Cemaat ve Risale-i Nurlar Hakkında Akla Takılan Suallerimiz

KaLeM

Active member
Bir derste üstadın neden sakal bırakmadığının sebebi söylendi.(bir hatırayla katık edilerek) Sebep şuymuş:
Birgün üstada neden sakal bırakmıyorsunuz diye sormaya giden abileri jandarma yolda durdurur.Tarih 30 lu yıllar civarı, malum islamın darbe yediği zamanlar...
Bu abiler sakallı hangi cemaate mensup oldukları söylenmedi.Ve jandarma hepsinin sakalını kesmiş. Ve bunlarda anlamışlarki üstad bu sebeple sakal bırakmamış. Yani çok baskılar var ve sakal göze batıyor ve terk edilen 2 sünnetten biri üstad tarafından.
Fakat bu zamanda sakalı olanı jandarma nezarete atıp sakalını kesmiyor, ama cemaatimiz sakal değilde bıyık bırakıyor, o zaman ki şartler değiştiğine göre artık sakal bırakmama nedenide değişmiş olmalı. neden varsa yazarmısınız yada neden sakal hala bırakılmıyor?? Ki sakal bırakmak sünnet ???
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Ynt: Cemaat ve Risale-i Nurlar Hakkında Akla Takılan Suallerimiz

Sorunuz aslen iki kısımda bakabiliriz birinci kısmında Ustad Bediüzzaman kendisi acıklıyor...

Bediüzzaman, niçin sakal bırakmamış ve Cuma cemaatlerine katılamamıştır?

.....Bana itiraz edenler, gizli ayıplarımı bilmiyorlar. Yalnız zahiri bazı hatalarımı bahane edip ve yanlış olarak Risale-i Nur u benim malım zannedip Risale-i Nur’un nurlarına perde çekmek, intişarına rekabet etmek için derler: 'Said Cuma cemaatine gelmiyor, sakal bırakmıyor' gibi tenkitleri var.
Elcevap: Ben, çok kusurları kabul ile beraber derim: Bu iki meselede büyük mazeretlerim var.
Evvela: Ben Şafiiyim. Şafii Mezhebinde Cumanın bir şartı, kırk adam imam arkasında Fatiha okumaktır. Daha başka şartlar da var. Onun için burada bana Cuma farz değil. Ben, mezheb-i Azamiyi takliden, bazan sünnet olarak kılıyordum.
Saniyen: Yirmi senedir haksız olarak beni insanlarla görüştürmekten men ettikleri için-hem bu ahirde, resmen dört ay evvel perde altında insanlarla temas ettirmemek için tenbihat olmuş-hem yirmi beş senedir ben münzevi yaşadığım için, kalabalık yerlerde huzur bulamıyorum ve herkesin arkasında mezhebimce iktida edip namaz kılamıyorum ve okumakta yetişemiyorum ve daha Fatiha nın yarısını okumadan, imam rükua gidiyor. Bizde Fatiha okumak farzdır.
sakal meselesi ise: Bu bir sünnettir, hocalara mahsus değil. Bu millette yüzde doksan sakalsız olanların içinde küçükten beri sakalsız bulundum. Bu yirmi senedir bana resmi hücumlarda bazı arkadaşlarımın sakallarını kestirmeleriyle, benim sakal bırakmadığım, bir hikmet, bir inayet-i İlahiye olduğunu ispat etti. Eğer sakal olsaydı, tıraş edilseydi, Risale-i Nur a büyük bir zarardı. Çünkü ölecektim, dayanamayacaktım.
Bazı alimler 'sakalı tıraş etmek caiz değildir' demişler. Muradları, sakalı bıraktıktan sonra tıraş etmek haramdır, demektir. Yoksa hiç bırakmayan, bir sünneti terk etmiş olur. Fakat bu zamanda, dehşetli pek çok günah-ı kebireden çekinmek için, bu terk-i sünnete mukabil, Risale-i Nur’un irşadıyla, yirmi sene haps-i münferit hükmünde işkenceli bir hayat geçirdik; inşaallah o sünnetin terkine bir kefarettir.
Hem bunu katiyen ilan ediyorum ki: Risale-i Nur, Kur’ân ın malıdır. Benim ne haddim var ki, sahip olayım, ta ki kusurlarım ona sirayet etsin. Belki o Nur’un kusurlu bir hadimi ve o elmas mücevherat dükkanının bir dellalıyım. Benim karma karışık vaziyetim ona sirayet edemez, ona dokunamaz. Zaten Risale-i Nur’un bize verdiği ders de, hakikat-i ihlas ve terk-i enaniyet ve daima kendini kusurlu bilmek ve hodfuruşluk etmemektir. Kendimizi değil, Risale-i Nur’un şahs-ımanevisini ehl-i imana gösteriyoruz. Bizler, kusurumuzu görene ve bize bildirene-fakat hakikat olmak şartıyla-minnettar oluyoruz, 'Allah razı olsun' deriz. Boynumuzda bir akrep bulunsa, ısırmadan atılsa, nasıl memnun oluruz; kusurumuzu-fakat garaz ve inat olmamak şartıyla ve bid alara ve dalalete yardım etmemek kaydıyla-kabul edip minnettar oluyoruz.
• • •

Emirdağ Lahikası, 45

İkinci kısmında ise diyebiliriz ki :

Bu zamanda neden bırakmıyorlar sözüne ise bugün nasıl ki bir başörtüsü sorun oluyorsa elbette bir sakal da sorun olur...Yani henüz dini vecibelern tam yaşandığı bir memlekette değiliz...
 

