunmakta ve sarayından dışarıya “<strong>arı kovanı gibi</strong>” Kur’an sesleri yayılmaktaydı.(10)</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Bu bilgi daha ikinci yüzyılda hâfızlığın ne kadar büyük itibar gördüğünü, kadınlar arasında bile geniş ölçüde yaygınlaştırıldığını göstermesi bakımından oldukça ilgi çekicİdir. Bu itibarın gittikçe arttığından şüphe yoktur. Nitekim <strong>Bâkillânî</strong>, bazı şiî gurupların Kur’an’da eksiltme veya ona ilâveler yapılmış olabileceği yolundaki iddiasını cevaplandırırken, Allah’ın kitabında böyle bir tarifin mümkün olmadığını, çünkü her yerde pek çok insanın Kur’an’ı ezberleyip hafızasında zapt ettiğini, artık onun bir harfinde değişiklik yapmanın mümkün olmadığını belirtir.(11) <strong>İbrâhim b.Mûsâ eş-Şâtıbî</strong> de kendi dönemiyle ilgili olarak aynı şeyleri söyler.(12)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">ENDÜLÜS’TE HAFIZLIK </span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Endülüs’te bazı kurâya kıraat dersi ve hâfızlık çalışmaları için belli mescidler ayrıldı. Endülüs âlimlerinden <strong>Ebu Bekir İbnü’l-Arabi</strong> ülkesinde çok başarılı bir metodu takip edildiğini, ilk öğretimin yazı, hesap ve dil bilgisiyle başlatıldığını, daha sonra Kur’an hocasının talebesine şifâhi olarak Allah’ın kelâmını tâlim ettiğini, çocuklara kabiliyetlerine göre Kur’an’dan bir kısmını ezberlettiğini, hâfızlığını tamamlayanlardan isteyenlerin, öğrenimlerini fıkıh ve hadis dersleriyle sürdüklerini bildirir.(13)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">DAHA SONRAKİ ASIRLARDA HAFIZLIK ÇALIŞMALARI</span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Hafızlık çalışmaları sonra ki asırlarda cami ve dârül-kurrâlar yanında medrese, dârülhuffâz, darûlhadis, ribât ve türbelerde devam ettirilmiştir.</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Georgia'">Dımaşk</span></strong><span style="font-family: 'Georgia'">(Şam)’taki <strong>el-Eşrefiyetü’l-Cevvâniyye</strong> Dârül-hadisi’nin vakfiyesinde, sayıları ona sınırlandırılmış olan kırâat-ı seb’a talebelerine aylık on dirhem burs verilmesini öngörülmüştü. <strong>Bazı türbeler Kur’an öğretimine uygun tarzda bina edilir, türbe sahibi kabrin yanı başında Kur’an öğretilmesinden büyük bir hayır umardı</strong>. Meselâ, Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed es-Sehâvî ümmü’s-Sâlih (Sâlihiyye) Türbesinde Müntecebüddin el Hamedânî Zenc’ıliyye Türbesinde kıraât okumuşlardır.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Bir kısmın kârîlerin birkaç yerde görev yaptığı da oluyordu. Meselâ İbrâhim b.Fellâh Eşrefiyye Dârü’l hadisi, Eşrefiyye Türbesi ve Emeviyye Camii bünyesindeki Kubbetünnesr’de uzun müddet kıraât dersleri vermişlerdir.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Peygamberlere ait olduğuna inanılan kabirler, ribatlar da Kur’an dersi verilen mekânlardı. Müstansiriyye Medresesi bünyesinde bir dârûlkurrâ mevcuttu.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Evliya Çelebinin verdiği ilgilere göre darûlkurra veya dârûl Kur’an’lar İstanbul’da umumiyetle cami bünyesinde yer alırdı. Ayrıca müstakil dârûlkurrâlar ve mektepler de vardı.</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Georgia'">ŞEYHÜ’L –KIRÂA ve METODLARI </span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Kıraat hocalarına “<strong>şeyhü’l –kırâa</strong>” görevlerinde <strong>“meşihatü’l-kırâa,meşihatü’l –ikrâ,riâsetü’l-ikrâ el kübran</strong>” ifadesi de kullanılmıştır.(14) </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Bir beldenin kıraat hocası genellikle o beldeye nisbet edilir, meselâ “Kâri’il Mekke” veya “Mukri-i Kûfe” gibi unvanlarla anılırdı.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Hafız yetiştire hocalar kendilerine has metodlar geliştirmişlerdi. Âyetler onar onar veya beşer beşer ezberletilir, bunlar iyice öğrenilmeden yeni ders verilmezdi. Bazı hocalar talebe çokluğu sebebiyle birkaç talebeyi aynı anda dinlemek zorunda kalırdı. Yolda yürürken bile talebelerini dinleyen hocalar vardı.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Dımaşk’ın kıraat şeyhi Ali b.Muhammed es-Sehâvî’nin iki üç talebeyi aynı anda dinlediği rivayet edilir. Türkiye’deki Hâfız yetiştiren kurslarda da rastlanan bu uygulamayı <strong>Zehebî</strong>,</span></p><p></p><p></p><p style="text-align: right"><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Simplified Arabic'">وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُواْ لَهُ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ</span></span></p></p> <p style="text-align: right"></p> <p style="text-align: right"></p><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Georgia'">“Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet olunsun” mealinde ki âyetin (El-A’raf:204) hükmüne ve sünnetine aykırı bulmuştur.