manevi alem, yani manaya, anlama ait, maddi olmayan alem, yani beş duyu ile algılayamadığımız ama var olduğunu bildiğimiz alem
yani olayın anlam boyutu.. aslında bu boyut bu konuya o kadar bedihi örnekler ihtiva ediyor ki..
bir kelime misal, ben elma derim herkesin zihninde bambaşka anlamlar halk edilir, kimisin bir elma bahçesinde geçen çocukluğuna ait hatıraları halk eder Cenab-ı Hak, kimisinde pazardan geçerken görüp özendiği ama alamadığı elma yüzünden duyduğu özlemi isteği halk eder
bir kelimeden belki milyonlar duygu, düşünce, his halk ediverir
tefekkür diyoruz ya, o da bir misal, o da bir halden, durumdan ne kadar farklı şeyler çıkabileceğini ne kadar farklı manalar üretilebileceğine bir örnek
şuan burada yaptığımız bile, bir satır cümleden sayfalar dolusu yazı halk edilmesi, fikir halk edilmesi de bir misal
bir bakışın içerdiği anlamlar herkeste farklı farklı halk ediliyor,
bir sözcük herkes için her durum için farklı durumlara vesile ediliyor .. ve sair
ve milyarlarca farklı insanın farklı duaları, bir cennetin halk edilmesine vesile kılınıyor.
hizmet içinde milyonlarca insan, bir şahs-ı manevi oluşturuyor
farklı dillerden çıkan dualar bir insana şifa oluyor.
maddi vucudumuzun gıdalarını dünyanın başka başka yerlerinde farklı farklı yaratıp, onlarla bize "bir" vucud oluşturan Rabbimiz, manevi vucudumuz içinde, mana alemlerinden farklı farklı yerlerde başka başka gıdalar yaratıyor ve onları bizde "bir" hal, "bir" vucud oluşturuyor. düşünmekle ta kainatın evveline gidip nur-u Muhammedinin yaratılmasını tefekkür ederken bize verilen huzur ve hayret, gökten düşen yağmur damlasını izlerken de aynı şekilde bize veriliyor, namaz kılarken içimizde halk edilen acziyet ve ferahlık, başka bir ibadet veya farklı bir iş ile ilgilenirken de bizde yaratılıyor..
şüphesiz herşeyin en doğrusunu bilen ancak Rabbimizdir, biz bize bildirildiği kadarını biliriz..
Rabbim bildirdiklerini hakkıyla bilenlerden eylesin ..