El-Baki

Sergerdan

Well-known member
Arkadaş! Hayat, Hâlıkın ehadiyetine bürhan olduğu gibi, mevt de devam ve bekasına bir delildir.

Evet, nasıl akan nehirlerin, dalgalanan denizlerin kabarcıkları ve yeryüzünde bulunan sair şeffaflar, şemsin ziyâ ve timsallerini göstermekle şemsin vücuduna şehadet ettikleri gibi, o kabarcık gibi şeffaflar ölüp söndükten sonra yerlerine müteselsilen gelip geçen emsalleri, yine şemsin ziyâ ve timsallerini gösterdiklerinden, şemsin devam ve bekasına ve bütün o şuâat, celevat ve timsallerin bir şems-i vâhidin eseri olduklarına şehadet ediyorlar. İşte o şeffaflar, vücutlarıyla şemsin vücuduna ve ademleri ve ölümleriyle de şemsin devam ve bekasına delâlet ediyorlar.

Kezalik, mevcudat, vücuduyla Vâcibü'l-Vücudun vücub-u vücuduna ve ölüm ve zevaliyle, teceddüdî bir teselsülle yerlerine gelen emsali, Sâniin ezelî ve ebedî vâhidiyetine şehadet ediyorlar.
“Varlığının sonu olmayan.”

“Mahlukat yok olduktan sonra da varlığı devam eden.”

Size verilen her şey, yalnızca dünya hayatının metaı ve
süsüdür. Allah katında olan ise, hem daha hayırlıdır, hem de bâkidir.
Hâlâ, akıllanmayacak mısınız?”
(Kasas sûresi, 60)​


Allah’ın varlığı vaciptir, mahlukatın varlığı ise mümkin. Vacip varlığın, evveli olmadığı gibi âhiri de olmaz. Yani, O hem Kadîm’dir, hem Bâki. Mümkin varlıkların ise hem evvelleri vardır, hem de âhirleri.

İşte mahlukat, evvelleri cihetiyle Allah’ın Kadîm olduğunu gösterdikleri gibi; varlıklarının fani olması cihetiyle de Allah’ın Bâkî olduğunu bütün akıl ve şuur sahiplerine ilan ederler.

 
Üst