(15)</span></p> </p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">HAFIZLIĞA KÜÇÜK YAŞLARDA BAŞLANIRDI </span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">İslam dünyasının birçok yerinde Kur’an hıfzına küçük yaşlarda başlanırdı. Tabakat kitaplarında yer alan belli sayıda ki kura, dönemlerinin en meşhurlarıdır.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Bunlardan biri olan <strong>İbnü’l Cezeri</strong>’nin <strong>Bursa</strong>’ya gelmesinde sonra Osmanlılar kıraat ilminde büyük bir gelişme olmuş ve binlerce hâfız yetiştirilmiştir </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Evliya Çelebi’nin verdiği bilgiye göre <strong>Amasya’</strong>da dokuz darûl-kurrâ vardı ve bunlardan sadece Sultan Beyazıd Dârulkurrâsı’nda 300 den fazla hafız bulunmaktaydı.(16)</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Hüseyin Hüsâmeddin’e göre Sıbyan mekteplerinde de hafızlık yapılmaktaydı.(17) Yine Evliya Çelebinin kaydettiğine göre İstanbul’da “esnaf-ı hafızân-ı Kur’an-ı Azim” in sayısı 3000 kadarı kadın olmak üzere 9000’dir.Merasimlerde “<strong>Hâfız ve hâfızalar umumiyetle küheylân atlar üzerinde Feth-i Şerif (Fetih suresi) tilâvet ederek Alay köşkü dibinden geçerlerdi</strong>.(18)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">CUMHURİYET DÖNEMİNDE HAFIZLIK</span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Türkiye’de Cumhuriyetin kurulmasından sonra, zamanın Diyanet işleri Reisi Rıfat Börekçi’nin gayretleriyle Kur’an Kursları Tevhid-i Tedrisât Kanunu’nun dışında bırakılmışsa da ilk dönemlerde bu kurslara fazla ilgi gösterilmemiş, 1950’ li yıllara kadar o devrin şartları gereği özel çabalarla çok az sayıda hâfız yetiştirilebilinmiştir.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Nitekim <strong>Ali Rıza Sağman</strong> bu dönemde hâfızlık mesleği’nin nerede ise ölmek üzere olduğundan yakınarak bu işin bir nizama bağlanmasını istemiştir.(19)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Georgia'">1923-1933 yılları arasında dokuz olan resmi Kur’an kurslarının sayısı 1991’de 5000’i aşmıştır.</span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Kur’an kursların da hâfız olanlar için her ders yılı sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nca tesbit edilen bölgelerde imtihan açmakla, başarılı olanlara </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">hâfızlık belgesi verilmektedir.<strong>1970’ten bu yana Türkiye de Kur’an kurslarında yetişen ve belge alan hâfız sayısı 30.000 den fazladır</strong>.</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">HAFIZLIK YARIŞMALARI </span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Malezya, Suudi Arabistan vb. ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de 1983 ‘ten beri hâfızlık yarışmaları tertiplemektedir. Hafızlık belgesi için yapılan on bölgenin birinci cami’de jüri ve halk önünde yarışmakta, dereceye girenler çeşitli hediyelerle ödüllendirilmektedir. </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Diğer taraftan 1975 yılında 657 sayılı Devlet memurları kanununun 36.maddesinde yapılan bir değişiklikle <strong>Diyanet işleri Başkanlığı kuruluşlarında görevli olan hâfızlara mükteseplerin üstünde bir derece (üç yıllık kıdem) verilerek hâfızlık teşvik edilmiş ve bu uygulamaya devamlılık kazandırmıştır.</strong></span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">BALKANLARDA HÂFIZLIK</span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Balkanlar’da Osmanlılar döneminden itibaren hafızlık müessesesi halk tarafından büyük ilgi ve destek görmüş çoğu camiler yanında hâfızlık medreseleri veya dârûl kurâ adı verilen okullar faaliyet göstermiştir. Bu kurumlarda hıfzını tamamlayan on beş yaşlarında öğrencilerin ”hâfız-ı kavî” veya “hafsal-kârî”diye anılan hocalar önünde tâbi tutuldukları hâfızlık imtihanlarının günümüzde pazartesi başlayıp Cuma günü Cuma namazından sonra yapılan hatim duasıyla son bulan bir merasime dönüştüğü görülmektedir. Hafızlık imtihanlarının ardından hıfzını geliştirmek isteyenler üç aylarda ve daha çok ramazan ayında mukabele okurlar.