KaLeM

Active member
Ynt: Cemaat ve Risale-i Nurlar Hakkında Akla Takılan Suallerimiz

Allah razı olsun abi, ya sorun bende değil anlatanlar yanlış anlatıyor daha neler neler zamanla yazarım inşallah,
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Ynt: Cemaat ve Risale-i Nurlar Hakkında Akla Takılan Suallerimiz

KaLeM ' Alıntı:
Allah razı olsun abi, ya sorun bende değil anlatanlar yanlış anlatıyor daha neler neler zamanla yazarım inşallah,

Sıcak bir anı var daha dün anlatıldı da aktarayım sizlere...

Adamın biri diyor :

-Nurcumusun ?
-Olurmu ya
-Hic gittin mi?
-olurmu ya
-Hic gördün mü?
-olur mu ya
-Hic kitablarını okudun mu ?
-olur mu ya
-Ya peki nasıl olurda nurculardan ileri geri bahsedebilirsin ?

İşde bölede abi bircoğumuz nasıl ki müslümanlığı kulakdan dolma sözlerle yasıyoruz ölede yasıyanlarıda kulakdan dolma sözler ile tanıyoruz..Hal böle olunca kesin bir dayanağı olmayan sözler ile amel etmiş oluyoruz...Asıl izlenmesi gereken yol ise hakikati arayanlardan olmak ...
 

KaLeM

Active member
Ynt: Cemaat ve Risale-i Nurlar Hakkında Akla Takılan Suallerimiz

Evet abi o taraflar nasıl bilemem ama ben burada hep kulaktan dolma sözlere amel edenleri gördüm
Hakikatı arayanlardan ve bulanlardan oluruz inşallah
 

Garib

Well-known member
iyi de agabey üstad sakal bırakmamış çünkü hep ömrü mahkemede gecmiş ama kimseye de illa sakalsız gezin dememişki
pişirip pişirip getiriyorlar bir sürü ağabey var hep sakallı mübarekler yanii :)
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
HÜSREV ' Alıntı:
iyi de agabey üstad sakal bırakmamış çünkü hep ömrü mahkemede gecmiş ama kimseye de illa sakalsız gezin dememişki
pişirip pişirip getiriyorlar bir sürü ağabey var hep sakallı mübarekler yanii :)

mesela sen :)
 

bykarayel

New member
bir hizmet modeli olmus sanki... genc bir adamdan boyle ilginc ve duyulmamıs seyler duymak ve onların yuzundeki nurları gormek...
bugun bir cok gence bu yonle yaklasilabiliyor ve hizmet anlatılıyor.cunki piyasada sakallılara karsı bir on yargı olusturulmus. genclerde cekiniyorlar tabi bunun en buyuk etkeni tvler... yanlıs propagandalar yapmıslar... neyse mesele o degil... onemli olan binlerce gence Risaleinurla tanıstırmak.... degilmi?
 

Garib

Well-known member
agabeyim kusura bakmasın;birincisi amelinizde rızai ilahi olmalı o razı olsa yeter o razı olduktan ve hikmeti iktiza ettikten sonra halkları da razı eder.sakal sünnettir eğer mahkemeler ve zülümler olmasa idi aziz üstadım sakal bırakırdı cünkü sakalı bırakmak sünnet kesmek haram üstadım sakalı kesmek haram olduğu için bırakmamış hizmet olsun diye değil ;)
 

bykarayel

New member
degerli kardesim
ben hizmet olsun diye sakal bırakmamıs demek istemedim yukarda net bir sekilde acıklama var sanırım.. selam ve dua ile... :)
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
HÜSREV ' Alıntı:
agabeyim kusura bakmasın;birincisi amelinizde rızai ilahi olmalı o razı olsa yeter o razı olduktan ve hikmeti iktiza ettikten sonra halkları da razı eder.sakal sünnettir eğer mahkemeler ve zülümler olmasa idi aziz üstadım sakal bırakırdı cünkü sakalı bırakmak sünnet kesmek haram üstadım sakalı kesmek haram olduğu için bırakmamış hizmet olsun diye değil ;)

