Aynen öyle de, iman habbesinde de ..

Ahmet.1

Well-known member
Hanzalenin çekirdeğinde hanzale ağacı mündemiç ve dâhil olduğu gibi, Cehennem'in de küfür ve dalalet tohumunda müstetir bulunduğunu, şuhudî bir yakîn ile müşahede ettim. Ve keza nasılki hurmanın çekirdeği, hurma ağacına hâmiledir. Aynen öyle de, iman habbesinde de Cennet'in mevcud olduğunu hads-i kat'î ile gördüm. Çünki o çekirdeklerin ağaçlara tahavvül ve inkılabları garib olmadığı gibi, küfür ve dalalet manası da tazib edici bir Cehennem'i, iman ve hidayet de bir Cennet'i intac edeceğinde istib'ad yoktur.

Mesnevi-i Nuriye

Hanzale: Zakkum.
Mündemiç: Konmuş, girmiş, sokulmuş, yerleştirilmiş.
Müstetir: Örtülü, gizli, saklı, gizlenen.
Şuhudî: Görmeyle ilgili.
Yakîn: Şüphesiz, sağlam ve kesin bilgi.
Müşahede: Görme, seyretme.
Keza: Böylece, bunun gibi, bu dahi öyle.
Habbe: Tane, tohum.
Hads-i kat'î: Kesin ve şüphesiz olarak aniden gerçeği sezme.
Tahavvül: Değişmek, dönüşmek.
İnkılab: Özünden değişme, başka hale geçme.
Tazib: Azab verme, eziyet etme, sıkıntı verme.
İntac: Netice verme, doğurma, meydana getirme.
İstib'ad: Akıldan uzak görmek, olmayacak sanma.
 
Üst