Cevap: ''Evet, birşeyi herşey ve herşeyi birşey yapmak, herşeyin Hâlıkına h
birşeyi herşey yapmak
herşeyi birşey yapmak
alem-i şehadette bunun öyle çok örneği var ki..
ustad hazretlerinin izahındaki misal gibi, insan bir sürü farklı farklı gıdalarla besleniyor ama hepsinden, bir vucud oluşuyor, ister et yesin ister ot, ister acı ister tatlı, ne kadar farklı olursa olsun yediği herşey, vucudunu oluşturmak için kullanılıyor
ve bir kara topraktan tonlarca çeşit bitki yaratılıyor, toprak aynı toprak ama yetişen envai çeşit bitki
Şener abinin bir misali vardı; bir parça deri alıp bir terziye gittin farz et ve güzel bir deri mont diktirdin, tam da üzerine oldu ve çok da hoşuna gitti. aradan biraz zaman geçti, yine bir parça deri alıp terziye gitsen ve desenki, abi sen montu çok güzel diktin, al sana aynı deri, bana bir de ayakkabı yap. Terzi sana dönüp derki kardeşim ben terziyim ne anlarım ayakkabıdan.
ama toprak bunu demiyor, toprağa patates tohumu veriyoruz bize patates veriyor, biber tohumu veriyoruz, biber veriyor. hiç demiyor ki yok kardeş ben bunu yapamam, bu iş benim kabiliyetimi aşar.
bir terzi bir topraktan, bir tohumdan, bir deriden çok daha fazla ilime, bilgiye, beceriye, istidada sahip olduğu halde, toprak terziden daha çok iş yapıyor. madem bunca çeşitli farklı işi yapma marifeti toprakta değil, o zaman toprağın da derinin de tohumunda bir hakimi olmalı.
ve hepsi bu kadar birbiriyle uyumlu, ilk günden bu güne hiç hatasız çalıştığına göre bunların hakimi tek olmalı ve idarede sadece O nda olmalı.
bir bilgisayar alırız, içinde bir sürü farklı firmanın ürettiği parçalar olur ve çok sürmez farklı ellerden farklı tezgahlardan çıkan bu parçalar illa bir gün gelir, birbiri ile uyum sağlayamaz ve bozulurlar.
ama patates yaratıldığı günden beri insan vucudunda aynı işi yapıyor ve -insan eli değenler müstesna- insan vucuduna hiç bir uyumsuzluğu görülmedi.
veya su hiç demedi ki ben çileğin yetişmesinde kullanılabilirim ama sarımsak yetişmesi için kullanılamam..
birbirini hiç tanımayan bu cüzlerin, zerrelerin, parçaların bunca uyumu, bunca tesanüdü, birliği; onları yaratana bir işaret ve bu işi onlara yaptıracak olanın sadece O cc. olduğuna bir nişandır