:) maşallah
 

seyyah

Yeni Üye
Bediüzzaman hazretleri kendinden sonra hizmeti kime bırakmıştır kimi veya kimleri hizmetin devamı için varis olarak bırakmıştır?
Bu zaman da risale-i nur cemaati arasında en hızlı çalışanı ve üstadı takip eden hangisidir?
risale-i nur cemaati neden parçalanmıştır?
 

cey_HUN_

New member
öncelikle salamün aleyküm böu siteyi kuranlardan ALLAH binlerce kez razı olsun
Bende nacizane kendi irademle bir takım hizmetlerde buunmak isteyen ve yaş olarak daha küçük ama nurları anlamada (inşallah layık olabiliyoruzdur) çok fazla çalışma yapan devletin yatılı fen lisesinde kalmam sebebiyle her ne kadar zorluklar olsada okumaya gayret eden kasetler dinlemeye çalışan bir lise talebesiyim ama tabii yaşımın çok büyük olmayışı ve daha çok araştırma yapma isteği kafamda bazı suallere neden olmuyor değil bazen her ne kadar her şeyin doğruşunu onlar bilirler mantığıyla hareket etmek istesemde bazı sualler kafamı çok kurcalamakta ve şimdiden söyliyeyim bu bölüm ile ilgili sorularım sıkça olacaktır size
Şu anda aklıma gelen bir kaç suali sormak istiyorum
1-İslamda namazdan sonra en önemli hakikat namaz mıdır namaz kılmayan hain midir merdud mudur.Tabi bu sözün hikayesini de biliyorsunuzdur biraz o konuyu açıklarsanız sevinirim ayrıca daha sonra üstad bu sözü söylediği kişiye risalelerde veya bazı sözlerinde kendisine çok büyük çileler çektirdiği ve dostunun olamayacağını anlatan sözleri var mı ?
2-Ayrıca ben Risale ler ile tanışam M:fethullah Gülen hocaefendinin dershaneleri vasıtasıyla olmuştur ama bazı kişi ve başka cemaate giden bazı arkadaşlarımdan Aldığım duyumlarla bazı tereddütlerim oluşmuştur bu sorularımıda bu bölümde paylaşabilir miyim veya Allah rızası için biri bana msn vb. yerlerde açıklayabilir mi
şu anda pek aklıma gelmiyor sorularım ama aklıma geldikçe yazıcam cevaplarınızı bekliyorum şindiden ALLAH razı olsun
biçare ceyhun
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Ve aleykumselam evvela hosegldiniz cey_HUN ... saniyen istediğiniz soruları burada usluba riayet etmek sartı ile sorabilirsiniz bizlerde elimizden geldiğince size yardımcı olmaya calısacağız..

1-İslamda namazdan sonra en önemli hakikat namaz mıdır namaz kılmayan hain midir merdud mudur.Tabi bu sözün hikayesini de biliyorsunuzdur biraz o konuyu açıklarsanız sevinirim ayrıca daha sonra üstad bu sözü söylediği kişiye risalelerde veya bazı sözlerinde kendisine çok büyük çileler çektirdiği ve dostunun olamayacağını anlatan sözleri var mı ?

Sanırım Bu sorunuzda uc ayrı soru mevcut :

Birinci olarak İslamda İmandan sonra en önemli hakikat namaz mıdır sorunuza evet namazdır diyebiliriz : Cünkü iman intisabdır intisab ise halen kalen fiilen icraat ister . Nasılki bir padişahın kudretine biat eden vahşi bir eşkiya o padişaha biatına binaen onun hukumlerine riayet etmek ile biatını ispat eder ölede imanın isbatı ve delili ise namazdır . Namazın en önemli hakikat olduğunu Ustad Bediüzzaman Risale-i Nurun cok yerlerinde dile getirmiş hulasa olarak Beşinci Sözde emre itaat eden asker ve asi olan askeri misal vererek göstermişdir meseleyi oraya havale ederek Sorununzun ikinci kısmına bakalım :

İkinci olarak "Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur." sözüne ise madem imandan sonra en önemli hakikatin islam olduğu güneş gibi ortadadır öle ise kılmayan Beşinci Sözdeki askerin emre itaat etmemesiyle asi olmasına hain olmasına mukabildir öle ise o hainin hukmu dahi gecersizdir. Hem şeriatı islamiyede gerekse devleti aliyenin şeriatına bakdığımızda gerek mahkeme salonun da gereksede diğer meselelerde şahitlik yapacakların asıflarına nazar edilir eğer şahitin yalancı olduğu ortada ise onun şahitliği kabul edilmez işde ölede namaz kılmayan haindir ve hainin hic bir hukmu kabul edilmez..