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Dünya Savaş’ından sonra özelikle komünist iktidarları döneminden itibaren Balkanlar’da bilhassa Arnavutluk, Karadağ, Kosova, Sancak ve Bulgaristan ‘da hâfızlık faaliyetlerini de belirgin bir duraklama olmuştur. Buna karşılık <strong>Ürgüp</strong> ve yöresi en güç şartlarda bile Osmanlı döneminde ki hâfız yetiştirme geleneğini korumuş ve diğer Balkan Ülkelerinin hâfız ihtiyaçlarını karşılamıştır. Son dönemlere kadar en çok hâfız yetiştiren bölgeler Makedonya’da <strong>Üsküp, Kalkandelen </strong>ve<strong> Gostivar,</strong> Bosna-Hersek’de <strong>Saraybosna</strong>, <strong>Mostar</strong> ve <strong>Zenica</strong> olarak görülmektedir.(20)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">MISIR’DA HAFIZLIK</span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"> Mısır’da 1983 yılında tanınmış hâfız <strong>Abdülbâsit Muhammed Abdüssamed</strong>’in başkanlığında kurulan Nikâbetü muhaffizi ve Kurrâi’l –Kur’ani’l –Kerim’in başlangıçta 300 olan üye sayısı, 1996’da 4000’e ulaşmıştır. Dernek, hafızlık okullarının yönetimi yanında, camilerde, radyo ve televizyonda, yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen resmi-dini törenlerde görev alacak kârileri de tesbit etmekte olup yapılan imtihanı kazananlara belge vermektedir.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Ayrıca Evkaf Bakanlığı ve Ezher’in yönetimindeki çeşitli resmi ve sivil kurumlarda da hâfızlık öğrenimi yapılmakta, <strong>sayısı 5000’e ulaşan Kur’an Kursların da 250.000 talebe okumakta, bunlar 4600’ü hıfzını tamamlamış bulunmaktadır.</strong>(1995-1996)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">HİNDİSTAN’DA HÂFIZLIK</span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Hint alt kıt’asının İslamlaşmasına büyük katkılarda bulunan tasavvuf ekolleri Kur’an öğrenimine de önem vermişlerdir. Özellikle <strong>Çiştiyye</strong> tarikatının 7.(13.) yüzyılda başlayan faaliyetleri sonunda <strong>o devirde Hindistan’da hafızların sayısı başka İslam ülkeleriyle kıyaslanmayacak derecede artmıştı</strong>. Kur’an öğretimi bir dönem yavaşlamışsa da <strong>Şah Veliyyullah ve oğulları</strong> zamanında tekrar hız kazanmıştır.</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Georgia'">Diyûbend Dârûlulûmu</span></strong><span style="font-family: 'Georgia'">’nun (kuruluşu:1866) kurucuları ve buradan yetişen âlimler de Kur’an hıfzını bir gelenek haline getirmişlerdir. Günümüzde bu ekole mensup medreselerin Kur’an hıfzı bölümlerinde her yıl yüzlerce hâfız yetiştirmektedir.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">20.yüzyılın ilk yarısında Hindistan’ın <strong>Kandehle</strong>, <strong>Diyûbend</strong> ve <strong>Penipat</strong> gibi bölgelerinde hâfızlık daha büyük bir gelişme kaydetmiş, kadınlardan da çok sayıda hâfız ve kârî yetişmiştir.</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">PAKİSTAN’DA HAFIZLIK </span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">1947’de bağımsızlığını elde eden Pakistan’da sayısı günümüzde <strong>3000’i aşan medreseler</strong> de Kur’an öğretimi sürdürülmüştür.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Bugün medreseler de öğrenciler “nisab” denen usüle göre temel öğretme başlamadan önce hıfzını tamamlamaktadır. Hafızlık için medreselerde ayrı bölümler bulunmakta burada yatılı ve gündüzlü sonrasında iki yıl süreyle tevcid ve kıraat dersleri alınmaktadır.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"> 1992 yılında Lahor’daki Câmia Eşrefiyye’deki 600 kadar talebenin 120’si hâfızlık bölümünde bulunuyordu. Okuma yazma alanı %25’lerde bulunan Pakistan’daki toplam hafız sayısı 30.000 den fazla olduğunu tahmin edilmektedir. Pakistan Eğitim Bakanlığı Mart 1988’de hazırlattığı Pakistan key Dini Medâris ki Dayrektiri (directory) adlı kitapta verilen bilgiye göre, ülkede bulunan 2991 medreseden 195’i hafızlık, tecvid ve kıraatle ilgili vermekteydi.(21)</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #a50021"><span style="font-family: 'Georgia'">HAFIZLARIN SAYISI ÇOĞALACAKTIR </span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Dünya imtihan dünyası olduğundan Allah (c.c) icraatlarını sebepler yaptırıyor. Kâinatta ki bütün fiillerde, san’atlarda Allah’ın isimleri tecelli ediyor. Allah’ın her isminin kâinatta tecellisi belli sebepler tahtında cereyan ediyor.