Bizim Hâlıkımız ve Musavvirimiz ve bizi hediye veren Kadîr-i Zülcemâl, Hakîm-i Bîmisal, Kerîm-i Pürneval herşeye kadirdir.
Hiçbir şey Ona ağır gelmez.
Hiçbir şey daire-i kudretinden hariç olamaz.
Kudretine nispeten, zerreler, yıldızlar birdir.
Küllî, cüz'î kadar kolaydır. Cüz, küll kadar kıymetlidir.
En büyük, en küçük kadar kudretine nispeten rahattır.
Küçük, büyük kadar san'atlıdır; belki, san'atça, küçük büyükten daha büyüktür.
Bütün mazideki acaib-i kudreti olan vukuat şehadet eder ki, o Kadîr-i Mutlak, bütün istikbaldeki acaib-i imkânâta muktedirdir.
Dünü getiren yarını getirdiği gibi, maziyi icad eden o Zât-ı Kadîr, istikbali dahi icad eder.
Dünyayı yapan o Sâni-i Hakîm, âhireti de yapar.
Evet, Mâbud-u Bilhak yalnız o Kadîr-i Zülcelâl olduğu gibi, Mahmud-u bi'l-Itlak yine yalnız Odur.
İbadet Ona mahsus olduğu gibi, hamd ü senâ dahi Ona hastır. (20.Mektup)
Hiçbir şey Ona ağır gelmez.
Hiçbir şey daire-i kudretinden hariç olamaz.
Kudretine nispeten, zerreler, yıldızlar birdir.
Küllî, cüz'î kadar kolaydır. Cüz, küll kadar kıymetlidir.
En büyük, en küçük kadar kudretine nispeten rahattır.
Küçük, büyük kadar san'atlıdır; belki, san'atça, küçük büyükten daha büyüktür.
Bütün mazideki acaib-i kudreti olan vukuat şehadet eder ki, o Kadîr-i Mutlak, bütün istikbaldeki acaib-i imkânâta muktedirdir.
Dünü getiren yarını getirdiği gibi, maziyi icad eden o Zât-ı Kadîr, istikbali dahi icad eder.
Dünyayı yapan o Sâni-i Hakîm, âhireti de yapar.
Evet, Mâbud-u Bilhak yalnız o Kadîr-i Zülcelâl olduğu gibi, Mahmud-u bi'l-Itlak yine yalnız Odur.
İbadet Ona mahsus olduğu gibi, hamd ü senâ dahi Ona hastır. (20.Mektup)