Sorunuzun üçüncü kısmına ise Her ne kadar Risale-i Nurun cok yerlerinde dile getirilmişsede konu ile en alakalı olan Emirdağ Lahikasındaki bir mektubu istifadenize sunarız :

Emirdağ Lâhikası | Beş Türlü de Dünyevi Faidesi Var' Alıntı:

Saniyen: Mesleğime ve Risale-i Nur dan aldığım dersime bütün bütün muhalif olarak ve on seneden beri fani dünyanın geçici, ehemmiyetsiz hadiselerine bakmamak olan bir düstur-u hayatıma da münafi olarak, sırf senin hatırın ve merak ettiğin ve bu defaki uzun mektubun için vaziyetime ve zalimlerin işkencelerine ait birkaç maddeyi beyan edeceğim.
Birincisi : Otuz sene evvel Darü l-Hikmet azası iken, birgün, arkadaşımızdan ve Darü l-Hikmet azasından Seyyid Sadeddin Paşa dedi ki:
"Kat i bir vasıta ile haber aldım; kökü ecnebide ve kendisi burada bulunan bir zındıka komitesi, senin bir eserini okumuş. Demişler ki: Bu eser sahibi dünyada kalsa, biz mesleğimizi (yani zındıkayı, dinsizliği) bu millete kabul ettiremeyeceğiz. Bunun vücudunu kaldırmalıyız diye senin idamına hükmetmişler. Kendini muhafaza et."

Ben de "Tevekkeltü a'lallah, ecel birdir, tagayyür etmez" dedim.
İşte bu komite, otuz sene, belki kırk seneden beri hem tevessü etti, hem benimle mücadelede herbir desiseyi istimal etti. İki defa imha için hapse ve on bir defa da beni zehirlemeye çalışmışlar (şimdi on dokuz defa oldu). En son dehşetli planları, sabık Dahiliye Vekilini ve Afyon un sabık Valisini, Emirdağının sabık kaymakam vekilini aleyhime sevk etmeleriyle, resmi hükumetin nüfuzunu bütün şiddetiyle aleyhimde istimal etmeleridir. Benim gibi zayıf, ihtiyar, merdumgiriz, fakir, garip, hizmete çok muhtaç bir biçareye o üç resmi memurlar, aleyhimde öyle bir propaganda ve herkesi korkutmak o dereceye gelmiş ki, bir memur bana selam etse, haber aldıkları vakitte değiştirdikleri için, casusluktan başka hiçbir memur bana uğramadığını ve komşularımın da bazıları korkularından hiç selam etmediklerini gördüğüm halde, inayet ve hıfz-ı İlahi bana bir sabır ve tahammül verdi. Emsalsiz bu işkence, bu tazyik, beni onlara dehalete mecbur etmedi.
İkincisi : Belki tahattur edersin, Ankara da, divan-ı riyasetinde Mustafa Kemal le münakaşa zamanında, ona karşı dedim: "Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur." Yüzüne şiddetli mukabele ettiğim halde bana karşı ihanet ve hakarete cesaret edemediği halde, burada küçük bir zabit ve bir çavuş, o ihaneti ve hakareti yaptılar. Maksatları beni hiddete getirip bir mesele çıkarmak olmasından, hıfz ve inayet-i İlahiye bana sabır ve tahammül verdi.

Üçüncüsü : İki sene, iki mahkeme, ellerinde tetkik edilen bütün Risale-i Nur eczalarında kanunca bir vesile bulamayıp Haşiye bizi ve Risale-i Nur u beraat ettirdikten sonra, zındıka komitesi, münafık bazı memurları vesile ederek, merkez-i hükumette resmi bir plan çevirip beni bütün bütün hilaf-ı kanun olarak bütün dostlarımdan ve talebelerimden tecrit ve sıhhat ve hayatım noktasında en fena bir yerde, beni nefyetmek namı altında, haps-i münferid ve tecrid-i mutlak manasında beni Emirdağına gönderdiler. Şimdi tahakkuk etmiş ki, iki maksatla bu muameleyi yapıyorlar.

Birisi: Eskiden beri ihaneti kabul etmediğimden, beni o surette hiddete getirip bir mesele çıkararak mahvıma yol açmaktı. Bundan birşey çıkaramadıkları için, zehirlendirmek vasıtasıyla mahvıma çalıştılar. Fakat inayet-i İlahiye ile, Nur şakirtlerinin duaları tiryak gibi, panzehir gibi ve sabır ve tahammülüm tam bir ilaç gibi o planı akim bıraktı, o maddi ve manevi zehrin tehlikesini geçirdi. Gerçi hiçbir tarihte, hiçbir hükumette bu tarzda işkenceli zulümler, kanun namına, hükumet namına yapılmadığı halde, damarlarıma dokunduracak tarzda mütemadiyen tarassutlarla herkesi ürkütmekle beni hiddete getiriyordu. Fakat birden kalbime ihtar edildi ki, bu zalimlere hiddet değil, acımalısın. Onların herbirisi, pek az bir zaman sonra, sana muvakkaten verdikleri azap yerinde bin derece fazla baki azaplara ve maddi ve manevi Cehennemlere maruz kalacaklar. Senin intikamın, bin defa ziyade onlardan alınır. Ve bir kısmı, aklı varsa, dünyada da kaldıkça, geberinceye kadar vicdan azabı ve idam-ı ebedi korkusuyla işkence çekecekler. Ben de onlara karşı hiddeti terk ettim, onlara acıdım. Allah ıslah etsin dedim.
Hem bu azap ve işkencelerinde pek büyük sevap kazanmakla beraber, Risale-i Nur şakirtleri yerine ve onların bedeline benimle meşgul olup yalnız beni tazip etmeleri, Nurculara büyük bir fayda ve selametlerine hizmet olması cihetinde de Cenab-ı Hakka şükrediyorum ve müthiş sıkıntılarım içinde bir sevinç hissediyorum.