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Allah’ın isimlerinden birisi’de “<strong>Hafiz</strong>” ismidir Bu ismin nâmütahi tecelli mertebeleri ve çeşitleri vardır. Birisi de <strong>gönderdiği kitabını muhafaza etmesidir</strong>. Allah (C.C)</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Simplified Arabic'">إ</span><span style="font-family: 'Simplified Arabic'">ِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ</span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"> hiç şüphe yok ki o zikri, (Kur’an’ı) Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biz’iz.(Hıcr:9) âyetinde verdiğinde vaadini, onu hıfzına alıp muhafaza eden hafız-ı Kur’anlarla “Hafiz” ismini tecelli ettiriyor.</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Hafızlar Allah’ın Hafiz isminin en önemli en cami aynalarından bir tanesidir.</span></p><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Georgia'">Bir kısım engeller, mânialar, Allah’ın isimleri tecellisinde mani olamadıkları gibi Kur’an hıfzın da hiç ki engellemeyecektir. Hafızların sayısı çoğalacaktır. Komünist Rusya da bile engellenememiştir. Türkiyede’de ara-ara engellemeye çalışan dönemler olsa da başaramamışlardır. Elbette başaramayacaklardır.</span></strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: #000066"><span style="font-family: 'Georgia'">Dipnotlar</span></span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">1-Buhari,Fezâ’ilül –Kur’an:8</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">2</span><span style="font-family: 'Georgia'">-Aynî,16:208</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">3</span><span style="font-family: 'Georgia'">-Aynî,16:208</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">4-El-Muhabber:shf:286</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"> 5-Hâkim,Müstedrek:1:557</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">6-Tarîcü-d-delâlâti’s-semiyye_syf:80 </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">7-İbn-ül Cezeri,Gâyetü’n-Nihaye:1-6</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">8-Abdülhay el Kettâni:111/95</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">9-Müslim,Zekât:119 </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">10-Vefeyat:11/314 </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">11-İ’câzü’l-Kur’an.shf:29,30/41,42</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">12-El-Muvâfakat.shf:59</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">13-Ahkamü’Kur’an=4:1895</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">14-İbnü’l Cezeri,gayetü’l –Nihaye.1.34 </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">15-Ma’rifetü’l- Kura:111=1247,1248</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">16-Evliya Çelebi,Seyahâtnâme 11-188</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">17-Amasya Tarihi,1.265-268</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">18-Evliya Çelebi, Seyahatname.1-524</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">19-Din adamları nasıl yetiştirilmeli, shf:50-58 </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">20-Hadzi Hafiz Smail Fazlic,shf:9-12;Hıfzica Hasandedic shf:92-113 </span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">21-Bu bölüm Türkiye Diyanet Vakfı,”İslam Ansiklopedisi, 15.cilt:74, 75</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">76, 77 sayfa’larındaki “Hafız” maddelerinden alınmıştır.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kasif1, post: 226279, member: 1008778"] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]SAHABE-İ KİRAM’DAN HAFIZ OLANLAR [/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Resulullah’ın (Sallalahu aleyhi ve sellem) ders halkasındaki sahabelerden kaçının Kur’an tamamını ezberlediği hususunda değişik rivayetler vardır.[/FONT] [FONT=Georgia]Buhari’nin ashabının kurrâsıyla ilgili kaydettiği bir rivayete göre, Hz. Peygamber (Sallalahu aleyhi ve sellem) [B]Kur’an’ın dört kişiden alınmasını[/B] tavsiye buyurmuşlardır. Bunlar: [B]Abdullah b.Mes’ud, Ebu Hureyre’nin mevlâsı (azaldı kölesi) Sâlih, Muâz b. Cebel ve Übey b. Kâ’b[/B]” dır.(1)[/FONT] [FONT=Georgia]Buhari’nin aynı yerde ifade ettiği bir rivayette, Enes b. Mâlik(r.a) Kur’an’ı “Cem eden” Sahabilerin sayısı dört olarak vermektedir ki, bunlar: [B]Ubey b. Kâ’b, Muaz bin Cebel, Zeyd b. Sâbit ve Ebu Zeyd[/B]’dir.[/FONT] [FONT=Georgia]Sonuncu kişini ismi üzerinde ihtilaf edilmiş ve bunun Evs’ten Sâd b.Ubeyde, Hazrec’den Kays b. Seken veya Sâbit b. Zeyd olduğu rivayet edilmiştir.