Muvahhid1
Well-known member
“Bana ve Ehl-i Beyt’ime salavat getirmek, nifakı (iki yüzlülüğü) giderir.”
“Kıyamet günü insanların bana en yakını, bana en çok salavat getirendir.”
“Kim namazda bana ve Ehl-i Beyt’ime salavat getirmezse, namazı kabul olmaz.”
“Kim bana bir defa salavat getirirse, Allah (c.c) onun üzerine bir afiyet kapısı açar.”
“Kim bana bir defa salavat getirirse Allah Teala ona on defa salavat getirir; kim bana on defa salavat getirirse, Allah Teala ona yüz defa salavat getirir; kim de yüz defa salavat getirirse Allah Teala ona bin defa salavat getirir; kim bana bin defa salavat getirirse Allah Teala onu kesinlikle ateşte azap etmez.”
“Salavat getirdiğinizde sesinizi yükseltin. Çünkü yüksek sesle salavat getirmek, nifakı yok eder.”
“Ya Ali! Sana bir müjde vereyim mi?” diye buyurdu. Ali (a.s): “Evet, buyurun” demesi üzerine Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Cebrail bana haber vedi ki, ümmetimden bir kişi bana salavat getirirse, gökyüzü kapıları onun üzerine açılır, melekler yetmiş defa ona salavat getirirler… ve ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür…”
“Muhammed ve Ehl-i Beyt’ine salavat getirmedikçe gökten duanın icabete erişmesi engellenir.”
İmam Cafer Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir:
“Kıyamet gününde Muhammed ve âl-i Muhammed’e salavat getirmekten daha üstün bir amel yoktur.”
“Fitre zekatı, orucun; Hz. Peygamber ve Ehl-i Beytine salat ise namazın tam olmasına sebep olur.”
“Kim yüz defa Allah’ım! Muhammed ve âl-i Muhammed’e salavat getir derse, yüz haceti, otuzu dünya haceti olmak üzere kabul olur.”
İmam Cafer Sadık’a (a.s) bir demet çiçek getirdiklerinde onu aldı, kokladı ve gözlerinin üzerine koyup şöyle buyurdu: “Kim bir çiçek alır onu koklar, gözlerinin üzerine koyar ve sonra: “Allah’ım Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salavat getir” derse, çiçeği yere bırakmadan günahları bağışlanır.”
İmam Rıza (a.s) da şöyle buyurmuştur: “Günahlarının kefaretine gücü yetmeyen kimse, Muhammed ve âl-i Muhammed’e çok salavat getirsin. Çünkü salavat günahları yok eder.”
“Kıyamet günü insanların bana en yakını, bana en çok salavat getirendir.”
“Kim namazda bana ve Ehl-i Beyt’ime salavat getirmezse, namazı kabul olmaz.”
“Kim bana bir defa salavat getirirse, Allah (c.c) onun üzerine bir afiyet kapısı açar.”
“Kim bana bir defa salavat getirirse Allah Teala ona on defa salavat getirir; kim bana on defa salavat getirirse, Allah Teala ona yüz defa salavat getirir; kim de yüz defa salavat getirirse Allah Teala ona bin defa salavat getirir; kim bana bin defa salavat getirirse Allah Teala onu kesinlikle ateşte azap etmez.”
“Salavat getirdiğinizde sesinizi yükseltin. Çünkü yüksek sesle salavat getirmek, nifakı yok eder.”
“Ya Ali! Sana bir müjde vereyim mi?” diye buyurdu. Ali (a.s): “Evet, buyurun” demesi üzerine Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Cebrail bana haber vedi ki, ümmetimden bir kişi bana salavat getirirse, gökyüzü kapıları onun üzerine açılır, melekler yetmiş defa ona salavat getirirler… ve ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür…”
“Muhammed ve Ehl-i Beyt’ine salavat getirmedikçe gökten duanın icabete erişmesi engellenir.”
İmam Cafer Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir:
“Kıyamet gününde Muhammed ve âl-i Muhammed’e salavat getirmekten daha üstün bir amel yoktur.”
“Fitre zekatı, orucun; Hz. Peygamber ve Ehl-i Beytine salat ise namazın tam olmasına sebep olur.”
“Kim yüz defa Allah’ım! Muhammed ve âl-i Muhammed’e salavat getir derse, yüz haceti, otuzu dünya haceti olmak üzere kabul olur.”
İmam Cafer Sadık’a (a.s) bir demet çiçek getirdiklerinde onu aldı, kokladı ve gözlerinin üzerine koyup şöyle buyurdu: “Kim bir çiçek alır onu koklar, gözlerinin üzerine koyar ve sonra: “Allah’ım Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salavat getir” derse, çiçeği yere bırakmadan günahları bağışlanır.”
İmam Rıza (a.s) da şöyle buyurmuştur: “Günahlarının kefaretine gücü yetmeyen kimse, Muhammed ve âl-i Muhammed’e çok salavat getirsin. Çünkü salavat günahları yok eder.”