_________________________________________________

Haşiye
Ya hiç bir cihetle hiçbir kanun, hatta onların bazı keyfi kanunları bize ve Risale-i Nur a ilişmiyorlar; veyahut şimdiki bazı kanunları iliştiği halde, koca adliyeler ve üç büyük mahkemeler, istikbalde gelecek şiddetli nefret ve lanetten çekinmek için Nurun ve bizim mahkumiyetimize cesaret edemeyip ittifakla umumumuzun beraatine ve bütün Risale-i Nur un iadesine karar verdikleri ve ellerindeki kanun onlara siper olabilir. Dağ gibi kuvvetli adliyeler çekindiği halde, muvakkat bir makam alan gaddar şahsiyetler bu zulmü yapmaları, elbette semavatı ve arzı kızdırıyor, daha hiddetime lüzum kalmıyor.

İkinci Sorunuzda ise:


2-Ayrıca ben Risale ler ile tanışam M:fethullah Gülen hocaefendinin dershaneleri vasıtasıyla olmuştur ama bazı kişi ve başka cemaate giden bazı arkadaşlarımdan Aldığım duyumlarla bazı tereddütlerim oluşmuştur

Evet Nur Cemaatinin belki zahiren iftirakı olmusdur .. Ancak bizler konuyu daha geniş olarak sair yerlerde anlatarak ifade etmeye calısdık su vereceğim yerdeki konulara bakarsanız belki sorunuza cevap olacakdır ..:

Nur Cemaatinin ihtilafı : http://www.saidnur.org/forum/index.php?topic=2172.0

Nur Cemaatinin iftirakı : http://www.saidnur.org/forum/index.php?topic=1610.0

M. Sungur Ağabeyden Cevap : http://www.saidnur.org/forum/index.php?topic=720.msg2583#msg2583

Selam ve Dua ile ...
 

cey_HUN_

New member
tekrar selamün aleyküm izin verirseniz sorulara devam ediyorum
1-Üstadın gerçek adı said kürd-i midir neden sonradan değiştirilme isteği duyulmuştur
2-Bediüzzaman lakabı takılan said nursi aslında kara cahil midir (bu konuda hep radyo örneği verilir radyodaki sesleri kutudaki meleklere bağladığı söylenir.Ayrıca elektriği ve ampule hayran kaldığı hatta ışığın israfı olmuycağını çünkü ışığın nur olduğunu belirtmiş midir? )
3-Üstad çalışma arkadaşlarının ifadesi ile okur fakat yazamaz, imla bilmez yaşadığı seksen sene boyunca içinde yaşadığı millet olan Türk’ün lisanını adamakıllı öğrenememiş biri midir
4-ÜStad said nursi bir Türk düşmanı mıdır Türkleri yecüc mecüce benzetmektemidir Ye'cüc Me'cüc denen ve dünyayı yok edecek olan korkunç yaratıkların Özbek, Tatar ve Kırgız gibi Türk boyları olduğunu söylemiş mi ve soydaşlarımızı "akvâm-ı vahşiyye" (yani vahşi kavimler) olarak tabir etmişmidir.
5-Üstad koyu bir kürt milliyetçisi midir.
6-Padişaha cemiyetin “Sait” imzası altında yazdığı ve esası kürtçe öğretim yapacak okullar açmaya dayanan dilekçeyi Padişaha sunmuş mudur. Saidi Nursi bu hareketi neticesinde tımarhaneye atılmış mıdır
7-Saidi Nursi, Asayı Musa ve Zülfikar adlı risalelerinde Nur suresinin bu asra göre kendisi için indiğini iddia etmektemidir?
8-Üstad bir çok yazılarının altını “Bedîüzzaman Saîd-i Kürdî “ yani “Asrın harikası Kürt Sait” olarak imzalamış mıdır
9-Risalelerinde ateistlere karşı hristiyanlarla işbirliği yapmak gerekli olduğunu söylemiş ve onlarla ittifak kurmamız gerektiğini belirtmiş midir


Affınıza sığınarak bu soruları soruyorum bu sorular sadece benim değil tüm cemaatteki bazı arkadaşlarımın da çelişki ile merak ettiği sorulardır cevabınız için şindiden ALLAH razı olsun
biçare ceyhun
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
ve aleykumselam ...Evvela sorularınızda tafsilata girmeden sadece sizlere yol göstermek babında olarak bir kac işareti istifadenize sunacağız . Eğer ister iseniz tafsilatı ilede sunabilirz..