(2)[/FONT] [FONT=Georgia]İbn-i Sâd’ın Tabakat’ında adı geçen şahısları ashabın Hafızları arasında zikrederler. Yine İbn-i Sâd’ın bir rivayetinde Sâd ve Ebu Zeyd farklı kişiler olarak gösterilir.(3)[/FONT] [B][FONT=Georgia]İbn-i Habib[/FONT][/B][FONT=Georgia], Sahabe-i Kiram’dan Kur’an’ı cem edenleri altı kişi olarak zikreder. Bunlar: Sâd b. Ubeyd, Ebu’d-Derda (Uvermir b.Kays b.Zeyd),Muaz b. Cebel, Ebu Zeyd, Sâbit b. Zeyd, Übey b.Kâb ve Zeyd b. Sâbit’tir.(4)[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]SAHABE-İ KİRAMIN KUR’AN EZBERLEME YÖNÜ [/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Sahabe-i Kiram, Kur’an rengiyle boyanmış bir cemaattir. Zira Kur’an onların yaşadığı ortamda nazil oluyordu. Onlar aleyhimizde ayet gelir korkusuyla endişe ederek yaşıyorlardı. Hâl ve hareketlerinde, fiillerinde Kur’an’ın ahlakı, âdab-ı muaşereti, onlara da tezâhür ediyordu. Onlar yaşayan canlı Kur’an idiler.[/FONT] [FONT=Georgia]Sahabe-i Kiram, Kur’an’ı ezberliyorlardı, hayatlarında tatbik ediyorlardı ve onu diğer insanlara nakledilmesi için bütün güçlerini kullanıyorlardı.[/FONT] [FONT=Georgia]Hâkim’in Abdullah b.Mes’ud’dan rivayetinde şöyle nakledilmiştir. “[B]Biz Resul-ü Ekrem (s.a.v)’den on âyet öğrendiğimizde, bu ayetlerde olanı güzelce öğrendikten sonra yeni inen on âyeti öğreniyorduk.[/B](5)[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]İLK ASIRDA HAFIZLIK ÇALIŞMALARI [/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Hicretin ilk sırlarında Kur’an hıfzı ve tâlimi çalışmaları daha çok camilerde yapılıyordu.[/FONT] [FONT=Georgia]Medine’de Mescîd-i Nebevi’nin dışında dokuz mescidde daha Kur’an öğretimi devam etmiştir. Ayrıca [B]Mahreme b.Nevfel[/B]’in evi gibi “[B]dârülkurrâ[/B]” denilen yerlerde de Kur’an tâ’limi yapılmış olması muhtemeldir.[/FONT] [FONT=Georgia]Nitekim [B]Huzâi[/B], Mahrame’nin evini [B]medreselerin menşei[/B] olarak göstrilmektedir.(6)[/FONT] [FONT=Georgia]Sonra ki dönemlerde de hocalarda evlerini mektep olarak kullanmışlardır. Meselâ: [B]Ebu İshak et-Taberi[/B]’nin evi ehl-i Kur’an ve ehl-i Hadis için bir toplantı yeriydi.(7)[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]HZ. PEYGAMBER (ALEYHİSSALATU VESSELAM)’IN VEFATINDAN SONRA KUR’AN HIFZI [/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Hz Peygamber (s.a.v)’in vefatından sonra Kur’an hıfzına olan ilgi giderek artmıştır.[/FONT] [B][FONT=Georgia]Ebu Mûsâ el-Eş’ari[/FONT][/B][FONT=Georgia], Basra vâlisi iken Halife Ömer’e yazdığı bir mektupta Basra’dan bir çok kimsenin Kur’an ezberlediğini bildirmiş, halife de ona maaş bağlamasını istemişti. Ebu Mûsâ ertesi yıl hâfız sayısında büyük bir artış olduğunu haber verince Hz. Ömer “[B]Onları kendi hallerine bırak. İnsanların Kur’an ezberlemekle meşgul olurken onun hükümlerini öğrenmeyi ihmal etmelerinden kaygı duyuyorum[/B]” diyerek hâfızlara maaş bağlamanın sakıncalı olacağını kanaatine vardığını belirtmiştir.(8)[/FONT] [FONT=Georgia]Müslim’in bir rivayetine göre Ebu Mûsâ el Eşârî bazı nasihatlerde bulunmak üzere Basra’nın hâfızlarını çağırttığında dâvete icâbet edenlerin sayısı 300’ü bulmuştur.(9)[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]HİCRÎ İKİNCİ ASIRDA HAFIZLIK[/FONT][/COLOR][/B] [B][FONT=Georgia]İbn-i Hâllikân[/FONT][/B][FONT=Georgia]’ın, Ebü’l –Ferec İbn-ül Cevzi’nin el-Elkâb adlı eserine dayanarak verdiği bilgiye göre Hârûnürreşîd’in hanımı Zübeyde’nin [B]300 kadar hâfız câriyesi[/B] bulunmakta ve sarayından dışarıya “[B]arı kovanı gibi[/B]” Kur’an sesleri yayılmaktaydı.(10)[/FONT] [FONT=Georgia]Bu bilgi daha ikinci yüzyılda hâfızlığın ne kadar büyük itibar gördüğünü, kadınlar arasında bile geniş ölçüde yaygınlaştırıldığını göstermesi bakımından oldukça ilgi çekicİdir. Bu itibarın gittikçe arttığından şüphe yoktur. Nitekim [B]Bâkillânî[/B], bazı şiî gurupların Kur’an’da eksiltme veya ona ilâveler yapılmış olabileceği yolundaki iddiasını cevaplandırırken, Allah’ın kitabında böyle bir tarifin mümkün olmadığını, çünkü her yerde pek çok insanın Kur’an’ı ezberleyip hafızasında zapt ettiğini, artık onun bir harfinde değişiklik yapmanın mümkün olmadığını belirtir.(11) [B]İbrâhim b.Mûsâ eş-Şâtıbî[/B] de kendi dönemiyle ilgili olarak aynı şeyleri söyler.