ASHAB-I BEDR
Well-known member
Cevap: Bediüzzaman Said Nursi kimdir?
İSTANBUL MAHKEMESİ
Bu arada mahkemeler açılmaya devam ediyordu. 1952'de İstanbul'da, Gençlik Rehberi adlı kitap hakkında bir dava açıldı ve Bediüzzaman İstanbul'a gelerek mahkemede hazır bulundu. Sirkeci'deki Akşehir Palas Oteli'ne yerleşen Bediüzzaman 22 Ocak 1952 tarihinde, bugün Büyük Postane olarak bilinen o zamanki mahkeme binasında duruşmaya katıldı.
Seksen yaşına yaklaşmış bu zatın mahkemesi halkın büyük ilgisini kazanmış, gerek mahkeme binasının dışında ve gerekse duruşma salonu ile koridorlarda büyük izdiham olmuştu. Mahkeme çıkışı, izleyenlerin alkışları arasında ikindi namazını kılmak üzere Sultan Ahmed Camii'ne gitti.
İki kez ertelenen mahkeme nihayet 5 Mart 1952'de yapılan son duruşmada, dava konusu kitabın 1943'teki Denizli Mahkemesi'nde beraat kararı aldığı ve bu kararın Yargıtayca onaylandığı dikkate alınarak "meni muhakeme kararı" verilip dava kapatıldı.[83]
[BILGI]Mahkemenin bitmesi ile birlikte Emirdağ'ına dönen Bediüzzaman, 1953 ilk baharında tekrar İstanbul'a gitmek durumunda kaldı. Çünkü Samsun Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında açılan davaya bizzat katılması ısrarla istenmiş ve Bediüzzaman da ancak İstanbul'a kadar gelebilmişti. Burada, ne havada ne karada ve ne de denizde seyahat edemeyeceğine dair rapor aldığı için, müdafaasını İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde yaptı.[/BILGI]
İstanbul'a bu ikinci gelişinde, önce Beyazıt'taki Marmara Palas Oteli'nde bir süre kaldı. Ardından Fatih'te bir ahşap eve yerleşti. Mahkeme devam ederken, Bediüzzaman bir yandan Risalelerin neşri ile meşgul oluyor, diğer yandan da İstanbul'da bazı ziyaretlerde bulunuyordu.
O yıl İstanbul'un fethinin 500. yıl dönümü idi. Bediüzzaman bu kapsamda düzenlenen törende hazır bulundu. Zamanında Bediüzzaman ila birlikte Yeşilay Cemiyeti�ni kuran Fahrettin Kerim Gökay İstanbul Valisi olarak törende bulunuyordu.
Bediüzzaman'ın orada olduğunu duyunca, şeref türbininde hemen yanında ona yer verdi ve Bediüzzaman buradan kutlamaları izledi.[84] Bu arada Fener Rum Patrikhanesi'ni de ziyaret ederek Patrik Athenagoras ile görüştü.
Fener Rum Patriği'ne, "Hazreti İsa'nın bozulmamış olan gerçek dinini kabul edip, Hazreti Muhammed (sas)'in peygamberliğini ve Kur'an'ın da Allah'ın kelamı olduğunu kabul etmeleri halinde kurtuluş ehli olacaklarını" söyledi."[85]
İSTANBUL MAHKEMESİ
Bu arada mahkemeler açılmaya devam ediyordu. 1952'de İstanbul'da, Gençlik Rehberi adlı kitap hakkında bir dava açıldı ve Bediüzzaman İstanbul'a gelerek mahkemede hazır bulundu. Sirkeci'deki Akşehir Palas Oteli'ne yerleşen Bediüzzaman 22 Ocak 1952 tarihinde, bugün Büyük Postane olarak bilinen o zamanki mahkeme binasında duruşmaya katıldı.
Seksen yaşına yaklaşmış bu zatın mahkemesi halkın büyük ilgisini kazanmış, gerek mahkeme binasının dışında ve gerekse duruşma salonu ile koridorlarda büyük izdiham olmuştu. Mahkeme çıkışı, izleyenlerin alkışları arasında ikindi namazını kılmak üzere Sultan Ahmed Camii'ne gitti.
İki kez ertelenen mahkeme nihayet 5 Mart 1952'de yapılan son duruşmada, dava konusu kitabın 1943'teki Denizli Mahkemesi'nde beraat kararı aldığı ve bu kararın Yargıtayca onaylandığı dikkate alınarak "meni muhakeme kararı" verilip dava kapatıldı.[83]
[BILGI]Mahkemenin bitmesi ile birlikte Emirdağ'ına dönen Bediüzzaman, 1953 ilk baharında tekrar İstanbul'a gitmek durumunda kaldı. Çünkü Samsun Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında açılan davaya bizzat katılması ısrarla istenmiş ve Bediüzzaman da ancak İstanbul'a kadar gelebilmişti. Burada, ne havada ne karada ve ne de denizde seyahat edemeyeceğine dair rapor aldığı için, müdafaasını İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde yaptı.[/BILGI]
İstanbul'a bu ikinci gelişinde, önce Beyazıt'taki Marmara Palas Oteli'nde bir süre kaldı. Ardından Fatih'te bir ahşap eve yerleşti. Mahkeme devam ederken, Bediüzzaman bir yandan Risalelerin neşri ile meşgul oluyor, diğer yandan da İstanbul'da bazı ziyaretlerde bulunuyordu.
O yıl İstanbul'un fethinin 500. yıl dönümü idi. Bediüzzaman bu kapsamda düzenlenen törende hazır bulundu. Zamanında Bediüzzaman ila birlikte Yeşilay Cemiyeti�ni kuran Fahrettin Kerim Gökay İstanbul Valisi olarak törende bulunuyordu.
Bediüzzaman'ın orada olduğunu duyunca, şeref türbininde hemen yanında ona yer verdi ve Bediüzzaman buradan kutlamaları izledi.[84] Bu arada Fener Rum Patrikhanesi'ni de ziyaret ederek Patrik Athenagoras ile görüştü.
Fener Rum Patriği'ne, "Hazreti İsa'nın bozulmamış olan gerçek dinini kabul edip, Hazreti Muhammed (sas)'in peygamberliğini ve Kur'an'ın da Allah'ın kelamı olduğunu kabul etmeleri halinde kurtuluş ehli olacaklarını" söyledi."[85]