1-Üstadın gerçek adı said kürd-i midir neden sonradan değiştirilme isteği duyulmuştur

Ustad Bediüzzaman Said Nursinin gercek adı Said dir . Kürt olduğu için sair kısımlarda Saidi Kürdi olarak gecmişdir. Hem Saidi Kürdi Kürt Said demekdir... Mesela Selman-ı Farisi gibi Farslı Selman...

2-Bediüzzaman lakabı takılan said nursi aslında kara cahil midir (bu konuda hep radyo örneği verilir radyodaki sesleri kutudaki meleklere bağladığı söylenir.Ayrıca elektriği ve ampule hayran kaldığı hatta ışığın israfı olmuycağını çünkü ışığın nur olduğunu belirtmiş midir? )

Bediüzzaman yani zamanın eşsiz benzersizi unvanını zamanının değerli hocalarından alan Said Nursi nasıl kara cahil olabilir ? Hem Bediüzzaman olacak hem kara cahil olacak .Hem uzun sürelerce süren medrese eğitimlerini cok kısa bir sürede bitirmesi ve cok genc yasta cok alim zatların ilmini gecdiğini Bediüzzaman Said Nursinin tarihini okuduğumuzda anlıyabiliyoruz. Bu hususu söle acıklıyabilmek mumkundur ehli zındıka onun şahsını cürütmekle getirdiği o eşsiz hakikatı cürüteceğini sandığından oyunlarından biri olarak daimi olarak Bediüzzaman Said Nursinin şahsı ile uğrasmıdır.Bunu tarihin sair noktlarında görmek mumkundur.

3-Üstad çalışma arkadaşlarının ifadesi ile okur fakat yazamaz, imla bilmez yaşadığı seksen sene boyunca içinde yaşadığı millet olan Türk’ün lisanını adamakıllı öğrenememiş biri midir

Evet Ustad Bediüzzaman ben yarı ümmiyim der yani okuma bilirim yazma bilmem der. Ancak bu onun hakiki manada bilmediğine işaret etmez . Yazma hususu bir cok hikmetinin olduğunu sadece bir tanesini istifadenize sunacağız şöleki Ustad Bediüzzaman Risale-i Nurların neredeyse tamamını katiplere ve talebelerine yazdırmıs ve tasnif ettirmişdir eğer kendisi yazsa idi o zaman ehli zındıka diyebilir diki Bu risalelerdeki cok kerametler onun bir oyunudur demesi muhaldir . Ancak baska ları tarafından yazılması ve bir kişi tarafından yazılmaması ve bir cok kişilerce ortaklasa yazılması hem mucizatı ahmediye ve mucizatı kuraniye gibi arapca yazılan risalelerdeki Muhammed ve Allah lafzlarının birbirilerine bakmaları bu kerameti ve sair kerametleri göstermekde belki Risale-i Nurun bu kerametlerine set cekmemek için Ustad Bediüzzaman ben yazma bilmem demiş olabilir...Hem yazma bilmemesi onun alim olmasına engel değildir...

İkinci olarakda Türk'ün lisanını öğrenememiş birimidir sorunuza ise : Bediüzzaman Said Nursi Anadoluda doğmus ve buyumusdur. Dolayısıyla ana dili Türkcedir. Hal böle iken nasıl olurda öğrenmesi iktiza etsin ? Hem Risale-i Nur ortadadır ondaki belgata ve edebiyata hangi edebiyatcı yetişebilir ?


4-ÜStad said nursi bir Türk düşmanı mıdır Türkleri yecüc mecüce benzetmektemidir Ye'cüc Me'cüc denen ve dünyayı yok edecek olan korkunç yaratıkların Özbek, Tatar ve Kırgız gibi Türk boyları olduğunu söylemiş mi ve soydaşlarımızı "akvâm-ı vahşiyye" (yani vahşi kavimler) olarak tabir etmişmidir.

Bu sorunuza ben değilde Ustad Kendisi cevap versin buyurunuz :

Sahife 450 ve Sonrasınki Kısmına Bakabilirsiniz : http://www.saidnur.com/foreign/trk/risaleler/mektubat/29mektub.html

Sorunuzun İkinci Kısmında ise :



ONBEŞİNCİ MES'ELE: Ye'cüc ve Me'cüc hâdisatının icmali Kur'anda olduğu gibi, rivayette bir kısım tafsilât var. Ve o tafsilât ise, Kur'anın muhkematından olan icmali gibi muhkem değil, belki bir derece müteşabih sayılır. Onlar tevil isterler. Belki râvilerin içtihadları karışmasıyla tabir isterler. Evet لاَ يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلاَّ اللّهُ Bunun bir tevili şudur ki: Kur'anın lisan-ı semavîsinde Ye'cüc ve Me'cüc namı verilen Mançur ve Mo-

sh: » (Ş: 464)