(12)[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]ENDÜLÜS’TE HAFIZLIK [/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Endülüs’te bazı kurâya kıraat dersi ve hâfızlık çalışmaları için belli mescidler ayrıldı. Endülüs âlimlerinden [B]Ebu Bekir İbnü’l-Arabi[/B] ülkesinde çok başarılı bir metodu takip edildiğini, ilk öğretimin yazı, hesap ve dil bilgisiyle başlatıldığını, daha sonra Kur’an hocasının talebesine şifâhi olarak Allah’ın kelâmını tâlim ettiğini, çocuklara kabiliyetlerine göre Kur’an’dan bir kısmını ezberlettiğini, hâfızlığını tamamlayanlardan isteyenlerin, öğrenimlerini fıkıh ve hadis dersleriyle sürdüklerini bildirir.(13)[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]DAHA SONRAKİ ASIRLARDA HAFIZLIK ÇALIŞMALARI[/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Hafızlık çalışmaları sonra ki asırlarda cami ve dârül-kurrâlar yanında medrese, dârülhuffâz, darûlhadis, ribât ve türbelerde devam ettirilmiştir.[/FONT] [B][FONT=Georgia]Dımaşk[/FONT][/B][FONT=Georgia](Şam)’taki [B]el-Eşrefiyetü’l-Cevvâniyye[/B] Dârül-hadisi’nin vakfiyesinde, sayıları ona sınırlandırılmış olan kırâat-ı seb’a talebelerine aylık on dirhem burs verilmesini öngörülmüştü. [B]Bazı türbeler Kur’an öğretimine uygun tarzda bina edilir, türbe sahibi kabrin yanı başında Kur’an öğretilmesinden büyük bir hayır umardı[/B]. Meselâ, Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed es-Sehâvî ümmü’s-Sâlih (Sâlihiyye) Türbesinde Müntecebüddin el Hamedânî Zenc’ıliyye Türbesinde kıraât okumuşlardır.[/FONT] [FONT=Georgia]Bir kısmın kârîlerin birkaç yerde görev yaptığı da oluyordu. Meselâ İbrâhim b.Fellâh Eşrefiyye Dârü’l hadisi, Eşrefiyye Türbesi ve Emeviyye Camii bünyesindeki Kubbetünnesr’de uzun müddet kıraât dersleri vermişlerdir.[/FONT] [FONT=Georgia]Peygamberlere ait olduğuna inanılan kabirler, ribatlar da Kur’an dersi verilen mekânlardı. Müstansiriyye Medresesi bünyesinde bir dârûlkurrâ mevcuttu.[/FONT] [FONT=Georgia]Evliya Çelebinin verdiği ilgilere göre darûlkurra veya dârûl Kur’an’lar İstanbul’da umumiyetle cami bünyesinde yer alırdı. Ayrıca müstakil dârûlkurrâlar ve mektepler de vardı.[/FONT] [B][FONT=Georgia]ŞEYHÜ’L –KIRÂA ve METODLARI [/FONT][/B] [FONT=Georgia]Kıraat hocalarına “[B]şeyhü’l –kırâa[/B]” görevlerinde [B]“meşihatü’l-kırâa,meşihatü’l –ikrâ,riâsetü’l-ikrâ el kübran[/B]” ifadesi de kullanılmıştır.(14) [/FONT] [FONT=Georgia]Bir beldenin kıraat hocası genellikle o beldeye nisbet edilir, meselâ “Kâri’il Mekke” veya “Mukri-i Kûfe” gibi unvanlarla anılırdı.[/FONT] [FONT=Georgia]Hafız yetiştire hocalar kendilerine has metodlar geliştirmişlerdi. Âyetler onar onar veya beşer beşer ezberletilir, bunlar iyice öğrenilmeden yeni ders verilmezdi. Bazı hocalar talebe çokluğu sebebiyle birkaç talebeyi aynı anda dinlemek zorunda kalırdı. Yolda yürürken bile talebelerini dinleyen hocalar vardı.[/FONT] [FONT=Georgia]Dımaşk’ın kıraat şeyhi Ali b.Muhammed es-Sehâvî’nin iki üç talebeyi aynı anda dinlediği rivayet edilir. Türkiye’deki Hâfız yetiştiren kurslarda da rastlanan bu uygulamayı [B]Zehebî[/B],[/FONT] [RIGHT][RIGHT][FONT=Times New Roman][FONT=Simplified Arabic]وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُواْ لَهُ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ[/FONT][/FONT][/RIGHT] [RIGHT][FONT=Times New Roman][FONT=Simplified Arabic][/FONT][/FONT][FONT=Georgia]“Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet olunsun” mealinde ki âyetin (El-A’raf:204) hükmüne ve sünnetine aykırı bulmuştur.(15)[/FONT][/RIGHT][/RIGHT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]HAFIZLIĞA KÜÇÜK YAŞLARDA BAŞLANIRDI [/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]İslam dünyasının birçok yerinde Kur’an hıfzına küçük yaşlarda başlanırdı. Tabakat kitaplarında yer alan belli sayıda ki kura, dönemlerinin en meşhurlarıdır.[/FONT] [FONT=Georgia]Bunlardan biri olan [B]İbnü’l Cezeri[/B]’nin [B]Bursa[/B]’ya gelmesinde sonra Osmanlılar kıraat ilminde büyük bir gelişme olmuş ve binlerce hâfız yetiştirilmiştir [/FONT] [FONT=Georgia]Evliya Çelebi’nin verdiği bilgiye göre [B]Amasya’[/B]da dokuz darûl-kurrâ vardı ve bunlardan sadece Sultan Beyazıd Dârulkurrâsı’nda 300 den fazla hafız bulunmaktaydı.(16)[/FONT] [FONT=Georgia]Hüseyin Hüsâmeddin’e göre Sıbyan mekteplerinde de hafızlık yapılmaktaydı.(17) Yine Evliya Çelebinin kaydettiğine göre İstanbul’da “esnaf-ı hafızân-ı Kur’an-ı Azim” in sayısı 3000 kadarı kadın olmak üzere 9000’dir.Merasimlerde “[B]Hâfız ve hâfızalar umumiyetle küheylân atlar üzerinde Feth-i Şerif (Fetih suresi) tilâvet ederek Alay köşkü dibinden geçerlerdi[/B].