insanın cüzi iradesi neden bu kadar zayıf neden günah işlemekte inat ediyor.allah istese o iradeyide doğru kullandırtmazmıydı.
Tabiki Allah isteseydi iradelerimizi kaya sağlam yapabilirdi.. ama o zaman bir kıymeti kalmazdı.. Zaten mesele bizim bu zayıf irademizle günahlara karşı koyabilmemizdir. Allah ın milyonlarca belki milyarlarca meleği var.. hiç günah işlemeyen her O nu zikreden.. ama buna rağmen Allah insanı yarattı.. insana irade verdi.. seçme hakkı verdi. fıtratına hataya meyil koydu.. yorulma acıkma susama şehvet gibi ihtiyaçlar ve zayıflıklar verdi.. İşte bu şartlar altında Allah a kulluk edebilmek kıymet arz ediyor ve insanı yaratılanların en şereflisi yapıyor..
Bir melek günde 100.000 defa zikrediyor bir insan belki 100 defa bile etmiyor ama insan melekten eğer kulluğunu yerine getiriyorsa daha kıymetli ve alayı illiyuna çıkabiliyor.. yaratılanların en şereflisi oluyor.. Neden? Çünkü bir meleğin zikri bir teybin kaset çalması gibidir.. yorulmaz, canı sıkılmaz, o iş ona zor gelmez, uykusu gelmez, susamaz, acıkmaz... oysa insan öyle mi? Bir gecede 1000 ihlas okuyacağım deseniz okuyamazsınız.. daha 10. da şeytan ve nefsiniz sizinle uğraşmaya başlar.. canınız sıkılır, esnemeye başlarsınız, ağzınız kurur, yorgunluk ağırlık hissedersiniz.. zaman geçmiyormuş gibi gelir.. İşte bu yüzden insanın bir zikri, kendi isteyerek ve tüm bu zayıflıklarına rağmen yaptığı için hayvanların binlerce zikrinden ve meleklerin zikirlerinden daha kıymetlidir. Çünkü onlar bant kaydı gibi zikrederler, robot hiç yorulur mu? yorulmadığı için, onu zikirden alıkoymaya çalışan nefsi ve şeytanı olmadığı için de zikri, insanın zikrinden kıymetsizdir. Allah a binlerce zikr eden melekten ziyade, zayıflıklarına rağmen ve kendisi istediği için zikreden bir insan daha sevimli gelir.
İnsan kendine verilen iradeyi kendi zayıflatır. Çünkü Allah kimseye taşıyamayacağı yük vermez, taşıyamıyorsak biz bize verilen iradeyi zayıflatmışız daha doğrusu irademizi güçlendirecek şeyler yapmamışız demektir. Manevi olarak beslenmemişiz demektir.
Bir de şu varki, Allah bizlere zayıf değil de kaya gibi sağlam iradeler verseydi o zaman kimse günah işlemezdi, yani bizler de meleklerden farksız olurduk.. Allah istiyorki biz zayıf irademizle sırf Allah için nefse ve şeytana karşı gelelim.. Yani bu şuna benzer:
120 kiloluk bir pehlivanın 70 kiloluk başka bir pehlivanı yenmesi büyük bir başarı değildir.. asıl 60 kiloluk bir pehlivanın 70 kiloluk bir pehlivanı yenmesi büyük başarıdır. İşte Allah o yüzden bizim iradelerimizi 120 kiloluk pehlivan gibi değil 60 kiloluk pehlivan gibi yaratmış.. Ki nefs ve şeytanla olan mücadelesinde galip geldiğinde bu zayıf adamın güçlü adamı yenmiş olması gibi büyük bir başarı oluyor ve karşılığında da cenneti alıyor.. İşte bu yüzden Allah iradelerimizi belli bir güçte yaratmış, manevi olarak onu besleyip güçlendirebiliriz.. veya hiç beslemez zayıf bırakabiliriz. Güçlü irade Züleyhayı istemesine rağmen Allah tan korktuğu için ona sırtını dönen Hz.Yusuf un iradesi gibidir. Veya çadırda yalnızken yanına gelen kadının kendisine teklif ettiği zinayı geri çeviren Süleyman bin yesarın iradesi gibidir. Güçlü irade ramazanda sıcak güneş altında oruçlu şekilde çalışan ve vucudu çok su kaybedip, dudakları susuzluktan büzüşmüş halde olmasına ve bayılmanın arefesinde olmasına rağmen orucunu bozmayan insanın iradesidir.
Zayıf irade ise hava çok sıcak diyerek oruç tutmayanın iradesidir. İşte bu kişi manevi anlamda kendisini beslemediği için havanın çok sıcak olması onu Allah ın emrine uymaktan alıkoymaya yetmektedir. İradesi zayıf, nefsine köle olmuş bir kimsedir. Nefsi aklının üstüne binmiş onu istediği tarafa sürüklemektedir. Bu tip zayıf iradeli insanların hayatı genelde mutfakla tuvalet arasında geçer gider..