ğol kabileleri, eski zamanda Çin-i Maçin'den bir kısım başka kabileleri beraber alarak kaç defa Asya ve Avrupa'yı herc ü merc ettikleri gibi, gelecek zamanlarda dahi dünyayı zîr ü zeber edeceklerine işaret ve kinayedir. Hattâ şimdi de komünistlik içindeki anarşistin ehemmiyetli efradı onlardandır. Evet, ihtilâl-i Fransavîde hürriyetperverlik tohumuyla ve aşılamasıyla sosyalistlik türedi, tevellüd etti. Ve sosyalistlik ise bir kısım mukaddesatı tahrib ettiğinden, aşıladığı fikir bilâhare bolşevikliğe inkılab etti. Ve bolşeviklik dahi çok mukaddesat-ı ahlâkiye ve kalbiye ve insaniyeyi bozduğundan, elbette ektikleri tohumlar hiç bir kayıd ve hürmet tanımayan anarşistlik mahsulünü verecek. Çünki kalb-i insanîden hürmet ve merhamet çıksa; akıl ve zekâvet, o insanları gayet dehşetli ve gaddar canavarlar hükmüne geçirir, daha siyasetle idare edilmez. Ve anarşistlik fikrinin tam yeri ise; hem mazlum kalabalıklı, hem medeniyette ve hâkimiyette geri kalan çapulcu kabileler olacak. Ve o şeraite muvafık insanlar ise, Çin-i Maçin'de kırk günlük bir mesafede yapılan ve acaib-i seb'a-i âlemden birisi bulunan Sedd-i Çinî'nin binasına sebebiyet veren Mançur ve Moğol ve bir kısım Kırgız kabileleridir ki, Kur'an'ın mücmel haberini tefsir eden Zât-ı Ahmediye (Aleyhissalâtü Vesselâm) mu'cizane ve muhakkikane haber vermiş

Cok delillerden sadece iki tane verdiğimiz bu deliller le anlasılıyor ki Ustad Bediüzzaman türk düşmanı değildir bilakis ilk kaynakda da dendiği gibi şeytani bir desisedir bu saniyen yecuc ve mecuc bahsini anlatırken Türklerden bahsetmediğinide görüyoruz . Demekki bunlar ancak asılsız sadece camur at tutmazsa izi kalsın oyunlarından olduğu anlasılıyor...

5-Üstad koyu bir kürt milliyetçisi midir.

Bir önceki sorunuzda verdiğimiz linkde ırkcı olmadığını ve islam milletinden olduğunu hatta Risale-i Nurlar arastırılsa jkendisinin ırkcılık yapmadığını yapanında hamiyet davasında yalancılık yapdığını sölediğini görüyoruz . Ustad Bediüzzaman her daim islam milletinden olduğunu vurgulamısdır. Yani bana bakmak istiyorsanız benim islam kimliğim ile bakınız baska kimliklere luzum yok...

6-Padişaha cemiyetin “Sait” imzası altında yazdığı ve esası kürtçe öğretim yapacak okullar açmaya dayanan dilekçeyi Padişaha sunmuş mudur. Saidi Nursi bu hareketi neticesinde tımarhaneye atılmış mıdır

Bediüzzaman, Şarkî Anadolu'da "Medresetü'z-Zehra" namında bir darülfünûn açmak, ya Van'da veyahutta Diyarbekir'de darülfünûn derecesinde bir medrese tesisine çalışmak için İstanbul'a geldi. İstanbul'a gelişini bir muharrir şöyle tasvir etmişti:

"Şarkın yalçın kayalıklarından, bir ateşpare-i zeka, İstanbul afakında tulû etti."

Haşiye: Said Nursî, altmış beş sene evvel Van'da Vali Tahir Paşanın yanında iken okuduğu bir gazetede, İngiliz Müstemlekat Nazırının İngiliz Meclis-i Mebusanında elinde Kur'an'ı göstererek,

"Bu Kur'ân Müslümanların elinde kaldıkça, biz onlara hakîki hakim olamayız. Ya Kur'an'ı ortadan kaldırmalıyız veya onları Kur'an'dan soğutmalıyız" sözü üzerine, rûhunda bir feveran ve nihayetsiz bir gayret uyanır; Kur'an'ın bir mu'cize olduğunu ispat ederek, her tarafa neşretmek ve kafirleri tam susturmak ister, buna katî karar verir. Van'da bulunduğu on beş sene müddet içerisinde hıfzına aldığı seksenden ziyade kitabı ezbere devrettiği gibi, alem-i İslamın hal-i hazırda durumu hakkında da gerekli her türlü malûmatı elde eder.