(18)[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]CUMHURİYET DÖNEMİNDE HAFIZLIK[/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Türkiye’de Cumhuriyetin kurulmasından sonra, zamanın Diyanet işleri Reisi Rıfat Börekçi’nin gayretleriyle Kur’an Kursları Tevhid-i Tedrisât Kanunu’nun dışında bırakılmışsa da ilk dönemlerde bu kurslara fazla ilgi gösterilmemiş, 1950’ li yıllara kadar o devrin şartları gereği özel çabalarla çok az sayıda hâfız yetiştirilebilinmiştir.[/FONT] [FONT=Georgia]Nitekim [B]Ali Rıza Sağman[/B] bu dönemde hâfızlık mesleği’nin nerede ise ölmek üzere olduğundan yakınarak bu işin bir nizama bağlanmasını istemiştir.(19)[/FONT] [B][FONT=Georgia]1923-1933 yılları arasında dokuz olan resmi Kur’an kurslarının sayısı 1991’de 5000’i aşmıştır.[/FONT][/B] [FONT=Georgia]Kur’an kursların da hâfız olanlar için her ders yılı sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nca tesbit edilen bölgelerde imtihan açmakla, başarılı olanlara [/FONT] [FONT=Georgia]hâfızlık belgesi verilmektedir.[B]1970’ten bu yana Türkiye de Kur’an kurslarında yetişen ve belge alan hâfız sayısı 30.000 den fazladır[/B].[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]HAFIZLIK YARIŞMALARI [/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Malezya, Suudi Arabistan vb. ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de 1983 ‘ten beri hâfızlık yarışmaları tertiplemektedir. Hafızlık belgesi için yapılan on bölgenin birinci cami’de jüri ve halk önünde yarışmakta, dereceye girenler çeşitli hediyelerle ödüllendirilmektedir. [/FONT] [FONT=Georgia]Diğer taraftan 1975 yılında 657 sayılı Devlet memurları kanununun 36.maddesinde yapılan bir değişiklikle [B]Diyanet işleri Başkanlığı kuruluşlarında görevli olan hâfızlara mükteseplerin üstünde bir derece (üç yıllık kıdem) verilerek hâfızlık teşvik edilmiş ve bu uygulamaya devamlılık kazandırmıştır.[/B][/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]BALKANLARDA HÂFIZLIK[/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Balkanlar’da Osmanlılar döneminden itibaren hafızlık müessesesi halk tarafından büyük ilgi ve destek görmüş çoğu camiler yanında hâfızlık medreseleri veya dârûl kurâ adı verilen okullar faaliyet göstermiştir. Bu kurumlarda hıfzını tamamlayan on beş yaşlarında öğrencilerin ”hâfız-ı kavî” veya “hafsal-kârî”diye anılan hocalar önünde tâbi tutuldukları hâfızlık imtihanlarının günümüzde pazartesi başlayıp Cuma günü Cuma namazından sonra yapılan hatim duasıyla son bulan bir merasime dönüştüğü görülmektedir. Hafızlık imtihanlarının ardından hıfzını geliştirmek isteyenler üç aylarda ve daha çok ramazan ayında mukabele okurlar.[/FONT] [FONT=Georgia]Dünya Savaş’ından sonra özelikle komünist iktidarları döneminden itibaren Balkanlar’da bilhassa Arnavutluk, Karadağ, Kosova, Sancak ve Bulgaristan ‘da hâfızlık faaliyetlerini de belirgin bir duraklama olmuştur. Buna karşılık [B]Ürgüp[/B] ve yöresi en güç şartlarda bile Osmanlı döneminde ki hâfız yetiştirme geleneğini korumuş ve diğer Balkan Ülkelerinin hâfız ihtiyaçlarını karşılamıştır. Son dönemlere kadar en çok hâfız yetiştiren bölgeler Makedonya’da [B]Üsküp, Kalkandelen [/B]ve[B] Gostivar,[/B] Bosna-Hersek’de [B]Saraybosna[/B], [B]Mostar[/B] ve [B]Zenica[/B] olarak görülmektedir.(20)[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]MISIR’DA HAFIZLIK[/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia] Mısır’da 1983 yılında tanınmış hâfız [B]Abdülbâsit Muhammed Abdüssamed[/B]’in başkanlığında kurulan Nikâbetü muhaffizi ve Kurrâi’l –Kur’ani’l –Kerim’in başlangıçta 300 olan üye sayısı, 1996’da 4000’e ulaşmıştır. Dernek, hafızlık okullarının yönetimi yanında, camilerde, radyo ve televizyonda, yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen resmi-dini törenlerde görev alacak kârileri de tesbit etmekte olup yapılan imtihanı kazananlara belge vermektedir.[/FONT] [FONT=Georgia]Ayrıca Evkaf Bakanlığı ve Ezher’in yönetimindeki çeşitli resmi ve sivil kurumlarda da hâfızlık öğrenimi yapılmakta, [B]sayısı 5000’e ulaşan Kur’an Kursların da 250.000 talebe okumakta, bunlar 4600’ü hıfzını tamamlamış bulunmaktadır.[/B](1995-1996)[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]HİNDİSTAN’DA HÂFIZLIK[/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Hint alt kıt’asının İslamlaşmasına büyük katkılarda bulunan tasavvuf ekolleri Kur’an öğrenimine de önem vermişlerdir. Özellikle [B]Çiştiyye[/B] tarikatının 7.(13.) yüzyılda başlayan faaliyetleri sonunda [B]o devirde Hindistan’da hafızların sayısı başka İslam ülkeleriyle kıyaslanmayacak derecede artmıştı[/B]. Kur’an öğretimi bir dönem yavaşlamışsa da [B]Şah Veliyyullah ve oğulları[/B] zamanında tekrar hız kazanmıştır.