Buradan anlıyoruz ki Ustad Beidüzzamanın esastının kürtce öğretim veya baska öğretim değil hakikati imaniyenin ısığı altında ilmi mektep acmakdı.. Lakin İstanbula Padişah ile bu konuyu görüşmek için geldiğinde padişah rumelide olduğundan ve oradaki görevlilerin Bediüzzaman Said Nursinin kendilerince akıllı olmadığını sandıklarından tımarhaneye gönderirler ancak oradaki doktorlar dahi ondaki dehayı görmeleri ve anlamalarına binaen bırakılır...

8-Üstad bir çok yazılarının altını “Bedîüzzaman Saîd-i Kürdî “ yani “Asrın harikası Kürt Sait” olarak imzalamış mıdır

Ustad Bediüzzamanın eserleri ortadadır. Bizlerin sahih olarak kabul ettiği gerek envar gerek İhlas gerek Sözler gereksede Rnk neşriyatta böle olmadığı acık ve net ortadadır. Baskaları basıb yayınlamıs lar ise bundan mesul olamayız , olamaz...

9-Risalelerinde ateistlere karşı hristiyanlarla işbirliği yapmak gerekli olduğunu söylemiş ve onlarla ittifak kurmamız gerektiğini belirtmiş midir

"Hıristiyanlarla İttifak Edelim" diye başlayan birinci video hakkında risalelerde verilen cevabın özeti aşağıdadır. burada İslamı ve tüm semavi dinleri yok etmeye çalışan Mutlak dinsizlik çalışamalarına karşı aramızdaki mudüşmanlığı muavakkaten bırakmayı ders vermektedir. Risale-i Nur'un İhlâs Lem alarında denildiği gibi, şimdi ehl-i iman, değil Müslüman kardeşleriyle, belki Hıristiyanın dindar ruhanileriyle ittifak etmek ve medar-ı ihtilaf meseleleri nazara almamak, niza etmemek gerektir. Çünkü küfr-ü mutlak hücum ediyor. Senin, hamiyet-i diniye ve tecrübe-i ilmiye ve Nurlara karşı alakanızdan rica ediyorum ki, Sabri ile geçen macerayı unutmaya çalış ve onu da affet ve helal et. Çünkü o, kendi kafasıyla konuşmamış; eskiden beri hocalardan işittiği şeyleri, lüzumsuz münakaşa ile söylemiş. Bilirsin ki, büyük bir hasene ve iyilik, çok günahlara kefaret olur. ( Emirdağ Lahikası I-, 206)

Eğer beni çürütmek ve efkâr-ı âmmeden düşürtmek, iskat ettirmekten muradları, tercümanlık ettiğim hakaik-i imaniye ve Kur'âniyeye ait ise, beyhudedir. Zira Kur'ân yıldızlarına perde çekilmez. Gözünü kapayan, yalnız kendi görmez; başkasına gece yapamaz.
..
..
..
Madem ben öyle biliyorum. Ve madem ben fâniyim, gideceğim. Elbette bâki olacak bir şey ve bir eser, benimle bağlanmamak gerektir ve bağlanmamalı. Ve madem ehl-i dalâlet ve tuğyan, işlerine gelmeyen bir eseri, eser sahibini çürütmekle eseri çürütmek âdetleridir. Elbette, semâ-yı Kur'ân'ın yıldızlarıyla bağlanan risaleler, benim gibi çok itirazâta ve tenkidâta medar olabilen ve sukut edebilen çürük bir direkle bağlanmamalı.
 

NiKbiN

New member
maşAllah her türlü sorunun cwbını direk bulabiliosun...
Bism de bundan yararlanmamısı sağlıosun cwblarınısla....
Allah Razı olsun yemin kardeş...
 

amazingpics

New member
genc arkadaslarıma bedıuzzaman saıd nursı hz nın GENCLIK REHBERI el kıtabını onerrım eger okurlarsa ne demek ıstedıgımı cok ıyı anlarlar ınsallah ALLAH HEPIMIZDEN RAZI OLSUN _________________________________________________SELAMU ALEYKUM 99 HATIM ICIN 1 VEYA 1 KAC CUZ BENDE HZ MUHAMMED SAV PEYGAMBER EFENDIMIZIN DOGUM U SEREFLERINE OKUYABALIRIM BILGILERINIZE INSALLAH
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
amazingpics ' Alıntı:
genc arkadaslarıma bedıuzzaman saıd nursı hz nın GENCLIK REHBERI el kıtabını onerrım eger okurlarsa ne demek ıstedıgımı cok ıyı anlarlar ınsallah ALLAH HEPIMIZDEN RAZI OLSUN _________________________________________________SELAMU ALEYKUM 99 HATIM ICIN 1 VEYA 1 KAC CUZ BENDE HZ MUHAMMED SAV PEYGAMBER EFENDIMIZIN DOGUM U SEREFLERINE OKUYABALIRIM BILGILERINIZE INSALLAH

Ama konuyu ve okuyacağınız kısımları su konu altında belirtirmisiniz ? http://www.saidnur.org/forum/index.php?topic=2363.msg7855#msg7855
 
Üst