[/FONT] [B][FONT=Georgia]Diyûbend Dârûlulûmu[/FONT][/B][FONT=Georgia]’nun (kuruluşu:1866) kurucuları ve buradan yetişen âlimler de Kur’an hıfzını bir gelenek haline getirmişlerdir. Günümüzde bu ekole mensup medreselerin Kur’an hıfzı bölümlerinde her yıl yüzlerce hâfız yetiştirmektedir.[/FONT] [FONT=Georgia]20.yüzyılın ilk yarısında Hindistan’ın [B]Kandehle[/B], [B]Diyûbend[/B] ve [B]Penipat[/B] gibi bölgelerinde hâfızlık daha büyük bir gelişme kaydetmiş, kadınlardan da çok sayıda hâfız ve kârî yetişmiştir.[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]PAKİSTAN’DA HAFIZLIK [/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]1947’de bağımsızlığını elde eden Pakistan’da sayısı günümüzde [B]3000’i aşan medreseler[/B] de Kur’an öğretimi sürdürülmüştür.[/FONT] [FONT=Georgia]Bugün medreseler de öğrenciler “nisab” denen usüle göre temel öğretme başlamadan önce hıfzını tamamlamaktadır. Hafızlık için medreselerde ayrı bölümler bulunmakta burada yatılı ve gündüzlü sonrasında iki yıl süreyle tevcid ve kıraat dersleri alınmaktadır.[/FONT] [FONT=Georgia] 1992 yılında Lahor’daki Câmia Eşrefiyye’deki 600 kadar talebenin 120’si hâfızlık bölümünde bulunuyordu. Okuma yazma alanı %25’lerde bulunan Pakistan’daki toplam hafız sayısı 30.000 den fazla olduğunu tahmin edilmektedir. Pakistan Eğitim Bakanlığı Mart 1988’de hazırlattığı Pakistan key Dini Medâris ki Dayrektiri (directory) adlı kitapta verilen bilgiye göre, ülkede bulunan 2991 medreseden 195’i hafızlık, tecvid ve kıraatle ilgili vermekteydi.(21)[/FONT] [B][COLOR=#a50021][FONT=Georgia]HAFIZLARIN SAYISI ÇOĞALACAKTIR [/FONT][/COLOR][/B] [FONT=Georgia]Dünya imtihan dünyası olduğundan Allah (c.c) icraatlarını sebepler yaptırıyor. Kâinatta ki bütün fiillerde, san’atlarda Allah’ın isimleri tecelli ediyor. Allah’ın her isminin kâinatta tecellisi belli sebepler tahtında cereyan ediyor.[/FONT] [FONT=Georgia]Allah’ın isimlerinden birisi’de “[B]Hafiz[/B]” ismidir Bu ismin nâmütahi tecelli mertebeleri ve çeşitleri vardır. Birisi de [B]gönderdiği kitabını muhafaza etmesidir[/B]. Allah (C.C)[/FONT] [FONT=Times New Roman][FONT=Simplified Arabic]إ[/FONT][FONT=Simplified Arabic]ِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ[/FONT][FONT=Georgia][/FONT][/FONT] [FONT=Georgia] hiç şüphe yok ki o zikri, (Kur’an’ı) Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biz’iz.(Hıcr:9) âyetinde verdiğinde vaadini, onu hıfzına alıp muhafaza eden hafız-ı Kur’anlarla “Hafiz” ismini tecelli ettiriyor.[/FONT] [FONT=Georgia]Hafızlar Allah’ın Hafiz isminin en önemli en cami aynalarından bir tanesidir.[/FONT] [B][FONT=Georgia]Bir kısım engeller, mânialar, Allah’ın isimleri tecellisinde mani olamadıkları gibi Kur’an hıfzın da hiç ki engellemeyecektir. Hafızların sayısı çoğalacaktır. Komünist Rusya da bile engellenememiştir. Türkiyede’de ara-ara engellemeye çalışan dönemler olsa da başaramamışlardır. Elbette başaramayacaklardır.[/FONT][/B] [B][COLOR=#000066][FONT=Georgia]Dipnotlar[/FONT][/COLOR][/B][B][FONT=Georgia][/FONT][/B] [FONT=Georgia]1-Buhari,Fezâ’ilül –Kur’an:8[/FONT] [FONT=Georgia]2[/FONT][FONT=Georgia]-Aynî,16:208[/FONT] [FONT=Georgia]3[/FONT][FONT=Georgia]-Aynî,16:208[/FONT] [FONT=Georgia]4-El-Muhabber:shf:286[/FONT] [FONT=Georgia] 5-Hâkim,Müstedrek:1:557[/FONT] [FONT=Georgia]6-Tarîcü-d-delâlâti’s-semiyye_syf:80 [/FONT] [FONT=Georgia]7-İbn-ül Cezeri,Gâyetü’n-Nihaye:1-6[/FONT] [FONT=Georgia]8-Abdülhay el Kettâni:111/95[/FONT] [FONT=Georgia]9-Müslim,Zekât:119 [/FONT] [FONT=Georgia]10-Vefeyat:11/314 [/FONT] [FONT=Georgia]11-İ’câzü’l-Kur’an.shf:29,30/41,42[/FONT] [FONT=Georgia]12-El-Muvâfakat.shf:59[/FONT] [FONT=Georgia]13-Ahkamü’Kur’an=4:1895[/FONT] [FONT=Georgia]14-İbnü’l Cezeri,gayetü’l –Nihaye.1.34 [/FONT] [FONT=Georgia]15-Ma’rifetü’l- Kura:111=1247,1248[/FONT] [FONT=Georgia]16-Evliya Çelebi,Seyahâtnâme 11-188[/FONT] [FONT=Georgia]17-Amasya Tarihi,1.265-268[/FONT] [FONT=Georgia]18-Evliya Çelebi, Seyahatname.1-524[/FONT] [FONT=Georgia]19-Din adamları nasıl yetiştirilmeli, shf:50-58 [/FONT] [FONT=Georgia]20-Hadzi Hafiz Smail Fazlic,shf:9-12;Hıfzica Hasandedic shf:92-113 [/FONT] [FONT=Georgia]21-Bu bölüm Türkiye Diyanet Vakfı,”İslam Ansiklopedisi, 15.cilt:74, 75[/FONT] [FONT=Georgia]76, 77 sayfa’larındaki “Hafız” maddelerinden alınmıştır.[/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Kuran Öğreniyorum
Hafızlık Eğitimi
Asr-ı saadetten günümüze hafızlık müessesesi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst